bugün

yeryüzünde var olan herhangi bir dini ve inanç sistemini seçebilme ve yaşayabilme özgürlüğü.
(bkz: ütopya)
insanın dinini istediği gibi yaşayabilmesine fırsat veren özgürlük.ülkemizde varmış gibi gösterilen ama muhafazakar kesime yobaz gözüyle bakıldığı için aslında olmayan şey
(bkz: inanca saygı düşünceye özgürlük)
(bkz: laiklik)
(bkz: basın özgürlüğü)
her şahsın istediğine inanabilmesine olanak veren, bir canlının susaması kadar doğal olan hede
adından sıkça söz edilen ancak uygulamada pek olmayan özgürlüktür.isteyen istediğine inanır-inanmaz anlamındadır.
diğer tüm düşünce ve hareket özgürlüklerinde olduğu gibi bir türlü kimsenin içine sinmeyen, hırslandıkça sataşmadan edilemeyen durum. Yarası olan gocunur. inanan adam "ya acaba yanılıyo muyum? yanılmıyım" diye korkudan altına kaçırıyosa inanmayana "hayırr inanacaksın" der. inanmayan da "acaba inansa mıydım" derse ille herkes onun "şimdilik" seçtiği ve benimsediği her neyse onu desteklesin ister. ille sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek, ait olmak istekleri içinde çırpınıp duran insan farklılığa ve yeniliğe hep korkuyla bakar ve korktuğu şeyi hemen mahvetmek ister. işimiz zor..
"ahir zamanda yaşadığımızı göz önünde bulundurarak", sadece islam dinine karşı kısıtlanan bir özgürlüktür. başörtüsü birçok insana yobazlık olarak gelirken, rahibelerin giydiği çarşaf tarzı kıyafet, modernliktir.. bizim imamımız utanılacak bir varlık olarak görülürken, papazlar saygı duyulacak varlıklardır.. namaz kılmak komik karşılanırken, kilisede dua etmek 'vaaay' tepkisi gören bir eylemdir.

işte bu yüzden inanç özgürlüğü yoktur. islam kompleksi vardır. ama kimse kimseyi zorlamamaktadır. (bkz: ister inan ister inanma)
(bkz: inanç)
(bkz: özgürlük)

(bkz: soru işareti)
nedense inanmayanların inananların inançlarını hiçe sayan davranışları karşısında nerde bu özgürlük denilesi bir konu.
--spoiler--
"inanç özgürlüğü, kişinin istediği inancı seçmesini ve seçtiği inancın gerektirdiği uygulamaları yapabilmeyi içerir. inanç özgürlüğü iki yönlü bir koruma sağlar: Birincisi, kişinin istediği herhangi bir inancı seçebilmesini ya da hiçbir inancı seçmemesini; ikincisi, seçtiği inancın gerektirdiği ibadetleri yapabilmesini güvence altına alır. Ancak inanç özgürlüğü de diğer birçok özgürlük gibi sınırsız değildir. Toplumsal düzeni sağlamak ve başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için inanç özgürlüğüne bazı sınırlandırmalar getirilebilir. Toplumsal yaşamda çeşitli inançlar arasında veya diğer özgürlüklerle inanç özgürlüğü arasında çatışma doğması durumunda, birini diğerine feda etmeden "uzlaştırma" yoluyla özgürlüklerin birlikte kullanılması sağlanır. Bu demokratik ve laik bir devlet olmanın temel gereğidir."
--spoiler--

şeklinde bir açıklama yapılmıştır. aslında olayın bu şekilde ele alınması gerekir ancak ya medya ya da dış güçler (maalesef artık hangisi dış güç karıştırıyoruz) tarafından hatta bazen içimizden birileri çıkıp bu konuyu kullanarak ortalığı karıştırmaya çalışılır. biraz başarılı da oldular sanki.

ilginç bir şey daha var, bazen başlarımız da yapıyor bu hatayı (bkz: balık baştan kokar)
ateist olma hakkı
putlara tapma hakkı
scientology dinine inanma hakkı
ufo dinlerine inanma hakkı
yeni din kurma hakkı

gibi hakların oluşturduğu özgürlüktür. batı dünyasında bu hakların hepsi vardır. türkiye için aynısını pek söyleyemeyiz. anayasada ve hukukta olsa da bizim sokak hukukumuzda bunlar yoktur. herkes islam'ın suni mezhebine uymalıdır. yeni dini hareketler başlatanlar da ya yalancı peygamber ya da sahtekar olarak görülür. ilginçtir.

bir de beni asıl şaşırtan avrupa'da, amerika'da islam'a her türlü olanak ve hoşgörü sağlanırken müslümanların islam'ın büyüdüğünü iddia etmeleridir. bir rahat bıraksanız müslüman ülkeleri neler olur neler. hem baskı yap, hem dışarıda hoşgörü gör, sonra da islam en çok büyüyen din de. yok ya.
türkiye'de inanmayanların da, inananların da yaşayamadığı özgürlüktür.
hiçbir islam ülkesinde bulunmayna özgürlüktür.

islam dışında hiçbir din dersi verilemez. din anlatılmaz.
yaradan bile insanlara bu hakkı vermişken, kullarının birbirini bu uğurda öldürmesi, cezalandırması ne kadar anlamsızdır.
+ bakın burada size paket halinde sunmuş olduğumuz bu dinlerden birini seçebiliyor ve ona inanabiliyorsunuz! inanılmaz değil mi?

- walla ağzımdan aldınız lafı, inanmamak gibi bir opsiyondan bahsedilmiyor ama bu sözleşmede?

+ var o var, mesela gözlerinize inanamayabiliyorsunuz, sonra bütün bu olup bitene inanmamak gibi bir seçeneğiniz de var, yok değil... nasıl?

- hı hı, evet...
inanc ozgurlugu aslinda hicbir din ile uyumlu degildir. simdi bir dusun. bu dindarlar suna inaniyor ki inanirsan su 70 yillik hayatinda sonsuza kadar cennete gidiyorsun, inanmazsan sonsuza kadar cehenneme. evet sacma ama hakikaten inaniyorlar. buna inananan nasil inanc ozgurlugune de inansin. kendi kafasina gore sana iyilik yapmaya calisacak. gerekirse kendi cennet hesabi icin kafir oldurecek. %90'i dindar bir ulkede inanc ozgurlugu buyuk bir hayaldir. dindarlar ancak azinlik olduklari zaman inanc ozgurlugunu savunurlar. batida muslumanlar sike sike bunu savunmak zorundalar. ama kendi islam ulkelerinde hristiyanlari oldururler, misyoner diye asagilarlar.
inanç;insana insan olma özelliğini kazandıran temel yapı taşlarından bir tanesidir.inanç sadece insana özgü değildir.
hayvanlar ya da doğada yaşayan diğer canlıların dogasina ve icgudulerine sonsuz bir inanci vardir.
yaşadığımız,gördüğümüz pek çok olay bizi inanca ya da inanmaya teşvik eder.
bu korkularımızda olabilir,yaratılış adına bir teşekkür etme meseleside olabilir.
ancak şu an yaşamış,yaşayan ya da yaşayacak olan insanların tek bir ortak noktası vardır;inanç.insan inanmadan yaşayamaz,bu illaki 'allah'' inancı olacak diye de bir şey yoktur,ancak inanmayan insanlar bile mutlaka bir şeye inanırlar,örneğin ateistler
allahın varlığına inanmazlar ki bu da bir inançtır aslında.
inanç olgusu,insanoğlunun değişmez bir gerçeğidir.Ancak inanılan şey için aynı ifadeyi kullanamayız.inanılan şey için,yanlış,doğru veya gerçeğe yakın ifadelerini kullanırız.Zaman içerisinde inanılan şeyin hangisinin yanlış,hangisinin doğru,hangisinin gerçeğe yakın olduğu ortaya çıkar.

Günümüz dünyasında inancı tetikleyen-aynı zamanda sorgulayan-faktörlere bir yenisi daha eklenmiştir.Bu da "bilgi"dir.Ancak gelecekte yeni bir yol ayrımı bizleri bekliyor.Gerçek veya gerçeğe yakın olan bilgiye mi inanç,yoksa gerçeğe yakın olan-varlığının delilleri her yerde olan-ilahi Yaratıcı?

insan inanç doğrultusunda pek çok şeyden etkilenebilir.
bunlardan bir tanesi de aile etkenidir.
insan,gelenek ve göreneklerine bağlı,namazını kaçırmayan,allahın emirlerini yerine getiren bir ailede büyüyorsa, o kişi büyük ihtimalle ailesinden etkilenip,hiç sorgulamadan ona inanacaktır.baska dinleri,gelenkleri araştırmaya kalktığında bile onlardan etkilenir korkusuyla aile tarafından bu bile engellenecek,din konusu (kendi dini dışında)tamamiyle bir tabu haline gelecektir.

tabikki daha farklı olarak bu tür etkilerle yetişmiş olmasına rağmen,daha farklı inançlara inananlar da yok değildir.
bu insanlar genellikle, sorgulayıp,araştırarak kendilerine uygun olan inancı benimsemektedirler.söylemesi bu kadar kolay olan şeyin uygulamaya gecmesi de
büyük sanrıların ortaya cıkması demektir.peki nedir bu kadar zor olan?

-aile'nin inancı farklı yöndedir.dolıyısıyla sizin pek de secme özgürlüğünüz yoktur.

-arkadas cevresinin inançları aynı değildir,bir şeikilde onlardan etkilenilebilir.

-çevreden gelecek tepkilere karşı hazırlıksızsınızdır.

-gercekten istemiyorsunuzdur veya sadece bir anlık bir hevestir.

bunun gibi örnekler arttırılabilir.

aslında bu inanç özgürlüğü meselesi cumhuriyetin kuruluş yıllarından başlayarak günümüze kadar gelmiştir.türkiye'de güncelliğini yitirmeyen bu konunun aslında 'avrupa insan hakları sözleşmesi' cercevesinde tartışılması daha doğru olacaktır.

Madde 9
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü

1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.
2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın, ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir.

bu yasanın olmasına rağmen hala ülkemiz bu sorunu aşamayıp,pek çok gel-gitler yaşamaktadır.buradan zararlı cıkanlarda halk,yani bizler olmaktayız.

şu şekilde toparlamak gerekirse insanoğlu istediği dine,istediği inanca inanabilir,bunun gereklerini yerine getirebilir.

Budizm
Janizm (Caynacılık)
Sihizm
Hinduizm
Şintoizm
Konfüçyüsyanizm
Taoizm
Dürzilik
Zerdüştilik
Sabiiler
Yezidilik
Hıristiyanlık
Musevîlik
Samirîler
Bahailik
Tenrikyo
Tanrının Yolu Topluluğu
Kadıyanilik
Raelien Akımı
Yehova Şahitleri
Mormonlar
Unitaryenizm
Adventistler
Kuveykırlar
Süryanilik
Presbiteryenler
Maronîler
Cizvitler
Kimbanguizm
Metodistlik
nostisizm
Voodoo(Vudu) Dini
Namba Dini
Şamanizm
Ga Dini
Ainu Dini
Dinka Dini
Maori Dini
Ateizm
Agnostisizm
panteizm
Pan-enteizm
Satanizm
Druidler
Manicilik
Paflikyanlar
Adventist
Bogomiller
Tapınak Şövalyeleri
Hurufilik
Eski Mısır Dini
Hitit inanç Sistemi
Urartular?da Din
Helen ( Eski Yunan ) Dini
Etrüksler
Phryg Krallığı ve Dini
Minos Uygarlığı Dini
Sümer Dini ve Tanrıları
Fenikeliler Dini
Eski Roma Dini
Kayıp Mu Uygarlığı ve Dini
Scientologistler (Bilim Kilisesi)
Cennet Yolcuları
Masonluk
Yılan Eğiticileri
Kirişnacılık
Anglikanizm
Tanrının On Emri
Sahaja Yoga Dini
Evrensel Uluslararası Yol
Mans’ın Kutsal Kuralları
Tanrının Çocukları
Cennetin Kapısı
Oshocular
Hıristiyan Bilim Kilisesi
insan Tapınağı
Edebi Değerler
Hıristiyanlığın Birleşik Okulu
Branch Davidians
Diyet Tarikatı
Panawave Kültü

gibi dinlere ve inanç biçimlerine inanabilirler.

ülkemizde bu inanç özgürlüğü sorunsalıyla ortaya cıkan bir diğer sorunda'inanç yüzünden hor görme,hor görülme'dir.
insanlar genellikle kendileri ile aynı düşünceleri,aynı tür fikirleri paylaşmayan insanlar ile birlikte olmayı sevmezler,istemezler.aynı sekilde bu din ve inanç özgürlüğünde de vardır.aynı kültürle yetişip,farklı bir dine inancı olan insan,bunu dile getirdiğinde(bir toplum içinde) çoğunlukla kabul görmeyecek,belki de sürekli olarak yargılanacaktır.

bir kişinin inancı yönünden yargılanması ise cokda kabul gören bir durum değildir.
inanc evet,eleştirilebilir,kimine göre cokda doğru gelmeyebilir,o yanlış olarak değerlendirir ve bu konu hakkındaki düşüncesini dile getirebilir.ancak yargılayıp,sorgulamaz.



Türkiye'de din ve ibadet özgürlüğü konusunda yeni bir dönemin başlangıcı olarak nitelendirilen ilk hukuki adım, 2003 yılı Temmuz ayında, 6. AB Uyum Paketi'yle atılmıştı. imar Yasasında yapılan değişiklikle, cami; yerine ibadet yeri ifadesi konularak, cami dışında da ibadet yeri tahsisine olanak sağlandı. Ancak kilise açma önündeki engeller, bu değişiklikle kalkmış olmadı. Uzmanlar, kilise gibi ibadethaneleri açmanın idari izne bağlanmasını bu tür faaliyetlerin hala bir güvenlik sorunu gibi görülmesine bağlıyor.

türkiye eger,biraz daha dikkatli düşünüp,daha dikkatli kararlar verirse daha barıscıl bir ülkede yaşayacağımıza inanmaktayım.
saygı duyulmayandır.

bu bağlamda, her ne kadar inanmamak da bir inanç olsa da ona hiç saygı duyulmaz.
duyulmuyor.

çok bilenler karışıyorlar sizin neye inanacağınıza, inanmanız gerektiğine.
çok bilmişler karışma eylemleri istedikleri sonucu vermediğinde yargılamaya başlıyorlar. abartıp sizi dar ağacına götürüyorlar ve bu psikolojik şiddet bazı bazı fiziksel gerçek şiddete kadar uzanıyor.

kısaca inanç özgürlüğü elle tutulan bir şey, gözle görülen bir şey oluyor.
ama böyle bir özgürlük olmadığından; ne elle tutuluyor, ne de gözle görülüyor.
bu topraklara bu kara öfke yakışmıyor ahali.

düzenleme: istisnalar vardır. herkes için geçerli değildir bu düşünce.
beynine at siringasiyla eroin basma ozgurlugudur.
"türkiye'de müslüman olmak zor" dedirten özgürlük. başınızda 1 metrelik bez parçası varsa üniversite kapıları kapanır yüzünüze.
türkiye'de var olmayandır.
iNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ, BAŞKALARININ iNANÇLARINI AŞAĞILAMAK DEĞiLDiR. BAŞKALARININ iNANÇLARINA SALDIRMAK HiÇ DEĞiLDiR.
iNANDIĞIN ŞEY BENiM iNANCIMIN HAYAL OLDUĞUYSA, SENiNKiNE iNANÇ DEĞiL, SALDIRI DENiR. AMA DERSEN Ki BANA BEN ALLAHA DEĞiL, AYA iNANIYORUM. EYVALLAH SÖYLEYECEK SÖZÜM YOKTUR. ÖZGÜRSÜN ARKADAŞ, AYADA MARSADA TiTANADA iNANABiLiRSiN. YETER Ki iNANÇLA SALDIRIYI KARIŞTIRMA.
bu özgürlüğün insan zihnine hakim olacağını düşünemediğim bir durumdur. Zira her din kendisinin doğru olduğunu kendisinden sonraki dinlerin sahte olduğunu ve kendisinden önceki dinlerinde yerini aldığını söyler..