bugün

Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü.
kutsal bilgi kaynagi.
okudukca ufkunuzu genisleten kaynak
kafaya konulmak suretiyle insanların düzgün yürüme alıştırması yaptığı araç
(bkz: kitap insanı dogru yürütür)
(bkz: kitapsız)
yurdumda okuyup okumadığı sorulduğunda herkesin evet dediği nesnedir.
istatistik: yanlış hatırlamıyorsam eğer:
isveç de yılda kişi başına düşen kitap sayısı:12
türkiyede yılda kişi başına düşen kitap sayısı:24 kişiye bir kitap:.*
en iyi arkadaş.*
(bkz: betik)
fr. livre
türkiye sınırları içerisinde her 6 kişiye bir tane düşen hede. dergi, gazete gibi arkadaşları da mevcuttur.
okuduğunuzda farklı insanlar farklı hayatlar tanımanızı sağlayan, güzel memleketimde kıymeti pek bilinememiş, insanı cehaletten kurtaran en önemli kaynaklardan biri ve iyi bir "dost"...
uğruna olsa da servet harcasam dedirten, bir araya gelince insanı daha da mutlu eden nesne. okurken kıyamadığımdan tam açmadığım, gözüm gibi baktığımdan kimseye el sürdürmediğim adımı cimriye, huysuza çıkaran nesne. bedenime sahip olabilirsin ama kitabıma asla deyince yok artık o kadar da değil dedirtir bir de.
türk toplumunun, okumaya gerek duymadığı hede. bakınız toplumun, sanatçı olarak öne çıkardığı bir insan ne diyor;

her gün iki kitap var okuduğum, birisi sağ öteki sol gözüm * *

başta, dinlenilip geçilebilir, hiçbir şey ifade etmiyor ilkin. fakat bakınız, kitabı bu kadar indirgemek, bu kadar sığlaştırmak nası da içinde yatıyor bu tümcenin. kişi yaşadığı gördüğü yeşleri,bir yerde kendini koyuyor kitabın önüne, başkalarının düşüncelerini, başkalarının hayat görüşlerini taşıyan o kitabı, kendi düşüncelerinin arkasına alıyor. megoloman bir bakış açısı ile bakıyor. benmerkezci düşünüyor. tek bir görüş açısından bakıyor. yazarların gözleri yok mu? elbette istisnalar hariç onların da gözleri var. onlar da görüyorlar. fakat, onlar kitap okuma, yazma gereği duymuşlar. bunlar hiç düşünülmeden kurulmuş bir tümce bu. elbette kasıtlı olarak böyle bir şey yapılmamış; fakat, kişinin bilinçaltından gelen bir düşünce ile bunları söylüyor. toplumumuzda olan, kitabı önemsememe düşüncesi, bir sanatçının bile bilinçaltına işlenmiş şekilde, bir sanat eserinde karşımıza çıkıyor.
bütün kitaplar o tek kitabın daha iyi anlaşılması için okunur...
türkiye' de, herhangi bir insanın markete götürerek sahibine verip karşılığında sigara alacağı obje. avrupa birliği bizi istemiyor diyoruz, itibar görmüyoruz diyoruz, bir yandan da bize çok şey kazandıracak bilgi ve kültür yuvalarına sırtımızı dönüyoruz. gel de çık işin içinden!
yaz günü pencerenin kenarında oturmuş kitap okuyorum. dışarısı cıvıl cıvıl. babam "oğlum manyakmısın çık dışarı sokak çocuk dolu" demişti. bende " baba benim manyaklığım birşey değil ne manyaklar var, bir-iki günde okunacak kitabı beş yılda yazıyor demiştim." babam beni anlamamış ve büyükler ile nasıl konuşulacağı hakkında bayağı birşeyler söylemişti.
gecmisten gelip hala var olan, gelecekte de hayatimizdaki yerini koruyacagini dusundugum, yazilar butunu
w. benjamin demişti: fahişelere benzerlermiş; [birisinin fileli çorapları diğerinin dipnotları vardır. ikisi de arkasını dönerek kendini pazarlar-kitabın fiyatı hep arkasında yazar-]
şöyle bir kıyaslamanın, yurdumdaki halini anlatabileceği nesne;

(bkz: kitap) (22)
(bkz: ajdar anık) (257)
Okumanın zor olmadığı önemli olanın doğru seçim yapmak olduğu su götürmez bir gerçek ama farkında olan az.işte bu yuzden okunmuyor bu meret.
Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
cemil meriç
zamansizliktan*, teknolojinin nimetlerinden ve *dejenerasyondan dolayi elimizden du$en butunluklerdir.

okumanin zevkini cikarttigimiz zamanlari cabuk unutmu$uz gibi geliyor ki, artik okumak ve yazmak duygusal ve nesnel olmaktan cikip tamamiyle sanal ve ruhsuz bir eylem haline geldi. internetin hayatimiza giri$iyle kaliteli yazarlari ve kitaplari okumak "demode" bir nitelige burundu, ya da bu niteligi biz zorla ona verdik. internette unlu olmak adina insanlar kalemleri ve sayfalari unuttu..
arti, bir kitaba uyarlanmi$ bir sinema filmi ortaliklarda gezindiyse, kitabi okumak yerine sadece o filmi izleyen insanlar oldu.
kitap okumak artik eski anlamini ta$imiyormu$ gibi geliyor bana. belki de kendi fikrim uzerinden gidiyorumdur ancak en azindan yapabildigim gozlem bu.
gozlemlerimi bazi yazarlar gibi "olagan ustu tespitler" yaparak desteklemek isterdim* ancak bu kendimle celi$meme yol acacagindan ustu kapali belirtiyorum sadece..

son olarak $unu da eklemek isterim, kitap okumak algi tembelligini onler.
dünyada bizi dinleyen tek dosttumuz.
en iyi dosttur. onunla birlikteyken bu dünyada değilsindir. o seni kendi dünyasına çekmiştir. bütün dertlerini, üzüntülerini unutursun. herşey bu dünyada kalmıştır. orası başka bir yerdir. oraya seni kitap götürür. farklıdır orası. bazen bir polisle takılırsın, bazen savaşa katılırsın, bazen de aşık olursun. işte öyle bir yerdir.bütün bunları bize kitap sağlar. işte bu yüzden en iyi dosttur.
tek amacı içindeki bilgileri vermek olan ve bunun karşılığında hiçbir şey beklemeyen, ilettiği fikri/fikirleri dikte etsede/etmesede yine tamamen o fikri alıp almayacağımızın bizim elimizde olduğu, bilgi kaynakları.