bugün

edward said

said 1935 yılında hristiyan bir ailenin çoçuğu olarak kudus te dunya'ya geldi.ailesi ile beraber göçmen olarak bulundukları mısır'da ingiliz dli dışında konuşmanın yasak olduğu koloni okullarında eğitim aldı.okulundan uzaklaştırılması uzerine babası tarafından amerika'ya öğrenimin devamı için gönderildi.Üniversite eğitimini princeton ve harvard'da tamamlar.bu zaman zarfında sıklıkla lübnan ziyaretlerinde bulunan said;edebiyat,müzik ve felsefe dersleri almaktaydı.1963 yılından itibaren columbia universitesinde ders vermeye başlar.
said 1967 arap-israil savaşlarına kadar politik bir tutum sergilemez.67 ve vietnam savaşlarının ardından said gittikçe politik bir konjokture oturmaya başlar.israil ve filistin soruna eleştirel ve o zamana kadar sergilenen bildik siyaset uslubunun dışında kökten imhacı bir anlayışla,amerika da filistin sorunun algılanmasını ters yüz eder.gittikçe amerika akademik cevrelerinde yahudi karşıtı tutumuyla tanınmaya başlayan said,1972 yılında sabbatical hakkını beyrut'da arap edebiyatı konusunda çalışarak kullanır.
enver sedat ve arafat tarafından yurutulen filistin barış görüşmelerine temsilci olarak katıllır.sürgunde filistin meclisinde 15 yıla yakın görev alan said,filistin lideri arafat ile siyasal anlamda uyuşmazlıklarının artmasının ardından fkö ile ilişkilerini keser.2003 yılında vefat eder.
said kendi ifadesi ile hep surgun duygusu ile iç içe yol alan birisidir.bu yonuyle kendini ne batılı ne doğulu olarak görmektedir.said'i guclü kılan en önemli etken budur ''konumsuzluk''.said entellektüelin sahip olması gereken dışta kalma,dışta yer almayı yaşamı surgun olarak solumasıyla başarabilmiştir.
said özelde filistin sorunu ile batının doğu uzerindeki yaklaşımını irdeleyen bir düşünürdü.batının doğu üzerine kurgusal bir anlayış oluşturarak kendini bu kurgudan beslediğini vurgulamaktaydı.batının kendini özgurleştirci,geliştirici ileri konumlandırmasının karşısında,gucsuz geri doğu imgesini sunmasının altındaki imin açık ve mutlak olarak sömurgeciliğine onay çıkartırmaktadır der.batının yuzyılardır kendi toplumsal zihnine kazıyarak kodladığı bu doğu anlayışı,batı düşüncesini de esaret altına aldığını,bu anlamıyla ikiyuzlu bir batı ve onun kutsal topraklarda ikiyuzlu bir devleti inşa ettiğini savunur.
said gittikçe batı da yer bulmaya başlayan yeni dunya dilinin alt kodlarını çözen bir düşünürdü,gunumuzde batı da algılanan doğu imajına karşı uzun yıllar soluk soluğa mücadele eden anlayıştı. faucault ve gramsci'den yola çıkarak doğu hakkında "bilgi" edinme sürecinin doğu üzerinde "iktidar" kurma sürecine nasıl eklemlendiğini göstermiştir bize said.