bugün

Göze göz, dişe diş, cana can şeklindeki cezalandırma şeklidir.
şeriat rejiminde bir ceza biçimi.
işlenen suçun aynen işleyene iade edilmesi mantığına dayanır.

mağdur tarafa önce tazminat (kan parası) önerilir. mağdur taraf bunu kabul ederse şer'i dava sonuçlanır. kabul etmezse, suç aynen iade edilir.

bire bir işlenen suçlarda adaletli görülse de, karmaşık suçlarda çok büyük haksızlıklara yol açar.

bire bir suça örnek olarak: ahmet, mehmet'in gözünü çıkarırsa; mehmet'e de ahmet'in gözünü çıkarma hakkı verilir.
ahmet'in gözünün çıkması, mehmet'in gözünü geri getirecek midir? hayır, ama en azından mehmet'in intikam duygusu tatmin olacaktır.

ama karmaşık bir suç için düşünülürse, kısasın vehameti ortaya çıkar:
--alıntı--
biri birinin kölesini öldürüse, kölenin fiyatını ona teklif etsin. kölenin sahibi bunu kabul etmezse, o da öbürünün kölesini öldürsün.
--alıntı--
hadi birinci köle, şer'i mantık gereği öldürülmeyi "haketti" diyelim; ikinci kölenin suçu nedir?

ya da aynı mantıkla yola çıkarak; siz birinin kız kardeşine tecavüz ettiyseniz, o kişi de sizin kız kardeşinize "kısas hukuku gereği" yasal olarak tecavüz edecektir.
olayda hiç suçu olmayan iki kızkardeşi de mağdur eden bu mantığa adalet denemez.

günümüzde, şeriat rejimi uygulanan iran'da bu adaletli(!) yöntem hâlâ (üstelik sağlık kurulu gözetiminde***) uygulanmaktadır:
http://www.milliyet.com.t....2010/1325675/default.htm
şanlıurfa'da bir alevi beldesi, güzel canların memleketidir.
Türk hukukunda bir yaptırım türü değildir.
http://www.habervaktim.co...u-doverek-oldurduler.html

işte bu yüzden olması gereken.
Hamurabi Kanunu'ndan XII Levha Kanunu'na; Semavi dinlerden Yunan Kanun'larına kadar birçok kanunda yer alır. Aslında ortaya çıktığı günlerin devrim niteliğindeki hükümlerindendir. Zira, bununla birlikte cezaya bir sınırlama getirilmiş, oranlılık ilkesi sağlanmıştır. Yukarıda diğer yazarlar arkadaşların da belirttiği üzere, birden fazla faili ya da mağduru olan suçlar da ise, adaletsizlik ortaya çıkmakta, şahsilik ilkesi bu hükümle ihlal edilmektedir. Bir diğer devrim niteliğindeki özelliği ise, kusur kavramını cezalarda göz ardı etmemesidir.
olması gerekendir. canını alanın canı alınır. günahı yoktur.
"Benim inandığım sistemde; sabah bir masumun öldürüldüğünü duyarsanız,
akşam darağacında sallanan birini görürsünüz."

Necip Fazıl Kısakürek
Bunu vahşet olarak tanımlayanlar masum insanlara değil, masum insanların katillerine merhamet gösterirler. Son olaylar Allah'ın emri olan kısasın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha bizlere gösteriyor.
idam yerine asıl tartışılması gereken sistem budur.
Nefsi müdafa, yanlışlıkla öldürme gibi durumlar hariç, kasten adam öldürenin öldürülmesi durumudur. Kuran'da emredilir, gününüzde uygulanmaması şarşırtır. Madem tayyip bey kendini padişah görüyor, madem biz "müslüman devlet" iz, kısas da yapılsın. Herkes rahat etsin. yürekler soğusun.
Tecavüze kin kusup, Allah'ın emri kısası çağdışı görmek; güneş'e evet deyip ışığı istememek gibidir!

-Dr. ihsan Şenocak Hoca.
Şanlıurfa Merkeze bağlı Haliliye belediyesinin mahallesidir. 1992 yılında belde olan Kısas Mahallesi 2014 yılında Haliliye belediyesi mahallesine eklenmiştir. Şanlıurfa'nın termal sıcak sularıyla ünlü Karaali yolu üzerindedir.

Kısas Mahallesinde %65 Alevi kesim %35 Sünni kesim yaşamaktadır. Mahallede Cami ve Cemevi bulunmaktadır.
Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir davranıştır; ama kim bağışlar, düzeltme yolunu tutarsa onun mükâfatını Allah verir. Hiç şüphe yok ki O haksızlık edenleri sevmez.
Şûrâ : 40
Düşmesin kor ateş özge canlara
Dise diş kana kan kısas yapılsın
Üzülmek yetmiyor özgecanlara
Mazlumun hakki icin intikam alınsın
Ibreti alem için tum katiller asılsın

Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır, umulur ki bu hukme uyarak korunursunuz.
Bakara 179
üzerine çok kafa yorduğum konulardandır bu. bir diğeri kıyamın anlamı üzerinedir.
Kısas mazlumun hakkı
Hakkımızı almak var!!!
görsel
Bir suçluya ceza olarak, başkasına yaptığı kötülüğün aynısını verme, uygulama.
"Ey akıl sâhipleri, kısâsta sizin için hayât vardır, umulurki böylece korunursunuz." bakara/179
Arapça ḳṣṣ kökünden gelen kısas "ödeşme, suç bedeli" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḳassa "ödeşti, öç aldı" fiilinin fi'al vezninde masdarıdır.
2 yanlıştan 1 doğru çıkarma hadisesidir..

gelişmemiş insan aytım‘ıdır..

hatırlarsınız, 15 temmuzda askerlerin karısını kızını kendilerine helal kılanlar da kısasçılardı..

böyle ezik, böyle berbat bir zihniyet..
Tabi lan manyak mısındır.
istiyoruz

kahpeleri vurun.
Olması gereken.
"hukuk" isminde enteresan bir şeye sahip olduğumuz ve hayvan olmadığımız için, dünyanın hiçbir yerinde uygulaması olmayan şey.