bugün

filistinli hristiyan akademisyen, yazar.
ingiliz dili ve edebiyati profesorudur. orayntalizm'i ciddi manada elestirmistir. (bkz: oryantalizm) adindaki kitabi buyuk yanki getirmistir. samimi, akilli bi adamdir.
gerci yazdigi kitaplarin boyle meshur olmasi, ki bi ara bestseller'di oryantalizm, daha cok zamanlamadaki isabetten kaynaklanir.
yani bu kitaplar yazilmaya baslandiginda, zaten oryantalizm'in oldugu sekliyle devri gecmekteydi. kendini yenilemeye ihtiyaci vardi zaten oryantalizmin. politically oriented bir dal oldugu icin, soguk savas sonrasi emperyalizm'in sekil degistirmesiyle artik akademik ihtiyaclar da degismekteydi. oyle iste yaa.
Filistinli aynı zamanda Hristiyan olan Filistin e gidip Tüm dünyanın o kocaman gözleri önünde israil e taş atan yüce yürek akıl küpü.
clash of definitions adlı makaleyle samuel huntingtonın medeniyetler çatışmasınacevap veren akademisyen yazar.
sosyal bilimlerde oryantalizm denince akla ilk gelen entelektüellerdendir. batı nın doğu ya bakışını oryantalizm adlı eserinde çok güzel anlatmıştır.
(bkz: entelektuel surgun marjinal yabanci)
edward said eğitim sürecinde bir hristiyan ekolü olarak anglosakson eğitim almış olup kendisine ''avrupalı olmayan diğer'' olduğu öğretilmiştir.edward said bu durumu şöyle dile getirmiştir ''Bizi Onlardan ayıran dilsel, kültürel, ırksal ve etnik çizgi idi. Benim Anglikan kilisesine bağlı olarak doğmuş, orada vaftiz edilmiş ve kilisenin bir üyesi olmuş olmam işimi kolaylaştırmıyordu.''
anısına gayet güzel bir uluslararası sempozyum düzenlenmekte olan büyük insan.
http://www.kultursanat.org/ayrinti-766.html
(bkz: uluslararasi oryantalizm sempozyumu)*
said 1935 yılında hristiyan bir ailenin çoçuğu olarak kudus te dunya'ya geldi.ailesi ile beraber göçmen olarak bulundukları mısır'da ingiliz dli dışında konuşmanın yasak olduğu koloni okullarında eğitim aldı.okulundan uzaklaştırılması uzerine babası tarafından amerika'ya öğrenimin devamı için gönderildi.Üniversite eğitimini princeton ve harvard'da tamamlar.bu zaman zarfında sıklıkla lübnan ziyaretlerinde bulunan said;edebiyat,müzik ve felsefe dersleri almaktaydı.1963 yılından itibaren columbia universitesinde ders vermeye başlar.
said 1967 arap-israil savaşlarına kadar politik bir tutum sergilemez.67 ve vietnam savaşlarının ardından said gittikçe politik bir konjokture oturmaya başlar.israil ve filistin soruna eleştirel ve o zamana kadar sergilenen bildik siyaset uslubunun dışında kökten imhacı bir anlayışla,amerika da filistin sorunun algılanmasını ters yüz eder.gittikçe amerika akademik cevrelerinde yahudi karşıtı tutumuyla tanınmaya başlayan said,1972 yılında sabbatical hakkını beyrut'da arap edebiyatı konusunda çalışarak kullanır.
enver sedat ve arafat tarafından yurutulen filistin barış görüşmelerine temsilci olarak katıllır.sürgunde filistin meclisinde 15 yıla yakın görev alan said,filistin lideri arafat ile siyasal anlamda uyuşmazlıklarının artmasının ardından fkö ile ilişkilerini keser.2003 yılında vefat eder.
said kendi ifadesi ile hep surgun duygusu ile iç içe yol alan birisidir.bu yonuyle kendini ne batılı ne doğulu olarak görmektedir.said'i guclü kılan en önemli etken budur ''konumsuzluk''.said entellektüelin sahip olması gereken dışta kalma,dışta yer almayı yaşamı surgun olarak solumasıyla başarabilmiştir.
said özelde filistin sorunu ile batının doğu uzerindeki yaklaşımını irdeleyen bir düşünürdü.batının doğu üzerine kurgusal bir anlayış oluşturarak kendini bu kurgudan beslediğini vurgulamaktaydı.batının kendini özgurleştirci,geliştirici ileri konumlandırmasının karşısında,gucsuz geri doğu imgesini sunmasının altındaki imin açık ve mutlak olarak sömurgeciliğine onay çıkartırmaktadır der.batının yuzyılardır kendi toplumsal zihnine kazıyarak kodladığı bu doğu anlayışı,batı düşüncesini de esaret altına aldığını,bu anlamıyla ikiyuzlu bir batı ve onun kutsal topraklarda ikiyuzlu bir devleti inşa ettiğini savunur.
said gittikçe batı da yer bulmaya başlayan yeni dunya dilinin alt kodlarını çözen bir düşünürdü,gunumuzde batı da algılanan doğu imajına karşı uzun yıllar soluk soluğa mücadele eden anlayıştı. faucault ve gramsci'den yola çıkarak doğu hakkında "bilgi" edinme sürecinin doğu üzerinde "iktidar" kurma sürecine nasıl eklemlendiğini göstermiştir bize said.
25 26 mayıs 2007 taihlerinde boğaziçi üniversitesinde düzenlenen bir konferans ile anılacak olan önemli entelektüel.

http://www.soc.boun.edu.tr/newsview_tr.php?id=8
Yersiz Yurtsuz(Out of Place) adlı eserinde otobiyografisini yazmıştır. Bu eseri 1994 yılında kanser nedeniyle tedavi gördüğü sırada yazmaya başlamıştır.
hayatını filistinlilerin ve mazlum halkların sesinin dünyaya duyurmaya adamış düşünür, yazar ve eleştirmen.
batının içselleştirdiği mistik doğu ve oryantal yaklaşımına, sözlük diliyle tam bir ayar vermiş yazar.

batının doğuyu konu alan tüm sanatsal faaliyetlerinde, doğunun arkada fon olarak yer alması bu bakış açısının bir göstergesidir.
said, batının kendine çizdiği subjektif oryantal temasını, ciddi anlamda tekrar sorgulatan insandır.
Oryantalizm eseriyle batnın kirli çamaşırlarını bir bir ortaya çıkarmış entellektüel,yazar,akademisyen. princeton üniversitesinde eğitim görmüş ve harvard da doktora tezini tamamlamıştır.

batının ortaya attığı kavram olan oryantalizm in aslında avrupanın doğu batı diye ikileştirdiği dünyanın doğu diye adlandırdığı coğrafyadaki zenginlikleri bilgi birikimini almak değildir amaç.amaç doğuyu sömürmek ve kendi amaçları için kullanmak üzere o dünyaya vakıf olmak yolunda gerekli olan altyapısı sağlama ve hakimiyet kurma düşüncesidir.

eski mısıra ait eserlerin yunanlılar ve romalılar tarafından çevrilip bunları kendi yaratmışlar gibi göstermeyi bu akım sayesinde yaptıklarına vurgu yapar.filistinli bir hristiyan olan said yine fkö sözcülüğü de yapmıştır bir süre. entellektüellerin misyonunda toplumsal olaylara duyarlı olmak gerektiğine vurgu yapar: devrimsel süreçte en önde yer alan ve halkı bilinçlendirmesi gereken bir sınıf potasına koyar entellektüelleri.

üzerinde durduğu konulara ayrıntılı bir çözümleme getirmesi onu öncüllerinden farklı kılmıştır, derrida nın yapısökümcülüğüne dair analizleri de gayet yerindedir :

yapısökümcülüğün kelimenin saf haliyle ilgilendiğini onun tarihten bağımsız ele alınacak bir kavram olamayacığını , yazılanlar,kelimeler, diller incelenirken toplumların hafızasından bağımsız ele alınamayacığını ,yapısökümcülüğündeki yanlış ya da tanım itibariyle diyalektik düşüncenin gereği olan çelişkisel aşamayı değil , anlam sökme (eksiltme ) yi kullandığına dair geniş ve sağlam bir kuramsal çerçeve sunar.
Samuel Huntington'ın medeniyetler çatışmasına cevap niteliğindeki görüşleri ile de bilinmektedir.
kansere yakalandıktan sonra gittiği filistin'de yaşına ve sağlığına bakmadan çocuklarla beraber israilli askerlere taş atan
düşünür.kolombiya üniversitesi siyasi kimliği ve etnik orijininden ötürü kendisine yaptığı haksızlıklardan dolayı özür dilemiştir.
(bkz: postkolonyalizm)
entelektüelin, bilgisini hükümet, parti ya da aynı şekilde düşünen profesyonellerden oluşan bir grup hzmetine sunan bir işçi ya da memur olmadığını söyleyen, bu vesileyle misalen akademisyenliğin bir kadroya, entelektüelliğin ise hayat boyu öğrenci olma gönüllülüğüne ve şahsi bir duruşa bağlı olduğunu kafama kazıyan şahsiyet. duruşları karl mannheim'a benzer ki karl amcamız da aydın kişi için "bağları kopuk ve köksüz" demiştir.
bu aralar "entelektüel" isimli kitabını okuduğum, teespitlerinin hepsini olmasa da çoğunu gayet yerinde bulduğum "entelektüel".

"bir entelektüelin dinleyicilerini mutlu etmesi diye bir şey söz konusu olamaz; işin özü sıkıntı verici, ayykırı hatta keyif kaçırıcı olmalıdır." (entelektüelin temsil ettikleri bölümünden)

"lail dünyada -bizim dünyamızda, insanların çabalarıyla oluşturulmuş tarihsel ve toplumsal dünyada- entelektüel sadece laik araçlarla çalışabilir. vahiy ve ilham özel hayatta gayet iş gören kavrayış tarzları olabilseler de teorik kafalı nsanlar tarafından kullanıldıklarında feci hatta barbarca sonuçlar doğururlar. hatta ben daha da ileri giderek entelektüelin, kutsal metinlerin ve inançların (sayılamayaacak kadar çok tahribata yol açan ve herhangi bir görüş ayrılığına ve çeşitlilğine tahammül edemeyecek kadar katı olan) bütün gardiyanlarıyla ömür boyu süren bir mücadele içine girmesi gerektiğini söyleyeceğim. laik entelektüelin en önemli dayanağıödünsüz düşünce ve ifade özgürrlüğüdür."

fanon kadar cesur mu? bence değil. ama en az onun kadar iyi.
(bkz: rana kabbani)
En önemli eserleri Türkçe'de Metis Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Sırasıyla,
Şarkiyatçılık-Batı'nın Şark Anlayışları, 1999
Kış Ruhu, 2000
Geç Dönem Üslubu- Rüzgâra Karşı Edebiyat ve Müzik, 2008
Medyada islam, 2008
Başlangıçlar: Niyet ve Yöntem, 2009
Kaynak: http://www.metiskitap.com/Metis/Catalog/Author/787
filistin saflarında, israil askerlerini taşlamış akademisyen, oryantalist, aktivist...

karşılık olarak, yahudi lobisi tarafından okulundan kovulması yönünde baskılara maruz kalmıştır.
columbia üniversitesi bu talebi karşılıksız bırakmıştır.
Ernest gellnerdan ayari yemiş dinsiz.
'insan yalnız kalır, doğru; ama her zaman sürüye uyup mevcut duruma hoşgörü göstermekten iyidir yalnızlık' sözüne sahip entellektüel insan.
o kim lan öyle tanımıyorum
40 karakter nedir ya yaz yaz bitmiyo.