maddi emelleri gerçekleştirebilmek adına bütün klasikleri soysuzlaştırma cüretkarlığını kendinde bulabilen adı batasıca ekonomi anlayışı.

allah aşkına, fındıklı kahve nedir arkadaşım, nasıl bir para kazanma aşkının ürünüdür? üç beş kuruş daha fazla kazanabilmek için kırk yıllık hatır vesilesinin bütün asaletini siktiniz, mutlusunuzdur umarım.

edit:trabzonlu kardeşim sen de bir dur allahaşkına zaten ortalık karışık.tamam sen iç amk.
Evde yalnızca iki kişi yaşamamıza rağmen 43 çay bardağımız, 19 kahve kupamız, 86 tane yemek tabağımız, 98 tane çatalımız, 52 tane tatlı kaşığımız var ve ben en son ne zaman tatlı yediğimi bile hatırlamıyorum. Bulaşıkları makineye dizerken, kapitalizmin bizi ihtiyacımız olmayan bir sürü şeyi almaya teşvik ettiğini ve bunda başarılı olduklarını fark ettim. Oysa iki tabağımız, iki kaşığımız ve iki bardağımız olsa bir bulaşık makinesine de ihtiyaç duymazdık.
arkadaş bu sistem insanı ne hale getiriyor evden içeri anahtarla değil akbille girmeye çalışıyorum sonrada bu kapı neden açılmıyor diye kendime kızıyorum korkuyorum yakında arkadaşlarımla konuşmak için böyle girişimlerde bulunabilirim.
mesela;
önce akbil basıp sonra :ne haber ahmet ?
sonra: ding don yetersiz bakiye ahmet'e bugün nasıl olduğunu soramazsınız
ama isterseniz el işareti ile bugün paranız olmadığını anlatabilirsiniz diye şeyler çıkabilir piyasaya..
(bkz: (img #806447))
kapitalizm bitmesi için insanlığın uçurumun kenarında olması lazım. insan ancak uçurumun kenarında iken akıllanıyor.
https://fbcdn-sphotos-f-a...34420521_1045700120_n.jpg
dünyada adaleti sağlayan tek şey paradır. ne din, ne hukuk, ne de ahlak kuralları.

bu da kapitalizm sayesindedir.

yaşasın kapitalizm!
sevgililer gününün diğer adı.
Başımıza her ne geldiyse hep şu lanet "izm"ler yüzünden geldi.
zenginin çok zengin fakirin çok fakir olduğu hede.
tek alternatifi sosyalizm olduğu müddetçe dünya kendini yok edene kadar çatur çutur devam edecek sistemdir. çökmesi, silinmesi falan mevcut şartlarda mümkün değildir.

kapitalizm kötü, insanların mutluluğunu azaltıyor, yaşam sevincini en aza indiriyor falan filan. peki alternatifi sosyalizm ne yapıyor, o insanların mutluluğunu, yaşama sevincini hatta ve hatta çoğu kez bireyin kendini bile yok ediyor.
amerikanın oyunu.
ineğin etinden sütünden yağından faydalanan ve en nihayetinde işi bitince ineği komple yok eden sistemdir.
50 kuruşa aldığın suyu 1 liraya işettiren sisteme denir.
kapitalizmin ücretliği emeğe dayalı bir ekonomik sistem, bir üretim tarzı olduğu vurgulanır.
kapitalizmin yeni tarifi. http://goo.gl/bGdpO
Paranın "insan"dan değerli olduğu düzen.
kapitalizm , sosyalizmin doğrudan doğruya geliştiği kavram .
feodalizm < kapitalizm < sosyalizm < komünizm ...
herkesin emeği kadar , sosyalizm ; herkesin gereksinimi kadar , komünizm .
diyebiliriz .
Sosyalizmin Alfabesi-Leo Huberman
rezıl gibi sicak bir gunde, sizin üstünüz yapiş yapiş ter iken sadece tişörtle, yanınızdan camları kapalı olarak gecen, takım elbise, kol dügmeli bir adamın kullandıgı klimalı arabadır kapitalizm.
oyunun kuralları artık sorgulanıyor. çünkü başta ekonomik, hukuksal, demokratik, insan hakları alanlarında sistemde anlaşılamayan şeyler olduğu artık çok açık. dünya da çok büyük ayaklanmalar var. özellikle ab her gün biraz daha ısınıyor. yunanistanda olanlardan sanırım bahsetmemize gerek yok, bunlara paralel olarak ekonomik olarak büyüyen afrika, insani gelişmişlik anlamında durumu ortada. dünyanın en değerli yakıt madenleri rezervi bulunan demokratik kongo, nijerya, mali, nijer gibi ülkelerde durum ortada. arap baharından sanırım çok söz etmesek daha iyi olur. durum çok kötü. filmin baş rolünde ki abd içinde durum çok iç açıcı değil.
sonuç olarak sisteme bir baş kaldırı sizce de yok mu ? bunlar tesadüf olamaz. akademik anlamda da bu konuda bir mutabakat zaten var.

biraz geriye dönersek soğuk savaş döneminde kapiralist sistemin bir alternatifi vardı, ama artık oda yok. ve bu süreçte kapitalizm savaşı kazandı kazanmasına ama vaat ettiklerini gerçekleştiremedi ! bununla da kalmadı ! insanlar arasında eşitsizliğin uçurumlaştığı, işsizliğin hat safhada olduğu, kültürün ve ulus olmanın, toplumsal değerlerin köküne benzin döküp yaktı dersek az bile olur. üstelik doğa katliamlarını saymıyorum bile. içtiğimiz su kirli ! yediğimiz her şeyde kanser olmamızı sağlayan endüstriyel katkı maddeleri var.

ekonomik ve siyasi arenada durumlar çok enteresan, misal imf olan güven yok oldu, libor sıkadalı ortada, ab merkez bankası, o.e.c.d vs bürokrasi içinde kayboldukları ve nereye gittiklerini bilmediklerini görüyoruz. küreselleşme başları yeterince döndürdüğü çok net. bir de şu ekonomik büyüme denilen nicel olgu var. sizce ekonomik büyüme gelişmişlik mi demektir ? yoksa daha farklı nitel bir şeylere mi ihtiyacımız var ?
insanlara 0.50 kuruşa su aldırıp, 1.00 tl ye işeten sistemdir.
komünizmden iyidir.

en azından insanın dinine karışmaz.
tamamen sömürme başka bir şey değil.
aklı fikri büyümekte olan sistem. mesela sağlık harcamaları büyürse o çok mutlu oluyor ama sanırım sizin için aynı şey geçerli değil, muhtemelen kanser ilaçlarının satışlarındaki artış kapitalist sistemi sevindirirken sizi üzecektir.
ve aklıma marx'ın ingiliz ekonomisini incelerken dile getirdiği can sözü geldi, der ki kendisi ; yoksulluğu azaltmadan zenginliği artıran sistemin özünde çürümüş bir şeylerin olması gerekir.
kahrolası bir bölüşüm sistemine sahip düzen. meyvelerinden sadece biri için:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23093493.asp