bugün

kurumun calısanlarına ucretsiz ya da belli bir ucret karsılıgı verdigi ev
telaffuzuyla akla, açıklığının, demirlerinin mavi ya da yeşil branda ile kapatıldığı balkonlar getiren üstüste konmuş beleşe yakın evler bütünü.
logement fransızcası haberiniz ola.
askeri oldugu zaman tadindan yenmeyen mekan. kalite, ucuzluk ve guzellik bakimindan diger yerlere gore cok ustun konumdadir.
kâr amaci gudulmez buralarda. ornek olarak orduevlerini verebiliriz. misal ayni kalitede bir mekanda cay icmek isterseniz 5ytl odersiniz, orduevinde icerseniz 5ykr odersiniz. o mekanin temizligi tartismaya aciktir fakat orduevlerinin temizligi tartisilamaz.
(bkz: bal dök yala)**
özellikle otel ve tatil köyü gibi şehre uzak işletmelerde çalışacak personeli sürekli git-gel mesaisinden ve dolayısıyla bu iş için harcanacak paradan kurtarmak amacıyla inşaa edilmiş, içerisinde -bazı yerler hariç elbette- hiçbir lüks bulunmayan, amacı yanlızca uyuma-yeme ve korunma gibi temel ihtiyaçları karşılamak olan, sıhhi tesisatları yılda en az 2 kez arızalanan yapı. bu tip yerlerin altında yada bahçesinde muhakkak birde personel kafeteryası bulunur ve buranın işletmeciliğini alan kişi tost yapıp satarak hayatını kazanır.
tüm personel lojmanlarında elbette bir süre hiyerarşisi vardır. en eski personel en güzel odada kalır ve içerisini kendi hayal dünyası ve yönetim izni sınırlarında döşer.
kurum konutu.
mabetsiz tasarlanan mini seküler kentlerdir.
Ak partinin bulaşmaması gereken şeylerden biridir.
Devlet kurumlarında bir nebze iyi olan ama özel şirketlerde o devasa tesislerin lojmanları ne durumda ne dersiniz?

Peki ya personel lojmanları ne durumda dersiniz ?. Birçoğunda temizlik ve düzen hak getire, duşlar ve tuvaletler ise genelde rezalet durumda. Küçücük odalarda 4 ya da 6 personel birden yatmak zorunda bırakılıyor. Çoğunda klima ya da muadili cihaz yok, ilelebet de konulmayacak, zira işletme için büyük masraf. Çöpler toplanmamakta, çarşaflar uzun aralıklarla değiştirilmekte. Değil köpek, yaban domuzu bile bağlasan durmayacak odalar söz konusu. Birçoğu inşaat sonrasından kalma şantiye barakalarından mütevellit. Sürekli temiz olması, iyi görünmesi ve güler yüzlü olması beklenen otel personelleri bu berbat ortamlarda konaklattırılmakta. Çoğunda bırakın çamaşır yıkama makinesini, çamaşır asacak yer yok. Neden böyle diye sorduğunuzda ise bin ah işitiyorsunuz. imkansızlıklardan, bütçe kısıntılarından ağzını açan işletme yetkililerinin yanınızda bir ağlamadığı kalıyor. Hemen ardından milyonlarca dolar harcayıp kumsalın üzerine diktikleri devasa tesise, sonrada Kenyalı mültecilerin kamplarına benzeyen personel lojmanlarına bakıyorsunuz, çelişkiyi ve bu eziyeti anlamak mümkün değil. Sadece bu kadarla da kalmıyor, birçoğunun yemekhanesi ya da kafeteryası yok. Personel mesai bitiminde otelde yemeğini yiyip lojmana öyle geçmek, ya da tam tersi yemek için tekrar otele gitmek durumunda. Çin işkencesinin füzyon hali diyebileceğimiz bu duruma nerede ise her bölgede rastlamak sıklıkla mümkün.

Kaynakça: Emir Hepoğlu.