Bu ne rahatlık diye sorulması gerekir.
- hayırdır bilader?
- yok bi şey, çay içiyorum.
- güzel mi bari?
- valla bildiğin çay işte, ne güzel olacak!
- yanında kurabiye ister misin?
- yok, bi önceki girdiğim evde ikram ettiler sağ olsunlar.
- polisi arıyorum ben.
- boşa zahmet. salonda oturmuş çay içen adamın hırsız olduğuna hiçbiri inanmıyor.
- ne yapayım ben peki?
- otur çay içelim işte beraber.
- ne zaman sıkılıp gidersin sen?
- fazla pijaman var mı?
ziyaretin amacını aştığı, yüzsüzlükte son nokta!...
bu ne rahatlık diye dumur olduktan sonra saygıdan pasta börek ikram edeceğim hısrızdır.
Keyfine çalar.Hırsız:"parabol valla bastırdım parayı kendime soyacak ev aldım."diyen hırsızdır.
neden bira açmadın diye sorardım.
orgazm sigarası içmesinden iyidir.
konu olan hirsizin ustune daha ne almayi planladigi dusunulur.
(bkz: bi siktir git çay koy)
buna benzer bir olay yaşanmıştır.

yaşlı bir çif aydan aya gittikleri eve giriş yaparlar ve oturma odasında hırsızı uyurken görürler.sonra dede amca hırsızı uyandırır "oğlum öğlen oldu kalk git der " ve hırsız gider.* * *

(bkz: eve girildiğinde hırsızı uyurken görmek)
(bkz: yeni demledim sen de iç)
(bkz: girme eve pis ayaklarla)
-ağzımızın tadıyla bir çay içirtmedin ki keyif yapak yahu(!)
(bkz: iyiymiş)
"şeker bitmiş. ayakkabını çıkarmadan alıversene" diye seslenmesi muhtemel kişidir.
ee kola zararlı diyorlar.alkol işini aksatır.en iyisi çay.hele de havalar serinse.. valla evde pilli araba bile bırakmaz o derece süpürür evi.
ay kıyamaam, o öyle kuru kuru içilmez dur ben sana bir börek açayım denilip kalbi kazanılmak suretiylen bela defedilir.
hırsız da olsa onun da bir kalbi vardır nihayetinde di mi ya. *
(bkz: haydi bakalım)
(bkz: yavuz hırsız)
(bkz: eve girildiğinde çaydanlığı sıvazlıyordu)
sevinilmesi gereken durum fazla uzağa gitmiş olamaz.ayrıca belki çaydan başka alacak bişe bulamamıştır.-
-bune a.q bari şeker olsaydı evde.
-abi kusura bakma ay sonu işte geleceğini bilmyorduk.(normal olan o)
(bkz: zorlama başlıklar)
içtiği çaya göre şekil alınması gereken durumdur.

- misal adam earl grey çay içiyosa derhal tekmeyi basarım. bergamotlu çaydan tiksiniyorum.

- öyle rezene çayı, yok mandalina çayı, yok demirhindi çayı, hede hödö çayı içiyosa da hem küfür ederim hem tekmeyi basarım. madem sosyetesin nie hırsızlık yapıyosun birader? hoş... çağımızın en azılı hırsızları hep sosyeteydi di mi? e koy bi fincan da bana o zaman.

- çayın içine tarçın ya da karanfil falan koymuşsa pencereden aşağı atarım. çayımı mutasyona uğratmaya kimsenin hakkı yok.

- yok limon sıkmışsa çok kızarım içimden. ama bişi demem. belki hastadır garibim. kıyamam.

- çaykur un tiryakisinden, filiz çayı ndan, turist çayı ndan; lipton un doğu karadeniz çayı ndan içiyosa başıma tac ederim.

- hele hele bu son saydıklarımı karıştırıp demliğe koyup da içiyosa, hemen salondaki çekyatı hazırlarım kendisine. yatak odasına almam lan, oha! o artık haneye tecavüz! hem sadece haneyle sınırlı kalacağını da kimse garanti edemez. o kadar da değil. salonda yatırırım. evdeki mücevherlerle, avrolarla, külçe külçe altınlarla dolu kasamın şifresini de söylerim kendisine. canımı yesin öyle çayı içen adam.
-otur hele bi soluklan yeğenim
-...
-soluklanmışsın zaten yiğenim!
fırında kek vardı ondan da alsın, börek vardı ısıtsın yesin...
yeni nesil hırsız derim yani başka açıklaması yok.