bugün

2012'de tüm ülkede binlerce yeni müfettiş göreve başladı. pek çoğu sinirlidir, kafayı bu işlere takmıştır. üşenmeyenleri bu aylarda pek çok ceza yazacaktır.

Trafik yasasında yer alan 60'tan fazla maddeden, dolayısıyla 100'lerce durumdan dolayı ceza yazabilir. yazdığı cezalar polis tarafından kesinleştirilir.

örnek:

Usulsüz serit degistirene, telefonla konusana, kornaya fazla basana, hatali park edene, tehlikeli araç sürene, arkadan sikistirana, arkadan uzaklari yakana ve daha bir çok harekete ceza yazabiliyor.

yazdığı cezalar yalnızca posta yoluyla ele geçer. cezadan kurtulmanın tek yolu mahkemeye vermektir. mahkemeler trafik cezasına itiraz davaların onda birinde itiraz edeni haklı bulmaktaymış.
kamu görevlisi olmayan ancak kamu adına ceza kesme yetkisi olan kişi, saçmalık.
40 yaş üzeri yüksek okul mezunu kişiler tarafından oluşmaktadır,

40 yaşından sonra kim böyle bir şey ile uğraşır ki ? nasıl bir yasadır 40 yaşından sonra duyu organlarında yaşanan azalmaları hesaplayamaz ?

tarafıma az önce Tekirdağ ilinden fahri trafik müfettişi Melek Çakır tarafından kesilmiş ceza geldi, aslına bakarsanız itiraz hakkım var çünkü hukukta keyfilik yoktur. Ama uğraşmayacağım teyze seninle.

sana bir tavsiyem var melek çakır canın sıkılıyorsa yeniden evlen !
bırak trafik işini kamu memurları yapsın.
peder beyde bulunan ünvandır. cezayı yazıp tek tek emniyette imzalamak zor gelmektedir. ver kağıdı ben yazarım sen imzalarsın ısrarlarımı asla kabul etmemektedir.
ayrıca bu ünvana sahip olan tanıdıklarım kendilerine artistlik yapan olduğunda en ağır cezaları döşemektedir.
olmak istediğim hede.

bu münasebetsiz ayılar, gına getirdi. nasıl olunur, biri beni aydınlatsın.
bir ara plakaya ceza kesilemeyecek muhabbeti vardı. bu adamlar çevirme yapamadığına, bir radar cihazıyla hızı tespit edemediğine, kayda almadığına göre o cezalar nasıl verilebiliyor bilemiyorum.

kaldı ki, örneğin bir trafik polisi, bu işten ekmek yiyen, tek geçim kaynağı bu olan bir kamu görevlisidir. dolayısıyla keyfiyetle ceza vermeyeceği, zira bunu yaparsa mesleği ile ilgili yaptırımlara uğrayabileceği varsayılabilir.

ancak fahri trafik müfettişi için durum farklı, zaten belli bir yaş üzerinde ve muhtemelen kendi mesleği var. bu kişilerin keyfiyetle hareket etmeyeceğini nereden bilebiliriz? nitekim bu başlık altındaki ifadelerde dahi bu keyfiyeti görebiliyoruz, örnek olarak;

"çevremde bu ünvana sahip olanlar kendilerine artistlik yapana en ağır cezaları döşemektedir"

ifadeye bakınız. Ben de hayatını müfettişlik yaparak kazanan bir insanım. müfettişliğin en esaslı yönü, işi şahsileştirmemektir. Yani karşınızdaki sevmediğiniz biri de olsa, sizle farklı takımı da tutsa, başka dinden de olsa, karşıt siyasi görüşleri de olsa, sizin şahsınıza kötü de davransa ya da tam tersi size yalakalık da yapsa, iyilik de yapsa, kişiliğini çok beğeniyor da olsanız; durum neyi gerektiriyorsa ceza o kadar verilir. Ne eksik ne fazla.. dolayısıyla şunu söylemekte sakınca yok; kendisine ters davranana ağır cezaları döşeyen kişi açıkça şereften yoksundur, karakteri oturmamış bir zavallıdır.

durumu en iyi açıklayan özlü söz ise sanırım şu;

çingeneye yetki vermişler, gitmiş babasını kesmiş.
Bir de deşifre Fahri müfettiş Hayriye Akkurt var ki, mahkeme ile ismini Fahriye olarak değiştirmelidir kendisi. Üstelik tüm müfettişler onun adına yazıyorlar cezaları.
tüm gün trafikte olan birisi olarak olabildiğince kurallara uymama rağmen hayatımda ilk kez, kırmızı ışıkta geçtiğimi belirterek, bana ceza yazmıştır. kırmızı ışıkta geçmediğimden emin olmama rağmen itiraz edecek bir merci bulunmaması ilginçtir, herhangi bir kanıta dayanmadan ceza yazılması hukuk dışıdır. **
yuklemi eksik bir cumledir.sonuna oldu getirilmelidir.yok yani haksizsam haksizsin deyin.
elinde bir deste tutanakla şubeye gelen gavat tır. bir bok yaptım sanar halbuki asgari ücretle çalışan yada issiz olan kişilerin canını yakmıştır, cezaların ne derece dogru kesildiği meçhul dür.
40 yaş şartı olan iş.

Bunu da kaçırdık beyler dağılabilirsiniz.
Saçmalıktır. Müfettiş unvanı öyle kafaya göre verilir mi fahri de olsa.
bir nevi uludağ sözlük gammazıdır.
bazen yanlış yunluş işler yapıp olmadık kişileri mağdur edebilmektedirler. babama o tarihte olması mümkün olmayan (yıllardır gitmediği ) bir ilçede arabayla yaya geçiş hakkını ihlal etti diye plakaya ceza geldi (fahri müfettiş tutanak tutmuş, herhalde plakayı yanlış yazmış). adam o yaşında gitti trafik şubeye dert anlatıp zar zor iptal ettirdi ( ki mahkemeye falan başvursa "tutanak var" diye red yerdi muhtemelen).
bence de bu iş saçma. devletin görevini neden sivil insanlara veriyorsunuz? sonra da milletin bir yerleri kalkıyor. kendini önemli hissetmek için sağa sola ceza yazıyor.
mahalle arasında sesi son ses açıp. abartı egzoz ile ortalığın anasını ağlatıp vay efendim bana neden ceza kesiyorlar ölçüm cihazı var mı demek cehalettir. Kabahatler Kanunu uyarınca, idari para cezası uygulanması için desibel ölçülmesine gerek görülmez. Şikayet üzerine gelen polis ya da zabıta kuvvetlerinin gürültüyü tespit etmesi yeterli olur ve ceza kesilir. zaten cezayı kesen kişi fahri müfettiş değildir. fahri müfettiş bunu tespit eden kişidir. kabahatin tespiti sırasında fahri müfettiş olması durumunda da Polis ya da zabıta'nın tespiti aranmaz.

sokak arasında anasının amı yırtılıyormuş gibi abartı egzoz ile duyanların kulağını sağır edecek şekilde araç kullanmak en hafif tabiriyle orospu çocukluğudur ve yine aynı şekilde sokak arasında son ses müzik açarak, benim müzik dinleme özgürlüğüm var demek aynı orospu çocukluğudur.

asla asla üstteki yazarları refere ederek söylemiyorum bu benimkisi genel bir tutumdur. özellikle yaz aylarında camlar açık uyurken bizim sokaktan geçen şerefsizlerden bıktığım için bunu söylemekteyim. inşallah bende bir gün fahri müfettiş olurum.
Fahri müfettiş olayına el atılmalı. kafalarına göre ceza yazıyorlar foto yok, belge yok. Mahkemeye gideceksin, itiraz edeceksin. bu ülke de bütün işler neden yokuşa sürülür? çünkü ahlâk yok.
kolluk kuvvetlerinin trafik büroları yetersiz mi?
değil. gerekli olmadığını düşünüyorum.

o zaman fahri tem,
fahri istihbarat,
fahri narkotik de olsun.

kolluk kuvvetlerinin işini kolluk kuvvetleri yapsın.
kırmızıda geçeni tespir ederler ;

görsel
hiç gitmediğim bir semtte kasksız motor kullandığım için 4 sene evvel 402 tl ceza yedim, gönüllü aptal bir kadın yüzünden.
o tarihte motorla birlikte yalovadayım. o semtten geçme imkanım mümkün değil.
caddeye asla kasksız çıkmam. 2. aynı bir plaka söz konusu değil.
402 parçalandık boşu boşuna bir aptal yüzünden.
haram zıkkım olsun.
Para almıyorlarmış bu kısmı beni üzse de bende başvuracağım ama her yazdığınız cezanın kabulgörnesi diye bir şey yok ispat lazım.
hiç gitmediğim semtte kasksız motorsiklet kullanmaktan..
ve akşamın sekizinde otopark niyetine yüzlerce arabanın park edildiği otoparkta(!)
3. nerde, kim, neye göre kitleyecek bilmiyorum.
ama ahirette yakalarındayım bu fahri dümenlerin!
alayı orospu çocuğudur.
kompleksli, ezik tiplerden oluşur. iyi bir bok yaptıklarını, memlekete faydalı olduklarını falan düşünürler, bi boka yaradıklarını zannederler. derhal kaldırılması gerekir.
bu yazdıklarımın, içlerinden bir yavşağın bugün bana 4064 lira ceza döşemesi ile hiç bir ilgisi yoktur. zaten yıllardır böyle düşünüyorumdur. gelsin yüzüne karşı da söylerimdir!
ileride görev olarak bunu yapmak isterim. Fakat Türkiye'de değil.
Çünkü ceza yazdığınız biri olur da Malum partinin başkanı yok sol taşşağı olursa ağzımıza kadar sokarlar.