bugün

muhammed bahauddin nakşibendi * ekolünde ilerleyen ehli sünnet ve'l cemaat bir tarikatin külliyesinin bulunduğu adıyaman ili sınırlarında bir köyün * sıfatıdır menzil.

--spoiler--
kitabi bilgi: Kâhta ilçe merkezinden 50 km. mesafede bulunan Durak Köyü toplam 210 haneli 650 * nüfusludur. Yerleşim yeri dere yatağı üzerinde kurulu olan köy, etrafı Atatürk Barajı’nın kollarıyla sarılıdır. Köyün doğusunda Tuğlu Köyü ve Akıncılar Beldesi, batısında Göçeri ve Süsik köyü, Kuzeyinde Büyükgöl, güneyinde Ortaköy ve Elbeyi köyleri bulunmaktadır.

Bir adı da Menzil olan Durak Köyü’nde en büyük aile Erol ailesidir. Bunun dışında Bozan, Günül ve Alp aileleri de bulunmaktadır. Erol ailesi ve diğer aileler 1970 yılından sonra bu köye yerleşmişlerdir. Daha önce ise Bitlis Bilvanis, Siirt- Kozluk beldelerinde yaşamışlardır. Akrabalarının birçoğu halen orda yaşamaktadırlar.

Köyün başlıca geçim kaynağı seracılık, meyvecilik, hayvancılık, tarım ve ticarettir.

Köyün tarihi ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Durak Köyünde 4 derslik ve 1 anasınıfı bulunan 4.-5. sınıfların birleştirilmiş sınıf olarak okutulduğu bir ilköğretim okulu bulunmaktadır. Okulda internet bağlantısı Bilgi teknolojileri sınıfı ve 13 bilgisayar bulunmaktadır. Ayrıca 6 daireden oluşan lojmanı bulunmaktadır. Okul ve lojman kalorifer ile ısınmaktadır. Şebeke suyu da bulunmaktadır. Köyün 6, 7 ve 8. sınıfları Göçeri i.Ö. Okulu’na taşınmaktadır.

Köy yolu Kahta’ya kadar asfalttır. Sağlık ocağı bulunmayan köyde sağlık hizmetleri Akıncılar Sağlık ocağı ve ilçe merkezindeki sağlık kuruluşlarından sağlanmaktadır.

Köyde özel ağaçlandırma alanları bulunmamaktadır. Köylülerin kendi imkânlarıyla oluşturdukları üzüm bağları ve çeşitli meyve bahçeleri bulunmaktadır.

Köy yurtiçi turizm yönünden de dikkat çekmektedir. Köyde Lokanta, çay ocağı, fırın bulunmaktadır.
--spoiler--

seyyid abdulhekim el-hüseyni * tarafından kurulmuştur.
seyyid muhammed raşid erol * zamanında dünyaca ünlenmiş, her ülkeden ziyaretçi ve duacı kabul eder hale gelmiştir. tarikat üyelerinin gösteriş ve aşırılıktan kaçınması, sosyal ortamda çığırtkanlık yapmaması, ibadetlerinde, hoşgörülü olmalarında ve her sisteme uyumlu sakin bir öğreti olması sayesinde yüzyıllarca devlet(ler) tarafından ses çıkarılmadan desteklenmiştir. tarikatin en önemli maddesi gizliliktir. ibadetin de kabahatin de gizli yapılması gerektiği savunulur.

----

yalnız,

hiç araştırmadan menzil'e kula kulluk niyetiyle gidenin de, hiç araştırmadan bu ehli sünnet müslümanlara iftira edenin de hesabı allah'ın elindedir. demek ki neymiş,
araştırmadan, akıl sahibi olmadan fikir sahibi olmamak lazımmış.
adıyaman ilinin kahta ilçesine bağlı bir köy.

kendilerini seyit olarak nitelendiren bu insanlar müthiş şatafatlı bir hayat sürerler. kadınlarının ayak bileklerinden tutun saç tokalarına kadar altındır. erkekleri hizmet adı altında oraya gelen insanlara işlerini yaptırırlar ve buradan yollarını bulurlar. bindikleri araçlar navigator, escalade falan dır. iki katlı evlerinin içerisinde asansörleri vardır(herhangi bir sakatlıktan değil), kapıları şifreli ve otomatik kapıdır. bunların asıl gelir kaynaklarının başında orada oturan kişinin şeyhlik iddasında bulunmasıdır. tüm bakanlıklarda, mahkemelerde, kurumlarda adamları vardır. eğer onlar tarafından bir haksızlığa uğrarsanız dava açmaya kalkmayın zira kazanamazsınız.
oraya gidenler ve kendilerine sofi diyenler ise kesinlikle eğitimli falan değildir kafası boş adamlar ve kadınlardır. orada dini veya herhangi bir eğitim verilmez, bir çay salonunda toplanılır sigara ve çay içilerek eğitim ve ibadetlerini yaparlar.

orada şeyhin size uzattığı iplere dokunup onun dediklerini tekrar ederek günah çıkartabilirsiniz.

son olarak allah oradaki kendilerine seyit diyen sahtekarların gazabından tüm ülkemizi korusun. en az pkk kadar tehlikelilerdir.
hakkında sagdan soldan kulaktan dolma bilgilerle burada salyalar saçarak iftira atan insanları görmemize vesile olan tasavvuf dergahı.birde utanmadan oradaki insanların kara cahil oldugunu söylemezlermi, ulan zavallı yaratık! sen ne haltsın ki ordaki insanların cahiliginden dem vuruyorsun.allah senin ve senin gibi zihniyeten korusun asıl bizi.hakka tövbe etmenin ne demek oldugunu bilmeyen insan. senin yaptıgın bu iftirayı resulullah zamanında ebu cehillerin resulullaha yapmıştı aynısı.

-maneviyatta kör olanlar, baş gözleri ile allahı arayanlar hakikatte kördür onlar-
menzil adındaki köye gitmek isterseniz yola çıktınız, menzil köyünün yol ayrımına kadar mucurlu yolardan gidersiniz kah duble yoldan kah tek gidiş geliş yoldan ama menzile giden sapaktan döndüğünüz an otobanlarımızda bile bulunmayan kaliteli sıcak bir asfalt size eşlik eder.

köyde su sıkıntısı çekildiği doğrudur fakat bu köydeki insanların kullanmalarından değildir ciddi sulama ihtiyaçlarından dolayıdır. köye 50 km uzaktan yani atatürk barajının havzasından getirildiği doğrudur ancak o suyu köydekiler kendi imkanları ile getirmemektedir il özel idaresi tarfından getirtilmektedir. ancak bu riyakarlar oraya gelen cahil sofilerden para toplamaktadırlar.

orada kendisine şeyh veya seyid kimseye itibar edilmemelidir. ancak burada bir sorun daha var "markat" denilen yerde yatan kişilerin kabirleri öyle bir ihtişamla süslenmiştir ki herhalde böyle bir süsleme ve şatafat dünyanın başka hiç bir yerinde yoktur. peygamber efendimizin bile kabri böyle değilken bu insanın itikatını zorlamaktadır.

ve tekrar cahil sofilere gelince eğitim seviyeleri oldukça düşüktür, kitap okumak ile ilgili en ufak bir fikirleri bile yoktur. eğer menzil köyünün ortasında haşa allaha bile kötü konuşsanız size kimse bişey yapmazken eskaza bir seyide küfür etseniz sizi orada linç eder öldürürler zira oradakiler allah'a değil oradaki kendilerine seyit diyenlere tapmaktadırlar. 10 yaşındaki seyit olduğunu iddia eden çocukaların bile ellerini öperler önlerinde ellerini kavuşturup el pençe divan dururlar.
tövbe meselesine gelince orada kendine şeyh diyen kişi bol tüylü minderin üstünde oturur sonra yanındakiler bir bez parçası getiriler şimdi bunu gözünüzün önünde canlandırmaya çalışayım şeyhin elinde tuttuğu kasnak benzeri ama bezden yapılma bir kısım vardır ve buraya dikilmiş yaklaşık 12 tane 3 metre uzunluğunda kolar vardır aynı ahtapot kolları gibi sonra tövbe ederek günah çıkartmak isteyenler bu bez parçasına sarılırlar yani yaklaşık 30-40 kişi bu bezleri tutar ve şeyhin sölediklerini tekrar etmeye başlarlar. "yarabbi ben pişmanım bütün yapmış olduğum günahlardan keşke yapmasaydım inaşaallah bir daha ben yapmayacağım kendime şeyh kabul ettim seyda hazretlerini" diye bir replik herkes tarafından tekrar edilir. yukardaki replik nasıl devrik cümle kurmuşsun falan demeyin aynen böyle söylüyorlar.

işte bunu söyleyip onların adap dediği şeyi yapınca bu tarikate girmiş oluyorsun ve günahlarından arınıyorsun. halbuki tövbe allah'a edilir ve tövbeleri kabul eden allah tealadır.

birde bunların adına hatme dedikleri bir zikirleri vardır,8 tane büyük taş ve 99 tane küçük taş miktarınca sureler, salavatlar okunarak yapılır buraya kadar sorun yok ama burada en önemli nokta o sofi denen cahillerin hiç birisinin o hatme duasını bir kere bile ne olduğunu merak edip okumamasıdır resmen allaha şirkin metni'dir ki akşam namazlarından sonra yapılan rabıtayı da buna örnek gösterebiliriz şöleki; 25 estağfirullah çekilerek gözler kapatılır, daha sonra şeyhin alnının ortasından bir nur hüzmesinin çıktığı düşünülür bu nur sofinin ağzından girer önce kalbine ulaşırmış daha sonra vücudundaki tüm günahları yere akıtarak vücudu allahın nuru ile nurlandırırmış. bu orta asya, hint, çin dinlerinden kalma ritüellerden daha fazlası değildir burada şeyh allahın nuruna aracı vasıta kılınmaya çalışılarak şeyh olmasa siz hiçsiniz mesajı verilmeye çalışılır.

gelelim yaşantıya köyde yaşam ikiye ayrılır kadınlar ve erkekler'in yaşam alanı olarak erkeklerin yaşam alanında merkezde cami yoktur tam tersi oradaki çay ocağı ve pastane vardır. sofiler yerler içerler çay içerler sigara içerler namaza durulduğu zaman hepsi leş gibi sigara kokar. ibadete pek öyle meyilli değillerdir genelde turistik gezi maksadı ile gelirler menzil'e. ezan okunur namaz vaktinde hala çay ocağı, pastane ve diğer hediyelik eşya satan mağazalar tıka basa doludur.
oradaki adına hizmet market, markat market, seyyid mazhar hediyelik eşya gibi satıcılar coca cola satmazlar ancak marlbora, parlıament gibi sigaraları hatta parası direk pkk'ya giden kaçak sigaralarıda satarlar gayet güzel, kaçak telefonları gayet güzel satarlar yani yine gırtlaklarına kadar riyaya batmışlardır.

daha önceki entry'de zikretmiştim ama tekrar edeyim evleri genelde iki katlıdır ve kadınlar kısmında bulunur evleri, bu iki katlı evlerde asansör bulunur yani evlerinin ikinci katına merdivenle değil asansör ile çıkarlar sakatlıkları falan olduğu için değil zaten o seyyid dediklerine bakın hepsinin göbekleri kendilerinden önce giriyor kapıdan...
kadınları ise artık altınlarını nereye takacaklarını şaşırmışlardır ayak bilekleri, belleri, saç tokaları, eşarplarının sol tarafları işlemeli altınlarla bezelidir, ancak ben peygamber efendimizin eşlerine bakıyorum bir tane altınları olmadığı gibi ellerinde ne kadar paraları varsa fakirlere dağıtırlardı.
arabaları ise ikiye ayrılır, seyit mazhar, seyit tacettin, seyit fettah gibilerin bindiği arabalar cadillac escalade, lincoln navigator gibi suvlar, kücük 18-30 yaş arası seyitler ise bmw x, audi q gibi suvlara binerler, ancak benim peygamberim bu riyakarlar gibi değildi elindeki bir devesini bile bir mümine hediye edecek kadar cihan peygamberi idi.

çok uzun yazdım ancak benden önceki cahil sofu yine bana salyalar saçarak gibi bir ifade kullanmış ancak ben bunların ciğerini bile bilirim, bunlar herkesi kafir olarak niteleyecek kadar sapkınlığa düşmüşlerdir hiç birisinin islamla bir alakası yoktur.

eğer çok daha detayını merak eden olursa oturur anlatırım. şimdilik bu kadar ama sonra yine riyakarlıklarını anlatmaya devam edeceğim.

benim peygamberim bunlar gibi yaşamazdı o yüzden bunlar peygamberin yolundan gelenler değillerdir...
sözlük anlamı son duraktır.
emniyetin içinde etkili olan dini oluşum. cemaat ile çatışma halindedir.
Peygamber (a. s) efendimize verilen müjdelerin belkide en büyüklerinden birisi, kıyamet sabahına kadar varislerinin her daim olacağıydı. Bu varislere mukarrebun, veli, ebdal, ehlullah da denir. Bu kamil insanların, insanları çeşitli metodlarla irşad edenlerine şeyh denir. Her şeyh velidir, ancak her veli şeyh değildir. Anadolu coğrafyası her zaman bir çok nedenden ötürü velilerin adeta hane-i saadet diyarı olmuş. Her topğrağını bu veliler hizmet teriyle, aşk gözyaşlarıyla, kimi zaman şehadet kanıyla ıslatmışlardır. Zamanın her döneminde evliyanın olduğu, bugünde olacağının en büyük kanıtıdır. Çünkü bugünler ahir zamanın en şiddetli vuku bulduğu zamandır ki buna her gün kendimiz de defalarca şahit olmaktayız. Adetullahdır ki Allah Teala her şeyi sebeblere bağlamıştır. Ve yine şanlı adetindendir ki Allah kulunu mahsun etmez. Böyle kötü zamanda önceki asrın evliyalarından büyük dostlarını göndermemiş olması adetine aykırıdır. işte Adıyaman menzildeki o Peygamber Efendimiz'in torunu Allah'ın dostu zat; malını mülkünü evladını, iyalini ve hatta canını bu yola kurban etmiştir. Menzil'in seveni çok olduğu gibi sevmeyeni de çoktur. Efendimiz (a. s)' inde seveni sevmeyeni vardı. Göz var bakar, göz var görür. Kimsenin lafına bakmayın canlı, kanlı bi Allah dostu görmek boynuna boğazına sarılmak istiyorsanız kalkın gidin. Her arayan bulamasa da bulanlar arayanlardır.
Adiyaman kahta ilcesinde bir koy.
Bu haftasonu cok kalabalikti.
Cahiliye dönemi kabe si gibidir. içi putlarla doldurulmuştur.

Not: adıyamanspor'luyum.
tasavvuftan zerre anlamayan, taşı toprağı sadece taş toprak olarak gören, bir yerde O'nun tecellisini arayacağına şirk koşuyorlar yea diye sızlanan bünyelerin gidip dergahta mübareklerin sohbetinden nasiplenmesi gereken ve bunun için en müsait olan köy. Bir gün benim de yolum düşer inşallah.
bu yazıyı okuyor musun? ne olduğunu öğrendin mi? hiç durma güzel kardeşim koş menzile koş
(bkz: rabita)
Birgun mutlaka gidecegim tasavvufun en buyuk kalesi olarak gordugum o guzel koye.
Biri biterken öbürü de baslar vermesin Allah dediğim fetonun yerini alan topluluk.
islamdan az-çok anlayanların dinleyerek hakkında bilgi sahibi olabileceği bir ses kaydı için bakınız:

http://m.youtube.com/watch?v=gI7aKKPIRhk
tasavvufun kalesidir. güzel insanlarla dolu güzel bir köydür. ayrıca adıyaman'a çok büyük getirisi vardır.
Ayrıca başkanlık seçimlerinde mhp den aday Mehmet Erdem'in dagıttıgı broşürlerde "menzil köyündeki zât olmasa havaalanına uçak inmez." diyerek akp belediyeciliğini eleştirmek konusunda yararlandıgı köydür.
şirk yuvasıdır. gavs'tan şefaat dileyenlerin daha beteri gavs'ın şefaat ettiğini iddia edenlerin son sürat şirke koştuğu tekke.

menzil'e gidip şefaat dilenenlere hatırlatmak gerekir:

Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki: "Siz, Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir."

YUNUS SURESi / 18
Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere indin mi gönül
Derya, deniz, dağ, taş demez geçerdin
Karada menzilin aldın mı gönül

Yiğitliğin elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrat eli değmiş goncagül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül

Hasta oldun yatağını istersin
Kadir mevlâm sağlığını göstersin
Cennet-i Aladan bir köşk dilersin
Boynunun farzını kıldın mı gönül

Karacaoğlan der ki söyle sözünü
Hakka teslim eyle kendi özünü
El içinde karalama yüzünü
Yolun doğrusunu buldun mu gönül

- karacaoğlan.
bir aracın, o yakıtla alabileceği azami mesafe. bir taşın, o atış koşullarına gidebileceği azami mesafe. bir roketin, o yakıtla gidebileceği azami mesafe.

velhasıl, azami mesafe. savunma stratejileri için kritiktir. savunma füzelerini nerelere yerleştirmeniz gerektiğini, hava alanlarını nereye yapmanız gerektiğini vs. bu belirler.
Sofilik ateşten gömlek giyene helal olsun ..
şirkin ve müşrikliğin başkenti...
şu selefinin (sir camel drunk) entry sini beğeneceğim hiç aklıma gelmezdi ama menzil şirk yuvasıdır. Sonunda bir konuda anlaşabilmemize sevindim.
Düpedüz ev.
Kabusuma girdi geçen gün.
Daha travmalarını atlatabilmiş değilim.

Ne bok yemeye gittim bilmiyorum ama bir daha gideni...

cezbelenmek diye bir şey var. Birisi birden bağırıp hoplamaya çığlıklar atmaya başlıyor ve diğerleri ona imreniyor falan.

O anne dedikleri kadınlardaki altınlarla kuyumcuyu bırak banka açarsınız.

Para tuzağı bir din sömürge yerinden öteye giden bir yer değil.
Dinde Ruhban sınıfı oluşturanların merkezi.

Oraya gidince yarım hacı olduğunu sanan zavallılar var.
güncel Önemli Başlıklar