bugün

bir beyin büyüklüğü ölçüsüdür.
askerde yeşiline kara şimşek derler yiyenin yanında yatılmamalıdır önemle duyurulur
80'lerde ülkedeki mercimek stoğunun tüketilmesi için, trt'de ayşe baysal isimli bir öğretim üyesinin saatlerce; "mercimek, protein yönünden et kadar zengindir, sık sık yeşil mercimek tüketin." konuşmalarıyla halkı uyuttuğu baklagil.
yeşilinden Tokat ilimizin meşhur yemeği olan "bat" yapılan baklagil türü.
beşiktaşın şu anki kadrosundaki, tek aksayan bölgede oynayan oyuncunun soyadı*.
farsça gözbebeği kelimesinden (merdümek) dilimize geçmiştir... ebadı gözbebeği kadardır...
(bkz: mercimek ağcı)
an itibarı ile tarafımdan ilk defa yapılmaya calısılan yemek turu.
(bkz: allah buyuk)
anonim halk türküsü.

Mercimeğim yumuşak ay gelin gelin gelin
Sevdiceğim bir uşak askerdir yarim
Elma verdim gelince ay gelin gelin gelin
Aldı koydu beline asker mi yarin

Mercimek harda kaldı oy gelin gelin gelin
Kurudu dalda kaldı askerdir yarim
Benim sevdiğim güzel oy gelin gelin gelin
Acep nerede kaldı gurbette yarin
Latincesi "Lenticula"dır. Yeşili vardır, kırmızısı vardır.
Yeşilin çorbası da olur, yemeği de olur. Kırmızısının sadece çorbası olur.
Yeşilin çorbası genellikle terbiyesiz olur. Ve terbiyesiz yeşil mercimek çorbası; özellikle kış sabahlarının, pencereleri ıssızlığa bakan köy öğretmeni evlerinde enfes olur.
Dumanı üstünde afilenen bir kâse koyu yeşil mercimek çorbası... Üstüne kazara limon sıkmaya kalkarsan, limon damlaları göz göz izler bırakır. Ve terbiyesiz bir çorbada limon, lüfer ızgaranın üstüne sirke dökülmüş kadar ters durur.
***
Limonu lüfer ızgaranın üstüne sıkacak, sirkeyi -şöyle büyükçe bir kaşık- yeşil mercimek çorbasının kâsesine karıştıracaksın...
Dumanlı, koyu bir kaşık üzüm sirkeli yeşil mercimek çorbası... Hele yalnızsan... Hele akşam yemeğini tek başına yemeye üşenmişsen... Ve sabahleyin eve yardıma gelen, annemsi köylü kadını pişirmişse sana böyle bir çorbayı... Koyu ve duman duman bir kâse çorba... Sonra yak sigaranı ve II. Murat'ı düşün...
***
Yeşil mercimeğin yemeği, kıymalı ve karanlık yüzlü olur... Savaş günlerinin kıtlığında, peynir kırıntılı eriştenin perde çavuşu gibidir. Önce o görünür sofrada... Bilirsin ki erişte gelecektir arkasından, yahut bulgur pilavı...
ikinci Dünya Savaşı'nda yatılı okullarda büyümüş çocuklar, çok iyi bilirler yeşil mercimek yemeğinin haftada en az iki kez arz-ı endam eden, doyurucu ama bıktırıcı nimetini...
***
Kırmızı mercimek daha kent soyludur. Ve sadece çorbası yapılır. içine azıcık pirinç, havuç ve patates dilimleri koyar da, düdüklüde pişirirsen; arkasından yiyeceğin yumurtalı piyazla ızgara köftenin; liman iskelesini, güneşle yoğurmuş, güneşle çiçeklemiş, güneşle şenlendirmiş olursun... Hele bir de yanında, ayaklı bombe bir kadehte, Tokat bağlarının yakut renkli şarabı varsa...
***
Mercimek aşk tarihine fırınlanarak girmiştir. Mercimeği fırına verdiğin zaman, kadınla erkeğin daha önce aklından geçenleri, vücutları uygulamaya başlar.
Mercimeğin edebiyat tarihine girişi ise, bundan 550 yıl önce yaşamış Ahmet Efendi sayesinde olmuştur.
O Ahmet Efendi ki, herhalde ufacık tefecik olduğu için, kendisine "Mercimek" lakabı takılmıştı...
***
Kış sabahlarının kırsal yalnızlığını, bir kâse yeşil mercimek çorbasıyla paylaşmaya uğraşan köy öğretmenlerinin, ilk sigarayı yakarken II. Murat'ı anımsamaları; içtikleri çorbadaki hammaddenin, onun döneminde bir yazara unvan olmasından ötürüdür.
Mercimek Ahmet'in Kâbusnamesi'ni alıp okuyun. 550 yıl öncesinin çocuksu kültürüyle, kültürel çocuksuluğunu görür ve her mercimek yiyişte Ahmet Efendi'nin ruhuna bir selamcık gönderirsiniz.
***
Demokrasilerde mercimeği sevmek ve sevmemek özgürlüğü vardır.
isteyen sever, isteyen sevmez.
Ben örneğin demokratik özgürlüğümü, özellikle mercimek çorbasını sevmekten yana kullanmışımdır.
Kim bilir belki de, bilinçaltımda nasıl fırınlandığının ilk gençlik merakını, hâlâ unutamadığım için...

çetin altan
en elit kitleye bile hitap edebilecek kadar güzel olan mucize çorba türü.
yeşil mercimek var, sarı mercimek var, kırmızı mercimek var. bunlara ilaveten ve hepsinden önemlisi baki mercimek var.
baki cinsi olan pek tavsiye edilmez. kalpten götürür adamı.

tecrübeyle sabittir. -yani az daha gidiyorduk-
pişirmesi kolay, tadı harikulade, sağlıklı ve doyurucu bir yemektir.

"barbunyanın pezevengi sarımsaktır" diyenlerden esinlenip içine sarımsak koymamla leziz bir deneyim yaşadığımı da belirtmek isterim, tavsiye edilir.
fırına verilmesiyle ilgili anlaşılması zor bir de deyime konu olmuş şeydir.
çorbası köftesi yemeği yapılan kırmızılı sarılı yeşilli bakliyat.
halk arasında kara şimşek olarakta bilinir.
(bkz: baki mercimek)
(bkz: mercimek yada mercimemek işte bütün mesele bu)
(bkz: mercidabık meydan muharebesi)
*
hakkında bu kadar entry girilince tedavülden kalktı sandım.
adana nin ceyhan ilcesine bagli bir köy.
farsça'da gözbebeği anlamına gelen merdümek sözünden dilimize girmiş. taneleri gözbebeği gibi küçük olan tahılın ismi olmuş.
amasya nın taşova ilçesine bağlı bir köy.
adana ilinin ceyhan ilçesine bağlı bir belde.
yanında taze soğan ile yenildiğinde tadını ifade edebilecek bir sözcük bulamıyorum.*