bugün

Diger fotograflar.
görsel
(img:#830477)

ülkede ki anarşi , kaos ve savaşın sorumlusunu fazla uzakta aramayın.
keşke uyanınca biten kötü bir kabus olsaydın.
hakkında iftira atılan şahıs.

ulan sırf muhalefet olmak için muhalif oluyosunuz direkt koyunsunuz lan. cümle cımbızlamak işe yarıyo her habere aptal gibi atlayan koyun çok olduktan sonra.

seçimde oy kullanmaya gitmeyeceğim yol çilesi falan demiştim ama bunda sonra inadına oy vereceğim ak partiye.

bu iftilara da anca sizin gibi koyunlar inanır. adamı zorla akpli yapıyonuz.
6 milyar yıllık gezegen tarihinde bunla aynı zamana denk getiren kadere lanet olsun.

Hakkında kesinlikle suç unsuru barındırmayan bir yorum yapamayacağım.
imam-hatip kültürü ve işletmecilik bilgisiyle ortadoğunun çözümlenemeyeceğini gösteren kişidir.
oooo başlığın altı köpek dolmuş hemen. hoşşşşşt ulan orospular fırsatçı köpekler.
Ben yazacak tek kelime bulamadim. Nefes alan bir canli iste.
yılların çınarı...

devrilmek yok reis....

Şaka şaka devril.
pkk'ya laf edemeyen yavşakların sağdan soldan duyduklarıyla gaza gelerek akıl dışı ifadelerle hedefe koyduğu, küfrettiği, linç etmeye kalktığı reis-i cumhur.

neden peki? çünkü bu hanzolar * seçim dönemine girildiği için şehitler üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışıyorlar ve bunun için şehitlerin bedenleri hunharca kullanılacak; pkk saldırılarının faili olarak sık sık erdoğan gösterilecek. oh ne ala memleket. pkk askeri polisi şehit edecek ama herkes bunu erdoğan'dan bilecek. öyle ki pkk için tek kelime söylenmezken recep tayyip erdoğan'ın yedi sülalesine küfür edilecek. pkk eylemlerinden erdoğan'ı sorumlu göstermeye çalışan bu medya, erdoğan düşmanlığının aşırılığından dolayı artık sağlıklı düşünemeyen, her kötü olayın altında erdoğan'ı arayan kitle üzerinde bu propagandayı yapmakta zorlanmaz. şimdi de her terör saldırısından sonra olduğu gibi şimdi de fırsat bu fırsat deyip ortaya çıktılar ve dağlıca saldırısının faili olan pkk'yı unutturup tamamen erdoğan'ı hedef gösterdiler. bunun öncülüğünü doğan medyası ve fethullahçı terör örgütü medyasının yapması elbette tesadüf değildir.

bu adam siyasi hayatını riske atarak, 'hain' etiketi yemeyi göze alarak terörü bitirmeye çalıştı. 11 temmuz'da pkk'nın ateşkesi tek taraflı kaldırması ve iki polisin uykuda şehit edilmesi sonucu da çözüm süreci askıya alındı. işin ilginç tarafı bazıları terörü destekleyenlere değil, terörü bitirmeye çalışmış adamlara küfrediyor bugün. bu siyasi fanatizm ve erdoğan düşmanlığıdır. görsel aşırı nefret insanın kendisine zarar verir ve bunların içindeki nefret o kadar büyüktür ki bunların normal olduğunu kimse iddia edemez. eğer pkk'nın terör eylemlerini erdoğan'dan bilip ak parti seçmenine küfür edecek seviyeye geldiyseniz işiniz bitmiş demektir. bu nefretin oluşma sebebi de medyadır, haberlerin verilme şeklidir, kullanılan fotoğraflardır, üsluptur, küçük şeylerin abartılarak veya çarpıtılarak anlatılmasıdır.

şimdi erdoğan'a edilen hakaretlerin onda birinin pkk'ya edildiğini görüyor musunuz hiç? muhaliflerin pkk'yı erdoğan'dan daha çok sevmeye başladığını farkettiniz değil mi?

ancak biz bunların ne için yapıldığını çok iyi biliriz. erdoğan'ı acilen postalayıp daha rahat kontrol edilecek adamların ülkenin başına geçmesini isteyenlere, tuvaleti tıkansa erdoğan'dan bilip linç etmeye kalkanlara karşı ben erdoğan'ın arkasında olacağız. zaten karşısındaki adamlara bakınca haklı olduğunu anlıyor insan.

görsel

(bkz: yeni türkiye/#22683042)
hakkında ne denirki... karmaaşa...
bütün süreç aslında 17-25 aralık olaylarında başladı.
eğer 17-25 aralık olayları olmasaydı bugün "yolsuzluklar" hala ispatlanamayacaktı ve oyları ciddi anlamda yüzde 60 lara gelecekti. fakat cemaat nokta atış yaparak partiye en büyük darbeyi vurdu.

şimdi süreç 17-25 aralık operasyonlarıyla başladı demiştik, peki malum partimiz ne yaptı? bu olayların üzerini örtemeyeceğini ve kendisinden nemalananlar dışındakileri ikna edemeyeceğini bildiği için, bu olayları örtmeye çalışmak.

peki güzel türkiye'mizde bu tür olayları nasıl örtersiniz? bunun tek bir yolu var, halkı terörle sindirerek, bastırarak. tek yol diyorum çünkü artık başörtü, din olaylarını yiyen insan sayısı onların oylarını kurtarmıyor fakat terör kurtarır.

ve sonuç olarak hemen bu olayların ardından çalışmalara başlandı. "çözüm süreci".

21 Mart 2013 yılında, RTE, terörist başı APO ile devlet olarak görüştüklerini ve çözüm sürecinin başladığını, PKK 'nın ateşkes ilan ettiğini açıkladı.
ve ardından AKiL insanlar heyeti gibi bir saçma heyet kurulup çözüm sürecinin üstü boyandı.
adı çözüm süreciydi, fakat amaç PKK 'nın güçlenmesine göz yumulup yani görmezden gelinip zamanı gelince tekrar kullanmak.
yukarı da ne demiştik? yolsuzlukların ve oy kayıplarının önüne nasıl geçilebilirdi? terör demiştik de mi? hah işte.. millet AKP nin yolsuzluğunu konuşuyor mu? hayır tabii ki, çünkü halkı en canevinden vuruyorlar bunun da adı terör. herkes terörü konuşuyor böylelikle yolsuzlukların üstü örtülmüş oluyor, unutuluyor.

işte bu yüzdendir ki, her şehit cenazesinde, şehitler üzerinden tek prim yapmaya çalışan, siyaset konuşan tek partidir AKP.

aslında çok akıllı olduklarının zannetmeyin kesinlikle. kötü her zaman zeki gibi görünmek ister. ama aslında değildir.
zaten gelinen noktada halkın yine yüzde 60 ı, terör olaylarının sorumlusunu AKP ye bağlıyor.
demekki yeterince zemin hazırlanamamış, hazırlanamazdı zaten çünkü cemaat 2013 'te çok büyük bir darbe yaptı kendilerine.

ha şimdi dua edin, tekrar koalisyon çıkmasın seçimde, eğer çıkarsa MHP yine koalisyona yanaşmayacak bu adamlar yine başta kalacağı için yine bildikleri gibi at koşturacaklar. dua edin de koalisyon yapabilecek partiler çıksın ki bu adamları indirsin. yoksa işimiz çok vahim. darbeye kadar diye düşünüyorum. ama AKP nin gitmesi çok sancılı bir süreç olacak.
fakat gitmezse işler daha da kötü olacak. 1 kere ağlamak varken, her gün ağlamamak lazım.
Kendisine karşı tüm hainlerin birleştiği ve linç kampanyası yaptığı cumhurbaşkanı.
400 için yapmayacağı adilik yoktur ama sonunda üçün birini alacaktır.
Bütün kötülüklerin babası.
Ülkeyi yönettiği dönem bize iyi bir ders olarak kalacaktır, şöyle ki bu ülke, bünyesinde ne kadar çok orospu çocuğu, hain, satılık kelli felli piç barındırıyormuş bunu çok iyi gördük.
(img:#830793)
ne kadar da kendini bilen bir cumhurbaşkanımız.
dersim katliamını kınamış tek lidermiş. iyi kötü yapınızı bilirim rte "katliam" olarak anana kadar ona bağlı tüm basın terörü bitirmek için dersim gibi yapalım derdi. dersim'i gerçekten de dert ettiği acı duyduğu için değil chp'ye nereden çakarım diye kullandı. tek parti döneminden şikayet edip aynı şekilde yeni bir tek parti dönemi kurmak için de çabalıyor.
hadi siz de düşünüyorsunuz akoğlanlar tek parti akp olsun, muhalefet olmasın diye. ne güzel olur değil mi?
varlığıyla memleketi onurlandıran lider..onursuzlara ağır gelen..
Sanırsın şu bir asırdan az cumhuriyet tarihinde hep mükemmel başbakanlar ve cumhurbaşkanları gelmiş/gitmiş memleketimde.
Banka hortumlama zaten son 12 yılda çıktı.
Doları yeni icat ettik.
Ne 5 nisan paketi gördük biz, ne de anayasa kitapçığı atıldı diye işten çıkarıldık.
Vergiyi de son 12 yıldır veriyoruz.
Gıda ürünlerinin yüzde doksanının kdv oranı da %18 değildi.
Hastanelerin acilinden kovulmak diye birşey yoktu.
Her ilacı bulmak mümkün her okul kitabını almak bedava idi.
PKK 10 yıldır var zaten.şehitlerimiz 2 yıldır....
yani öyle güzel öyle sorunsuz bir ülke idik ki biz bu şerefsiz gelip herşeyin içine etti değil mi?
80 yılda yapılmayan yatırım yapıldı ama ülkeyi sattı. zaten tekel'de kar etmede zirveye çıkıyordu!
bunca yolu kendi parasıyla mı yaptı? e peki onca yıl neden aynı vergi parasıyla kimse bişey yapmadı?

çünkü hiç bir yapmamak risk almamaktır.
ama bişeyler yapmak elini taşın altına koymaktır.
birilerinin işine gelmeyecek bi iş yapacaksan hiç bir şey yapmamanı tercih eder olmuş millete laf anlatmak, eskiyi çok kolay unutan balık hafızalılara geçmişi anımsatmak, faizden gelir edemeyen para babalarının kopardığı yaygarayı bastırmak kolay değil.

YAHU NEREDEN GELDi BU ADAM BU DEVLETIN BAŞINA ?

MiLLETiN VERDiĞi %52 OYLA.
olaylar şöyle gelişti: Türkiye Milli Futbol Takımı, gruptaki en önemli maçında Hollanda'yı 3-0 gibi net bir skorla mağlup etti. Tam o dakikalarda Dağlıca'dan gelen bir haber bu sevinci derhal üzüntüye çevirdi hepimiz için. Alçak terör örgütü, Dağlıca'da pek çok askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan bir saldırı düzenledi. Haberin yayılmasından kısa bir süre sonra o esnada bir televizyon kanalında canlı yayın konuğu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunucu tarafından bu baskın soruldu. Cumhurbaşkanı da, bu meselenin nasıl bu hale geldiği ve nasıl çözüleceği konusunda fikir beyan etti. işte tam bu noktada Hürriyet ve Zaman gazeteleri devreye girip, tahminen milyonlarca insanın izlediği bir canlı yayında, üstelik Cumhurbaşkanı'nın asla söylemediği sözleri şöyle haber yaptılar: 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Dağlıca yorumu: 400 milletvekili verselerdi böyle olmazdı.'
Doğrusu, Hürriyet'in algıyı oluşturup sonra derhal sildiği o manşeti görür görmez kendi kendime 'yuh artık, yok artık. Birinin etmediği bir sözü etmiş gibi haber yapmanın da bir şekli var. Hepimizi aptal yerine koymanın da bir sınırı var' dedim. Meğer yokmuş.
Yokmuş, çünkü bu habere derhal inanan binlerce, on binlerce sosyal medya hesabı gördüm dakikalar içerisinde.
Sonra olaylar şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı'nın etmediği sözler üzerinden yapılan haber, muazzam bir algı fırtınasına dönüştürüldü. Dağlıca'daki hain baskını PKK yapmamış da bizatihi Erdoğan yapmış gibi bir hava estirildi. Zaten 'bu olan bitenler hep AK Parti 400 vekil çıkaramadı diye oldu' cümlesine inandırılmış bir kitle, Dağlıca baskınının da 'normal' hatta 'AK Parti ve Erdoğan tarafından planlanmış bir eylem' olduğuna ikna edilmeye çalışıldı. Dağlıca'da, PKK denilen alçaklık organizasyonunun yaptığı baskın derhal ikinci plana itildi özenle ve toplumun önüne o dolma yeniden servis edildi: 'Bu Erdoğan diktatör.'
işte bu noktada, Hürriyet'in yaptığı algı operasyonunu içine sindiremeyen 200 kadar insan, gazete binasının önüne giderek protesto gösterisi düzenlediler. Yapmamaları gereken bir şey yapıp, gazetenin bir iki kapısını ve birkaç camını da kırdılar. Gerçi, adliyeye girip savcı şehit edenlere 'eylemci' diyebilen insanları bünyesinde barındıran Doğan Medya Grubu'nun böylesi basit bir olayı 'demokraside böyle şeyler olur. Eylemci arkadaşların camımızı kırmaları çok yanlıştı' türünden bir açıklama ile karşılamasını beklerdim, ama öyle olmadı. Hatta bir ara, 'belki buradan bir Gezi daha fışkırabilir' diyerek gaza gelen bir Doğan Medya insanı 'içeriye giriyorlar' falan bile yazdı sosyal medyada; ama meselenin öyle olmadığı çok kısa sürede anlaşıldı.
Diğer yandan, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti'nin iktidarı bitsin diye artık kimin kiminle ittifak ettiği belli olmayan güzel ülkemizde bir önemsiz gelişme daha yaşandı. Today's Zaman ve Meydan gazetesi yazarı ihsan Yılmaz sosyal medyada 'muhalif herkes; yazar, aydın, gazeteci, akademisyen, siyasetçi v.s Hürriyet'e destek ziyaretine gitmelidir. Bir an önce ve herkes! Lütfen!' yazdı. Valla ne yalan söyleyeyim. ilerleyen saatlerde bir takım ablaları ellerinde cevşenlerle Hürriyet gazetesinin önünde görmeyi umut ettim. 'Okçular tepesi' deyip bir bankanın, 'altın bilmem ne' deyip bir holdingin önünde cevşen okuyan bir gruptan '411 el kaosa kalktı', 'gerekirse silah bile kullanırız' ya da 'tank sesleri' manşetlerini atan Hürriyet'e de bir mazlumiyet, bir mağduriyet izafe etmelerini niçin beklemeyelim ki?
Ve olayların finali:
Kendiliğinden toplanan kalabalığı sakinleştirmek, herhangi bir taşkınlığa mahal vermemek için, sorumluluk alarak, derhal Hürriyet Gazetesi'nin önüne giden ve burada ortamın sükûnet bulmasını sağlayan AK Parti milletvekili ve AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın, bizatihi Hürriyet tarafından hedef tahtasına konulmaya çalışıldı.
Ekranında saz çaldırdığı adamın ellerindeki kanı gizlemeye ant içmiş, söylenmeyen sözler üzerinden aşağılık bir algı oyunu oynamaktan çekinmeyen, Dağlıca'daki alçak pusuyu bile birilerinin lehine karartmaya çalışan o bulanık, o karanlık yapı, gözünü kolay lokma sandığı bir isme, Boynukalın'a dikti. Sanki o lokma boğazlarına yumruk olup takılmazmış, sanki Abdurrahim Boynukalın ve ona benzeyen milyonlarca insan dişlerini sıkmaktan başka bir şey yapamazmış gibi…
Tel dolapta peynir olacaktı. Yer misiniz?
Ne diyordu Nietzsche: 'işte ben tam bu noktada 'bu ülke giderek bir akıl hastanesine dönüşüyor' cümlesini kurdum. Sonrasını Elizabeth'e soruver de anlatsın yeğenim.'

ismail kılıçarslan

tanım: türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanıdır.
nedense saraylardan çıkmıyor son günler. harem inşaası mı yaptırıyor acep içerde?
400 milletvekili alıp başkan olamadığı için mit ile birlikte teröristlere açıkça destek verip cumhurbaşkanı olduğu ülkenin askerini öldüren kişi.
en nihayetinde bir ölümlüdür ve sonsuza kadar başımızda terör estiremeyecektir.

yalnız esas sorun ondan sonra başlıyor. devran döndükten sonra buradaki akp yorum ekibi ne yapacak? rasim ozan kütahyalı ne yapacak? ertem şener ne yapacak? yusuf yerkel ne yapacak? melih gökçek, mehmet metiner, numan kurtulmuş, tuğrul türkeş ne yapacak? tayyip'i ıstırıp yalayan amca ne yapacak? hüloooğ teyze ne yapacak? hürriyet gazetesi önünde "seni başkan yaptıracağız" diye bağıran provokatör ne yapacak? erdoğan'ı peygamber yerine koyanlar ne yapacak? bugün hala akp'yi destekleyebilenler ne yapacak?

ya da şöyle sorayım; biz bu insanlarla bir arada yaşamaya mecbur muyuz?
%52 oyla devletin başına gelmesini marifet sananlara,

adolf hitler in de aynı oranla göreve geldiğini hatırlatmak gerekir.

evet önceden de yolsuzluklar vardı. tek bir kurumun yolsuzluğu ortaya çıktığında, müdürler bakanlar istifa ederdi.

hükümetler sallanırdı.

o kadar doğru yaptığınızı düşünüyorsanız hakkını haram edin bize, biz size ediyoruz.

burada verecek gibi görünmüyorsunuz ama, orada vereceğiniz hesapta davacı kürsüsünde bulunuyor olacağız.

tüm hakkımız size vedestek vere herkese haram olsun...

düzeltme: eksileyenler allah' a hesap vermiyorlarmış. bir kere daha haram olsun. zorunuza gitti değil mi yediğiniz bokun farkına varmak.