cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal kesimdeki eğitim sorununu halletmek amacı ile ismail hakkı tonguç tarafından hazırlanan ve uygulanan projeydi. genç cumhuriyetimiz açısından zamanında gayet değerli bir projedir. hedefi kırsal kesimde bulunan vatandaşlarımızın bazı konular üzerinde uzmanlaşmalırını sağlamak mezun olanlardan yurdun dört bir köşesine öğretmen atamak ve eğitim sorununa bir merhem sürmek.
peki ne olmuştur. yobaz ve cahil toplumumuz tarafından kim zaman saçma sapan ithamlarla eleştirilmiş kimi zaman kimyasında yer olmayan oluşumların içine çekilmiş ve en nihayetinde kapatılmak zorunda kalınmıştır.
keşke devam etseydi denilen projedir. eğer sağlıklı bir şekilde işlemesi sağlansaydı eminim ki bugün yurdumuzda özellikle doğu bölgemizde baş gösteren eğitimsizlik sorunu bu kadar büyük ve ciddi bir sorun haline gelmiyecekti.
tabi neyi doğru yapmışızki bunu yapalım, orası ayrı!
kapatılmasıyla türk egitim sistemine ve o donemden sonraki nesillere büyük bir darbe vurulan egitim kurumu
amaç olarak çok faydalı bir oluşumdur.(köy teknisyeni yetiştirmek) bu teknisyenler, tarım bilgileri yanında, yöre şartlarına uygun sağlıklı ev yapımı, ilk yardım vb. bilgilerle donatılmaktadır.
çok partili hayata gecişimizle, edindiğimiz, eğitime siyaset karıştırma, alışkanlığımızdan dolayı amacından sapmıştır.

şu an doğudaki bazı köylerimizin durumu gözönüne alındığında,
keşke devam ettirilebilseydi, diye düşündürmektedir.

çünkü orda verilen eğitimlerin temelinde, kısıtlı imkanlarla ,bir şeyleri düzeltmek gibi, oldukça faydalı olabilecek bir hedef vardır.
2004 kpss tarih bölümü sorularında "aşagıdakilerden hangisi atatürk döneminde kurulmuştur" şeklinde sorulmustur. köy enstitüleri de atatürk zamanında kurulmayarak bizlerin soruyu yanlıs yapmalarına sebebiyet vermiştir.
tamamen bir Türkiye bulusudur. yabancı arastırmalarda bile örnek gösterilmiştir. 70 yıl oncesinde yapılan bir baş yapıttır.
adnan menderes başbakanlığında 'kominist yetistiriyor buralar' diyerekten kapatılmıştır. Türkiye nin önünü kesme politikası başarıyla gerçekleşmiştir ve bu tip politikalar * hala devam etmektedir.
(bkz: A B D)
(bkz: Adnan Menderes)
(bkz: 36 baharı)
çok güzel bir projedir ve uygulamanın ilk yıllarında başarılı olmuştur fakat gerçekten de ilerleyen yıllarda farklı bir şekilde sömürülmüş ve bazı ideolojik grupların oyuncağı haline gelmiştir ve malesef bu çok faydalı uygulama son bulmuştur ama zaten bu uygulama geçici bir çözümdür önemli olan devletin sosyal devletin oraya okul ve eğitim götürmesidir
turkiye'den japonya'nın örnek alıp uyguladığı uygulamadır. sonuç ortadadır. eğitimsiz büyükler tarafından zamanında iftiralarla kapattırılmıştır. dedemin bizzat son mezunlarından olması ve onun ağzından enstitulerdeki öğrenci hayatını anlattığı özlenen uygulama.
(bkz: fakir baykurt)

eger kapatılmamıs olsalardı;
gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak, kullanılmamış su, aç- açık insan, işçileri sokaklar da aç dolaşan insanlar, kapatılmış fabrikalar olmazdı. Eğer kapatılmasalardı işçilerimiz yabancı ülke kapılarında iş aramayacaklar, aileler bölünmüş olmayacaklardı. En önemlilerinden bir tanesi de, bugünkü töre cinayetleri işlenmeyecekti. Son yıllarda üzerinde en çok durulan köy boşalmaları yaşanmayacaktı. Çünkü insan için gerekli olan hizmetler köyde üretilir olacaktı. Kapatılmamış olsalardı bu günkü özgürlük kavgaları yapılmayacaktı. Çünkü Köy Enstitüleri bir özgürlük ve özgürleşme eylemi idi.
Bir Köy Enstitülü olarak bu kurumların kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum.

http://www.cumok.org/html...k/istanbul/koyenstitu.htm
ismail hakkı tonguç'un girişimleri ile hasan ali yücel'in milli eğitim bakanlığı yaptığı dönemde açılmasına karar verilen eğitim kurumlarıdır.
köy enstitüleri bu ülkenin kapanmayacak yarasıdır. ket vurdular yetmedi eğitimcileri de birtakım kalıplara soktular düşünceleriyle suçladılar.

peki bugün ne oluyor? erzurumun 2600 rakımlı bir dağ köyünde elif öğretmen kızakla kömür taşıyor okuluna, tek tek evlerinden topluyor öğrencilerini.. elbet yapacak!! eğitimci çünkü o!! elbet kol kanat gerecek öğrencilerine peki ama elif öğretmeni kim koruyacak?
devlet mi? 150 km uzağında devlet onun, kışın 6 ay uzağında...
şimdi soruyorum elif öğretmeni korumasız bırakan, onu imkansızlığa terkedip belki de en yakın zamanda orayı terk etmesine sebep olacak olanlar, yani o köyün elif öğretmenden sonra eğitimsiz kalmasına sebep olacak olanlar köy enstitülerini kapatanlardan daha mı az suçludur?
bu ülkenin eğitimsiz kalmasına göz yuman belki de bundan hoşnut olan birileri hala var maalesef!
Türk eğitim sistemine vurulan darbelere artık bir son verilsin!
en önemli özelliği yetiştirdiği insanların yine o bölge adına, varsa eğitim sorununu gidermek oldugu kurumlar(dı)..bu noktada özellikle kırsal kesimde gayet başarılı olmuş, nitelikli, düşünen, okuyan, insan yetiştiren kurumlar(dı)...
1946'lı çok partili dönemde başa gelen Demokrat Parti öğretmenler için yeterli bilgileri vermeyip, gelenek ve göreneklere karşı çıktığı, halkı zorla çalışmaya sevk etme ve milliyetçiliği öldürdüğü gerekçeleri ile eleştirmiş ve 1946'da Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Ali Yücel'in istifası ile teker teker kapatılmışlardır.
açıldığı ilçeler ve köyler birer birer solun kalesi olmuş okullardır. kapanması memlekette taş üzerine taş koymayacak insan sayısının azalmasına vesile olmuştur.
Kendi kendine yeten bir toplum oluşturma açısından oldukça yararlı kuruluşlardı.Öyle ki köylü ; tarım,çiftçilik hakkında bilgilendiriliyor kısaca balık tutmak öğretiliyor, yetenekli haytalar sanata yönlendiriliyor * ve kalkınan bir toplum oluşmaya başlıyordu. A.k, bu kimin hoşuna giderdi?

Aman allahım Anadolu 'nun çarıklarla savaşı kazandığı yetmiyormuş gibi bir de bu son derece yetenekli toplum bilimde, sanatta kendi kendine ilerlemeye başlıyordu.Bunu kim kabul edebilirdi?

Nitekim nifak tohumları etkisini gösterdi.

inönü,enstitülerin kapatılmasına engel olamadığı için pişman olduğunu da siyaset sahnesinden çekilirken itiraf etmiştir. * * *
sanılanın aksine menderes değil inönü tarafından kapatılmıştır. muhalif muhafazakar milletvekillerinin ısrarı, ikinci dünya savaşı sonrası yeni güç dengelerinin yani amerika'ya yanaşılmaya başlanmasının sonucunda kapatılmıştır. kırsal kalkınmada devrim sayılabilecek böylesi bir girişimi engellemek elbette ki toprak sermayesinin de işine gelir, nitekim sürecin devamındaki seçimler de toprak burjuvazisini taçlandırmıştır.
köylü halkı "gereğinden fazla" aydın hale getirip,onlara sorgular bir kimlik kazanılmasından korkulduğu için kapatılan enstitülerdir. çünkü eğer kapatılmasalardı halk onların istedikleri gibi birer kuzu olmayacaklardı. kısacası bu ülkeyi karanlığa götürmenin ilk adımlarından birisi bu okulların kapatılması olmuştur.
eğer bu konu hakkında daha çok bilgi almak istiyorsanız googleda yapmış olduğum arama sonucunda bulduğum bir kaç link ;
http://www.geocities.com/ualtunay.geo/ke.html
http://tr.wikipedia.org/w...K%C3%B6y_Enstit%C3%BCleri
http://www.koyenstituleri.de/
http://www.egitim.aku.edu.tr/gokdem1.htm
aslen inönü tarafından kapatılmış olan okullardır. madem çok faydalıydılar o zaman daha sonraki sol iktidarlar ve/veya sol partilerin koalisyon ortağı oldukları dönemde neden niçin tekrar yapılandırılmadı dedirten okullardır.
köy enstitüleri kurulduğu zaman bütün dünyada ses getirir, bütün dünya türkiye nin bu sistemine özenir. hala çok önmli pedagoji ansiklopedilerinde türkiye de bir zamanlar uygulanan bu sistem örnek gösterilir. neden?

-çünkü bu okullarda öğrencilere dersler daha doğrusu eğiti öğretim uygulamaya yöneliktir çünkü amaç nitelikli iş yapan öğretmen yetiştirmektir. örneğin fikikteki hareketli makaraları onlar ğla taşırken öğrenirler, okulun elektiriğini kendileri kurdukları dinamolar sağlar v.s.

-her öğrenci bir dönemde 25 klasik okumak zorundadır

-her cumartesi toplantıları olur. bu toplantılar öğrencilerin yönetimi ya da yine kendilerini eleştirmek içindir

-her sabah 1 saat serbest okuma saatleri vardır.

v.s. v.s. v.s.
kapanmasından bir yıl kadar önce bu enstitüleri değerli ve önemli kılan şu gibi özellikleri kendilerinden alınmıştır;
-öğrencilerin seviyelerine uygun olmadığı gerekçesiyle klasikler yasaklanmıştır(ki bir öğrenci bir yılda en az 25 klasiği bitirmek zorundaydı)
-öğrencilerin yönetime katılması uygulaması kaldırılmıştır
-serbest okuma ve tartışma saatleri kaldırılmıştır v.s.

bu müfredat değişikliğinden sonra(ki pratikte köy enstitüsü diye bir şey kalmamıştır artık) resmi olarak "benzeri okulların varlığı" sebebiyle tamamen kaldırılmıştır.
(bkz: ağlamak istiyorum)
küçükken süt ve süt ürünleri ürettiğini sandığım yer. (bkz: süt endüstrisi kurumu)

meğer komünist üretiyormuş.
hakkında hiç bir şey okumaması muhtemel olan ve gazete okumakla bilgi edindiğini sanan bünyelerin komünist yetiştirdiğini sandığı enstitülerdir. bu gidişle hayat, kesin bilgiler edinmekten çok sanılarla geçecektir. yazıktır tabi.

insanların bilinçlenmesinden korkmamak lazım. her söylenene de inanmamak..
"kendine" devlet severlerin, muassır medeniyetler seviyesine ulaşmanın kafirlik, vatan hainliği olarak görenlerin hazmedemediği irfan yuvaları.

usa ve eu'nun kulu olmayı yedirebiliyorlar ya, ben de onu yediremiyorum.

komünistim galiba, vatan hainiyim. halbuki pek alakam da yok ama etiket işte; yapıştırılıveriyor habersizce...

edit: dinsiz imansız da oldum sanırım, taklitçi de. ama etiket işte, çıkarıp atsan da izi kalır, bir daha bir daha yapıştırılır...

"gevşekçe" salladığım son kamçı bu saldırılara, ama gevşekçe; kurtuluş umudu olmadan...
türkiye'nin gelişmiş memleketler arasına girebilme hevesine ve yurdum insanının 'çağdaş dünya halkı bireyi' olabilmesine dair 'gevşekçe' salladığı son veda busesi...