bugün
- joseph shomolo kuschca12
- iremga'nın bana totoş demesi17
- sözlükçülerin birbirine yazar diye hitap etmesi11
- erkeklerin en itici oldugu anlar10
- gelen sığınmacılara karşı çıkmayan islamcılar16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı21
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği22
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı33
- sikilmiş götün davasını kazanan avukat11
- çok güzel ama aptal hatun24
- bundan sonra hanım bey işinize gelirse9
- yazarların derbi tahminleri12
- anın görüntüsü17
- asgari ücretlinin yaşama hakkı yok mu sorunsalı13
- türkiyede neden herşey pahalı25
- idrarda sürekli köpüklere rastlamak11
- huzur veren kadın35
- çok aşığın var diyorlar9
- bana aşık yazarlar10
- takip ettiğiniz kadının storynize bakması13
- menuet16
- thusnelda12
- namus bacak arasında değil beyindedir19
- fakirler cennetin olmadığını öğrenirse ne olur14
- açık giyindim diye bakmak zorunda mısın28
- mafyatik herifin kızına bulaşmak9
- uludağ sözlük kapanırsa toplanma yeri21
- bira bardaktan mı içilir şişeden mi sorunsalı22
- yakışıklı olmak çok zor diyen erkek9
- 17 eylül 2024 lübnan çağrı cihazlarının patlaması27
- sözlüğün çok durgun olması9
- yapay zeka bilinç kazanırsa nolur10
- fetö'nün galatasaray'ı hedef almama sebebi10
- millette para yoksa neden burger king dolu8
- heidi nin dedesinin ateste peynir pisirmesi16
- yazarların en kötü özelliği26
- fetö'nün son hali9
- kanlı ay tutulması10
- joseph shomolo kuscha'nın böreği19
- tarım bakanın kıymanın kilo fiyatı yorumu12
- pınar deniz11
- tamamen yapay zeka tarafından yaratılmış görsel13
- konuşma ses tonu çok güzel olan kadın17
- barış alper'in gol öncesi elle oynaması27
- kaçak bahis sitesinin galatasaray'a sponsor olması24
- 30 yaş üstü 35 yaş altı araftaki yazarlar klübü21
- çok salak bir şekilde ölmekten korkmak14
- ormanda gezerken karşınıza çıkan çıplak kadın15
- sevgilisine köy peyniriyle börek yapan erkek14
- arkadaşlar sizce bu ayakkabı nasıl33
entry'ler (1906)
viceroy. kazanan mı kaybeden mi duruma göre değişebilir tabi.
http://www.yesilist.com/ linkine tıklayarak erişebileceğiniz, size yeşil rehberlik edecek; ederken de " aman canım dünyayı biz mi kurtaracağız " dedirtmeyecek, hayatınıza dokunabilecek oluşum.
ölümdür.
o insanların öfkesini bilmeden, anlamadan yorum yapılmaması gerektiğini düşündüğüm eylem.
turizmin fıtratında olan şeydir.
iki yüz küsür insanın ölümünü normalleştirebilen kafaların huzurudur. insan o kafayla zaten bir şey takmaz kafasına. oh ne güzel hayat.
bir daha düşününce sinirlendiren cümle. sen kimsin ki bir insanın hayatının bitmesine ya da sakatlık sonucu toptan değişmesine normal gözüyle bakabilirsin; sen o soğuk hava deposunun önünde babanı,kardeşini,eşini,dostunu bekledin mi de normalleştirmeyi kendinde hak görüyorsun, nasıl bir insansın da "kaza" derken işaret ettiğin şey topu arabanın altına kaçırmakmış gibi davranıyorsun?
http://galeri.uludagsozlu...ak-diye-bir-%C5%9Fey-yok/ kendini şuradaki insanların yerine koymadan konuşamazsın.
http://galeri.uludagsozlu...ak-diye-bir-%C5%9Fey-yok/ kendini şuradaki insanların yerine koymadan konuşamazsın.
bazen konuşmamanın konuşmaktan daha iyi olduğunu gösteren cümle.
başbakanca konuşmak gerekirse on dokuzuncu yılda da olmuştu böyle şeyler.olağan şeyler.
sözlüğün hallerini görünce acıyıp üzülüyorum sözlük. vicdan sorgulamıyorum, özveri sorgulamıyorum. sadece içimiz ezilmişken, bu kadar acı bi şeyle karşılaşmışken ottan boktan başlıklara entry girmeden de yaşanabileceğini düşünüyorum sadece.üzülüyorum, insanlara güvenemiyorum.o kadar.
morali bozuk, beyni allak bullak, on beş günde bir yeni bir travmayla karşılaşıp ne yapacağını bilemeyen insanın en haklı serzenişi.
özel sektörle devletin içli dışlı ilişkisinden sebeptir.
şu "devlet malına zarar" lafını duyduğumda tüylerim diken diken oluyor, içimdeki hissi de çok rahat nitelendirebiliyorum artık: öfke. o "devlet" dediğiniz şey sayısız insanı öldürdü bugüne dek; konu "zarar vermek" se zararın daniskasını verdi, veriyor, verecek. ha demek istediğim "kısasa kısas hadi bakalım" değil. ama geziden bu yana,ortada "ölüm" kadar ciddi bir şey varken sikko sikko kaldırım taşlarını, billboardları, zevkten estetikten yoksun boyaları duvarları düşünmek bana pek sağlıklı bir ruh hali gibi gelmiyor. bunun yanında da bilinçli bir sinir bozma yöntemi olarak seçildiğini düşünüyorum artık. iki yüz otuz iki kişi öldü.iki yüz otuz iki. iki yüz otuz iki kaldırım taşı daha değerli olduğu için, iki yüz otuz iki daireli bukle bukle kuleler daha değerli olduğu için öldü bu insanlar. kaldırım taşlarının daha değerli olduğunu bildiği için çizmelerimi çıkarayım dedi o adamcağız da.
ahmet ümit' in kötü kitabı. net bir şekilde kötü hem de. sığ cümleler, sıradan betimlemeler.. kendini "polisiye roman yazarı" olarak gören birinin çıkaramayacağı kadar basit bir iş çıkmış ortaya. yanı sıra iyi polis-kötü polis konusu üzerinden gidersek de klişe bir "rıza baba" olmaktan öteye gidememiş. daha önce ahmet ümit okumadım, polisiye türünü de sevmedim sevemedim bugüne dek ama önyargılı bakmadığım kanaatindeyim çünkü edebi olarak da hoş bir şeyler bulamadım kitapta. genel olarak ahmet ümit sevenler de aynı şeyi düşünmekte. arada bir tane de vasat bir şey ekleyeyim demiş sanıyorum ki ahmet ümit. yahur paraya sıkışmış da olabilir.
candır kandır. " çok eğleniyoruuzz " diye kasmamış içinden geleni yapmış insandır.
(bkz: rojavadakatliamvar)
mirkelam