bugün
- bir insanda en sevdiğiniz özellik13
- gecenin şiiri8
- araba kullanırken yapılan en keyifli şey20
- sözlüğün en abaza erkeği16
- dsol9
- gecenin şarkısı10
- domuz avı8
- kuresel16
- klarnet calan sarapci koala 611
- sözlüğün en güzel bacakları yarışması13
- köfteci yusuf57
- yazarların en sevdiği türküler29
- yara izi8
- ben tatli kabuslar sorularınızı cevaplıyorum9
- sevgiliniz başkasına kalp atsa tepkiniz ne olur15
- anın görüntüsü25
- eksi ruyalar12
- aranıp da bulunamayan şeyler19
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri15
- müzisyen olmak8
- sevgilim beni aldatsa da vazgeçmem diyen erkek12
- muhtemelen canabar12
- güne soğuk bir espri bırak10
- türklerin küfürbaz bir millet olması19
- damsız girilmezdeki akıl almaz mantık hatası10
- zafer partisi8
- sevgilinin yüzüne son damlasına kadar işemek8
- aldatmayan kadın var mıdır sorunsalı13
- pidesiyle ünlü ilçe neresidir sorunsalı16
- köfteci yusuf'a tazminat davası açmak14
- 10 milyon paranız olsaydı13
- islamın olduğu yerde huzurun olmaması21
- 9 ekim 2024 queen ravenna'nın sözlüğe dönüşü26
- dubai çikolatası8
- suşiyi sadece kadınların çok sevmesi13
- ulunun en güzel kızları tam liste22
- bir cumhurbaşkanı nasıl olmalı29
- çamaşır asmak9
- cildiyeye neden randevu alınamıyor8
- airfryer isteyen kıza verilecek cevap17
- manyak olmaya karar verdim'in boyu12
- çomar9
- sözlük yazarlarını rahatlatan şeyler11
- günaydın true ben bir kızım12
- mutlu olmak önemli mi9
- mersin kız kyk yurdundaki korkunç olay8
- dünya da en sevdiğiniz şehir10
- işe gidiyorum çalışıyorum eve gidiyorum döngüsü17
- yarın iş olması10
- güzel kadın isimleri31
organization for economic cooperation and development.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü.ekonomik gelişmeyi ve dünya ticaretini desteklemek amacıyla 1961'de kuruldu.kararları bağlayıcı olmayan oecd,esasta bir danışma örgütüdür.programını çeşitli görüşmeler,seminerler,konferanslar ve yayınlar yoluyla gerçekleştirmeye çalışır.avrupa ülkelerinin tamamına yakını,abd ve diğer gelişmiş birçok ülke,bu kuruluşa üyedir.türkiye de üyeleri arasındadır.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü.ekonomik gelişmeyi ve dünya ticaretini desteklemek amacıyla 1961'de kuruldu.kararları bağlayıcı olmayan oecd,esasta bir danışma örgütüdür.programını çeşitli görüşmeler,seminerler,konferanslar ve yayınlar yoluyla gerçekleştirmeye çalışır.avrupa ülkelerinin tamamına yakını,abd ve diğer gelişmiş birçok ülke,bu kuruluşa üyedir.türkiye de üyeleri arasındadır.
Organisation for Economic Co-operation and Development(Ekonomik Kalkınma ve işbirliği Örgütü)'ın kısaltılmış adı. 1948'de kurulan Avrupa Ekonomik işbirliği Örgütü'nün (OEEC) doğrudan mirasçısıdır. üç vazgeçilmez ilkesi vardır:
* Finansal istikrarın eşzamanlı olarak korunduğu üye ülkelerde ve hem de özellikle gelişmekte olan ülkelerde halkın yaşam standartının iyileştirilmesi, sürekli ve dengeli ekonomik gelişim sağlayan politikaya destek ve yardım, işsizliğin ortadan kaldırılması;
* Ekonomik genişleme politikasının uyandırılması ve sosyo-ekonomik eşgüdümlü gelişmenin desteklenmesi;
* Uluslararası yükümlülüklere uygun olarak çok taraflı ve ülkeler arasında ayrım gözetmeyen dünya ticaretinin geliştirilmesine destek verilmesi.
* Finansal istikrarın eşzamanlı olarak korunduğu üye ülkelerde ve hem de özellikle gelişmekte olan ülkelerde halkın yaşam standartının iyileştirilmesi, sürekli ve dengeli ekonomik gelişim sağlayan politikaya destek ve yardım, işsizliğin ortadan kaldırılması;
* Ekonomik genişleme politikasının uyandırılması ve sosyo-ekonomik eşgüdümlü gelişmenin desteklenmesi;
* Uluslararası yükümlülüklere uygun olarak çok taraflı ve ülkeler arasında ayrım gözetmeyen dünya ticaretinin geliştirilmesine destek verilmesi.
Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development), ekonomik ve sosyal gelişimi sağlamak, üyeleri arasında işbirliğini güçlendirmek, global bazda sorunlara çözüm üretmek üzere kurulmuş bir organizasyondur. Organizasyon bünyesinde tartışılan problemler üye ülkeler arasında anlaşmalar yolu ile çözümlenmeye çalışılır. Ancak çoğunlukla tercih edilen yöntem ulusal politikaların etkilerinin birbirleriyle paylaşım sonucu uyumlaştırılmasının sağlanması ve bu konuda yol gösterici rol oynanmasıdır.
OECD, yirmi kurucu ülke tarafından 14 Aralık 1960'da Paris Anlaşması ile kurulmuş ve anlaşma, 30 Eylül 1961'de yürürlüğe girmiştir.
OECD'nin kuruluşu sırasında üç temel amaç benimsenmiştir. Bunlar;
-Üye ülkelerde kendi kendine yeterli en yüksek ekonomik gelişme ve istihdamı sağlamak, bu esnada mali istikran korumak,
-Üye olan ve olmayan ülkelerde ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak,
-Dünya ticaretinin uluslararası taahhütler çerçevesinde ve ayrımcı olmayan bazda gelişmesine yardımcı olmaktır.
OECD'nin, uluslararası mali işbirliğinin sağlanması veya ticaretin serbestleştirilmesi şeklinde özel bir görev alam yoktur. Daha çok ekonomik ve ticari konuların ele alındığı bir "tartışma ve inceleme forumu" niteliği vardır. OECD, uluslar üstü yetkiyle donatılmış bir kuruluş değildir. Diğer bir deyişle ülkeler üzerinde yaptırım gücü yoktur. OECD sadece, üye ülkelerin ekonomik, mali, sosyal ve siyasal uygulamalarının belli bir uyum içinde ortaklaşa öğrenilip ahenkleştirilmesine, ortak sorunların çözümlenmesine, bu alanlarda uyulması zorunlu veya ihtiyari kuralların ortaya konulmasına imkan hazırlamaya yönelik sürekli bir müzakere ve konferans ortamıdır.OECD, üye ülkelere yönelik iki tip karar almaktadır. Bunlar, "Karar" ve "Tavsiye Kararlaradır. Kararlar aksine hüküm olmadıkça, lehte oy veren ülkeleri bağlayıcı niteliktedir. Buna karşılık tavsiye kararlarının hukuki yönden üye ülkeleri bağlayıcı niteliği yoktur.Üye ülkeler uygun görürse uygulamaya konulmaktadır. Bütün bu kararlar, tüm üye ülkelerin onayıyla kabul edilir. Üyelerden birinin olumsuz oyu kararı engeller, üyelerden bir veya birkaçının çekimser kalması ise kararın kabul edilmesini engellemez. Ancak, alman karar çekimser kalan ülkeyi bağlamaz. Hukuki yükümlülük getirmesine rağmen Konsey kararlarının müeyyidesi yoktur
OECD, yirmi kurucu ülke tarafından 14 Aralık 1960'da Paris Anlaşması ile kurulmuş ve anlaşma, 30 Eylül 1961'de yürürlüğe girmiştir.
OECD'nin kuruluşu sırasında üç temel amaç benimsenmiştir. Bunlar;
-Üye ülkelerde kendi kendine yeterli en yüksek ekonomik gelişme ve istihdamı sağlamak, bu esnada mali istikran korumak,
-Üye olan ve olmayan ülkelerde ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak,
-Dünya ticaretinin uluslararası taahhütler çerçevesinde ve ayrımcı olmayan bazda gelişmesine yardımcı olmaktır.
OECD'nin, uluslararası mali işbirliğinin sağlanması veya ticaretin serbestleştirilmesi şeklinde özel bir görev alam yoktur. Daha çok ekonomik ve ticari konuların ele alındığı bir "tartışma ve inceleme forumu" niteliği vardır. OECD, uluslar üstü yetkiyle donatılmış bir kuruluş değildir. Diğer bir deyişle ülkeler üzerinde yaptırım gücü yoktur. OECD sadece, üye ülkelerin ekonomik, mali, sosyal ve siyasal uygulamalarının belli bir uyum içinde ortaklaşa öğrenilip ahenkleştirilmesine, ortak sorunların çözümlenmesine, bu alanlarda uyulması zorunlu veya ihtiyari kuralların ortaya konulmasına imkan hazırlamaya yönelik sürekli bir müzakere ve konferans ortamıdır.OECD, üye ülkelere yönelik iki tip karar almaktadır. Bunlar, "Karar" ve "Tavsiye Kararlaradır. Kararlar aksine hüküm olmadıkça, lehte oy veren ülkeleri bağlayıcı niteliktedir. Buna karşılık tavsiye kararlarının hukuki yönden üye ülkeleri bağlayıcı niteliği yoktur.Üye ülkeler uygun görürse uygulamaya konulmaktadır. Bütün bu kararlar, tüm üye ülkelerin onayıyla kabul edilir. Üyelerden birinin olumsuz oyu kararı engeller, üyelerden bir veya birkaçının çekimser kalması ise kararın kabul edilmesini engellemez. Ancak, alman karar çekimser kalan ülkeyi bağlamaz. Hukuki yükümlülük getirmesine rağmen Konsey kararlarının müeyyidesi yoktur
mottosu whatever the weather we must move together olan kuruluştur.
türkiye nin de onayıyla israil 10 mayıs 2010 tarihinde oecd üyesi olmuştur.
tüm verilerinde diplerde süründüğümüz organizasyon.
Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından üç yılda bir yapılan ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin zorunlu eğitim sonunda hayata hazır oluş durumlarını belirlemeyi amaçlayan dünyanın en kapsamlı eğitim araştırması PISA 2012 (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçları açıklandı. PiSA 2012ye göre Türkiye değerlendirilen 65 ülke arasında ilk 40a giremedi. Matematikte 44. sırayı alan Türkiye, fende 43, okuma becerilerinde ise 42. sırada yer aldı....
--spoiler--
OECD dün 2012 PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) test sonuçlarını açıkladı. Türkiyenin OECD içindeki sırası pek de değişmedi. Olumlu olan tek tarafı, öğrencilerin üç kategoride aldıkları puanların ortalaması 2009da olduğu gibi yükseliyor olması. Ama şurası çok açık, 2012de 2009a göre daha az bir artış olmuş. Artış ivmesinde yavaşlama gözleniyor. 2009daki hızlı puansal artış için yapılan OECD değerlendirmesinde, 1999daki zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasının ve okullaşmadaki artışın etkisi olarak görülmüştü.
2012de, 2009a göre okumada 11, bilimde 9, matematikte ise sadece 3 puanlık iyileşme var. 2012de, 2006ya göre bakıldığında, bilim puanı 39 puan artarken, okumada 28, matematikte 24 puan artabilmiş.
PISA 2012 sonuçlarına göre Türkiyenin OECD içindeki ülkeler sırasında; okumada, en üst dilimdeki öğrenciler 4 sıra, kötü dilimdekiler ise 1 sıra yükselmiş. Bilimde her en iyi ve en kötü iki dilimde birer sıra yukarı çıkmışız. Kötü haber matematikte; olduğumuz yerde kalmışız. OECD dışındaki 31 ülkeyi de kapsayan 65 ülkelik sıralamada düştüğümüz tek alan matematik. Türkiye, en üst dilimde bir sıra (41. sıradan 42ye), en alt dilimde ise 2 sıra aşağı (44.sıradan 46ya) inmiş.
Türkiyedeki 15 yaş grubundaki öğrenciler, OECDdeki akranlarının ortalama puan değerlerine; en çok okumada yakın, en çok matematikte uzaklar.
OECD, rapordaki Türkiye değerlendirmesinde; matematikte en düşük 10. dilimdeki öğrencilerin başarısında 2003e göre 300 puandan 338 puana çıkıldığını ve bunun önemli bir başarı olduğunu not düşüyor. On yıllık dönemde, okullar arası farkların kapanmadığını, ancak aynı okuldaki en yüksek performansa sahip öğrencilerin performansları değişmezken, en düşük performansa sahip öğrencilerdeki iyileşme ile iki grup arasındaki farkın azaldığını not düşüyor.
Ancak matematik başarısını gösteren tabloda da yer aldığı gibi, 2006dan 2009a gelinirken sağlanan 10 puanlık iyileşme o yıllarda kalmış; 2012de de öğrencilerin yüzde 42si 2.seviye altında, en başarılı olan kesim de 5. seviye üstünde yüzde 5.9da. Sadece karşılaştırma için Çinde (Şanghay ölçümü), 2. seviye altı yüzde 3.8de, 5. seviye ve üstünde ise yüzde 55.4te.
Okuma ve bilimde de, en yüksek dilimlerden çok en düşük dilimlerde çok minimal de olsa iyileşme gözleniyor. Ancak kayda değer değil.
Gelişmiş ülke olma yolunda en önemli sermaye eğitimli insan kaynağı. Bunun da ölçüsü, aynı sınava katılmış diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma. Hem de yakın gelecekte işgücüne katılacak bugünün genç kuşağının, uluslararası rekabette nerede olduklarını gösteren PISA testi.
PISAda iyileşmenin yavaşladığı gözleniyor. Özellikle, katma değer yaratacak, verimlilik artışına ve yenilikçiliğe temel oluşturacak matematik bilgisindeki görece eksiklik ve başarısızlık, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz rekabetçi bir ekonomi açısından umut kırıcı. Umut kırıcı, çünkü bu alanda kaygılı olduğunu belli eden ve geleceğe dönük bir planı olduğunu hissettiren bir siyasi irade de yok. Uğur Gürses.
--spoiler--
--spoiler--
OECD dün 2012 PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) test sonuçlarını açıkladı. Türkiyenin OECD içindeki sırası pek de değişmedi. Olumlu olan tek tarafı, öğrencilerin üç kategoride aldıkları puanların ortalaması 2009da olduğu gibi yükseliyor olması. Ama şurası çok açık, 2012de 2009a göre daha az bir artış olmuş. Artış ivmesinde yavaşlama gözleniyor. 2009daki hızlı puansal artış için yapılan OECD değerlendirmesinde, 1999daki zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasının ve okullaşmadaki artışın etkisi olarak görülmüştü.
2012de, 2009a göre okumada 11, bilimde 9, matematikte ise sadece 3 puanlık iyileşme var. 2012de, 2006ya göre bakıldığında, bilim puanı 39 puan artarken, okumada 28, matematikte 24 puan artabilmiş.
PISA 2012 sonuçlarına göre Türkiyenin OECD içindeki ülkeler sırasında; okumada, en üst dilimdeki öğrenciler 4 sıra, kötü dilimdekiler ise 1 sıra yükselmiş. Bilimde her en iyi ve en kötü iki dilimde birer sıra yukarı çıkmışız. Kötü haber matematikte; olduğumuz yerde kalmışız. OECD dışındaki 31 ülkeyi de kapsayan 65 ülkelik sıralamada düştüğümüz tek alan matematik. Türkiye, en üst dilimde bir sıra (41. sıradan 42ye), en alt dilimde ise 2 sıra aşağı (44.sıradan 46ya) inmiş.
Türkiyedeki 15 yaş grubundaki öğrenciler, OECDdeki akranlarının ortalama puan değerlerine; en çok okumada yakın, en çok matematikte uzaklar.
OECD, rapordaki Türkiye değerlendirmesinde; matematikte en düşük 10. dilimdeki öğrencilerin başarısında 2003e göre 300 puandan 338 puana çıkıldığını ve bunun önemli bir başarı olduğunu not düşüyor. On yıllık dönemde, okullar arası farkların kapanmadığını, ancak aynı okuldaki en yüksek performansa sahip öğrencilerin performansları değişmezken, en düşük performansa sahip öğrencilerdeki iyileşme ile iki grup arasındaki farkın azaldığını not düşüyor.
Ancak matematik başarısını gösteren tabloda da yer aldığı gibi, 2006dan 2009a gelinirken sağlanan 10 puanlık iyileşme o yıllarda kalmış; 2012de de öğrencilerin yüzde 42si 2.seviye altında, en başarılı olan kesim de 5. seviye üstünde yüzde 5.9da. Sadece karşılaştırma için Çinde (Şanghay ölçümü), 2. seviye altı yüzde 3.8de, 5. seviye ve üstünde ise yüzde 55.4te.
Okuma ve bilimde de, en yüksek dilimlerden çok en düşük dilimlerde çok minimal de olsa iyileşme gözleniyor. Ancak kayda değer değil.
Gelişmiş ülke olma yolunda en önemli sermaye eğitimli insan kaynağı. Bunun da ölçüsü, aynı sınava katılmış diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma. Hem de yakın gelecekte işgücüne katılacak bugünün genç kuşağının, uluslararası rekabette nerede olduklarını gösteren PISA testi.
PISAda iyileşmenin yavaşladığı gözleniyor. Özellikle, katma değer yaratacak, verimlilik artışına ve yenilikçiliğe temel oluşturacak matematik bilgisindeki görece eksiklik ve başarısızlık, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz rekabetçi bir ekonomi açısından umut kırıcı. Umut kırıcı, çünkü bu alanda kaygılı olduğunu belli eden ve geleceğe dönük bir planı olduğunu hissettiren bir siyasi irade de yok. Uğur Gürses.
--spoiler--
OECD sıralamasında "sevinebileceğimiz" rakamlar da var:
- Mesela, en az biz kanserden ölüyoruz...
- Ya da: Sigara tüketiminde bizim üstümüzde 8 ülke var; birinci veya üçüncü değiliz.
- En çok "şişko", bizim memlekette değil.
- Kafayı çekmek söz konusu olunca, sondan birinciyiz.
Bakın:
http://galeri.uludagsozluk.com/r/oecd-667186/
- Mesela, en az biz kanserden ölüyoruz...
- Ya da: Sigara tüketiminde bizim üstümüzde 8 ülke var; birinci veya üçüncü değiliz.
- En çok "şişko", bizim memlekette değil.
- Kafayı çekmek söz konusu olunca, sondan birinciyiz.
Bakın:
http://galeri.uludagsozluk.com/r/oecd-667186/
Yayınladığı rapora göre gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye 2. Sıradadır.
Turkiye, Almanya, ABD gibi ulkelerin aralarinda bulundugu ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü. Istatistikciler icin kutsal bilgi kaynagidir.
link: http://stats.oecd.org/
OECD`nin yaptigi bir istatige gore 15 yasindaki cocuklarin ilerde ogretmen olma istekleri arastiriliyor. Sasirtici bir sekilde bu istatistikte Turkiye birinci , Guney Kore ikinci , Estonya sonuncu, Almanya ise sondan birinci sirada yer aliyor.
OECD nin yaptigi bir baska arastirmada yuksek egitimli kisilerin sosyal aglari kullanma sıklığı araştırılıyor. Tahmin edilebilecegi uzere Turkiyede yuksek egitimli kimseler de sosyal medyayi cok kullaniyor ve oran olarak da bu %70 ancak Almanya`da %40 lik bir oranla OECD ulkeleri icinde bu istatistikte en dusuk paya sahip.
link: http://stats.oecd.org/
OECD`nin yaptigi bir istatige gore 15 yasindaki cocuklarin ilerde ogretmen olma istekleri arastiriliyor. Sasirtici bir sekilde bu istatistikte Turkiye birinci , Guney Kore ikinci , Estonya sonuncu, Almanya ise sondan birinci sirada yer aliyor.
OECD nin yaptigi bir baska arastirmada yuksek egitimli kisilerin sosyal aglari kullanma sıklığı araştırılıyor. Tahmin edilebilecegi uzere Turkiyede yuksek egitimli kimseler de sosyal medyayi cok kullaniyor ve oran olarak da bu %70 ancak Almanya`da %40 lik bir oranla OECD ulkeleri icinde bu istatistikte en dusuk paya sahip.
E'sinin Europe değil ekonomi olduğu sanayileşip zengin olmuş ülkelerin olduğu örgüt.
Organisation de coopération et de développement économiques=Ekonomik Kalkınma ve işbirliği Örgütü
Organisation de coopération et de développement économiques=Ekonomik Kalkınma ve işbirliği Örgütü
Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl, son 50 yılda Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkelerde vergi yükü ortalama yüzde 38 artarken Türkiye’deki artışın yüzde 140 olduğuna dikkat çekti.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar