bugün

Sosyolojinin babası olarak bilinir. Cinsiyetçi bir ifade, alanın kurucularından olduğunu söylemek yeterli olacaktır.
intihar adlı kitabında coşmuştur.
sosyolojizm ekolünün kurucusu, bireyin toplum tarafından belirlendiğini ileri süren ondokuzuncu yüzyıl fransız toplum düşünürü. durkheim, toplumsal olguların kendi başlarına var olduklarını ileri sürerek psikolojik açıklamalar yapan bilim insanlarının görüşlerine karşı çıkmıştır. ona göre toplumda yaşayan bireylerin her türlü davranışlarını, düşüncelerini ve inançlarını toplum belirlemektedir.

durkheim kendi iddialarını kanıtlamak için çeşitli araştırmalar yapmıştır. intihar adlı araştırması da bireyin toplum tarafından belirlendiğini kanıtlamaya yöneliktir. durkheim’ın yaşadığı dönemde intiharın nedeni genellikle psikolojik olarak açıklanmasına karşın durkheim bunu kabul etmemiş ve intiharın asıl nedeninin bireyi de psikolojisini de belirleyen toplum olduğunu ortaya atmıştır. ona göre bir toplumda inançların, değerlerin, törelerin ve normların yoğunluğu o toplumun bireyleri ne kadar sıkı bir şekilde toplumdaki düzene bağladığı ve o düzenle kaynaştırdığını belirler. değerleri ve inançları katı olan toplumlarda ortaya çıkan intihar biçimiyle değerleri ve inançları gevşek olan toplumda ortaya çıkan intihar biçimi birbirinden farklıdır.

durkheim bu anlamda dört tip intihar belirlemiştir. anomik intihar, bencil intihar, özgeci intihar, kaderci intihar. bu intiharları belirlerken bireysel değil de toplumsal karakteristikleri dikkate almıştır. intiharla ilgili yaptığı araştırmalarda genel olarak toplumsal karakterlerin belirlemesiyle bu intihar türleri açıklanmıştır.

anomik intihar toplumlarda geçiş dönemlerinde ortaya çıkan intihar türüdür. Geçiş dönemlerinde toplumda inançlar ve değerler sarsılmaktadır. toplumsal düzen allak bullak olduğu için bireyler eskiden beri alışık oldukları konumlarını kaybederler ve alışık oldukları türden davranışlar sergilemezler. insanlar bu dönemde değer boşluğu yaşamaktadırlar. bu döneme normsuzluk, değersizlik hakimdir. insanlar ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan belirsizliklerle karşı karşıyadırlar. ekonomik iflaslar artar, aile içindeki geçimsizlikler had safhaya ulaşır, kim kime dum duma bir toplumsal yaşantı vardır. kaos ve karışıklık çok belirgindir. bu dönemde anomik intihar eğilimi artar. ancak, bu dönem sonsuza dek sürmez. bir süre sonra toplumda düzen hakim olmaya başlar ve artık anomik intihar türüne daha az rastlanır. bencil intihar ise bireylerin kendi amaç ve isteklerine ulaşamamaları, toplumdan bekledikleri yaşam ve ilişki kalıplarını bulamamaları durumunda söz konusu olur. bencil intihar bireysel arzu ve isteklerin belirleyici olduğu toplumların temel bir özelliğidir. özgeci intihar ise insanların yardımseverlik ve başka insanları önemsedikleri bir kültürde ortaya çıkar. bu intiharda birey toplumun veya cemaatin ali menfaatleri için kendi yaşamından vazgeçer. kaderci intihar ise bireyin intiharı kendi yaşantısının vazgeçilmez ve zorunlu bir parçası olarak düşünmesi ve algılamasıyla birlikte meydana gelir. birey yaşantıyı kendi iradesi ve tercihinin bir sonucu olarak değil zorunlu bir kaderin parçası olarak gördüğü için kendi hayatına son verir.

durkheim bu intiharları, protestan, katolik ve yahudi toplumlarda araştırmalar yaparak ve araştırma sonuçlarını karşılaştırarak açıklamaya çalışmıştır. protestan toplumlar, katolik toplumlar ve yahudi toplumlar birbirinden tamamen farklı değer ve inanç sitemlerine hakimdir. dolaysıyla durkheim bu toplumlarda intiharın birbirinden anlamlı bir şekilde farklılık gösterdiğini bulmuştur.

durkheim’ın, “intihar” adlı sosyolojide çok klasik sayılan eserinin dışında “toplumsal işbölümü”, “dinsel yaşamın ilkel biçimleri” ve “sosyolojik yöntemin kuralları” adlı kitapları vardır.

“toplumsal işbölümü”nde durkeim ilk toplumlardan itibaren toplumların evrime dayalı olarak gelişimini açıklar. ona göre toplumda işbölümü ve farklılaşmanın artışı ve gelişiminin yanında nüfus artışı toplumun gelişimini belirlemektedir. bu açıdan organik ve mekanik dayanışma tiplerinin hakim olduğu iki farklı toplum bulunmaktadır. organik dayanışma modern toplumlarda hakimdir. bu dayanışma, işbölümünün ve farklılaşmanın çok yüksek olduğu toplumların temel bir özelliğidir. tersine mekanik dayanışmanın hakim olduğu geleneksel toplumlarda işbölümü ve farklılaşma modern toplumlardan çok azdır. mekanik dayanışmanın olduğu toplumları benzerlik ve ortak bilinç belirler. toplumlarda ilk dönemlerden itibaren farklılaşma ve işbölümü artmıştır. geleneksel toplumda hakim olan işbölümünün yerini modern toplumda işbölümüne dayalı dayanışma almıştır.

“dinsel yaşamın ilkel biçimleri” adlı kitabında durkheim dinin toplumun evrimine bağlı olarak evrildiğini ileri sürer. ona göre ilk toplumlardaki basit toplumsal yapıdan kaynaklanan basit dinsel inançlar varken zaman içinde tek tanrılı dinler ortaya çıkmıştır. tek tanrılı dinler daha gelişmiş yapısı olan toplumlarda ortaya çıkmıştır. durkheim’a göre her zaman dini toplum beliler. insanlar her zaman topluma inanırlar ancak tanrıya inandıklarını düşünürler. durkheim’a göre din toplum için gereklidir. bunun nedeni toplumda düzeni sağlamasıdır. dinler, tarih içinde toplumların evrim geçirmesine paralel olarak evrim geçirmiş ve en sonunda modern toplumlarda bulunan dinler ortaya çıkmıştır.

“sosyolojik yöntemin kuralları”nda durkheim, sosyolojide nesnel bir yöntemin uygulanması gerektiğini savunur. ona göre biyoloji ve fizik gibi doğa bilimlerinin yöntemiyle sosyolojinin yöntemi aynıdır. bilim adamı bilimsel araştırmalarda herkes için geçerli olabilecek doğrulara ulaşabilir. toplumsal gerçekler şeyler gibi araştırılmalıdır. sosyolog, bir toplumsal gerçeği başka bir toplumsal gerçekle açıklamalıdır. toplumsal olgularla ilgili doğru dürüst bilgiye ulaşmak için sosyoloğun, birbirinden farklı toplumların araştırma sonuçlarını birbiriyle karşılaştırılarak belirli değerlendirmelerde bulunması gerekir.
ölüm tarihini ilk gördüğümde 1. dünya savaşını tartışacak fazla zamanı olmamış diye düşündüğüm daha sonrasında oğlunun savaşta vefatı üzerine öldüğünü öğrendiğim için üzüldüğüm kurucu sosyolog.

(bkz: l annee socialogique)
insanı, toplumu ve davranışlarını ağaçla ve hayvanla açıklamaya çalışan sosyologdur. durkheim'a fazlasıyla değer veren bir hocaya(yard doç olur kendisi) ödevi hazırlarken biyoloji, kimya ve fizikten yararlanabilir miyim diye sorduğumda terslenmiştim. bu ne lahana turşusu hocam?
Anomi, dinlerin kökeni, gibi enteresan kavram ve konuları ele almış ama -çatışmacı tarafta yeralan biri olarak- oldukça yanıldığı saptamaları olduğunu düşündüğüm işlevciliğin en önemli temsilcisi sosyologtur. Zanımca birazda incelediği konulardan olsa gerek makro-sosyoloji değilde mikro-sosyolojiye oldukça saplandığını düşünüyorum. Yine de daha ileriki dönemde Parson'un da çalışmalarıyla özellikle Amerika'da etkisi görülmüştür.
karl marx'ı ve anarşizmi oldukça etkilemiş, devrimci içgüdünün artık tahribatla birşeyler yapmaya çalışabilecek kadar insanı yoldan çıkarabileceğini ortaya koymuştur.
yahudi kökenli sosyolog düşünür. 1858-1917 yılları arasında yaşamıştır. intahar adlı eseri vardır. toplumsal dayanışmayı 2 ye ayrırır mekanik dayanışma ve organik dayanışma diye.
Belki görseli vardır, güzel kadındır diye tıkladım ama pek ilgimi çekmeyecek biri imiş.
Hayırlı bilgiler arkadaşlar.
Çoğu bilimadamı gibi o da yahudidir.
boş adam.
Bugün bana bir aydınlatma yaşatmış enfes bir beyindir. Okuduğum şeyler arasında kafasının içi satır satır bağlantılarla dolu, beyninde müthiş bir düzene sahip bir kalem.