bugün

Tabiki de Yanide, misal pkklı hdp iktidar olsa direk darbe yapabilir.
Halkın kendi hakkını savunamadığını gösterir. Atatürk darbe yapmasa bu iş halka sorulsa şuan belki de başımızda padişah ve halife vardı.
keşke darbe gerçekleşseydi. ülke fabrika ayarlarına geri dönerdi. yaşasın laiklik. yaşasın cumhuriyet ve yaşasın oruspular.
Ayakların baş olmasını dolaylı yoldan onaylayan aklı çok büyük kişi zırvalamasıdır.
piyasada rütbeli bırakmadılar yapsa yapsa teğmenler yapar artık.
ordular ulkelerini sadece dis guclere karsi degil, icerideki ilke disi tehditlere karsi da korur. demokrasi lafina siginarak demokrasiyle uzaktan yakindan alakasi olmayan eylemler yaparsaniz, bu milleti kac hafta iki dudaginizin arasina baktirip cumhurbaskani secimlerini sulandirirsaniz, ardindan tekrar demokrasi(!) sozune * siginarak gelecek eylemlerinizi planlarsaniz ordu da pek ala darbe yapacaktir, yapmalidir.
demek ki neymiş bu ülkede cumhurbaşkanını asker seçermiş, ab ile ilgili ilişkilerde onun sözü geçermiş, laiklik savunurmuş ama demokrasiden söz etmezmiş. yapılsın. dünya tankların önüne dikilenleri hatırlar.
(bkz: 27 nisan 2007 genelkurmay baskanligi aciklamasi)
(bkz: ordu tabi ki darbe yapabilir)
gelişmiş ülkelerde ordu, ülkeye dış güçler tarafından gelecek tehditleri veya saldırıları engellemek için vardır. fakat bizim güzel ülkemizde durum değişiktir. ordu beğenmediği iktidara hemen irtica veya sosyalizm kavramlarını getirmek istiyorlar diye duruma müdahale edebiliyor ve etmiştir. hiç olmasını istememe rağmen bir gün olursa şaşırmayacağım olaydır. senin ülkende sözde solcu geçinen sanatçın * bile ordu darbe yapmalıdır derse ordu'da gün gelir yapar.
işin bir de hukuki boyutu var! anayasayı koruyup kollama görevi aynı zaman da ordunun görevidir der ve şöyle devam eder anayasayı tehtid edici durumların çoğalması ordunun güç kullanmasını gerektirecek bir durum da ordu güç kullanabilir, anayasayı korumak adına bunu yapar yapmalıdır! o yüzden orduya ikiye bir laf sokup eleştireceğinize önce anayasayı adam gibi düzeltin sonra bir şey olursa konuşun! kaldı ki mevcut hükümet anayasa'nın ilk 3 hükmü dışında bütün hükümlerini değiştirebilir ve böyle bir çoğunluğa sahip, bir allahın kuluda çıkıp sen neden değiştiryosun diyemez buna cumhurbaşkanı da dahil! hadi o zaman değiştirsene akp! neden değiştirip tabanındaki insanları rahatlatmıyorsun ha! ama yok değiştirmezler, çünkü onlarda bu işten ekmek yiyorlar zira anayasa değişince oy toplayacak nedenleri kalmayacak!
(bkz: darbeli ordu)
ordunun görevi ne darbe yapmaktır ne de darbe çığırtkanlığı yapmaktır diye karşılık vereceğimiz söz.
ülkemizin 70 yıldır gelişmekte olan ülkeler listesinin birinci sırasında olmasının nedenlerinden biridir. kanımca en önemlisidir bu söz.
"oldu diyelim ne farkedecek? senin askeri darbeyle yıktığın iktidar partisi isim ve genel başkan değiştirerek ilk genel seçimlerde yüzde ellilere varan oyla meclise gelmiyor mu ey güzel insan?" deyip yakasına yapışabileceğim profesör açıklamasıdır.
1980 saolsun, atatürk'ün çoğu devrimlerinin kökünden kopartıldığı bir darbe olmakla beraber bir güzel de bir çok şerii yapılanmayı kaldırmıştır.
fakat komik olarak gördüğüm: çoğu atatürk devrimlerinin geri gelmediği ve daha da kan kaybetmesi süresinin içindeyken, bir yandan o şerii yapılanmanın 80 sonrasında yeniden yapılandığını görüyoruz.

peki neden "darbe" kelimesi kulağa bu kadar hoş geliyor?

acaba çoğu insanın artık o vakit siyaset yapmayı, birilerini kötülemeyi, birilerini iyilemeyi değil de sadece ülkesini, devletini yukarıya çıkartmayı hedeflediği bir zaman dilimine sokulmasındaki en güzel ortamı sağlamasından dolayı olabilir mi acaba diye soruyorsunuz.

darbe iyi bişey değildir, bu yüzden yunanistan'ın nato askeri kanadına geri dönmesine sebep olduk, ab bize yunanaistan ile aynı anda başvurmamız için telkin ettiğinde ülkemizde darbe yapıldığı için orada da yunanistan'ı izleyemememize sebep olmuştur. ki hala bu olayı "ab zamanında bizi istediydi de biz gitmediydik" diye anlatırız orda burda bilmeden.
sonuç olarak, darbeler aslen atatürk ün devrimlerine inmiş de haberimiz hala yokmuş.*

edit: sayın eksici, evet sana diyorum buraya bak, recayen. anlayamadın hala, bu ülkede 1961'den beridir ne demokratik bir ortam sağlayan ne de ülke çıkarlarına hizmet eden bir darbe yapılmış ne de muhtıra yayımlanmıştır. görün bunları kardeşim biraz okuyun bilgilenin yani olmaz ki böyle, buyur abi burdan yak, hüso sen de iki açık çay çek buraya kardeşim, öyle yani...
türkiye cumhuriyetini (ne yazık ki uyuyan) sokaktaki vatandaş değil, halkı uyandıran türk ordusu yaratmıştır. bu nedenle, avrupaî demokrasilerde görülen, "sadece ve sadece sivil otorite" şekli türkiye'de mevcut olmamıştır hiç bir zaman.

lakin ordu ile başlatılan devrim, halka mal edilmiş; ordu kendini ikinci plana almak istemiştir.

sorun da burdadır zaten: halk hala uyumaktadır.

toplum, kendisine defalarca hakaret eden, kabinesindeki bakanların yolsuzlarına* göz yuman bir adama hâlâ sahip çıkıyor görüntüsü çizmektedir.

en ufak saçmalık için dolabilen sokaklar, yönetimdeki 2. adamının rezilliğine ve yarattığı tehlikelere karşın sessiz kalmaktadır.

vatandaş görevini inatla yapmamaktadır.

-

her kim ki bir organizasyonda görevini yapmaz; o görev bir başkası tarafından doldurulur.

halk görevini yapmıyorsa, ordu darbesini yapar.

-

nice darbeler geldi ve geçti. en fazla yara bırakanı ise* sam baba tarafından işletilen oldu.

darbe sadece ve sadece kemalist ideoloji ile gerçekleştirilirse en az zarara sebep verir. aksi yaklaşımlar, bu ülkenin faydasından ziyade, dış ülkelerin faydasını gözeten kişiler tarafından yönetilen hareketler her halükarda en büyük zararı verecektir.

ne yazık ki bunu denetleyen bir sistem yoktur.
ne yazık ki.

(bkz: darbe)
doğrulanabilir önermedir. ki bu ülkenin daha önce yaşadığı tecrübeler bunu doğrulayabilir. ayrıca, seçmenin oylarının üçte biriyle mecliste dörtte üç çoğunluğun sağlandığı yerde demokrasi yoktur. varsa da işlemiyordur. demokrasinin olmadığı yerde de, her türlü anti-demokratik hareket gerçekleşebilir.

hem bu ülkenin iktidarının başındaki pek değerli büyüğümüz de, "demokrasi bizim için amaç değil araçtır" dememiş miydi vakt-i zamanında? yani hedef, demokrasiyi kullanmak değil miydi sadece?

sahiden, o zamanlar da demokrasi çığırtkanlığı yapılmış mıydı böyle? ya da meşhur nalıncı keseriniz sadece kendinize mi yontuyor?
yapsınlar zaten burası yol geçen hanı, geçmişte yaptıkları için bugün bu kadar rahat, özgür ve muassır medeniyetler seviyesinde yaşıyoruz.
(bkz: ben eksi verdim sen anla artık)
demokrasinin ne demek olduğunu bilmeyen fakat nasıl olmuşsa bu ülkede profesör olabilmiş gerici zihniyetin söyleyebileceği abuk subuk laflardan sadece bir tanesi.
(bkz: genc seriatcilar rahatsiz)
(bkz: ne irtica ne de darbe olsun)
(#715899)
ülkemizdeki çoğu bilimadamı ve diğer entellektüel kesim ordu yanlısı olduğu için şaşırılmaması gereken bir açıklama.hatta 12 eylül döneminde işkence gören bazı aydınlar bile şu anda orduyu destekliyor.ordunun yönetimi ele alması elbette öngörülemez bir durum ama bir dengeleyici unsur olarak ordunun etkinliğinin de önemini unutmamak lazım.ülkeye şu haliyle "tam da herşey yoluna girmişken" demek iskambil kağıtlarından kule yapıp rüzgar çıkmasın diye dua etmekten farksız değil.profesörün böyle abartılı bir açıklama yapması da bilinçli bence.son dönemlerdeki abartılı orduyu yıpratma girişimlerine bir cevap niteliği olsun diye böyle bir çıkış yapmıştır muhtemelen.yoksa kendisinin de gerçekten darbe olmasını istediğini zannetmiyorum.
bahsettiğimiz ulke turkiye ise kavga sadece malı kimin yiyeceğidir. sanki başbakanın hesabını tam biliyoruz. sonra başbakanın çocukları nerde okuyor? şunun adını doğru koyalım kavga siz mi yiceksiniz biz mi?