osmanlı devleti nin örfi sisteminde islam dünyasının kitabı kuran ı baz alarak düzenlemelere gittiğini, idari sistemde ise buna yer verilmediği iddia edilerek yapılan önerme.
(bkz: boş kale tarihçiliği)
halifeliği de ele geçirdikten sonraki tarihi için imkansızı zorlamak gibi görülecek önerme. gerçi öncesi için de imkansızlık dahilinde diyesim var ama yine de tartışmaya açık bir önermedir.
laiklik; demokrasi kavramının, din ve vicdan özgürlüğü alanlarına yansıyan bir ışığından başka bir şey değildir. şöyle efendim:
bildiğiniz gibi laiklik hristiyan batı toplumunda ortaya çıkmıştır. çıkış nedeni ise halka din kurallarıyla baskı uygulayan kilise denen oligarşik yapıya bir tepkidir. çıkışı dine karşı değil, bir zümrenin hakimiyetine karşıdır. bu noktada bu zümrenin dini bir kimlik gösterip göstermemesi önemli değildir. amaç halkı, halka rağmen yöneten bir anlayışı ortadan kaldırmaktır. birkaç misalle durumu açıklığa kavusturmaya çalışalım.
diyelim ki bir yasa dini bir kural referans alınarak oligarşik yönetim tarafından yapıldı. örneğin incil deki adam öldürmenin günah olması fikrine dayanılarak kral veya kilise tarafından adam öldürmek yasaklandı. burada laiklikten bahsedilebilir mi? tabi ki edilemez.
diyelim ki cinayeti yasaklayan kanun halkın oylamasıyla kabul edildi. fakat bu halk dindar bir halktı ve oylarını dinsel kaygıların etkisiyle verdiler. burada laikliğin elden gitmesinden söz edilebilir mi? tabi ki edilemez. sırf incilde adam öldürmek yasaklanıyor diye "adam öldürmenin yasak olması laikliğe aykırıdır" diyemeyiz. önemli olan halkın neyi referans alarak oy verdiği değil, çoğunluğun istediğinin olması ve çoğunluğun istediği şeyin temel insan haklarına ve hürriyetlerine aykırı olmamasıdır. temel insan hakları ve hürriyetleri ise evrenseldir ve objektiftir.
görüldüğü gibi, demokrasi uygulandığında laikliğin gereği zaten yerine getirilmiş oluyor.

sonuç olarak osmanlı devleti laik değildi. çünkü demokratik değildi.
osmanlı şeyhülislamlarının varlığından bihaber oldukları önerme.*
(bkz: padişahın şeyhülislama laiklik caiz midir diye sorması) *
bugünlerde cumhuriyetin temel niteliklerine ait her türlü değerin içini boşaltmak, sulandırmak ve işlevsiz hale getirmek için özellikle siyasal islamcı güruhun yanında yer almaktan pek bir zevk alan liboşlar, 2.cumhuriyetçilerin bu tip saçma sapan saptamalarda bulunduklarına şahit oluyoruz. örneğin yine kısa bir süre önce "şeriat demokrasisi" kavramı gündeme gelmişti, kemalizm'in gerici olduğuna kanaat getirilmişti. bu örnekler çoğaltılabilir. amaçlanan ab' ye entegrasyon sürecinde ülkeye verilebilecek en büyük zararı verebilmek. sonuçta yapılması gereken, tehlikenin boyutlarının farkına varabilmek ve mücadelenin ne yönde yapılacağını belirleyebilmek için önümüze gelen akla mantığa sığmayan önermelerle uğraşmaktan çok bunların neden önümüze getirildiğine odaklanmaktır..
osmanlı devletinin hiç bir zaman olmak istemediği ya da aklına getirmediği bir ilke.
yavuz sultan selim ve ondan sonraki padişahlar halife ünvanını taşıyorken nasıl olacağı düşünülen önerme.
gotunden tesbit yapmak deyimini ayyuka vurduran tesbittir. (bkz: oha artık) (bkz: yuh)
adnan menderes'e infazı öncesi prostat kontrolu yapılmasının tartışılması gibi birşey olsa gerek.
aslen laiklik devleti kilise baskısından kurtarmak için ortaya çıkmamıştı, laiklik ortaya çıktığı zaman zaten fransız katolik kilisesi papalıktan iki yüzyıl kadar önce ayrılmıştı ve avrupa da papalığı sallamaz bir haldeydi.

laiklik aslen yurttaşlık ve ulus devlet kavramlarının bir sonucu olarak yurttaşların dinine bakılmaksızın sadece yurttaşlıklarının göz önünde bulundurulması kavramına dayanıyordu. unutulmamalı ki özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganlarıyla özdeşleşen fransız devriminin getirdiği laiklik de idareden çok sosyolojik bir olguydu. bunda fransa'nın protestan-katolik kavgasından çektiği acıların da rolü çok büyüktür.

osmanlı'da ise laikliğe ilk zorlama geçiş tanzimatla ve ardından gelen ıslahat fermanlarıyla avrupalıların baskısı ve batıcı osmanlı aydınlarının çalışmalarıyla olmuştur. bu fermanlarda gayrimüslimlere eşitlik hakkı, hatta pozitif ayrımcılık gibi avantajlar verildiğini de unutmayalım.

türkiye cumhuriyeti'nin her türlü safhasının osmanlı'dan miras kalan bir süreç olduğunu da sanırım yüzbin defa söylesek de siyaset, sosyoloji ve tarih disiplinlerinden fersahlarca uzak olan bünyelere bunu kabul ettiremeyeceğimiz açıktır.