bugün

hoca efendi 21. yüzyılı anlayabilmiş diğer tüm din adamlarından kat ve kat büyük düşünmüştür. çünkü zamanı aşmanın yolunu bulmuş, kendini tam anlamı ile tanrıya adamış bir zatı muhteremdir.

21. yüzyılda paraya sahip olmak en önemli problemdir. bu sorunu çözmek için inanan müslümanları mutlak erek üzerinde bir araya getirmiştir. bu tanrısal amaç uğruna (kimilerine göre bu erek din, kimilerine göre şeriat, kimilerine göre inanç, din... cennettir.) insanları ortak bir paydada buluşturabilmiştir. kişiler manevi huzuru ve bütünlüğü bu adamın öğretilerinde bulmuş ve sempatileri ruhsal tatmine ermek için artmıştır. insanları elde etmek için tanrı en kolay ve etkin yoldur. bunu hoca efendiden önce bütün yöneticiler kullanmıştır.

parayı, yani 21. yüzyılın en önemli ereğine insanlık tarihinin en büyük ereği olan tanrı ile ulaştıktan sonra yüzyılımızın nuru iyilik yolunda hizmete başlamıştır. daha büyük olmak için medyaya, eğitime, enformasyona direk olarak; yönetime, politikaya, en büyük sevap olan ticarete, dolaylı olarak atılmıştır. bu atılımların temel amacı para kazanmak değildir. Para yapmış olduğu hamlelerin dolaylı sonuçları ile cemaate akmıştır. nasıl ki bir yere baraj inşaa ettiğinizde amacınız suyu tutmaktır, ancak suyu tutmanız ile birlikte dolaylı olarak balıklarda sizin barajınıza dolar.

Hoca efendi şiddete karşıdır. hiçbir konuşmasında şiddet yoktur, sevgi vardır. islamiyet kelimesinin teslimiyet olduğunu bilir. bütün müritleri onun iyiliği ve nuru karşısında ona teslim olmuştur. onun ümmetine verdiklerini bilir. çünkü ondan olursan onun çevresindeki baldan faydalanabilirsin. ona inanalarla ticaret yaparsın. bal tutan parmağını yalar. bunun kimseye zararı yoktur. faydası vardır. hem tanrıya hizmet etmiş olursunuz.

hoca efendi mazlumu korur. aklı başındaki bütün mazlum insanları eğitim çemberinde, allaha hizmet potasında eritmiştir. hem de bütün dünyada.

hoca efendi ırkları aşmıştır. din, ırkların üzerinde bir çatı olarak tüm dünyayı kaplayabilir. oysa türklük ya da her hangi bir ırk sınırlıdır. tanrı, en büyük olarak bütün müminleri yer yüzündeki gölgesi olan islamda birleştirir.

Tabi ki hoca efendi yöneticilerle iyi ilişki kuracaktır. bu ülkedeki bütün yöneticilerden saygı gördüğü gibi bütün dünyanın en büyük ülkesinde de saygı görmektedir. bu çok büyük bir başarıdır. düşmanları vardır. çünkü meyve veren ağaç taşlanır.

not: bunlar belirlemelerdir.
feto nun sürekli anlatım bozukluğu yaşamasından dolayı onu anlamamaktır. *
(bkz: bsg)

edit: anlamıyorum kardeşim adam konuşamıyor ki.
#3922348

iyi anlamış mıyım bari?
fettoş'un bir şeyler anlatmak yerine amerika'da sürekli salya sümük ağlaması sonucu gerçekleşmeyen eylemdir.
çıkar üzerine bina edilmiş kof bir örgütlemenin başı, bi nevi hasan sabbah.
(bkz: masturbasyon felsefesini anlamak)
cem karaca, barış manço, erkin koray, gibi bir çok önemli ismin ve kişilikleri ile su götürmez bir gerçekle toplumun tamamını kucaklamış insanların başarıpta, bazı komplo teorsiyenlerinin halen başaramadıkları erdem.
evde oturup bütün gün ağlamaktır.
zor bir olaydır. salya sümük ve durmadan ağlayan adamın hıçkırıkları arasında ne dediğini duymak dahi zorken, idrak etmek imkansızdır.

bir de o kadar ağlamaktan sesi soluğu kısılmıştır.
--spoiler--
mevcudiyetimizi hissettirmeden çok ilerilere gitme, taa ilerilere gitme böyle can damarları içinde dolaşma ve sonra dönülüp gelinecekse böyle yara alınmadan hissedilmeden dönüp geriye gelme meselesi. ister maddi güçler bakımından ister kendi ülkelerindeki güç kaynakları ve güçlerini temsil eden kaynaklar bakımından isterse ilim mahsülleri açısından, isterse toplumun büyük kesimlerine büyük kısımlarına bu duygu ve bu düşünce ile ulaşmaları açısından belli bir noktaya gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam etmeleri şart, zaruri ve lüzumludur. Yanlış bir şey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleriyle tam bütünleşmeden, gereken mesafe alınmadan, bir kısım erken vuruş diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer ve müslümanlara cezayir'deki hadise gibi yeni bir hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar. suriyedeki 82 vakası gibi bir vecaat yaşatırlar. her sene mısırda yaşanan fezaat ve fecaat gibi bir fezaat fecaat yaşatırlar. öyle bir dönemde tam özünü bulacağınız, kıvama ereceğiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşana kadar, o kuvveti temsil şeyler elinizde olacana kadar, türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseseleredeki güç ve kuvveti cephenize çekeğiniz ana kadar, her adım erken sayılır. her adım 20 gününü doldurmadan yumurtayı kırmak gibi bir şeydir. civcileri terkeden bir kuluçka gibi civcileri doluya fırtınaya terketmek gibi bir şeydir. burada yapılan şeyler bunlardır. burada yapılan şeyler, mikro planda dünya ile hesaplaşma işidir.
--spoiler--

kaynak direk kendi ağzından: http://www.youtube.com/watch?v=oNi3Z3qZ7Z4

yukarda yazılan tehlikeleri anlamaktır aynı zamanda.
Cemaat evinin perdesini
Havalandıran rüzgar
cemaat yurtlarını köpük köpük dalgalandıran rüzgar
gir içeri usul usul beni bu dertten kurtar

Gir içeri usul usul
Beni bu şakirtlerden kurtar

Yabancısın buralara
Nerelerden geliyorsun
Otur dinlen başucuma
Belli ki çok yorulmuşsun

Bana fethullah'ı anlat
Bana amerika'yı anlat
Bana cia'yı anlat
Cemaat evindeki abinin artistliklerini anlat

Anlat ki çözülsün dilim
Ben şakirtim dememeliyim
Nurculuğu anlat bana
Senin gibi kaçıp gitmeliyim.
imkansızdır. özellikle kitapları karman çormandır, tam bir çorba durumundadır. artistliğe gerek yok, din kitabı denilen kitap anlaşılır bir dille yazılır.
(bkz: hakikat kitabevi)
aşağıdaki isimlerin başardığı erdem.

(bkz: barış manço)
(bkz: erkin koray)
(bkz: cem karaca)
(bkz: nursuzu anlamak) *
kitapları okunursa, sohbetlerini dinlenirse (kesik vtrler halinde değil tamamı), hakkında hiçbir şey bilmeden kulaktan dolma kahve muhabbetleriyle hakkında yorum yapılmassa kısacası önyargıyla yaklaşılmassa anlamak zor olmaz sanırım. en azından türkçe olimpiyatlarının kimin eseri olduğu hakkında bilgi edinilebilir.
onu ilk anladığımı sandığımda kendime sorduğum ilk soru "islamiyeti ve insalığı kurtarmak sanamı kaldı" sorunu sorduğum ve daha sonra bu soruyu tarikat liderine yönelttiğim ve cevabına kıçımla güldüğüm anlama şekli.
zamanımızı dini istismar ederek kendine yer edinmiş şarlatını anlamak yerine, allah'ı arada fake aracı olmadan anlamaya vakit harcamamız gerektirdiğini bir kez daha düşündüren söylem.
(bkz: kominizmle mücadele derneği)
(bkz: mevlananın yedi öğüdü)

bazıları söz konusu kişiyi ''zamanın mevlanası'' olarak göstermektedir. bu böyle gelmiş böyle gider ustam. gençler sömürülüyor. bir üniversiteli genç arkadaşımız hsbc kredi kartı alınca ''tamam'' diyorum ''sen de gittin abisi''
amerikadaki krizden bize ne? ülkemiz öyle bir dışa bağlı ki...
isviçreye niye bir şey olmuyor?
eee tabi biz gelişmekteyiz ya o yüzden. krizden etkilenmeye yeni bi kalıp daha. ''gelişmekte olan ülke'' sadece para ile bu ülke kalkındırılmaz.
(bkz: köylü milletin efendisidir)
efendilerimiz göçe zorlanmaktadır. çoğunuz aynı koyunlar gibisiniz. otu kıpır kıpır yerken iyi, sonuna geldiğinde ''mee mee'' dersiniz. üretmiyorsunuz yavrular. ne düşünce ne de bir eylem. oturun göt büyütün. için sabaha kadar birayı işeyin durun. devrimci ya da başka bir şey olun demiyorum ama bilinçli olun.
(bkz: gençliğe hitabe)
empatinin anasını ağlatmaktır.
imkansızlığın son raddesi.
zor bir olaydır zira bunu anlamak için bir hristiyan haçlı savaşçısının nasıl olup da müslüman din adamı kılığına bürünüp bu ülkede masum insanları kandırıp nasıl örgütlendiğini ve sonrasında nasıl olup da tsk yı ele geçirme stratejileri açıkça ispatlandığı halde cezalandırılmadığını anlamak gerek önce.
dar görüşlü olmanın yeterli olduğu anlamsızlık.
amerikadayken bilmedin mi
ben söylerken gülmedin mi
falımızda hasret var
ayrılık var, demedim mi?

anlamazdın anlamazdın...
şakirtlere inanmazdın.
hani sen acı veren,
hacılardan olamazdın?

dilerim ki mutlu ol şakirtim,
ben olmasam bile cia gülsün sana
günahım boynunda,
ağlayan bir çift $akirt bıraktın arkanda...

la la la lay la lal laa
la lal la lay la lal laa

cemaat bomboş kaldı sanma,
acılar geçer zamanla.
tarikata tövbe demem ben,
görürsün gelince yeniden...
(bkz: hep gülüyorsa vardır bir sebebi)
(bkz: gülen gülen e)
#6425290