bugün

Avrupa Birliği’nin Londra ile beraber en kalabalık şehri olan Paris, ayrıca Birliğin turistik başkenti olarak da kabul edilmektedir. Paris yılda yaklaşık olarak 40 milyon civarında turiste ev sahipliği yaparak, New York’u geride bırakarak bu alanda dünya 1 numarası olmayı başarmıştır.

Şehrin neredeyse her noktası turist akınına uğramaktadır. Özellikle şehrin simgesi olan Eiffel Kulesi, dünyanın en çok ziyaretçi çeken yapısı olarak kayıtlara geçmiştir. Ayrıca Eiffel Kulesi’nin bulunduğu Eiffel-Tours bölgesinde, birçok tarihi yapı daha bulunmaktadır.
her bir sokağında, caddesinde modernitenin yanında tarihini de korumayı başaran, aydınlanmaya giden yolun ayak izlerini bulabileceğiz şehir.

devrimin izleri bugün hâlâ caddelerde. upuzun ve geniş yollu bu caddeler askeri güçlerin gerektiğinde rahat hareket edebilmelerine imkân verecek şekilde tasarlanmış.
overrated bir şehir. paristen ziyade gene fransa sınırları içerisinde nice dağ köyünü tercih ederim.
dünyaya reklamı iyi yapılmış, aşk temalı bir şehir.
Fransa'ın başkenti olan güzel şehir.
Dünyanın en güzel şehirlerinden biridir.
Hep gitmek istemişimdir.
dünyanın en fazla turist çeken şehri.

millet buraya aşk yaşamaya gidiyor ne var abicim bu şehirde niye gidiliyor diye bir araştırayım dedim de şimdi anladım niye gittiklerini.

http://www.birseyhakkinda...is-mi-ask-romantizm-moda/
balayı şehri. champs elysees üzerindeki otelden tüm şehir yürünerek dolaşılıyor ve seine nehri insana inanılmaz romantik yürüyüş imkanları sunuyor. gitmeyi düşünenler için claridge champs elysees otelini tavsiye ediyorum, otel odaları çok güzel ve geniş, otel zafer takına 50 metre yürüme mesafesinde. alın sevdiceğinizi yanınıza kolkola çıkın caddeye yürüyün yürüyün yürüyün. şarap konusu ise ayrı güzellik şişesine restoranda bile 6 euro verdiğiniz şarap burada benim diyen şaraptan iyi çıkıyor 4.günün sonunda artık yavaş yavaş şarap çeşitlerini öğreniyorsunuz ya da biz çok abarttık öğlenden içmeye başlayarak. "fransızlar bilse bile ingilizce konuşmaz" şehir efsanesini kim çıkarttı onu da merak ediyorum...
hayaller paris dedik onu da bombaladılar.*
Yazın gitmeyi düşündüğüm fransa'nın başkenti.
Fransa'nın başkenti olarak bilinsede aslında bir italya şehridir.
güzel bir drone video'suna sahip şehir.

https://www.youtube.com/watch?v=Ilb2XH-p1PY
selden kaçmak için kendilerine yol oluşturan parisliler - 1924.

görsel
çöp şeyir.

ömrümün 48 senesini geçirdiğim şeyir... bu şeyir bir vasat dostum.
a86 öğleden sonra kusturur. penurie sırasında parisliler çok solidar çok birbirlerine destek olur durumdalardı. ben de ne yazık ki o esnada oradaydım.

Dünyada bizzat yaşamayıp, ziyaret ettiğim şehirlerin 1.cisidir. iyi tanırım paris' i.

Nüfus yoğunluğu çok yüksek bir şehirdir, nüfus olarak 9 milyon adam yaşar, ama plaisir den creteil'e şehrin bi başından öbür başına resmen 40 dakkada varırsın.

demek ki altyapısı çok sağlamdır, yoksa bu nüfus yoğunluğuyla şehir gene de derli toplu bi görüntüdedir.

hakkında söylenebilecekler çoktur.

çok pahalı bi şehirdir. 17. arrondissement 'da en ucuz bira 11 euroydu. hele araba park etmek büyük problemdir.

en iyi ulaşım birimi metrodur. rer de gayet iyi montparnasse' dan etoille'a bi istasyon metroyla seyretmek suretiyle rer'le gelebiliyosun. eskiden yoktu rer, sadece metro vardı.

başka... Yahudi Mahallesi harikadır mutlaka bi restaurant'a oturmak gerekir. 4 yıldır falan restore ettikleri Picasso müzesini bitirdiler geçen sene. en değerli Picasso'ların çoğu bu müzede. kaçırmayın derim ben.

sacre coeur falan,la Tour eiffel falan onlar beylik, onu nasılsa yukarıya yazmışlardır.

de mesela nehrin öbür tarafında trocadero meydanından ayrılan caddelerde gerçek parisien kafeteryalar vardır, Paris'in pigalle semtinde de harikulade lokaller vardır.

sonuçta büyük şehirdir görülecek şey çoktur, tek seferde yakalanamayacak bir şehirdir.
paris, 1928.

görsel
paris'te kış, 1948.

görsel
bir adamın, emniyet müdürü ve karısını bıçakla öldürüp daha sonra intihar ettiği başkent.

http://www.cnnturk.com/du...m&utm_campaign=buffer
Enjoy the night in paris.
(img:#1088316)
Gelecekte türkler tarafından yönetilecektir.
futbol maçında patlamayla gündeme gelen şehir.

bi futbol maçı olduğunda o bölgede güvenlik önlemleri yuksek olur genelde bunun sebebi terör eylemi degil taraftarın holiganlik ihtimalidir.
wikileaks tarafından sızdırılan belgeleri dikkate alırsak:
bu patlamayı bizzat Fransa hükümeti yaptı demiyorum ama kontrollü bir patlama olduğu %98.6

(bkz: küsuratli rakam vereyim de)
bu kartı sana paris’ten atıyorum

çok türkçe bir aşkın ortasında
çok türkçe bir yağmurun mağarasında
çift kâğıtlının son dumanına sinen erezyonda
kelimelerden
beni aşağılayan, bir hiç yerine koyan kelimelerden
ve tehlikeli, korkunç hayvanlardan kurtulduğum,
kendime doğru
bir çıkış yolu bulduğum
güzel bir zamanda..

bu kartı sana paris’ten atıyorum:

bugün mavinin ayrı bir havası
bugün rüzgârın özel bir şıklığı var,
bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim!
bugün kuşlarla senden, senin
o çok efkârlı ellerinden konuştuk uzun uzun
bugün kuşlarla senin resmini çizdik
bütün karakol duvarlarına
biraz sandviç yedik, biraz su içtik seni düşünerek
allahına kadar fırlamaydık senin anlayacağın
bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim
bugün kuşlara senin ismini armağan ettim!

gereksiz eklem ağrıları ve kriz değil midir
ışıksız gözlerime bir nebze kan
pul pul olmuş tenime enjektör kapanları kuran,
duran
sonra yürüyen
sonra bir daha duran
seyyah kalbime tüm ihtişamıyla boşalan
hap niyetine sıcak elektriğin doludizgin sersemliğinde
üşürken, açken
kolları kısa ceketimin yakalarını kaldırırken
sorgumda soruyorum bunları, hep soru kalanları:
niye ayrıldık (cevabı kullanılmış, aids riski taşıyor)
nasıl sustuk (cevabı, kalabalık getto masallarında)
niçin birbirimize çarpa çarpa bir suça ortak olduk
şimdi hangi dozda hangi ekolde zırvalıyorum
sokaklarda mora mor çalan dönme bir gitaristken
koşabiliyor muyum, nefes alabiliyor muyum, sıçabiliyor muyum
dehşetli yerlerimden
en karanlık gizlerimden çalakalem vurulmuşken
otuz üçünde kahpe bir anarşist
sırtında yetmiş yedi hançer yarası
bir polisten tokatlanmış magnum ve ben
gece camlarını, orospu.mlarını yumruklarken
ya da

çıplak ayaklarımla boş ilaç şişelerini ezerken
her yer, herşey kırmızıya boyanırken duruluyorum
ölmek üzere olan birin üstünde dönenen
puşt akbabalar gibi yüzümün üstünde dolanıyor ruhum!
bu kartı sana ben
sanırım
paris’ten atıyorum!

mamafih,
niye gelmişim, nerden gelmişim, neden burdayım
sanki
ekmeğe karışmışken toprağı özleyen buğdayım!
sevgilim, ben ne soysuz bir adamım -ki
kopan mi telinin yerine kurumuş bir gözyaşı takıyorum
evet! evet!
koşuyorum, yuvarlanıyorum, bağırıyorum, ağlıyorum
faşizme yenilmişken
avla avcının mesafesi daralmışken
otuz üçünde bozguna uğramış bir devrimci
kıçında yetmiş yedi.azrak yarası
bu kartı sana ben
büyük ihtimal
paris’ten atıyorum!

Küçük iskender.
http://c06.haberself.com/...berself/69/7/149227_m.jpg

çankırılıların boyunduruğu altına girecek kent. ingiltere tamam sıra adım adım fransa'da.
görsel
görsel
bir dil geliştirme sitelerinden birinde sadece seviyemi yukarılara çıkarmaya çalıştığım günlerden biriydi ya da ben öyle hatırlıyorum. yoksa nereden bilebilirdim kader dünyanın bir ucu olan brezilya'dan tanıştığım bir kadın ile uzun uzun sohbetler ettikten sonra istanbul, sao paulo derken orta yol diye bellediğimiz ve anlamı büyük paris'te buluşacağımızı ve dünya'nın en güzel, en alacalı renklere sahip beş günlük tatilini paket programa bile dahil edilmemiş, alelacelesi olmadan, woody'nin filmlerine bile konu olmamış karelerle birlikte en güzel şekilde sunacağını ve yönetmencilik oynayacağımızı.

paris is always a good idea'dır. uzun uzun yazılasıdır. tebessüm edilesidir.