bugün

her insanın mutlaka dinlemesi gereken müziklerin sahibi. En zor zamanda yanımızda.

http://www.youtube.com/watch?v=jJTFXAvMyyQ
uzakdoğu ezgilerini yüreklerde sımsıcak bir şekilde yeşerten insanüstü.
4 şubat 1953'te Japonya'da dünyaya gelmiştir. müzikal bilgi ve becerisini kendi imkanlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu Albatross adını taşıyan müzik grubuyla ilk eserlerini ortaya koymuştur. Klaus Schulze vasıtasıyla müziğinin ana enstrümanı synthesizer ile tanışmıştır. dönemin ünlü müzisyeni Fumio Miyashita ile müziğe bakış açış tamamen değişerek bu günlere gelmiştir. müzikal anlamda bilinen ilk çalışmaları 1980'lerin başından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Felsefi inanışı ise Budizm ve Şinto geleneklerini temel alır.
özellikle seksenler ve doksanların başında neredeyse her eve dandik de olsa bir org girmesinin sebebidir. ne kafalar sikildi o yıllar, hey gidi...
ders dinlerken adeta bir ilaç gibi gelen müzik üreten ecnebi grup.
kısa ve öz olarak nirvana ya ulaşmış olan müzisyendir.ayrıca türkiyede konser vermesini dört gözle beklediğimizdir.
kalitesini tam olarak nitelendirmek zor ama muhteşem ötesi ve ruhani.
o çalarken çıt çıkarsanız konserini binlerce insana rağmen terk edebilecek kadar kapris sahibi ancak tüm kaprisleri müthiş eserlerini bir kez canlı dinlemek uğruna çekilebilecek sanatçıdır.
sabah sabah beni benden alıp götürmüştür.
http://www.youtube.com/watch?v=nPHzP-lrXBU
http://www.youtube.com/watch?v=6qBui-pG2U4
(bkz: kitana)
(bkz: motaro)
harika müzisyen.

http://www.youtube.com/watch?v=mHRQbeQi7gE&feature=share
http://www.youtube.com/watch?v=cLmaHefFoDs&feature=related
müziğin ruhun gıdası olduğunun kanıtıdır.

(bkz: matsuri)
ilk dinlediğimde, latin amerika kökenli bir müzisyene kulak kabarttığımı düşündüren sanatçı... hatta uygarlık dişlisinin kurbanı kızılderili kültürünün temsilcisi falan... değilmiş. kendisi uzakdoğudan yükselmiş bir değer.

insan doğası ile müzik arasındaki bağı, adeta bam telinden yakalamış bir değer. bir doğurtucu, bir ifade ettirici... iletişimi, müzikale dönüştürebilen, tefekkürü depreştirebilen, bakış açısını genişletebilen bir yetenek.

insanlık ailesinin sancılı ilerleyişinde boş bıraktığı ya da doldurmaya güç yitiremediği boşluklardan birini doldurmuştur.

evet, kendisi sanatçıdır.

hatırlatır.
acılarınızı da, gerçekleşeceğinden şüphe duyduğunuz ümitlerinizi de...
http://www.youtube.com/wa...ture=youtube_gdata_player
jean michel jarre, vangelis, yanni, enigma, Tangerine Dream, ashra, Andreas Vollenweider, Flairck gibi müzikleri sevenin dinlediği güzel adamdır.

görsel
müzik ruhun gıdasıysa bu işin en iyi aşçısı olan bestekar kişisi. huzur verir.
ilk "The silk road" parçasını dinlediğim müziklerinin hepsinin ayrı ayrı dünyalara götürdüğü büyük sanatçı. ayrıca şu söyledikleriyle benimsediği hayat felsefesi yönünden de beni baya bi etkilemiştir. “iç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela Kalküta’nın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir”.
NE ZAMAN RUHUM sıkılsa O ZAMAN iLAÇ...
Müthiş.
duydum ki 30 nisanda ankarada konser verecekmiş. ankaradan buraya ne diye geldim ki dedirten, kafamı duvarlara vurmama sebep olan, uzakdoğulu über müzisyen.
ilkokulda sınıf öğretmenimizin rehberlik derslerinde bizlere dinlettiği müzisyendir. sıraya başımızı koyar gözlerimizi kapatır hayallere dalardık.

özellikle caravansary adlı eseri hafızamda yer edinmiş.
70'ler ve 80'ler deki albümleri insana her dinlediğinde taransandantal deneyimler yaşatan bir müzisyen çocukluğum birazcık gurbette (ilkokuldan sonra hazırlık okurken 12-13 yaşlarındayım) ancak çoğunlukla ne mutlu ki ailemin yanında ve ormanların içinde geçti bu albümlerde ki her bir eserinin çocukluğumdaki anılarla kodlandığını hissediyorum. Öğrenci yurtlarında kalanlar bilirler özellikle küçük yaşlarda kendi odanız veya özel bir alanınız olmaz kalabalıklar içindesinizdir ancak o kadar yalnızsınızdır ki o yalnızlık içinde yalnız kalmak istersiniz de kimseden kaçamazsınız. Bu berbat ruh hali içinde ne zaman kulaklıklarımı taksam (o zamanlar walkmanlarimiz vardı bereket) Kitaro ile bambaşka bir dünyaya ışınlanır muazzam bir dinginlik ve ümit hissederdim hala ara sıra aynı hissi yaşarım zamandan ve mekandan kopup acılarınızdan kurtulmak bir tür uyuşturucu gibi bu eserlerle mümkün oluyor. Aslında rasyonaliteye çok önem veren ve her türlü mistifikasyonlardan nefret eden biriyim sadece kitaro benim zaafım eğer acı çekiyorsanız özellikle geçmişe özlem gibi bazı sebeplerle melankoli nöbetleri geçiyorsanız (modern toplumlarda şehir hayatı içinde akşamları özellikle çok sık olur içinizde bir sıkıntı olur sebebini bilemezsiniz yahut da sebeplerle ortaya çıkan kasvet arasında bir tür nispetsizlik vardır) kitaronun bahsettiğim eserleri uyuşturucu etki gösterir uzun bir zamandır kullanmıyorum ama bunları yaşayan kimseler varsa aramızda öneririm.
2017 turkiye konserinde canli kanli dinledigim gercek bir sanatci.