bugün

nasıl insanların aklına basketbol denildiğinde michael jordan, golf denildiğinde tiger woods geliyorsa, artık tenis denildiğinde de insanların ilk aklına gelen kişi. birde gecenin bir vakti sabah iş olmasına rağmen kalkarak maçını seyredenleri aşağıdaki sayıyla ödüllendirmiş kişidir. kendisinin mottosu olduğu gibi. perfect. *

http://www.youtube.com/watch?v=37qyvTRVus8&feature=related
her şeyiyle örnek alınması gereken adam.

dünkü sayıyla yine düşündürmüştür "lan bu adam tenis mi oynuyo?" diye. ulan içimdeki federer sevgisi bambaşka. düşünüyorum "ne bok var bu adamda?" diye ama cevabını veriyor. bahsi geçen sayıdan sonra babasının o sıçraması yok mu, hala izledikçe gülüyor ve duygulanıyorum. izleyiciye her şeyiyle samimi gelen tenisçi. hatta adam gibi adam roger tayyip federer. affedin.

ben bu adama hala soğuk, tepkisiz diyenleri anlayamıyorum. tenisini beğenemeyecek kadar sığ insanları, efsane olduğunu kabullenemeyenleri anlamıyorum. hepsinden önce bu adamı "işinde çok başarılı bir baba" olarak görmek gerekiyor artık. öyle muhteşem tenis oynamadı bu turnuvada, korkuttu; ama yine anladık ki bu adamın daha yolu var.

milenyumda çocuk olmanın nadir mutluluklarından olduğun için teşekkürler fedex. çocuklarımıza anlatacak güzel bir efsanemiz var bizim. birlikte büyüdüğümüz. teşekkürler.
kaybetse bile asaletinden zerre ödün vermeyen adam.

(bkz: majesteleri)

http://i0909.hizliresim.com/2009/9/15/1032.jpg
hayatımda bir ilki görmemi sağlamış adam.

annemi ilk defa gördüm bir tenisçi maç kaybetti diye ağlarken. ben de ağladım. bir şey söylemek gerek. ama şu vakitte entry kabızlığı çekmeyip de ne yapılır? bilmeyeceksin ama belki bizim gibi milyonlarcası ağladı. niye? bana hayrın mı var? ulan federer...
kesinlikle tenis oynamak için doğmuş kişidir. kendimi tırmalıyorum her maçta heycandan. hele de haziran finallerinde kritik bir dersin sınavına çalışmayıp roland garros turnuvasında bir öne geçip bir geride kalması allahım final minal neymiş lan otururum izlerim maçı hayatta kalkmam dedirtti bana. *
tenis tarihinin en iyisi. böyle söylemekte sakınca görmüyorum çünkü ondan iyisinin olabileceğine inanmıyorum. korttaki ve hayattaki duruşuyla örnek alınası bir insan. güç tenisinin ön planda olduğu şu dönemlerde tekniğiyle göz dolduran, spor yaparken estetik olmayı da başarabilen bir yaşayan efsane.
bu seneyi de dünya klasmanının zirvesinde bitirmeyi garantilemiş olan majesteleri. tenis'in michael jordan'ı. gelecek seneyi de zirvede bitirirse pete sampras'ın rekorunu egale edecek. yaşına, form durumuna ve moral düzeyine bakacak olursak kısa sürede bu rekoru kırması uzak ihtimal değil.
milyonlarca dolar para kazandıktan sonra yan gelip yatmayan maçlarına ve en önemlisi afrika ve yoksullara büyük servet denilecek paralarla yardım etmeye devam eden, başarılı ve hayırsever tenis sporcusu.
oynayacak kort bulama
servis atıp karşılayama
raketin kırılsın da
vurup da puan alama.
Uluslararası Tenis Federasyonu tarafından verilen 2009 yılının en iyi erkek tenisçisi ödülünü almış olan uzaylı.
gelmiş geçmiş en iyi erkek tenisçi. kendimi inanılmaz şanslı görüyorum. onun maçlarını izleme şansına sahip olduğum için. tenisçi işte onun gibi böyle asil olmalı. bu sene aynı ödülü alan serena williams nerde. bu adam nerde. sporcudur kendisi en başta. sevilmesi bile saygı duyulmalıdır bu adama.
minik kızlarının yeni fotoğrafıyla fanlarına tatlı bir yeni yıl hediyesi vermiş baba tenisçi.
http://i47.tinypic.com/2hdwr5w.jpg
2010'un ilk resmi maçında Christophe Rochus'u 6-1 6-2 lik setlerle 56 dakikada yenerek hem Qatar Exxon Mobile Open'a hem de sezona hızlı bir giriş yapan tenis canavarı.
ezeli rakibi rafael nadal ile şimdi de uçan halı da karşılaşmıştır. söz konusu maç için;

http://galeri.hurriyetmax...45&p=16&rid=27026
2009 yılını yine atp sıralamasında ilk sırada tamamlamıştır. ayrıca turnuvalardan bu yıl kazandığı ödül tam olarak 6,768,110 dolardır.
sezonun ilk grand slam i öncesi katar açık tenis turnuvasındaki performansıyla, yine çekişmeli bir avustralya açığın bizi beklediğini göstermiştir. tabi geçen yılki turnuvanın sonunda federer in döktüğü gözyaşları hala hafızlarda. umarım rövanşı alır.
avustralya açık 2010'da alayına gider yapmaya devam eden tüm zamanların en büyük tenisçisi. özellikle kendisini zorlayacağı düşünülen nikolay davydenko'yu 3-1 ile geçmesi ve üçüncü seti 6-0 alarak kendisini zorlayacağı (!) düşünülen davydenko'yu ayar delisi yapması harikaydı. rafael nadal'ın da sakatlanıp turnuvadan çekildiğini düşünecek olursak fedex şampiyonluğa en yakın isim. keşke andy murray ukalası ile oynasa da bir ayar da ona çekse.
2010 itibariyle 20 ve üzeri grand slam sahibi olarak rakipsiz tek tenisçi olmasını apayrı boyutlara taşıyacak önümüzdeki asırlarda da bu rekoru kırılamayacak olan gelmiş geçmiş gelecek en iyi raket.

(bkz: in my flashforward)
rolex , nike ve wilson ın sponsor olduğu isviçreli tenisçi.
bugün nikolay davydenko ile yaptığı maçta ilk sette kötü bir oyun sergileyip 2-6 lık bir yenilgi alınca acaba nadal dan sonra federer de mi finish i görecek diye düşünmedik değil. ancak ilkinci sette kendini toparlayıp 6-3 le seti alması ve o moralle bir sonraki seti de 6-0 almasıyla bir sürpirizin yaşanmayacağının haberini verdi ve nitekim maçı da kazandı.

fakat şimdi karşısında, djokovic i eleyen jo- wilfried tsonga var.
avusturalya açığın tek favorisi.
dünya üzerindeki herhangi bir tenis turnuvasının tek favorisi.
o bir sanatçı.
diğerleri şarkıcı.
98. avustralya açık tenis turnuvasında, tek erkekler 3. çeyrek final maçında 4 numaralı seribaşı (rus) nikolay davydenko yu 3-1 mağlup ederek yarı finale çıkan 1 numaralı seribaşı isviçreli tenisçi.
an itibarı ile tsonga'yı 3-0 ile ezmiş bir adamı tvde izliyoruz. gelmiş geçmiş en büyük tenisçi ve sporculardan biri; ama konuşmalar o kadar canayakın ve alçakgönüllüce ki sanırsın bizim yan komşumuz. bilindiği gibi koçu kanserden öldükten sonra yeni bir koçla değil de eşi miroslava mirka vavrinec ile antrenman yapmakta. biraz önce spiker kendisine "nasıl bu kadar formda ve sağlıklısın" diye sorduğunda o kadar klas ve nazikçe "bana değil koça sorun" diyerek eşi miroslava mirka vavrinec'i onore etti ki, görülmeye değerdi.