bugün

"terörle mücadele dışında kullanılması yasak" biçiminde sikindirik palavralarla ilgisi olmayan piyade tüfeğidir. böyle bir yasak, g3 ya da başka bir silah için hiçbir otorite -nato mesela- tarafından da uygulanmamıştır.
1970'lerin başından itibaren, o zamana kadar amerikan yardımlarıyla ve ya ithal edilerek alınmış m1 garand piyade tüfeklerinin demode olması ve otomatik, caydırıcı ateş gücü, kullanım kolaylığı gibi birçok özelliği barındıran piyade tüfeği ihtyacına istinaden alımında ve sonrasında üretimine karar kılınan, hocker-koch ( b. almanya) kökenli silah üreticisin geliştirdiği otomatik piyade tüfeğidir.ne ilginçtir ki, aynı dönemlerde de yunanistan ordusu, m1'lerin yerine modern bir piyade tüfeği arayışına girmiş ve muhtemelen nato-abd'nin tavsiyesi ve oluru ile, her iki ülke de g3 'lerde karar kılmışlardır. bugün, yunan ordusunun da ana piyade silahı g3 'tür.
şimdiki piyade birliklerinin çoğunda, ayrıca deniz ve hava kuvvetlerinde de tek erin ana muharebe sihaı olarak kullanılır. haa, komandolar ve özel birlikler, g3 platformu üzerine geliştirilen hk33 ve amerikan m16 piyade tüfeklerini, famas, kns,ve benzerlerini kullanır, o ayrı.
önümüzdeki birkaç yıl içinde, yerini hk33, mehmetçik-1 gibi yeni nesil silahlara bırakacağı muhtemel olmasına rağmen yine de kaba, güçlü, ağır ve kodu mu oturtan hantal hali ile g3 efsanesi uzuuun yıllar sürer gider.
her piyadenin gönlünde yeri ayrıdır.
3G nin tersi.
pontiac'ın bir modelidir. dizaynı klasik pontiac çizgisinin dışındadır.
askerliği yapmış, orta yaşlı abilerin 3g deyişi, telefon işindeyim, en az 12-13 tane rastladım, ne silahmış arkadaş.
insan hakları mahkemesince yasaklanan, ama ülkemiz ordusunun hala kullandığı, namlusunun içinde yiv ve set bulunduran, hava ile soğuyan, arıza yapma olasılığı çok yüksek olan bir tür tüfek. helozonik girinti ve cıkıntılar yüzünden namludan çıkan mermi çekirdeği, isabet ettiği cisme, büyük hasarlar vererek çıkar. girdiği yer nohut tanesi kadar olurken, çıkışı bir kavun büyüklüğünde hasar bırakıcak şekil de olur.
12 yaşında çocuk pipisi kadar mermi atan havayla soğuyup şarjörle beslenen 4 kilo 250 gr ağırlığında 20 mermi atan pkk lıların annesini ziken tek erin yakın muharebe silahıdır.
(bkz: kodumu osurtur)
ikinci dünya savaşı'nın tiger tankları gibi rol üstlenmiştir. çok güçlüdür, efektlidir lakin ağırdır.
5km teçhizatlı koşuda ağırlıktan tasarruf için mekanizmasını çıkardığım,görüntüsü,sesi ve gücü karizmatik olan,fakat ne zaman çalışacağı allaha kalmış eşşek ölüsü.
çok güçlüdür, ölüm makinasıdır, mermisi dönerek gittiği için; girdiği uzvun arkasından kocaman bir delik açar, tek atışta kolu, bacağı parçalar. ama artarda 2 sarjörden fazlası sıkılamaz. silah şişer, ısınır, ele alınamaz hale gelir...
Logitech'in bilgisayar oyunları için tasarlanmış 2000 dpi'li bir faresidir.

(bkz: logitech g3)
Asker arkadaşlarım ne yorum yaparlarsa yapsınlar terör ile çatışma dışında modern çağda tamamen türkiyeye savaş kaybettirecek silahtır. çünkü asker kardeşlerimin işi çatışmaktır. ince detay silah değil...

neden hiç sevmem ben bu silahı? çünkü bunu yiyen kişi yüzde 90 ölür... benden sebep ve o sebebi anlamak için detaylı açıklama beklemeniz doğrudur ve anlattığımla tatmin olmazsanız bildirin, açıklayacağım.

şimdi neresi kötü bu yüzde 90 öldürmesinin diyenler olacaktır. biz terörle mücadele ederken bu gerçekten üstün performans ve avantajdır. ama ya savaşa girersek?

diyelim ABD ile savaşa girdik(en çok kurgulanan sahnelerden biridir...) biz bir asker vurursak o adam yüzde 90 toprağa gidecektir ama bizim "silah uzmanı oldum" zanneden tiplerin sövdüğü 5.56 milimetrelik mermiler bize gelirse ne olacak?

tam 5 kişimizi bizden alırlar...

çünkü kurşun yiyen asker muhtemelen ölmeyecektir ve çatışamaz duruma da gelecektir. (gitti 1 kişi)
onu hastaneye kim götürecek?(2. kişi)
onun tedavisi, hasta bakımı refakati???(en iyi ihtimalle 2 kişide burdan...)

ha tabi tıkanan sıhiye hastane ve sağlık ocaklarının yarattığı kaosu bilemem. hele yanımdaki silah arkadaşımın ölmek yerine acı ile inlemesini duymak bana ne yapar hiç bilemem...

2.ci sevmeme sebebim şudur; g3 400 metreyi katlar geçer.

iyi de 400 metrenin ötesi keskin nişancı menzilidir zaten. ne yapcan? bi yandan siperlere dalıp bir yancan keskin nişancılık mı?... yine m4 kazandı...

son nokta ise bu; g3'ün dipçik ergonomisi kötü ve (bkz: kalibre)si yüksek olduğu için karşıdaki hedefi taramaya kalkarsanız ilk atış ayağından, 2.si atış kafasından 3. ve 4. atışlar ise engin göklere... ama m4a1 o kadar hafiftir ve şahlanma o kadar azdır ki bütün şarjörü de bitirsenizde(acemilerin en çok yaptığı hareket) giden mermilerin çoğu hedef bölgede toplanacaktır...

şimdi içinden geçiren yazarlar olacak; "üstüne üstlük m4a1 suda ateş edebiliyo!"

iyi de kara piyadesinin suda ne işi olacaktır?

tutukluk sorununa gelince. bu tamamen mermilere bağlıdır. yani mke mermilerinin tutukluk oranı fazla olduğu için burada m4'ü de g3'üde yargılamak bize düşmez. ayrıca her iki silahın özellikle ve özellikle m4'ün çıkan sayısız yeni türevinde başlıca olarak bu sorun ve doğa koşullarına dayanıklılık ele alınmıştır.

türklerin en belirgin özelliklerinden birisi de saplantlı ve yeniliğe açık olmamalarıdır... g3'ten önce derlerdi ki. ne güzel kırıkkale tüfeklerimiz var ne o silah öyle? parçacı bulunmaz, mermisi taşınmaz cart curt! (silah yeni ya o zaman...)

şimdi de m4 için aynısı deniyor. ne o silah öyle g3 gibi keleş gibi parçası bulunmaz cartı bulunmaz curtu bulunmaz!!! m4 gibi bir silah envanterimize geçince de biz yine diyeceğiz ki ne (bkz: magpul masadası) ne (bkz: scar)ı gül gibi m4a1 var... ohoooo...
g3fs13h056 numaralısını bulursanız; hiç sekmeyen, hiç teklemeyen bir bayanla nişanlanabilirsiniz. kendisi ağırdı mağırdı* ama çok iyi karıydı. kurma kolu ilk zamanlarda biraz ağır gelebilir ama yapılan ön sevişmeler ile bu sorun kolaylıkla giderilirdi. doğum tarihi: şubat 1971'di. dolayısı ile benden yaşlıydı ama işi biliyordu. bu nedenle performansı mükemmeldi. çok tatmin etti çok... *
iyi temizlenmiş ve bakımı yapılmış bir g3 dakikada 300-400 mermi atabilir.
muhafızın sevgilisi, yaridir. yanından hiç ayırmaz.
gitara ilk başladığımda gitar hocam tarafından izletilen gitar şölenidir. şöyle bi diyalog'a sahne olmuştur

s: abi bunlar şimdi gitar mı çalıyorlar
h: evet ??
s: e demin sen ne yapıyodun o zaman???
4 adet pim sayesinde tek parça durabilen silah. o kadar güçlü , tek vuruşta adam indiriyor parçaliyor hede hödö ama işte onu da 4 tane skindirik pim ayakta tutuyor. gavur ölüsü gibi ağir olmasi da ayri bir sinir bozukluğu yaşatir adama. sökmesi takmasi da kolaydir epey. "haftalik bakim yapilmazsa işe yaramaz" derler. tatatata diye ateş edebilen bir silah işte. özgürlük savaşlarinda kullanilir tabi
4.250 gram ağırlığında 102 cm boyunda şarjörle beslenen hava ile soğuyan tek tek ve seri atış yapabilen bir erin en yakın muharebe silahıdır. 4 yiv ve 4 seti vardır. efendim nedir bu yiv ve set? g3 piyade silahının 45 cm uzunluğundaki namlusunun içindeki helezonik girintilere yiv çıkıntılara ise set denir. bu sayede fişek kendi ekseni etrafında dönerek hedefe yönelir, vurduğu yerde oyuk açıp öle çıkar.. benimde şu an askerlik yapmakta olduğumdan kulandığım biricik silahım hakkında g3 ün değdiği etten hayır gelmez lafı da doğrudur efendim..
G-3 tüfeğinin açtığı deliğe papatya denir. önden giren mermisi arkadan öyle büyük yara açarak çıkar ki papatya açmış denir.
kesinlikle keleşeten daha iyi olan silahtır. tamam ağır olabilir ama keleşin mermilerinden daha ağır ayralar açabilmektedir. ne yarası hatta direk cennete yollar bu silahın mermisi adamı.
ürkütücü tüfektir. lakin güneydoğu koşullarına uygun olmadığından bahsedilir.
askerde birinci manganın birinci adamıysan ve ilk atışı sen yapacaksan, ilk mermi sesi seni şoka sokabilir. çünkü bu aletten bu kadar ses çıkabileceğini hayal edemezsin.
kullanımı ileriki yılarda sona erecekmiş. yerini mke yapımı yeni tür silahlar alacakmış!

http://ekonomi.haberturk....4-g3-efsanesi-sona-eriyor
piyadenin yakın muharebe silahıdır.4 yiv-4 setten oluşur.etkili menzili 400 metredir.
eğer silah olur da çalışırsa merminin çıktığı yerin çapı girdiği yerin çapının 5 katı kadardır.
durduk yere tutukluk yapar,etkili atış ve nişanı doğru yapmak için sağlam bi nişancı tarafından sıfırlama yapılması gerekir.eğr nişangahta sapma varsa mermi nişan alınan noktadan 30 metre kadar sapabilir.
"Üniversite yenişehir yıldızkent ebesinin amından caddeye ordan tekrar üniversite diye anlamsız güzergahtaki dolmuş hattı. Erzurumdadır. Pardon Erzulüm. Soğuk kış günlerinde ki soğuk olmayan kış günü yoktur erzurumda balık istifi öğrenci taşır bu hat. Halbuki G2 hattını kaldırmayaydın havuzbaşından yukarı üst yola oradan yıldızkente geçip üniversiteye inseydin de g3 sadece yenişehir yolcusunu toplayaydı. Yazar bu entrysinde neden sinirlenmiştir sorusuna gelince birinci neden zulümdür ikinci neden ise erzulüm başlığına yapılan bakınız ifadesindeki g3 başlığı eksiyi hunharca yemiştir. bana memleketim diye gelme gözünü sevdiğim mantıklı şeylerle gel. g3 eski 14/A her zaman zulümdür ve zulüm kalacaktır." diye bir entry girilse formata aykırı olur mu düşüncesidir.
(bkz: yarın seve seve bu hattayım)
hem malmsteeni, hem de diğer müzisyenlerini çok sevdiğim halde, malmsteen'i bir türlü kendisi ile özdeşleştiremediğim oluşum. nedendir bilmiyorum.
joe satriani , steve vai ve üçüncünün genelde değiştiği gitarın üstadlarının vaz geçilmez konserleri.
üçüncü olarak sizi bilmem ama benim için john petruccidir.