bugün

kara günde belli olandır.
eger gercek degilse ona yaptiginiz en buyuk hatayi bile affeder.
rengi, dili, cinsiyeti önemsiz olan...
günü geldiğinde uğurunda sevdiğiniz kızdan uzak durulacak olan...
kendinizden önce düşündüğünüz kişi...
fazladan bir kardeş...
iki yaşamı tek kalıba döktüğünüz kişi...
hasreti bir ömür süren...
dostum,
gülümsemesiyle içimi aydınlatan, tozlu raflarda kalmaya mecbur bırakılmış hayallerimi, umutlarımı gün yüzüne çıkaran, canım, bir tanem. * * *

acayipliklerim, çocukluklarımdı biraz da bizi bir araya getiren. çünkü beni anladığını biliyordum, ben de seni anlarken. rahattım her zaman yanında anlaşılmanın verdiği huzuru hissederken. mutluydum ne kadar saçmalasam da anlattıklarımı takip eden gözlerine, yüzüne yayılan gülümseye bakarken. hiç olmadığım kadar içtendim düşüncelerini onaylayıp, acılarını paylaşırken. çünkü zor,karanlık günlerde yanında olmak istediğim, yanımda olmasını istediğim kişiyi görebiliyordum sana bakarken.

araya giren mesafelere, kişilere, olaylara inat hep dostum olarak kalmanı istiyorum yılların çalamadığı, yıpratamadığı bu dostluğun üzerine titrer ve onu kaybetmenin korkusunu yaşarken...
sensiz dünya malı neyleyim dostum dostum dostum .. zaranın şarkısıdır..dost herşeyden ötedir çoğu zaman bir kalbin diğer parçasıdır aranızda yaşanan kötü şeylere rağmen söküp atamazsınız dost çoğu zaman beklemektir birgün gelceğini bilerek belki 4 yıl belki daha fazla,dost size siz hayattayken verilecek en güzel hediyedir..
Görsel sanatlar bölümünden bir öğrenci duvara bir resim çizer ve resmin altına da şunu yazar: "Eğer yanlış gördüğünüz bir yer varsa lütfen gösterin". Ertesi gün geldiğinde resmin her yerinde işaretler görür. Herkes o kadar çok hata görmüştür ki resim artık tanınmayacak hale gelmiştir. Morali çok bozulan öğrenci bir daha resim yapmamaya karar verir. Bu durumu ve başına gelenleri öğretmeni ile paylaşır. Öğretmeni onu teselli etmeye veya vazgeçirmeye çalışmakla uğraşmaz. Ona şunu der: "Aynı yere bir resim daha çiz ama altına yanlış gördüğünüz yerleri gösteriniz yerine düzeltiniz yaz" der. Öğrenci öğretmeninin tazsiyelerine uyar ve aynısını yapar. Bir sonraki gün geldiğinde resmin üzerinde herhangi bir değişiklik olmadığını görür. Çok şaşırarak bunu öğretmenine söyler. Öğretmeni: "Tavsiye istediğin zaman sana tavsiye verecek, seni eleştirecek çok insan bulursun. Ama yanlışlarını düzeltecek, sana yardımcı olacak gerçek bir dostu bulman ise çok zordur" der ve ona hayatında unutamayacağı bir ders verir.
*
http://tinyurl.com/yle8uka
doğruca sana koştum geldim,
oradan oraya savrulurken düşüncelerim.
senden başka kim anlayabilir ki beni,
tek yürek, tek ruhuz biz; sadece bedenlerimiz iki.

uğrunda şiirler yazılan insandır.
düşenin olmazı.
evet benim dostum var hatta dostlarım var seviyorum sizi en zor zamanlarımda yanımda oldunuz olacağınızada inanıyorum.her ne hata yaparsam yapıyım hata mı söyleyen yanlış bir yola girdiğimi farkettiği anda beni uyaran ve beni affeden insanladır.

iyiki varsınız..
Herşeydir..Bi'tanedir..
Gerçekse eğer..
Kahkahalarınızı paylaştığınız,kimi zaman saçmaladığınız kişidir..
En iğrenç,en sevimli,en güzel,en masum vs. hallerinizi bilendir..
Sadece iyi gününüzde değil kötü gününüzde de yanınızda olandır..
Sizinle ağlıyandır..
Moraliniz bozuktur kimseyi çekemez haldesinizdir..O kadar ters cevaplarınıza rağmen sizin yanınızda olandır..
Ve herşeye rağmen sizi güldürebilendir.*
dostlarınıza dikkat edin birgün düşmanınız olabilir..
bir kişinin ikinci benliğidir.
sınavlara çok çalışıp kopya verendir.*
her ağladığında,
güldüğünde,
delirdiğinde,
delirttiğinde,
yanında biten eşi benzeri olmayan insan.
Bir simidi paylaştığımız diye başlar ya dost tasvirleri, ben dostumu bunun bin kat üstü bir tarifle anlatmak isterim ki o da şudur;

bir ruhu paylaştığım, yaşama dair ne varsa beraber tükettiğim, ölüme sahip ne varsa birlikte öldürdüğüm, bulutların üstünde gizli, hasrete çalan gri renkli hatıraları birlikte hayal ettiğim,diz vurup kara toprağa iki lokmalık azığımı paylaştığım, dünden ötelenmiş yarında örselenmiş kaderimizi bir bardak demli çay sayıp yudum yudum içtiğim, davamızı o karanlık şehre Ankara'ya gizlediğim, ıssız limanların sessizliği ve deniz rengi özgürlüklerin sahibi olarak tasvir ettiğim yegane insan dost...

nasıl olur da çıkarız düştüğümüz çukurdan parça parça olmuş gönül köyünden bunu bilemiyorum. bildiğim gerçek "usta" dediğin vakit yanı başında hemen sağında ölüme hazır bir dostun varsa bin kat derine de düşsen çıkabileceğindir. "usta" dediğin vakit topukları korkudan sızlamadan kurşunların önüne atlayabiliyorsa dostun, ya da en yüksek mevkilerde nirvanada bulunduğu vakit "usta" dediğinde seninle lut gölüne dalmaya geliyorsa, o vakit korkmayacaksın birader.. köpekler gibi sevdiği, yarim dediği kızın yanında sana insanca davranıp senin varlığına saygı gösteriyorsa korkmayacaksın kimseden ve de kimsesizlikten!!!.

benim yanımdaki adam ölümden, zulümden, aşktan ve beladan korkmayacak. insanların alınıp satıldığını kullanılıp atıldığını düşünmeyecek. üç kuruşluk menfaat için satmayacak adamı satmayacak...

"Dost tasviri zor tarifi imkansız varlık"...
şekil değiştiren egoist dünyada şekil değiştiren kişi.
değerler vardı bir zamanlar, sevgi, saygı, misafirperverlik gibi. hala da var aslında, azınlıkça korunsa da ölmemesi için sık sık tekrarlanması gereken.
murphy kanunları haklı çıkıyor artık, üzücü olsa da, gerçek payı varmış hepsinde. insanın aklına yeni yeni kanunlar geliyor, tecrübe ettikçe, öfke oluyor, acı oluyor, sonra da bitiveriyor, eriyor yavaş yavaş.

' sevgilisi olmayan ve her gece sohbet ettiğiniz dostunuz, sevgili bulduktan sonra onu 2 ayda 1 görmeye başlarsınız. '
' bir insanın dostu olmak, onun hatalarını başlangıçta görmezden gelmektir. herhangi bir tartışmadaysa kendi haklarını savunup onu önemsememektir. '
gibi şeyler geliveriyor insanın aklına. doğru, bir zamanlar dostluk vardı ama o zamanlar boğaz temizdi ve tanju galatasaray için atıyordu gollerini.
gerçi hala var ve bir ümit yeni, gerçek dostluklar kurulacak onların temelinden. başkalarının sözleriyle terkedip gitmeyecek dostlar, sürüye dahil olmayacak.
bir umut...
(bkz: kitabevi)
iyi gün dostu değil de kötü gün dostu olanı en makbuludur.
dost; fedekarlıktır, bağdır, candır. sana çok iyilik yapmış, herşeyde yanında olan ve yaptığı iyilikleri başa kakmayan arkadaş dosttur.
Samiha Ayverdi nin Kubbealtı Neşriyat tan çıkmış olan kitabı.
akmamış göz yaşını gören, ruhundaki fırtınaları sezen, sen konusmadan dilini bilen, yaslanılan dağdır dost.
zor bulunan,asla kaybedilmeyen.
"birgün oğul babasının yanına gitmiş;
-ben senden kaç yaş küçüğüm ama 40 tane dostum var.sen bu yaşta topu topu 3 kişiye dostum diyorsun
demiş.baba gülmüş ve "gerçek dost olduklarından emin misin" diye sormuş.eminim demiş çocuk.babasi da
-o zaman bir deniyelim.kumese git bir çuvala sigabilecek kadar tavuk kes.onları çuvala doldur ve dost bildiğin insanların kapısını çal.bir cinayet işlediğini ve çuvalı en kısa zamanda gömmen gerektiğini soyle
demiş.çocuk babasının dediklerini aynen yapmış.teker teker dostum dediği insanların kapısını çalmış ancak tüm kapılar yüzüne teker teker kapanmış.hiçbirisi çuvalın ucundan tutmaya yeltenmemiş.bunun üzerine çocuk şaşkın ve üzgün babasının yanına gitmiş.baba bu sefer de kendi dostlarından birisini söyleyerek oğluna demişki
-git,kapısını çal.benim selamimi soyle ve çuvalın içinde ceset olduğunu ve gömmek zorunda olduğunu anlat
demiş.çocuk babasının dostuna gitmiş.aynen babasının dediklerini tekrarlamiş.adam hemen çocuğun elinden tutmuş uygun bir yerde bir çukur kazmişlar ve çuvalı gömmüşler.
bir hafta sonra baba çocuğu yanına çağırmis ve demiş ki
-tekrar gideceksin aynı adama.kapısını çalacaksin ve acar açmaz bir tokat atacaksın.
çocuk gitmiş,çalmış kapıyı ve kapı açılır açılmaz okkalı bir tokat yapıştırmis adamın yüzüne.adam
-babana benden selam soyle.de ki,biz bir tokatta vazgeceçek dostlardan değiliz.

bunu bana anlatan dostuma binlerce kere teşekkürler...

bugün bir dostumu kaybettim diye içim parçalanırken,gözümden yaşı,sesimden titremeyi engelleyemezken hem ruhuma verdiği ferahlık için teşekkür ederim hem de yüreğime.dedi ki
-dostum dediğin insan seni elinde bir çuval tavuk ölüsü ile başbaşa bıraktıysa zaten bir tokatta dost olduğunu unutanlardandır.
minnettarım brca.
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
Böyle bir dostum var benim.
eğer şanslıysan hayatında bir kere bulabileceğin değerdir .