bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası18
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
'' bugün daha iyi olmayacak belli ki. sefil bir gün oldu mathea, geriye çok fazla günün kalmadığı için sevinebilirsin, diyorum kendi kendime, katlandın sabırla, dinlen artık huzurla, ama sonra aklıma telefonda çevir sesini duyduğum geliyor. niye bu kadar iyimser bir doğam var, niye yatıp ölemiyorum bir türlü. ''
hızlandıkça azalıyorum.
hızlandıkça azalıyorum.
"Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız."
Şeker Portakalı
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız."
Şeker Portakalı
Şair ne güzel söylemiş:
"Allah'ın öyle zeki kulları vardır ki, bunlar,
Fitnelerden korkmuş, dünyayı boşlamışlar,
Ona dikkatle bakınca şunu anlamışlar:
Orası hiçbir diriye vatan değildir.
Bunun üzerine orasını engin bir deniz sayıp
Salih amelleri orada seyreden gemiler saymışlar."
"Allah'ın öyle zeki kulları vardır ki, bunlar,
Fitnelerden korkmuş, dünyayı boşlamışlar,
Ona dikkatle bakınca şunu anlamışlar:
Orası hiçbir diriye vatan değildir.
Bunun üzerine orasını engin bir deniz sayıp
Salih amelleri orada seyreden gemiler saymışlar."
Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. içlerinde böyle bir canlılık, böyle bir hayat coşkunluğu duyanlar dünyanın biricik hakimleridir.
bu ülke/ Cemil Meriç
bu ülke/ Cemil Meriç
Alexander the Great cried when he heard the astronomer. Anaxarchus talk about the infinite number of worlds in the universe. One of Alexander’s friends asked him what was the matter, and he replied: “There are so many worlds, and I have not yet conquered even one.”
düş kurmakla geçti ömrüm. Hayatımın anlamı buydu, evet, yalnızca buydu. iç hayatımın dışındaki hiçbir şeye dönüp bakmadım. Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi unutmamla eriyip gitti.
Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim. Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik’i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka dek uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları.
Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terk etmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine rengarenk makaralar ya da –içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar büyük bir atın ya da filin de olduğu– satranç taşları dizmiyorum artık, ama özlüyorum… bugün düş evrenime, kışın şöminenin köşesinde ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum keyfimce. içimin derinlerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa sahip…
Huzursuzluğun Kitabı -Fernando Pessoa
T: yazarın aforizmalarından oluşan kitap, bilakis huzurun kitabıdır aslında.
Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim. Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik’i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka dek uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları.
Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terk etmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine rengarenk makaralar ya da –içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar büyük bir atın ya da filin de olduğu– satranç taşları dizmiyorum artık, ama özlüyorum… bugün düş evrenime, kışın şöminenin köşesinde ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum keyfimce. içimin derinlerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa sahip…
Huzursuzluğun Kitabı -Fernando Pessoa
T: yazarın aforizmalarından oluşan kitap, bilakis huzurun kitabıdır aslında.
Önce biraz ağladılar. Sonra alıştılar. Aşağılık insanoğlu herşeye alışır.
SuçvCeza.
SuçvCeza.
hiçbir zaman inandıramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandıramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine.
orhan pamuk - kara kitap
orhan pamuk - kara kitap
"insan isterse on dakikalık işi yıllarca erteleyebilir." - atom bombacıyan
(bkz: korkma ben varım)
(bkz: murat menteş)
(bkz: korkma ben varım)
(bkz: murat menteş)
Appear weak when you are strong, and strong when you are weak.
insanlarla samimi olduktan sonra kendi kendime hep bu dizeleri tekrar ederim.çünkü iki ayaklılar her zaman samimiyeti nankörlüğe çevirmesini iyi bilirler.akabinde zülfü livaneli’nin kardeşimin hikayesi romanı.kitap adamın romanı...
•••
o ilk güne götür beni.
seni tanıdığım,konuştuğum,heyecanlandığım ve tebessüm ettiğim...
tebessümün dudaklarına yapışsın kadın.
keşkelerim sana dair güzel olsun.
bir daha hiç karşılaşmayalım.
tanıştığımıza memnun olup,hoşçakallaşalım.
•••
•••
o ilk güne götür beni.
seni tanıdığım,konuştuğum,heyecanlandığım ve tebessüm ettiğim...
tebessümün dudaklarına yapışsın kadın.
keşkelerim sana dair güzel olsun.
bir daha hiç karşılaşmayalım.
tanıştığımıza memnun olup,hoşçakallaşalım.
•••
"yalnızca seni görmekti istediğim, bir defa daha görmek, sana sarılmaktı. sonra sevgilim, bütün gece, bütün o korkunç ve uzun gece boyunca seni bekledim.
annem yatağına yatıp uyur uyumaz, eve gelişini duyabilmek amacı ile kulak kabartmak için sessizce hole süzüldüm. bütün gece boyunca bekledim ve buz gibi bir ocak gecesiydi. yorgundum her yerim ağrıyordu ve oturacak bir sandalye bile yoktu: o yüzden boylu boyunca yere, kapının altından gelen cerayanın üfürerek geçtiği zemine uzandım.
vücudumu acıtan zeminde, üstümde sadece ince bir giysi ile yatıyordum, çünkü bir şey örtmemiştim, uykuya dalarsam senin ayak seslerini duyamam korkusuyla ısınmak istemiyordum.
bekledim, bekledim seni kaderimi beklercesine bekledim...
● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
sonunda- sabahın iki veya üçü olmalıydı- aşağıda binanın kapısının açıldığını ve merdivenlerden çıkan ayak seslerini duydum.
sen olabilir miydin bu gelen?
evet, sendin sevgilim, ama yalnız değildin. hafiften sanki gıdıklanan birinden çıkan gülmeyi, ipek bir elbisenin hışırtısını ve senin alçak perdeden gelen sesini duydum- eve bi kadınla dönmüştün...
"
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu.
annem yatağına yatıp uyur uyumaz, eve gelişini duyabilmek amacı ile kulak kabartmak için sessizce hole süzüldüm. bütün gece boyunca bekledim ve buz gibi bir ocak gecesiydi. yorgundum her yerim ağrıyordu ve oturacak bir sandalye bile yoktu: o yüzden boylu boyunca yere, kapının altından gelen cerayanın üfürerek geçtiği zemine uzandım.
vücudumu acıtan zeminde, üstümde sadece ince bir giysi ile yatıyordum, çünkü bir şey örtmemiştim, uykuya dalarsam senin ayak seslerini duyamam korkusuyla ısınmak istemiyordum.
bekledim, bekledim seni kaderimi beklercesine bekledim...
● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
sonunda- sabahın iki veya üçü olmalıydı- aşağıda binanın kapısının açıldığını ve merdivenlerden çıkan ayak seslerini duydum.
sen olabilir miydin bu gelen?
evet, sendin sevgilim, ama yalnız değildin. hafiften sanki gıdıklanan birinden çıkan gülmeyi, ipek bir elbisenin hışırtısını ve senin alçak perdeden gelen sesini duydum- eve bi kadınla dönmüştün...
"
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu.
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.
•••Kitaplara konu olacak aşklar “yazdırabilmeniz” ümidiyle •••
görsel
görsel
Ursula k leguin’in Yerdeniz büyücüsü serisinde çok beğendiğim bi söz vardı: “Bütün hayatımızı, aslında yapmaktan başka çaremiz olmayan şeyleri rızamızla seçmeyi öğrenmekle geçiriyoruz.”
"bütün hayvanlar eşittir
ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir."
(bkz: hayvan çiftliği)
"savaş barıştır,
özgürlük köleliktir,
cahillik güçtür."
(bkz: 1984)
bekir çavuş:
-biliyorum beyim, sen de onlardansın emme.
yakup kadri:
-onlar kim?
bekir çavuş:
-aha, kemal paşa'dan yana olanlar...
yakup kadri:
-insan türk olur da, nasıl kemal paşa'dan yana olmaz?
(bkz: yaban)
ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir."
(bkz: hayvan çiftliği)
"savaş barıştır,
özgürlük köleliktir,
cahillik güçtür."
(bkz: 1984)
bekir çavuş:
-biliyorum beyim, sen de onlardansın emme.
yakup kadri:
-onlar kim?
bekir çavuş:
-aha, kemal paşa'dan yana olanlar...
yakup kadri:
-insan türk olur da, nasıl kemal paşa'dan yana olmaz?
(bkz: yaban)
"öyleyse bundan da bahsedelim."
- Michel Foucault
- Michel Foucault
Bu doğru değildi diye itiraz etti
Her gün doğumu bambaşkadır
Renkleri tonları ve ruhunda bıraktığı etki
iç çekip konuşmaya devam etti
Her yeni gün bir hediyedir rune.
Bin öpücük kitabından...
Her gün doğumu bambaşkadır
Renkleri tonları ve ruhunda bıraktığı etki
iç çekip konuşmaya devam etti
Her yeni gün bir hediyedir rune.
Bin öpücük kitabından...
görsel
Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol
Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin
Şu anı hiç terk etme ne olur
Sonsuza uzanan şu günü, terk etme.
Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol
Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin
Şu anı hiç terk etme ne olur
Sonsuza uzanan şu günü, terk etme.
güncel Önemli Başlıklar