bugün

bir de kadın gözüyle bakalım efendim.. kadın kısmısı eşiyle, sevgilisiyle alışverişe çıkmak, gezmek ister ve gezdirilmeyi sever bil mukabele aldığı eşyaları taşıması için eş, sevgili, amcaoğlu farketmez kas kuvvetine ihtiyaç duyar..

mango dediniz mi orda duracaksınız bir kere. şöyle az biraz vitrine bakıp saygı duruşuna geçecek sonrada gadanallah dalacaksınız içeri. sağa sola saldırmaya hazır ve nazır iken biz hanımlar yorulmayalım diye yanımızda er kişi olacak, genelde onu soyunma kabinine yakın bir yere konuşlandırıp o raf senin bu askı benim diye dolanırken er kişinize arada birkaç sempatik gülümsemeyi, seni çok seviyorum, akşam seni ödüllendiricem bakışlarını eksik etmeyeceksiniz...

almayacağınızı bilseniz de arada birkaç seksi kıyafet de deneyeceksiniz ki er kişinin motivasyonunu kaybetmeyesiniz, onu her an hizmete hazır ve nazır tutacaksınız. neyse efendim birkaç pantolon (15 adet gibi) birkaç etek (10 bilemedin 15) ve birkaç gömlek (10 -15 yeterli) denedikten sonra, geçen hafta beğendiğiniz hırkayı alıp çıkacaksınız ordan. maksat kilo alınmış mı alınmamış mı? mango bedenlerine hala fit miyim anlaşılsın değil mi?

sevgili bayanlar dediğim gibi mango ya da başka bir yer farketmez unutmamanız gereken tek şey, kıyafet alışverişlerinde seksi ve alımlı birkaç kıyafet deneyip sevdiceğinize göstererek onun aklını kaybetmesini önlemektir, işin püf noktası burasıdır...

aslında ne kadar vefakar olduğumuz buradan da anlaşılabilir nitekim bir yandan o kalabalık içerisinde elbise kapışma, ayağa çelme, kabin önü kuyruklar, makyaj bulaşmasın diye binbir güçlükle kıyafet denemek bu olmadı yok başka beden istiyorum vb zorlukların arasında bir de erkeğinize gülücükler, bakışlar, canım benimlerle uğraşıyoruz. çok düşünceliyiz ama değerimizi bilmiyorlar efendim..
türkiyede kadın olmaktan daha kolay bir eylem
tam anlamıyla arafta kalmaktır. içerde sevdiceğin vardır ki cehennem tam içindedir, kapının dışında ise özgürlük vardır ki orası da cennetin ta kendisidir.*
aldatan erkeğe verilebilecek ufak çaplı cezalardan biridir
nerede duracaklarını bilmeyerek, alışveriş yapmaya çalışan kızları deli eden erkeklerden biri olmaktır.**
bu bahsi geçen mango mağazası sınırları içerisinde erkek olmak hadisesinin sıkıntısı montajelemaninin güzel kaleminden net bir şekilde anlatılmış.

efendim bu mağazada erkek olmak iki kategoride incelenmektedir. bir bayanın partneri olarak bulunmak veya hediye almak maksatlı tek bulunmak

öncelikle bir bayanın partneri olarak bulunmak seçeneğini inceleyelim. efendim, daha önce hiç mango mağazasına girmemiş ve içerisini bilmeyen bir insan olarak herhangi bir mağazadan farkı olmayacağını ve normal bir bakınma veya alışveriş süresinde çıkılacağını varsayarak girme teklifini kabul eden er kişisi, içeriye girdiği anda nasıl bir cehennemin içerisine düştüğünü anlamaktadır. ilk başlarda kolundan çekiştirilmek suretiyle reyonların önüne götürülürken, ilerleyen dakikalarda koldan çekmesi gereken partner artık iki eli birden kıyafetlerle dolu olmasından ve alışveriş manyaklığı en üst seviyeye çıktığından dolayı er kişiyi tamamen unutur. burada er kişinin en önemli görevi iki milyon farklı kadın sesi içerisinde kendisini çağıran kadın sesini kısa zaman diliminde ayırtedip sesin geldiği yöne doğru yönelmesi ve kıyafete herhangi bir yorum yapmasıdır. yorumun içeriği önemli değildir, zira o an bayan kişisi zaten o yorumun içeriğine değil sadece yorum yapacak birinin olmasına önem gösterir. isterseniz galatasarayın şampiyonlar ligindeki rakiplerinden bahsedin, hiç bir şey olmaz. bayan kişisinin yakınlarında durmak bu açıdan yararlı olacaktır. hem alışveriş sepeti görevi, hem yorumcu-eleştirmen erman toroğlu görevi, hem de çoook önemlidir ki bayanın yanındaki er kişisi olduğunuzu etrafa gösterme görevi. evet evet böyle bir görev de vardır, çünkü bayan kişilerinin genel takıntısı mango mağazalarına erkek partnerleri ile girmiş olmaktır. bir kadın için içeride tek başına olmamak, peşinde devamlı oraya buraya hareket eden bir er bireyin bulunuyor olması kadını o kalabalık içerisinde rahatlatır, ayrıcalıklandırır. erkek partneri bulunmayan kadınlara, içeriye çift olarak girmiş kadınlar ikinci sınıf insan muamelesi yaparlar. evet öyle bir olay var, ilginçtir, ben de çözemedim.

mangoda bulunmak hadisesinin en kötü tecrübesi hediye almak maksadı ile tek başına o mağazaya girmektir. bizzat bu deneyimi yaşamış biri olarak gözlemlerimi anlatarak günümüz erkeklerini aydınlatmak, bazı tehlikelerden korumak görevimdir. efendim, hanım kişisine hediye almak için zaten hiç çıkmadığı mango mağazasına girme gafletinde bulunulduğu an o cehennem alevi er kişiyi sarıp sarmalar. tarkanın ahtapotu misali 30 tane kolu ile yakalar ve bırakmaz. içeriye girmeden evvel ne almaya karar vermiş olmak çok önemlidir. zira eğer karar verilmediyse ve gezilip bakılarak karar verilecekse ayvayı yedin demektir. mesela şöyle bir metre ilerideki bir askıda bir bluz görüp beğenildiği anda bir kol uzatma süresi içerisinde o bluzun üzerine 3 kadının birden atlayıp şu an tarifi ve açıklaması mümkün olmayan ses gruplarını çıkarmak suretiyle birbirleriyle konuşmasına şahit olmak mümkündür. böyle bir durumda sessizce kolunuzu geri çekip, ani hareketler yapmadan geri geri diğer bir reyona gitmeniz tavsiye olunur. zira orada birşeyler seçen bir erkek olarak farkedildiğiniz andan itibaren tüm kadınlar size bir düşman, rakip gözü ile bakacaklardır. özellikle soyunma kabinlerinin önünde -ki bir dönem iyice abartıp soyunma kabini dinlemeden ortada kıyafet deneyenler de mevcut olur- tam bir savaş vardır ve o alana bir erkeğin girmesi çok büyük bir yanlıştır. alisamiyene bir fenerlinin, fenerbahce stadına bir gs linin girmesi gibi birşey, gerisini siz hayal edin sevgili er okurlarımız. efendim hediye almak için kesinlikle uzaktan bakıp, uzaktan beden seçip yine uzaktan karar vermek gereklidir. karar verilen ürünü ele geçirmek için çaktırmadan yanına yaklaşıp aşırır şekilde almak en mantıklısıdır.

ayrıca tek başına girilmesi halinde başka tehlikeler de beklemektedir er kişiyi. başka bayanlar için bir karar verme, yorum yapma, yardım etme, askılık görevi görme gibi işlerde de kullanılabilirsiniz. bu bluz iyi oturmuş mu bedenime şeklinde, veya eteğin arkasından fermuarını çeker misiniz şeklindeki isteklere her daim hazır ve nazır olmanız gerekmektedir.

burada anlatılanlar kesinlikle espri değildir. bir dönem sonu indirim anında içeri girin ve yaşayın. yüzlerce kadının gözü dönmüş bir şekilde sağa sola saldırması, sizi ezmesi, çarpması, iteklemesi, elinizdeki bluzu kapıp içeri kaçması, düşman gözlerle bakması, veyahutta orada olması gereken ama akıllı olmasından dolayı gelmemiş erkek partneri yerine sizi koyması gibi şeylerle karşılaşmak çok mümkündür. bir kere hediye aldım, onda da o karmaşa içinde büyük beden almışım, gidip değiştirmedim. aman diyyiiiim.
ayrıca bazı sözlük yazarlarının, erkeklere mangoyu cici göstermek adına yaptıkları yanıltmalara kanmamak gerekiyor. yok öyle arada seksi şeyler deneyip erkeğin dikkatini üst seviyede tutmakmış, yok akşam için ümit vermekmiş, bunlara gerenk yok, bunlar reklam kokan hareketler. kanmasın erkek nesli sakın efendim.*
bu erkek eğer kızıyla alışveriş yapmaya çıkmış olan babaysa cinnet eşiğinde olması kaçınılmazdır. minik kızının o küçücük şeylerin içinde olabileceği ihtimali bile babayı kızdırır. kızım ne işimiz burda gel başka yere bakalım dese de artık çok geçtir. ben dışarda bekliyorum al sana para diyerek kaçması en mantıklısıdır.
(bkz: mongol bir erkek olmak)
zor bir iş olduğuna kanaat getirdiğim bulunma fiili...geçen bir arkadaşla gidiyoruz * "gel seni mangoya sokayım" dedi. "git lan sözlüğün ağzına sakız mı edicen beni" dedim. itin götüne soksa daha iyiymiş. ben bunu anladım sayın sözlük.
mangoda bulunmak başlı başına zor bir iştir.geçen bi gireyim dedim girmez olaydım ;sanki bedavaya veriyolar bi kuyruk ki halk ekmekte öylesi yok.üstelik kadınlar beyinlerine virüs girmiş gibi ne var ne yok toplamış ,biraz daha fazla etek bulmak için birbirlerini çimdikliyolar ,hele elli yaşlarında bir kadın beline hırka bağlamış 18 yaşlarında çıtır hatunların bile giymeyeceği boyutta bi mini etek almış sanki şişman tuttu diyor karnıma ağrı girdi gülmekten bi kere de saat 11 gibi gittim iş günü diye ama bu sefer de ev hanımları basmış ne diyim allah orda çalışanlara sabır virüslü hanımlara da akıl versin
soyunma kabininde olan kız arkadaşınızı beklerken, piyangodan çıkmış bir kadın tarafından oradan gitmeniz konusunda uyarı almaktır.
sevap kazanmak için iyi bir neden zira mangoda genelde hep güzel hatun kişiler olur.
ünlü ispanyol yazar pablo grabados un bir kitabından uyarlanmış tiyatro şaheseri.

(bkz: kaynak götüm)
(bkz: tangoda seksek olmak)
kız arkadasının yoğun ısrarlarına dayanamayıp gidilen ve pişman olacağını önceden bilen bir garip erkek eğer indirime denk geldiyse yandığının resmidir. çünkü ilk olarak reyondan reyona koşuşturmalar yapılır **, tam bişi buldum dersin bedenini bulamazsın. hadi şansın yaver gitmiştir bişi bulmuşsundur bu sefer emekli maaşı kuyruğu gibi bir kuyrukta sıra beklersin. neyse dakikalar dakikaları hatta saatleri kovalar. alacak şeyi bulur bu sefer baska bir emekli maaşı kuyruğu benzeri bir kuyruğa daha girersin. evet zafer sizin sıra size geldi ve büyük bir gururla kartı uzatırsınız ve şu cümleyi duyarsınız; "hanımefendi kartınızın limiti dolmuş". orada küçük bir baygınlık geçiren acınılası insanın bulunduğu duruma biz toplum arasında mangoda erkek olmak durumu diyoruz.
o meshur 'bitse de gitsek' ezgisinin ritmi icerisinde elinde bi bluz, bi yerlere kosturan kadinlari aciyarak izlemek eyleminin gerceklesebilecegi nadir yerlerden. red light district'e birakilmis erkegin yapacagi hareketlere benzer bir yaklasim icerisine girer disi bunyeler bu ortamda. erkekler hic hazetmez, sıkılır, bir an once cikmak ister, eger birlikte girilen disinin isi uzun surerse, 'yeter uleaan' denerek "ben disarida bekliyorum" denir. fakat mango'nun kapisinda bekleyen erkek olmak ile bayanlar tualeti kapisinda bekleyen erkek olmanin farklari cok olmadigindan diger dukkanlarin vitrinlerine dogru segirtilir, gorus alanindan cikmadan tabii.
kızların alışverişe giderken yanında sürüklediği biçarenin trajedisini anlatan başlık. hamfendi sürekli alışveriş torbasını doldurup oradan oraya koştururken, sıkıntıdan patlayan, hatta ağaç olan erkeğin sorunsalıdır.
hiçbir şey almadan kasaya tonla para ödemek zorunda kalmaktır.
eşim yüyünden bir kere başıma gelmiştir fakat oraya girmeden önce tehlikeyi sezdiğim için mağazaya girmeden önce en kısa sürede çıkmayı şart koştum. mağazada 10dk geçtikten sonra baktım olmayacak olabildiğimce huysuzluk edip hemen çıkmamız gerektiğini yoksa bayılabileceğimi söylediysem de yararı olmadı ve bende son silahımı olan erkekliğimi kullanarak etraftaki sayısız hatuna kısa nazarlarla eşime belli ederek bakmaya başladım..neyse ki kıskanç bir eşim var ki bu son silahımla oradan kurtuldum...
mango da erkek olmak, zara da erkek olmak, oxxo da erkek olmak, koton da erkek olmak, boyner de erkek olmak, accessorize da erkek olmak, beta da erkek olmak, diye uzar gider bu liste. sevgilisi olan erkeğin kaçınılmaz sonudur bu. daha kötüsü için:
(bkz: yeni inci de erkek olmak)
(bkz: body shop ta erkek olmak)
(bkz: sevil parfümeri de erkek olmak).
erkeğine göre psikoloji üzerinde yarattığı etki değişebilir. Örneğin güzel kızlar varmış sevdim burayı diyenlere de rastlamışlığım vardır.
büyük bir yalnızlıktır...
içerideki iki koltuktan biri için yarım saat beklemektir.
(bkz: erkekler için cehennem kapısı tabelaları)
(bkz: mango)