bugün

yönetmenliğini çağan ırmak'ın yaptığı, mustafa rolünü fikret kuşkan'ın oynadığı 2004 yapımı film.

edit: imla
kimin haklı kimin haksız olduğu şaşırılan;

-yaa adamın karısını götürmüş olum..

'dan sonra

-o da suratına işiyor yahu!!!

gibisinden beyin fırtınalarının yapılabileceği türk sinemasında herkesin ne tamamen iyi ne de tamamen kötü olduğu ender filmlerden biri..
--spoiler--
-Abi senin bu yaptığına adam kaçırmak derler
-Diyosuuunnnn, Adammmısın lan sen..!!!
--spoiler--
(bkz: her şey)
filmde mustafanın özürlü kardeşini oynayan şahsiyet kabuslarda başrol oynayabilir, dikkat *
ayrıca nejat işler in de oynadığı mükemmel film...
mustafa karakterine bayıldğım film. detaycı, mükemmeliyetçi, kontrolcü, disiplinli, mantıklı, titiz, entelektüel, aptallığa tahammülsüz, işine bağlı, çocuğuna düşkün, karısına aşık... karısı ve çocuğuna son derece mülayim fakat başkalarına karşı da bir o kadar sert. hayalimdeki erkek figürünü simgeliyor. kadınların, güdemedikleri için "sıkıcı", "katı" ve "agresif" buldukları erkek tipi. oysa adam planlı, programlı yaşayan; ilkeli ve kişilikli biri. tipik yay burcu erkeği. hayran hayran izledim.

ceren; (benim ölçülerime göre) mükemmel erkeğe sahip olmanın nankörlüğü içinde. kafası bozuk diye gidip bir taksiciyle seks yapan ve akabinde ilişki yaşayan, entel bunalımı içinde ve cahilliği doğallık sanan bir kadın. mustafa'yı aldatma nedeni bu. mustafa'nın mükemmeliyetçiliği ve anksiyetesi boğuyor onu. Film boyu "daha ne istiyorsun kadın?" diye veryansın ederek izledim ve ceren'in yerinde olmak istedim. Yerinde olsaydım ve film benim inisiyatifimde ilerleseydi, psikolojik-gerilim yerine sevimli bir aile filmi ortaya çıkardı. Ceren Mustafa'yı hiç anlamamış bir kadın. Benim antitezim diyebilirim. Sevse de, sıkıldığı için aldatıyor. Film boyu nefret ettim kendisinden.

mustafa, karısının cenazesine gitmiyor haklı olarak. karısı öldüğü için hıncını o taksici puşttan almaya çalışıyor. ona işkence yapsa da, asıl intikam almak istediği kişi ceren olduğundan, herifi öldürmüyor. yerinde olsaydım, ben de esas kini beni aldatana duyardım.

mustafa'nın çocukken işlediği ve bilinçaltına ittiği suçun açığa çıkması çok etkileyiciydi. mustafa'nın ağabeyi türk sinema tarihinin en korkunç karakteridir bana göre. aklımı kaçırıyordum neredeyse. adam tek başına korku filmi. aklıma geldikçe ürperiyorum.

senarist çağan ırmak harikalar yaratmış. mustafa'ya hayat veren fikret kuşkan ve mustafa'nın annesini canlandıran şerif sezer oscarlık iş çıkarmışlar. önlerinde saygıyla eğiliyorum.

türk sinema tarihinin en sağlam psikolojik-gerilim filmlerinden biri.
kadın ırkından nefret etmemi sağlayan filmdir.

hele bir de nejat işlerin dayağı yedikten sonra yazlık evde söylediği bir söz vardır ki sık kafasına.

- banyonun yerini biliyorum.
'Hepiniz beni idare ediyorsunuz değil mi ?'

Ve

'Bırak birşey de dağınık kalsın be abi'

Replikleri hala aklımda olan,eski,güzel ve orjinal bir Türk filmi.
"sen şimdi bi sebep arıyon di mi...ama yok!!!!!!!!" *
(bkz: sen bilirsin deyince kavga olmazmış)
filimden bir replik "bazen tanrılara bir kurban gerekir, ki tanrı kalabilsiner."(mhh-10.55)

filmin konusu pek sıradışı değilmiş gibi görünsede yazılan senaryo filmi ilginçleştirecek güce sahip. aslında çağan ırmak'ın filminde aradığı soru şu: bir insanın yaşadıkları mı geleceğine yön verir yoksa kişi geleceğine yön vermek için geçmişini mi değiştirir. aslında çağan ırmak'ın bu soruya tam olarak cevap vermek istemediği filmin sonunda mustafa nın mezarlığa gelmemesinden ve fakat tekrar eski haline dönmesinden anlayabiliyoruz. belkide asıl cevap budur.

çağan ırmak filminde psikolojiye inmek istemiş bir parça, ama çok yüzeysel kalmış tabi kısıtlı ilmi. zira psikolojik vakalar bilimsel bir alt yapıdan ziyade gözlemleme vasıtasıyla kurgulanmış.

filme akıcılık kazandırmak amacıyla zaman zaman aksiyon içeren sahnelerde çekmiş. fakat bazı sahnelerde kendini, popüler filim repliklerini de kullanmaktan alıkoyamamış. mesela tutsak aldığı fikrete karşı yer yer amerikan soğuk kanlılığını koruyan mustafa yer yer de basmış osmanlı tokadını fikretin suratına. bu sebeple bazı diyaloglar post-realistik olmasına karşılık filmin akıcılığı açısından çok eğlenceli olmuş ve sırıtmamış ve fakat bu durum ile filmin realistik pozisyonu arasındaki gel gitler çok keskin olduğu için bazı yerlerde irkilme ve aşırı uyarılma etkisi yapabiliyor insanda.

bence izlenesi bir film. not verecek olsam 7+/10 verirdim filme. tavsiye olunur.

not1: mustafa'nın abisi ne kadar da gollum'a benziyor.
not2: mustafa'nın abisi ne kadar da ulvi'ye benziyor.
not3: gollum la ulvi birbirine benzemiyor olabilir.
+çağan ırmak'ın bir çok eseri gibi yine harikulade olan. *
+türkiyede benzeri olmayan.
+fikret kuşkan gibi müthiş bir oyuncuyu başrolünde barındıran ve bununla bonus puan kazanan
+mustafa karakteriyle türkiyede çok bulunmayan bir insan tipini anlatmasına rağmen karakterde bir dönemin insanlarının kendilerini bulmasını sağlayan bir şeyler bulunduran
+ilginç ve izlenesi bir türk filmi
Hayatınıza çok şey katacak bir film. Maziyi iyi hatırlamanız sizin elinizde. Geçmişi nasıl hatırlarsanız oyle aklınıza yerleştirirsiniz. Sonucta yaşamak zorundasınız. Bazı şeylerin sadece guzel taraflarını hatırlamanız hayatı daha çok sevdirir. Bu her konuda böyle, bir ilişkide eğer ki kavgalı ayrılıyorsanız, hatta karşı taraf sizi aldatmışsa bile, sizin onla geçen guzel gunlerı hatırlamanız ve kotu seylerden arındırmanız gerekir kendinizi. Eğer bunu başarırsanız hayatta mutlu bir insan olabilirsiniz. Bazen anıların kötü taraflarını hatırlayıp derste cıkarmak gerekebiliyor tabiki. fakat daha cok iyi taraflarını hatırlarsanız o zaman daha mutlu yaşarsınız. Ayrıca bana hayatınımın bir an içinde değişebilme ihtimali olduğunu da gösterdi.
nejat işler'in tekme tokat dayak yiyip, işkenceye uğradığı filmdir. ama rövanşını almıştır.

(bkz: barda)