bugün

Başvdurduğumuz işleri aslında biz seçmiyoruz onların seçmesi için sıraya geçiyoruz. Yapılması gereken kendi işimizi kendimiz seçmeliyiz. Bir mimarlık bürosunda çalışmak istiyorsak gazete ilanı ile değilde, Ankara kızılaydaki tüm mimarlık brolarının adreslarini internetten alıp her görüşmeye ayrı konuşma hazırlamak ve tek tek alınan adreslere iyi günler ben iş arıyorum diyerek gidersek hem etkili görüşmeler yaparız hemde iş başvurusu cümlesinin gerçek anlamını kavramış oluruz. ayrıca severek yapılması gereken başvurudur.
görselde ki gibi patronlar ile sürekli karşılaşabilme durumu, sorunu ve olasılığıdır.

görsel
Uzmanların dedigine göre gözlerin önemli bir rol oynadıgı görüşmelermiş bunlar. Zaten mantıklı olan da o, adı üstünde görüşme, elle olsa elleşme, agızla olsa yiyişme derlerdi dimi mi ama. ehuhu mehuhu.
Bir de bunların soruları vardır ki aman aman.

- En begendiginiz özelliginiz. ( toplum içinde zort zort osurmaktır)
- Kitleleri peşinizden sürüklediginiz bi olay var mıdır? ( he var halı saha maçı düzenliyorum her hafta)

Demek ister bu gönül.

Özellikle genç ve alımlı olan kadın müdürün.

- 5 yıl sonra kendinizini nerde görüyorsunuz sorusuna ( kendimi 1 yıl sonra sizin kollarınızda görmek isterim )

demek ise paha biçilemez.
sadece başvuru seviyesinde kalmanın insana ızdırap verdiği eylem biçimidir.

yeni mezunundan, 10 yıllık deneyimli demotive mühendisine kadar iş ortamında ki sıkıntıdan, aile baskısından, ekonomik darboğazdan kurtulmanın, ümidin adıdır iş başvurusu.

insanın kendisini olduğu gibi göstermemesi gereken en önemli sahnedir.

sizden beklenen rol, tanrının adının patron yada genel müdür olduğu, haram ve farzlarına harfiyle uyacağınız kurumsal bir dine iman etmenizdir. hayatta ki yegane amacınızın, şiketinize hizmet etmek olduğu, ailenizi, çevrenizi ve hatta kendinizi bu uğurda feda etmeye ne kadar gönüllü olduğunuzu göstermeniz istenir.

bu rolü oynayabildiğiniz oranda, iş hayatında ve iş görüşmelerinde başarılı olacaksınız.
bizzat katıldığım bir iş başvurusunda;
"5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?" sorusuna,
" ben 1 ay sonrasını bilemezken, siz bana 5 yıl sonrasını soruyorsunuz." diye cevap verdim.
tekrar çağırıldım mı?
tabii ki hayır.
tam bir fiyasko idi.
başvuru formundaki kullandığınız bilgisayar programları bölümüne facebook yazana rastladığım hede. bir şeyi de bilmeyin lan. bir şeyi de bilmeyin amına koyim ya.
bana ileride kendini nerede görüyorsun diye soran müdür gibi birine, ileride kendimi senin patronun olarak görüyorum cevabını verdiğim ve neredeyse mülakattaki herkesi masadan düşme noktasına getirdiğim olay.
hayat zaten bir olay *
tüm mesleki kariyerim diyebileceğim mecra.
Biz sizi ararız.
artık klasik şeylerin dışına çıkılması gereken genellikle gergin geçen başvuru. artık kurtulun mesela (bkz: biz sizi ararız)
yüz firmaya yapılır. on tanesi görüşmeye çağırır. bir tanesi ikinci görüşmeye çağırır. sonra da göt gibi ortada kalınır.
seks gibidir. iş olsun veya olmasın önemli değil. eğer ilk görüşmeniz kötü geçerse bakkaldan ekmek almaya korkar hale gelebilirsiniz. öz güven açısından yani.
Muhasebecilikte çalışmaya başlayanların yapacağı eylem. Okulum bitene kadar boşta kalmayayım diye dolaylı olarak başlanılan bu böyle olmaz deyip ile son bulan aktif olarak başlattığım durum. Hadi bakalım gözüm.
-Biz sizi ararız.

(bkz: acı son)
herhangi bir işyerinde veya kurumda çalışmak amacıyla yapılan başvurudur. genel nitelikleri kişiden kişiye değişir mesela lise mezunu birisinin çalışacağı alanlar farklı, önlisans veya lisans mezununun çalışacağı alanlar farklıdır. yükseklisans veya doktora yapan kişiler zaten küçük işlerde fazla çalışmazlar.
hayatımda bir kere yaşadığım olaydır. o iş bavurusu değil staj görüşmesiydi. iki kere kapılarına kadar gittim ilk gittiğimde cüzdanımı çaldırdım. ikinci gittiğim de apar topar okuduğum şehirden kalktım da gittim. ve sonuç? tabiki beni almadılar. neden? çünkü 45 günlük stajyermişim altmış günden aşağısını almıyolar mış mış da muş muş.

benden sonra liseli bir çocuk gitti sırf beş ay stajı var diye sorgusuz sualsiz aldılar. bana da sen üniversite öğrencisisin tabiki seni de isteriz ayağı çektiler.

özel sektör böle maalesef. işleri görülsün yeter. kimse de demiyor ki ( yada diyor ki ben daha rastlamadım.) gelsin birşey kapsın gelecekte bu işi bu insanlar yapacak demiyor. insanlar bencil. birilerine bişeyler öğretmekten yoksunlar. sonra sektör gelişmiyor. yok yeni akımları takip etmiyorsunuz. sende stajda birşey öğrenenememişin. öğrenemem tabi. adam allahın reçetesini vermiyor ya. bir tuzlu special için üç gün peşinde koşturdu beni... ben yine şanslı olanlardanım arkadaşlarım çok daha kötü yerler de çok kötü şartlarda çalıştılar..

aşçı olmak zor iş gençler. çok çalışcaksın o kadar yavşak içinden sıyrılcaksın kendini kanıtlayacaksın. 15 saate kadar çalışacaksın. sana yeri gelcek günde 1000 tane yumurta kırdırcaklar. yeri gelcek bulaşık yıkatacaklar... emek işi gönül işi...

not: geçen sene beni almadın bu sene oraya girmeyen ne olsun jw marriott otel ankara.
daha cv gönderirken bile insanı geren durum.

zaten yeni mezunuz. iş deneyimi yok. toplam 3 tane sertifika var.

boşboş cv. yalan yanlış şeyler yazmak da karakterimde yok.
yapsan ayrı bi sıkıcı, yapmasan her şey para...

Çalışmak zorunda olmak ne kadar da zor ?
görsel
görsel
dayın olmadığı sürece çöpe gidecek başvuru.
konu hakkında ne derler bilirsiniz "mont giyme rekorları kırılıyordu sen kapımın önünden geçerken..."

siz siz olun, daha yeni üniversiteyi bitirip de, iş dünyasında yıllarını geçirmiş insanlardan daha çok bildiğini iddia eden kimselerden olmayın. umarım bir gün onlar da işveren olurlar, o zaman benim söylediklerimin 100 misli yorumlar yapacaklarından eminim.

iş başvurusu ve iş arama süreci sıkıntılı bir süreçtir. çalıştığınız yerden memnun değilseniz ve ayrılmak istiyorsanız, ayrılmadan bu süreci geçirin. çalışırken iş arayın. önce ayrılmayın. bu sizi daha da stresli bir hale sokacaktır. çalışırken ise bu stresi hissetmeyeceksiniz. hiç olmazsa tutunacak dalınız vardır.

çalışırken iş aramanın kötü yanı ise, yaptığınız işe konsantrasyonunuzu kaybetmenizdir. gerçi iş arayacak durumda iseniz çoktan konsantrasyonunuzda zarar meydana gelmiştir ama yine de iş ararken bunu daha fazla hissedeceksiniz.

bu arada çalıştığınız yerdeki memnuniyetsizliklerinizin "çoğu"nu yeni bulacağınız işte de yaşayacağınızı bilerek iş aramalısınız.

ha bu arada işiniz kariyer.net, yenibiris.com, sevcetcv.com'a kaldıysa cidden sıkıntılı. ha çok spesifik bir mesleğiniz vardır, yıllarca tecrübe falan yeri gelir onlar da bulur ama bunun dışında zor.

meslek sahibi olmak önemli. mezun olduğunuz fakülte her ne kadar aksi iddia edilse de sizi meslek sahibi yapacak. 2+2=4 bu kadar basit.

bir sıfatınız mutlaka olacak. şimdi hukuk fakültesi okuyan adam mezun olunca ne oluyor? avukat. sınavlara girerse de hakim, savcı, noter. işte bu kadar. mühendislik mezunu bir adam bu meslekleri icra edebilir mi? hayır. bu önemli işte. yaptığınız işte "alaylılar" olmayacak. olursa diplomanız ne yazık ki bir kağıt parçası. bu böyle biline.

ben buradan işletmedir, iletişimdir, arkeolojidir, kamu yönetimi vs okuyan arkadaşlara sesleneyim. lütfen ama lütfen meslek sahibi olun. sıfatınız olsun.
torpil ile desteklenmesi gereken başvurudur. bide cv ve diploma fln var ama önemsiz boşverin hangi devirde yaşıyoruz aşın bunları.
Canım sıkılınca yapıyorum. Sonra aradıklarında götüm kalkıyo her arayana sizinle 1 saat önce görüşseydik çalışmak isterdim başka firma ile anlaştım diyorum.

Edit : 2 firmaya başvuru yaptım kariyerden bakalım yarın cvye bakıp dönecekler mi
güncel Önemli Başlıklar