bugün

Kimse doğal afetin suçlusunu aramıyor doğal afetten sonra ortaya çıkan sorumsuzlukların yapılan geç müdahalelerin hesabını soruyor.
Ülke Türkiye'yse ve iktidarda şahsım varsa normal değil, hatta suç, batılı ülkeler söz konusuysa gayet normal.
hala normaldir. yarın sorsan gene normal derim 10 sene sorsan gene normal derim. peki neden normaldir ?

sen "insan" olarak bireysel yaşamı terk edip kabileler halinde yaşamaya başladın zamanında dimi. sonra o kabileler kentlere dönüştü kentler şehirlere şehirler ülkelere ülkeler milletlere. yetmedi toplumları hizada tutacak kurallara ihtiyaç duydun önce monarşi ( kral kraliçe padişah vs ) arkasından devlet sistemleri icat ettin. tüm bunları neden icat ettin neden ihtiyaç duydun ? neden kabile olarak kalmadın veya bireysel olarak yaşamadın. şimdi sen belli kurallara ihtiyaç duyuyor isen seni ve toplumu birileri yönetsin istiyor isen bu bir ihtiyaçtır dimi. insanları hayvanlardan ayıran en önemli şey bu değil midir ? sen devlet sisteminde yaşıyorsun ve seni yönetmesi için birilerini seçiyorsun. bunun adı nedir ? demokrasi.

girizgahı geçtikten sonra gelelim sadede.. sen bu insanları daha refah bir yaşam alanı oluştursunlar diye seçiyorsun doğru mu ? doğru. kimse rte yi veya kılıçdaroğlunu tipini beğendiği için iktidara getirmiyor. iktidara namzet olanda "ben çalıp çırpmaya geliyorum" veya "yan gelip yatacam siz ne yerseniz yeyin bana ne" diye vaatte bulunmuyor. ne diyorlar seçimden önce ? gelirsek şunu yapacağız bunu yapacağız hayatınızı böyle kolaylaştıracağız insan gibi yaşamanızı sağlayacağız. şimdi bu adamlar iktidar namzeti iken bu vaatleri veriyorlarsa iktidara gelincede seveee seveeeeee milletin refahını artıracaklar.

peki iktidardakiler ne yapıyor ? oğullarına gemicik filoları holding vakıf zincirleri kurup karılarına on binlerce euroluk çantalar alıyorlar içtikleri çayın kilosu 15-20 bin lira.. kendileri saraylarda köşklerde bir elleri yağda bir elleri balda yaşıyorlar sen en ufak afette ölüyorsun. sen vatandaş olarak "hizmet" bekleyerek oy vermedin mi ? verdin. şimdi neden götün başın ayrı oynuyor peki kardeşim ??? deprem allahtan geliyor diye sıyrılamazsın bu işten. deprem allahtan geliyorda sen imar affı çıkartırsan, iş bilmezlere sırf seni destekliyorlar diye ehli olmadıkları sektörlerde iş verdirtirsen tövbe haşa yüce allah ne yapsın ? sana zaten hali hazırda beyin vermiş ilim vermiş kendi kendine çözeceksin bazı şeyleri. sen yaşadığın coğrafyayı bilmez hala 1.derecede deprem bölgesi olan istanbula boydan boya "kanal" açacam diye diretirsen o deprem oluncada milyonlarca insan ölür sonra birileri gelir sana hesap sorar. bundan daha doğal ne olabilir amk..
görsel
normal.

eğer bir sistemde sorun ve aksaklıklar varsa sorumluları hesap vermelidir. bu işyerinde de böyledir devlette de.
iki açıdan bakılması gereken bir konu.

1) deprem bir afet sonuçta, her an gelebilir. önemli olan mümkün olduğunca hazırlıklı olup gerçekleştiği bir durumda arama ve kurtarma çalışmalarını en hızlı ve örgütlü bir şekilde başlatabilmek ve yürütebilmek. ve de her zaman depreme dayanım konusunda binaların uygun şekilde tasarlanması ve inşa edilmesi (ve tabii ki bunun ruhsat sürecinde ve sonrasında (hatta şehir planlama aşamasında) uygun şekilde denetlenmesi). bu konularda zaafa bilerek veya ihmalle sebebiyet veren yetkililerin veya uygulayıcıların elbette bir sorumluluğu olur ve eleştirilirler.

2) maalesef şu son yıllarda geçmişi kötülemek, muhalefeti gömmek, oy devşirmek uğruna o kadar kutuplaştırma yapıldı ve o kadar her türlü kusurun , kötülüğün suçu ya muhalefete, ya şu andaki muhalefetin geçmiş hali kabul edilen/ettirilmeye çalışılan eski siyasetçilere veya partilere , ya da adı bilerek verilmeyen veya sadece ima edilip kulak üstüne yatılan "dış güçler"e atfedildi ki, insanlar artık adeta refleks olarak , ne kötü durum olursa olsun hemen saldıracak, polemik yapacak, kötüleyecek , suç yükleyecek bir adres , bir suçlu, bir "her türlü melanetin sorumlusu" arar oldular.

tabii bu iki açıdan da bakınca üzücü bir tabloyla karşı karşıyayız. hem "badel harabül basra" durumundayız (yani şu an sorumlu arama değil, insan kurtarma zamanı, ama tabii ki sonrasında sorumlulukları unutmadan, ihmali veya suçu olanları hesap verme adresine getirerek) , hem de hala alakalı-alakasız suçlu arayıp hırsla içimizi dolduruyoruz ki, bunun da yer yer (üstelik sıklıkla yanlış adreslere de olabilecek veya bazen ortada bir suçlu veya muhatap yokken bile) öfke patlamalarına, şiddet vakalarına, olmadık manipülasyon ve gazlara gelmeye yol açması gayet mümkün.
aramaya gerek yok ki. adres belli.
Normal, bu doğa olayını felakete dönüştüren ve suçlu olan bizleriz. Kanunları hazırlayan meclisten başlayıp, uygulamasını takip edecek halka kadar baştan sona hepimiz suçluyuz. Aldığı yanlış kararlarla hatalı olan ülkeyi yönetenler de suçlu.
diye soru sordu üçkağıtçı inşaat mühendisi.

Evet binayı yapan ve onay veren herkes sorumludur düz mantık.
evet.
örneğin imar affı katliama topyekün yasal teşebbüstür.
sorumluları tahammüden cinayetten yargılanmalıdır.

not: ister iktidarda ister muhalefette olsun... yol verenlerin tümü yargılanmalıdır.
normaldir. hatta az bile yapılıyor.

sen ülkende eğitim seviyesi çok düşük olan ve tamamen şark kurnazı kafasındaki adamlara sırf paraları var diye "müteahhit" sıfatı veriyorsan eğer suçlusun.. sen sırf paran var diye kendini müteahhit sıfatına sokup çürük çarık binalar yapıyorsan suçlusun.. sen ben o eğer bu adamlara itiraz etmiyorsak suçluyuz.. adam bina yapıyor ve bina malzemeden çalınmış. adam buna proje hazırlatıyor ve bu proje onaylanıyor iskan veriliyor. sen bu projeye ok veriyorsan sen de suçlusun..

arkadaş bilimden bu kadar uzak yaşayan bir millet en üstteki hükümetten en alttaki vatandaşa kadar suçludur nokta. adamlar 99 dan beri bas bas bağırıyor türkiyenin her noktasında her an 7 ve üzeri deprem olabilir. bu inşaatları yapan onlara izin veren onlara onay veren herkes suçludur. 2023 senesindeyiz hala tuğlaları üst üste dizerek ince demirler kullanarak düşük kalite çimento kullanarak daireler yapılıyor ve 3-4 milyon lira gibi çok yüksek bedellere satılıyor. bu durumda suçlu aramak mı daha mantıklı yoksa kader deyip geçmek mi. yepyeni binalar yıkıldı lan daha 5-6 ay olmuş biteli. nerede hani deprem yönetmeliği nerede hani yıllarca bu işin eğitimini almış "mühendis" müteahhitler ? binaları hala kelli felli orta okul seviyesinde eğitimi olan adamlar yapıyor.
Ortada bir japonya örneği var mı?
Var, başka sözüm yok.
Bir doğal olayın afet olarak nitelendirilmesi için bunun bir yıkıma sebep olması gerekiyor. Bu doğa olayı ile baş edebiliyorsan bu afet değil bir durum olmuş oluyor. Bu ülkede böyle şeylerin felaket olarak adlandırılmasının sebebi bununla başa çıkacak bir devletin olmayışından kaynaklanıyor. Bu olayın siyasetçisinden idarecisine müteahhitinden sıvacısına kadar herkesten hesabı sorulması gerekiyor.
Ne yapsan boş,göklerden gelen bir karar vardır diyerek cevapladığım soru.
adı üstünde doğal afettir.
adı üstünde de doğa Bilimleri var.

Üniversiteler, enstitüler vb. araştırma kuruluşları buralarda bilimi kullanarak doğayı anlamaya çalışırlar. Topluma Yararlı olabilecek ve gelecekteki tehlikeler hakkında bilgi edinirler ve bunu gerekli mevkilere bildirirler. Görevleri budur ve bu görevlerini de icra ederler.

Eger; doğa bilimlerinin elde ettiği verilerden bir değerlendirme çıkartılmaz ise ve hazırda analizi yapılmış, tehlike alarmları hakkında uyarılara kulak asılmaz ise ve en önemlisi işin başına işi bilen yerine emmioglu getirilirse; işte o zaman suçlu aranır. Bu suçlu olan da önlemi almadığı için gerekli mevki sahibi olan kişidir.

Evet, her önleme karşı can ve mal kaybı yine olabilirdi ama en aza indirgenmiş olurdu.

Önlem alınmadığı için suçlu aramak; afetin doğallığı kadar doğaldır.
suçlu olan doğal afet değil, afet sonrası yaşananların sorumlularıdır !..
Suçlu imar affı çıkaran bıyıklıdır önceden önlem almayan bıyıklıdır.Suçlu önceden tedbir almayıp kayıpları aza indiremeyen bıyıklıdır.Daha sayarım.
Ülkecek deprem bölgesindeyiz . Yalnız buna rağmen ülkemizde müteahhitlik denen bir kavram var.

Bu kavramdaki kişilerin geneli eğitimsiz ve ahlaksız insanlardan oluşuyor. Tarım arazisine ev yapanı mı dersin, malzemeden çalanı mı yada ev yapsın diye izin vereni mi..

Bu ilk deprem değil ve malesef son deprem de olmayacak.

Ülkecek kötü durumdayız, canımız acıyor.

Yalniz şunu unutmamak gerek. Doğal afet diyip geçiştirmek yerine alınması gereken önlemler yıllardır alınsaydı, işin ehli insanlar, jeologlar az da olsa dinlenseydi bugun yaralarımız bu kadar ağır olmayacaktı.

Umarım bu acı durum bir ders niteliği taşır. Cepleri doldurmak veya görmezlikten gelmek yerine gerekli yerlere sıkı önlemler aldırır ve bir daha böyle bir acı yaşamayız ülkecek.
doğal afetler insan eliyle yapılmıyor o yüzden gidip de şunun yüzünden bunun yüzünden oldu diyemezsiniz. ancak doğal afetlere karşı önlem alabilecek imkanın ve zamanın varken saçma sapan yatırımlara ve gereksiz kurumlara para harccarsan, yandaşları zengin edeceğim iktidarımı güçlendireceğim diye o parayı hiç edersen ve bir de yıllardır direttiğin başkanlık sistemini getirtip tüm yetkileri kendinde toplarsan işte o zaman seni ister istemez suçlarlar. insanların kafasına gökten taş düşse senden bilirler.
normalde suçlu aramak yerine soruna odaklanıp çözüm aramak doğru olan. ancak biz de bunu yapmak çok ama çok güç. çünkü mesele sosyo -ekonomik ve alt yapı meselesi. hal böyle olunca normali makulde arıyoruz. deprem önlemi hususunda makul olanımız da suçlu aramak ya da kadercilik oluyor.
normal. başka soru?
Bizim gibi 3. Dünya ülkelerinde normaldir.

Çünkü ya olmaması gereken yer imara açılmıştır ya denetimsiz evler yapılmıştır ya müta it çalmıştır.
--spoiler--

öncelikle tekrar tekrar söylüyorum bu bir doğal afet.
insanlık tarihi bu tür doğal afetler hep olmuş...

--spoiler--

güzel kardeşim cins cins konuşup adamın canını sıkmayın. 2023 türkiye sinde insanlar depremden kurtulup donarak öldüler enkaz altından zamanında müdahale edilemediği için bu duruma allah ın takdiri mi diyeceğiz?
Özellikle "doğal afet" diyerek başlık açtım.
Bu bir felaket değil bunun felaket olarak adlandırılması bile suçlu arayışının göstergesi.(Bunu romantizm olarak görenler olabilir fakat bu romantizm değil tam tersi gerçekçi bakış. .. Burda kadercilikten söz edilmiyor. Burda bahsedilen Gerçekçi olmak ve gerçekçi önlemler almak)

Gücümüzün yetmediği herşeyi felaket olarak adlandırılıyoruz.(Hatta biz adlandırmıyoruz öyle olması için algı ve kullanım için piyasa yaratanlar oluyor)
Bunu yapanlar ise medya veya benzeri güçleri ellerinde bulunduran bilerek veya bilmeyerek bu şekilde kullanan insanlar.

Öncelikle tekrar tekrar söylüyorum bu bir doğal afet.
insanlık tarihi boyunca bu tür doğal afetler hep olmuş ve olmaya devam edecek....
bu tür doğal afetler sadece yaşadığımız coğrafyada değil her yerde meydana gelmektedir.
Tek ve önemli fark ise yaşadığımız coğrafyada yeterince önlem alınmamış ve planlama yapılmamış vb bir çok eksiklikten kaynaklı daha fazla insanımızın ölümü...
Bu ölümlerin sebebi ise ;(işte bu kısım önemli)...
Buraya o kadar şey sıralanabilir ki....
...
..
..
Bu kısımda herkes suçlayıcı davranır.
Kimisi kendi vicdanından kaçmak için suçlar.
Kimisi ise kendi kurtuluşu için suçlar.

Bir de hiç suçlayıcı olmayıp herşeye kader deyip kenara çekilenler var.

Tabı doğal fatler için kader deyip kenara çekilenler yöneticiler ise bu kabul edilemez.

Bir de kader deyip kenara çekilenleri Allaha havale edenler var.

işte onlarda kaderci.....