bugün

Bir kiz tarafindan yedege alinmak, ugrasilacak hobi bulamamak, sevilen kisi tarafindan sevilmemek...
en yakınım dediğin arkadaşının, arkandan konuştuğunu duymak.
21 yaşında üniversite sınavına tekrar hazırlanmak. ne kadar bu yolu insan kendisi bi cesaretle seçsede koyuyor.
sosyal hayatta suratına bile bakmayacağı insanlar tarafından yönetilmeye aday olmak. bugünlerde zoruma giden bu.
bizi eblehler yönetecek biz de onlara uyacağız. iiiiiiiiiissssyaaaaaaaaaannnnnnnnnnnnnnnnn.
(bkz: eksi yemek)
tokat yemek ! yumruk yerim sıkıntı yok ama tokat yediğimde gözüm dönüyor ! çocuklukdan kalma bi fobim sanırım.
Öyle anlar gelir gelir ki tarif edilemez. Ne sesiniz çıkar ne de soluğunuz. Bir olaya da bağlayabilirsiniz yada yaşanılan bir zamana. Bazen parasızlık olur bazen fukaralık veyahut en kötüsü acizliktir belkide.
Kalbini kırmamak için kırk takla attığın insanın 'bencil' demesi.
Ailenin izlediği bir maçta gol atamamak.
(bkz: brütüs)
en çok inandığın yada güvendiğin şeyin yalan olması.
Beşiktaş gibi bir takımın Kasımpaşadan 3 gol yemesi.
not:Beşiktaşlı degilim.
En güvendiğiniz insanın size kazık atması.
Belli bir donanıma sahip olmayan insanların güzel güzel pozisyonlarda çalışıyor olması.
Güzel şekilde hazırlanıp tam çıkman gereken saat geldiği dakikalarda tuvalete girerken giydiğim terliğin ıslak olup ayağımın ıslanması.
kız arkadaşın yanında para çıkışmamasdfasd.. hayır ağlamıyorum gözüme gurur kaçtı.
Sevdiğinin artık seni sevmemesi , onu görememek.
babasız geçirilen mezuniyet törenleri ve 21 yaşında olup ve üstüne erkek olup olumsuzluklar karşısında psikolojinin berbat bir kıvam haline gelmesi.seni yataktan kaldırmaması ve insanlardan uzaklaşıp karanlık mağaranda nikotean eşliğinde geçirdiğin dakikalar.ne var ki insanların bir çoğu hayattan zevk alabiliyor dur bir dakika alıyor.
Yaşamak!
Verdiğin değerin zerre kadar karşılığını alamamak.
Aldatılmakk..
ilkokulda arkadaşım t.'nin ağlaması.
Bu yaşıma kadar tanıdığım en olgun, en güçlü insan hala o.
Bir gün okul aile birliğinin süslü hanımları, beslenme teneffüsünde içeri girip t.'yi tahtaya çağırdılar. Eline bir kaç torba tutuşturup "Fakir çocuklara yardım yapıyoruz." Tarzı bir şeyler söylediler.
O ana kadar onun fakir olduğundan bile haberim yoktu. Hiç durmadan ip bileklikler, tel sepetler falan örerdi. Ben de hayranlıkla izlerdim.O an dank etti bende onları yapıp, sattığı.
Sırasına döndü. Yüzü allak bullaktı. Sonunda dayanamadı. Masaya kapanıp sessizce ağladı.
Onun gururunun kırılışı, her hatırlayışta ağırıma gider.
görsel
görsel
bu hayata geliş nedenimi bilmeden yaşamımı sürdürmeye devam etmem.
paradır herhalde ya para, kağıt olan..

bu gece en yakın arkadaşlarım deliler gibi yedi, içte ve eğlendi. bu eylemlerine hâlâ devam ediyorlar.

ben plana dahilken mekana gitmedim, sırayla aradılar. "niye gelmiyorsun, neredesin?" gibi soruları ardı ardına sıraladılar. pek bahane aramadım "gelemiyorum, öyle gerekti" gibi saçma şeyler söyleyip telefonu kapadım. Doğruu ilk okul arkadaşlarımın yanına, ben olduğum, birlikteyken kendimi bulduğum insanların yanına gittim. kahvemizi içtik, playstationımızı oynadık. gitmememin asıl nedeni bir avuç yemeğe, iki kadeh içkiye 150₺ verecek kadar rahat ve üzgünüm ki salak olmamam.

sistem bunu gerektirdi, bize evde oturmak düştü.
Yapmadıklarımdan ötürü suçlanmak.