bugün

kafasına göre önüne gelen her yeri işgal etmiş bir imparatorluktur. şuan dünyada türkiye sevilmiyorsa tek sebebi osmanlı'nın yaptıklarıdır. üzülerek söylüyorum ama durum bu.
Macaristan eski Cumhurbaşkanı Pal Schmitt'tir.

“Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık. 150 yıl boyunca Macaristan Türkler için stratejik bir yer oldu”

http://www.hurriyet.com.t...rak-tanimliyorum-16851695
Osmanlı'nın yönetimi padişahtan padişaha göre değişir. Kimse çıkıp Fatih Sultan Mehmet hoşgörü sahibi değildir diyemez. Fatih Sultan Mehmet'in istanbul'a girişini okuyup bunu idrak edebilirsiniz şimdi dönüp 4. Murat'a bakarsak 7 yıl içerisinde 20000 kişiyi idam ettirmiştir ( Hammer'in Kaynaklarına Göredir). Kısaca padişahtan padişaha göre değişir. Yıl 2017 oldu hala tarih tartışırken objektif olmayı öğrenemeyenler var.
hırsızlık yapanın çaldığı elini de hoş görüyorlarmış.
Osmanlı zalime ve haine hiçbir zaman hoş görülü davranmamıştır. Gotu kalkana kodumu oturtmayı bilmiştir.

Osmanlı halkına ve dinlere hoş görülü davranmıştır. Yoksa gayri Müslim nüfusun Müslüman nüfustan fazla olup yüzlerce ırkın, dilin, mezhebin olduğu koca cihan devleti nasıl 600 yıl yönetilir?

Osmanlı topraklarının kuyruğu kadar yerinde olmana rağmen bak Kürtleri bile idare edemedin, can düşmanı oldun.
onun için bu konular sizi aşar , dilinizi tutsanız sizin için daha hayırlı olur.
Osmanlıyı kafana göre takıl, party, rock'n Roll, non stop music, disko topu, padişahım sende kop, sanıyorsan muhtemelen yanılıyorsun.
tarihi dizilerden öğrenen insanlardır ya da ülkedeki ortam nedeniyle dinle kafayı bozmuş olabilirler. osmanlıda daha yakın zamana kadar insanlara gavur denildiğini, ikinci sınıf görüldüğünü, köylerinin basılıp karı kızlarının kaçırılıp köle pazarında satıldığını, asırlardır inim inim inlediğini, nasıl nefret beslediğini bilmez. Ben zaten haklıyım kafası taşır, insanları akıl hastası ederken de, onları mahvedip hunharca kullanırken de, müslüman olmayanı öldürürken de yaptığında yanlış göremez.
Zannetmeyen, hakikati biken insanlardır.
Zanlarında yanılmayan insanlardır. Kurban olun lan Osmanlı'ya. Haramzadeler anlamaz.
haklı insanlardır. uzun uzun size laf anlatmaya bile değmez. sığırlar.
konuyu 21. yüzyıl devlet düzenleriyle incelersek, sonuç bu olabilir tabiki.

ama tarih araştırmalarındaki en önemli hususlardan biri de tüm durumlar ve devletleri kendi zamanları içerisinde değerlendirmektir.

istanbul'un yağmalanması denilen olay kişiye göre değişen bir yorumdur.

gaza yapan ordunun komutanı fethedilecek şehrin/devletin hükümdarına mücadeleyi başlatmadan önce 3 defa teslim olması için teklif sunar. bu şartlar dahilinde şehir yağmalanmaz, kimsenin canına ve malına dokunulmaz, aynı zamanda yine aynı yerlerde iskan hakları verilir.

ancak hükümdar kabul etmez ve mücadele etmek isterse gaza yapan ordunun fetih gerçekleştiğinde şehri ganimet için yağma hakkı vardır ve bu süre üç gündür.

fatihte bizans imparatoruna şehri teslim etmesi için 3 kere teklif sunmuş, kabul etmediği için şehir kılıç hakkıyla alınmıştır. fatih, askerin ganimet ihtiyacı için ilk gün yağmayı serbest bırakmış ancak daha fazlasına izin vermeyerek bir buçuk günde yağmayı sonlandırmıştır. Bununla birlikte fetihten sonra şehrin şenlendirilmesi yani canlandırılması adına istanbul halkı (gayri müslimler) geri çağırılmıştır. yine şehir içinde yapılan yağma sınırlandırılmıştı. özellikle tarihi yapılara zarar verilmemesi fatih için önemliydi.

Ayasofya haricindeki diğer kiliselere dokunulmamış ve din serbestliği devam etmiştir. Nitekim fetihten sonrada istanbul'daki patrikhane ortodokslar için merkez olmaya devam etti.

ayasofya'nın cami yapılması da bir gaza örneğidir. Çünkü gaza islamı yaymak için yapılan savaştı.

bu maddeler dahilide söylenebilir ki; gaza klasik dönem osmanlı devlet anlayışının bir ürünüdür.

günümüz dünyasınca değerlendirmek 'eksiklik'tir.
osmanlı devleti "devlet-i aliyeyi osmaniye" adından da anlaşılacağı üzere "bütünlük" içeren bir devletti. islam dinini benimsemiş olan liderler tarafından yönetiliyor olması da hoşgörüsünün islam kültüründen, emir ve yasaklarından gelmesinin sonucudur. kilisenin cami yapılmış olmasına içirlemiş yazarımız bunu örnek göstererek osmanlının hoşgörüsüz olduğunu anlatmaya çalışmış.bunu okuduktan sonra yazıyı okumayı bıraktım zaten, ezberletilmiş bir kaç söylemle devlet-i aliyeyi osmaniyeyi karalamaya çalışan birisi daha dedim. osmanlı tarihini tekrar okuyunuz, okuyunuz fakat rica ediyoruz bu fikirlerinizin babalarının eserlerini değil!
osmanlı'yı hoşgörülü zannetmeyen; zaten hoşgörülü olduğunu bilen insandır.
ortaçağda devletler din tarım devletleridir. askerlerine yüksek maaşlar ödeyemezler. bu yüzden askerler ganimet vaad edilir. kadınlar kızlar maldır, bu yüzden onlarda ganimetten sayılır. 100 yıl savaşlarında ingiliz okçular aldıkları kızların kendilerine emanet olduğunu göstermek için saçlarına oklarının iplerinden bağlarlardı.

ayrıca onlara arkalarında yanan şehirler, ormanlar ve tarlalardan başka birşey bırakmadan ilerledikleri için harlequin(latine hallequin den) yani cehennemin atlıları denirdi. mevcut zamanda osmanlı benzerlerine göre hoşgörülüdür. başka ırkların var olmasına izin vermiştir...*
fethettiği ülkelerin diline, dinine dokunmadığı için hoşgörülü değildir.
bir ingilterenin yaptığını yapamamış ya ne desen haklısın denilesi hede.
diğer emperyalistlerin yaptığını yapmayacaktın da neden imparatorluk kurdun diye sorarlar adama.
emperyalist olmak, imparatorluk kurmak zaten dikta gerektirir sömürmek lazım, yani her zaman güçlü zayıfı yiyecek...
bu sebeple ne osmanlı hoşgörülüydü ne de diğerleri yok öyle bir şey.
varlık vergisinin aslında ne olduğundan habersiz insanların, küçümsemeye çalıştığı insanlardır.

varlık vergisi ile ilgili wikipedia ve ekşi sözlük kaynaklı bilgilerle konuşan sözde "eleştirel bakış açısına" sahip yazarlara varlık vergisi ile ilgili birkaç şeyi belirtmek gerek.

varlık vergisi yalnızca müslüman olmayanlardan alınmamıştır. varlık vergisi 2.dünya savaşı koşullarında, sınırlarda 1 milyon askerin beslendiği bir vakitte zengin olan herkesten alınmıştır.
hatta müslimler ve gayrimüslimler için kişi başına düşen vergiyi yazalım:
müslimler: 6.102
gayrimüslimler: 5.326

varlık varlık vergisinden bahseden kişiler nedense o dönemde yine türkiye'de köylüden alınan toprak mahsulleri vergisinden , yokluk ve hayvan vergisindne bahsetmezler. toprak mahsulleri vergisi fakir ve yokluk içindeki anadolu köylüsünden alınmıştır ki bunların müslüman olduğunu söylememize gerek yok.

toprak mahsulleri vergisi ve hayvanlar vergisinden toplanan gelir 415.9 milyon iken varlık vergisinden toplanan gelir 317.2 milyondur.
bu 317.2 nin yaklaşık yarısı gayrimüslimlerden tahsil edilmiştir.
demek ki neymiş? varlık vergisi ile amaçlanan şey bir "yabancu zulmü" değilmiş. zira varlık vergisi müslümanlardan da alınmış.
hatta müslümanlar toprak mahsulleri vergisi, hayvan vergisi ile birlikte hesap edilince çok daha büyük eziyetler çekmiştirler.
üstelik anadolunun fakir insanının çocukları da nazi ordularına karşı binbir zorlukla sınırda beklemişlerdir.

rakamlarla ilgili kaynak: savaş türkiye varlık vergisi , cahit kayra, tarihçi kitabevi.

gelelim osmanlı devleti ve hoşgörü ilişkisine. bu konuda atıp tutarak bir yere varamayız elbette. bu yüzden yine konuştuklarımızı bazı şeylere dayandıralım.

**Patrik-i istanbul-i Rum ve Asitane'de muhkim Cema'at-i Metropolidan imza ve mühürlü belge;
"Devlet yaradılışında - huyundaki adalet ve hakkaniyet ile, ra'iyyeti sevme ve acıma şiarının bir gereği olarak islam'ın hükümleri üzere koruyup, yaşayışça Müslümanlarla bir tutumuş..."

Söz konusu kaynak: Fener Patrikhanesi ve Türkiye, M.Süreyya Şahin, Ötüken Yayınları

Bununla birlikte önce ispanya'dan daha sonraları ise diğer ülkelerden sürülen Yahudiler'e karşı gösterilen dost yaklaşım Osmanlı devleti'nin ne olduğunu ortaya çok iyi koyuyor.
Yahudiler'in dahi en çok huzur içinde yaşadığımız ülke olarak nitelendirdiği bir devletten bahsederken dikkatli konuşmak,atıp tutmamak lazım.
varolduğu dönem itibarı ile değerlendirildiğinde makul sonuçlara ulaşabilecek insanlardır.
zanneden değil tarihteki pek çok gerçeği görünce zaten osmanlı'nın ne kadar hoşgörülü olduğunu görebilen insanlardır.

osmanlı'yı osmanlı hükümdarlığı altında yaşayanlara sorup öğrenmesi gereken kişiliğin anlayamayacağı insanlardır. insanları zorla müslüman yapıyor olsaydı geçmişte birlikte huzur içinde yaşadığımız ermeniler bir kere hristiyan olmazdı kanımca. ayrıca din için zorlamalar olsaydı o kadar gayri müslim osmanlığı sancağı altında yaşamazdı kanımca. ayrıca anadoluda bu kadar farklı kültürün yer alması ve her türlü dini inanç ile ibadethanelerin sağ salim kalmış olması, hatta başka dine mensup kimselerin mezarlıklarının dahi en güzel şekilde korunması zaten bize neyin ne olduğunu gösteriyor. ama göremeyenler varmış.

gayri müslim ailelerin çocukları ailelerinden zorla mı alınıyordu bunu da araştırmak lazım, ancak o çocukların devletin en yüksek mertebesindeki memuriyetlerde çalıştığını hatırlayalım, hani güya çok vergi veriyorlarmış ya, sahip oldukları ayrıcalıkların müslümanlardan daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? ayrıca osmanlı fethettiği hiçbir yeri yıkmamıştı. viyana kuşatmasında bile kuşatmayı zorlayabilecekken şehir zarar görmesin diyerek çekilmişti. ayrıca istanbul yıkılmış mı yoksa bütün güzellikleri osmanlı tarafından korunmuş mu? osmanlı fethettiği yerleri yıkmış olsaydı ayasofyayı cami yaparken içindeki hristiyanlığa ait resimleri zarar görmesinler diye boya ile kapatmaz direk yıkarlardı. ama nerde bunu anlayacak akıl osmanlı'nın hoşgörüsüz olduğunu iddia edende. adamlar cami olarak kullanılmayınca direk minarelerini yıkmaya çalıştılar be, ama baktılar bütün bina yıkılıyor hemen vazgeçtiler. bizimkiler ise içindeki başka dine ait resimler zarar görmesin diye boya ile kapatıyor. hoşgörünün püf noktası burada yatıyor.

ayrıca hoşgörü'nün tanımı yapılmış.

--spoiler--
bir insanın yaşamasına izin vermek hoşgörü değildir. bir insanın istediği gibi yaşamasına izin vermek hoşgörüdür. zira yaşamak en temel insanlık hakkıdır.
--spoiler--
adamların hayatlarını korumuş, dinlerine sahip çıkmış, dini objeleri ve ibadethaneleri korunmuş, kendi kültürlerini diledikleri gibi yaşama hakkı verilmiş, bunun dışında müslüman olan insanlara sunulan her türlü hizmet onlara da sunulmuş ve doğal olarak devlet verdiklerinin karşılığını vergi olarak almış. hoşgörüsüzlükten anladığım, hiçbirşey vermeden vergi almak olurdu sanırım bu tanıma göre.

--spoiler--
osmanlı'nın işgal ettiği yerler tam anlamıyla refaha kavuşmuş, dünyanın lider ülkeleri değil mi?
(bkz: bosna hersek)
(bkz: romanya)
(bkz: bulgaristan)
--spoiler--

ingiltere'nin, fransa'nın ve amerika'nı işgaline maruz kalmış ülkelere bakınca aradaki farkı anlayabiliriz sanırım. libya, cezayir, mısır, ırak, afganistan...
ayrıca spoilerda bahsi geçen ülkeler osmanlı hakimiyeti altındayken dünya lideri ülkenin birer parçası olup hiç bir zaman sömürülmediler. ama benim yazdığım ülkelerin hepsi başka ülke hakimiyetindeyken sömürüldüler.

olayları ve durumları azcık mantık çerçevesinde değerlendirebilirsek çözmememiz için hiçbir neden olmaz. azcık ya.
osmanlı nın devlet politikası(hoşgörü) için basit birkaç örnek;

(bkz: 545 yıl osmanlı hakimiyetindeki bulgaristan)
(bkz: 400 yıl osmanlı hakimiyetindeki yunanistan)
(bkz: 541 yıl osmanlı hakimiyetindeki ege adaları)
(bkz: 400 yıl osmanlı hakimiyetindeki gürcistan)
(bkz: 402 yıl osmanlı hakimiyetindeki kıbrıs)
(bkz: 491 yıl osmanlı hakimiyetindeki romanya)

diğerleri için tek bir örnek;
(bkz: endülüs)
rumca, ermenice, kürtçe, bulgarca, romence, arapça, ibranice, lehçe...
bugün osmanlı coğrafyasında yaşayıp da bu dilleri konuşan milyonlarca insan yaşadığına göre öyle sanmaya devam edecek insandır.

fransızlar cezayir'de 100 yıl bile kalmadılar cezayir fransızca konuşur; ingilizler avustralya'da 200 yıl kalmadılar ingilizce konuşur avustralyalılar, hani nerde mayalar, inkalar, aztekler, kızılderililer, ya ingilizce konuşurlar ya ispanyolca anlaşırlar.

demek ki osmanlı ciden hoşgörülüymüş.
genellikle tarihçilerin düştüğü hatadır.tarihçiler tarih biliminden bahsederken dönemin şartlarının bilinmesi gerektiğini söylerler fakat kendileri bundan bihaberdir.şeriat benzeri bir ortamda nasıl olurda farklı inançtan kimselere hoşgörülü olunabilir,hiç düşünmezler.
aynı zamanda atasının zorla yaptığı inkılapları halkın yararına olduğu için destekleyen insanlardır.
gayet normal insanlardır. kesinlikle en ufak şekilde yanılmıyorlardır. aksini iddia eden hiçbir delil, belge yoktur. inanmayan şu anda bizden nefret eden fransayı araştırabilir. orda osmanlı ordusunun hıristiyanlara davranışını görebilir.
ortaçağ avrupasını bilmeyen malların saldırdığı insan grubu. o küçücük beyniyle çıkmış tarih konuşuyor.