bugün

tarihin en eski ve en çok küfür edilen mesleği..Bu haliyle en yakın rakibine bile farketmiş olup doktorluğu kadınların yanı sıra erkekler de yapabilmektedir.
kökenleri araştırıldığında fahişelikle yeryüzünün en eski mesleği olma sıfatını paylaşan; günümüzde hizmet sektörü pastasından görece yüksek pay almanın zor yollarından biri.
'Hekimlikte üç aşama vardır: Tedavi edici hekimlik, erken tanı hekimliği ve koruyucu hekimlik.' *
öğrencilik ve meslek hayatınız boyunca ilginç onlarca olaya denk gelmenizi sağlayacak meslek. kadavra görmek, otopsi seyretmek (videodan değil canlı canlı) onlarca fıkra olabilecek olaya rastlamanız ya da duymanız mümkün bu meslekte.
(bkz: #4723435)
lise sonun son aylarında olmaya karar verilen bir şeydir bazen. fen derslerim iyi, fenden yazayım, başa da tıp koyayım deyip doktor olan çok adam vardı eskiden.
her gün saat 8 5 işe gitmek gibidir.
türkiyede saygınlığı gitgide düşmeye başlamış meslek acil kapılarında hasta yakınlarının tartakladığı dr sayısı hergecen gun artıyor.6 yıl eşşek gibi oku tabiri caizse boyundan büyük notlara hükmet pratısyen hekim olunca ne kendinin gözünde ne toplumun gözünde bi işe yarama akşama kadar repeat yaz.Hastaların ne doktorusun diye cahilce sorularına maruz kal sonra canına tak etsin ben bu tusu kazancam de canını dişine tak kitaplara gömül aylarca sosyal izole olarak tus çalış kazan sonra güzel ülkemde yaptıklarının verdiğinin emeğinin bi halta yaramadığını, sakin huzurlu bir hayat, eve iş getirmediğin koşullarda bi yaşam isteğinin içten içe derinlere oturduğunun farkına var kendine ayıracak vaktin kalmasın ama doktorum ben de, bir karizman olsun değil mi en azından bunun için yaşa nefes al ver özetle zor be doktorluk.
bayramda nöbet tutmaktır.
dün babamla yürürken bir araba gördük. camı tamamen açıktı. etrafta da kimseler yoktu. babam da bu tür şeylere karşı duyarlıdır, arabanın sahibini bulmaya çalıştı. bir bayanın apartmandan çıktığını gördük ona sorduk bu araba kimin diye, doktorun dedi. * bir zile bastı ordan başka bir komşusu çıktı gitti doktora haber verdi babam da bu arada bize siz gidin üşümeyin dedi. sonra babam çok durgun bir ifadeyle yanımıza geldi. adam uzaktan kumandayla evinden doğru kapatmış kapıyı. *
sevdiğim ve tercih edeceğim meslekleri sıralarsam en sona yerleşir herhalde doktor olmak. normalde bu kadar gözde olmasına rağmen çok düz bakmamak lazım. iş "doktor" olmakla bitmiyor. bunun verdiği sıkıntılar hiçbir meslekte yok. ve iktidardan fazlasıyla etkilenen bir meslektir. bir kere doktorluk bir kişinin ailesinin huzurunu çok iyi alt üst edebilecek bir meslek. toplumuzda o kadar geri kafalı var ki artık müdahalenin gereksiz kaldığı durumlarda doktor ne kadar uğraşırsa uğraşsın hastanın ölümünü engelleyemeyeceği zamanlar olur. ama gel de bunu bizim insanlarımıza anlat. adamın başına silah dayayacak hadde kadar gelebiliyorlar. hep diken üstünde yani doktor ve ailesi. bir de hastanede tecrübeli ve iyi bir doktorsanız yeni gelen doktorlar zırt pırt evi arayıp en ufak konuda bile soru soruabiliyorlar. amiyane bir tabir olacak ama uykumun içine sıçılmasının nadide sebebidir. ama bunun yanında çok avantajları da vardır mesela. hele küçük bir yerdeyseniz dışarda dolaşırken bile simaları benzetip size sevgi gösterisi yapıyorlar. bu yüzden ağzınız açık geziyorsunuz. sonra hastaların getirdiği hediyelere hiç laf yok bak sözlük en çok onları seviyorum. * keman çalıyorum diye babama el yapımı keman hediye etmişti bir hastası hiç unutamam bunu. kısaca hem iyi hem de kötü bir meslektir doktorluk. ama sıkıntı içindesinizdir hep. buna rağmen soğukkanlı olursunuz. hayatın size verip verebileceği en acı şeyi her gün görürsünüz bazen tanıdıklarınızda, bazen tanımadıklarınızda. siz de onlarla birlikte üzülürsünüz bazen. bazen birini kurtarırsınız ve ömür boyu insanların dualarını alırsınız. yani çok tezatlık barındırır. çünkü ölüme çare getirmektir doktor olanların yaptığı. dünyadaki en gerçek şeye çare getirmek...
doktorluk, yeryüzünde var olan en kutsal mesleklerden biridir. çünkü bir şeyin değeri, bu kaybedildiğinde geri almak için feda edebileceğiniz şeyler kadardır. ve sağlık, geri almak için fedakarlık yapılabilecek en önemli nimettir. ve bu doktorlar sayesinde gerçekleşiyor. bir nefes sıhhatin değerini göz önüne aldığınızda, doktorların kazandığı para gözünüze batmamalı.
çok zor meslek çook.

daha yeni tus a girmiş doktor adayı bi arkadaşımla aramızda geçen bir kaç diyalog.

ben: +
arkadaş:-

+ yaaa canım gözüm de bir şey çıktı ne yapim?
- nasıl bir şey ki.
+ böyle göz kapağım şişti. eczanaeye gittim ex**** diye damla verdi kullanayayım mı?
- ilaç aldıktan sonra mı arıyorsun?
+ ehehe evet.
- kullan.
+ ok öptüm kib by.

+ ya x canım benim gözümün önünde siyah siyah bişiler uçuşuyor.
- göz doktoruna git.
+ ya sen bişiler söyle
- ne söyleyebilirim niyetettim. bir sürü şey olabilir
+ tansiyondur tansiyon üff hadi öptüm kib by.

+ ühühühü çok hastayım ölüyorum şuram şöle buram böle...
- nane limon iç iyi gelir.
+ !'^+??_%)/&??
3 seneye kadar muhtemel olacağım mesleğim. seviyorum ulan bu işi, kendimi de heder edeceğim ulan bu işe. bu boktan hayatta bari doktorluğun hakkını verdim diyeyim. bekleyin hastalar, geliyorum uleyn.
--spoiler--
Türk halkının doktorlarından nefret etmesi, genel olarak 'okumuş' kesime karşı Türk Halkı'nda görülen halin doktor örneğine yansıması sözlüğün popüler konularından da birisi. Yazılmış olanları okudukça ne diyeyim, nereden başlayayım bilemedim. En iyisi tane tane gidelim.



Birincisi, bu doktor denen zevatın nereden geldiğini zannediyorsunuz siz kuzum? Yalıtılmış özel bölgelerde klonlama ile üretildiğini falan mı düşünüyorsunuz, yoksa mars'tan falan geldiklerini mi? biraz hafızanızı zorlarsanız o beyaz önlüklülerden hiç olmazsa bir-iki tanesinin mahalleden oyun arkadaşınız, okulda sıra arkadaşınız olduğunu kolayca hatırlayabilirsiniz. Yani siz nereden geldiyseniz onlar da oradan geldi. Yani toplumun genel kalitesi neyse onlarınki de o kadar.



ikincisi, evet, çok şaşıracaksınız biliyorum ama doktorlar bu işi para için yapıyorlar. Şaşırmayın, çünkü bu onların mesleği. Hayatlarını idame etmek, çoluk çocuklarına bakmak için para kazanmak zorundalar ve bunu da bir mühendis, bir mimar, bir öğretmen nasıl yapıyorsa aynı şekilde yapıyorlar, yani bilgilerini satıyorlar. Yani sebil çalışmıyorlar...



Üçüncüsü, sizin gibi onlar da 80 sonrasında, Özal'ın neoliberal politikaları empoze edilerek büyüdüler, paranın en kutsal değer olduğu öğretildi onlara da. Şimdi ise birileri çıkıyor ve diyor ki, herkes kapitalist olabilir, ama sen sosyalist olacaksın. Vay be, ne güzel...



Dördüncüsü, doktorlar çok eğitim görüyorlarmış şeklinde dudak büken arkadaşlara gidiyor. Eğer 70 civarında bir iq'nuz ve ilkokul birinci sınıf seviyesinde bir matematik bilginiz varsa basit bir hesapla (6-4=2) görebileceğiniz gibi onlar herkesten daha fazla üniversite okuyorlar. Buna beş (sanırım çoğu dört yıla düştü) yıllık uzmanlık ve bir kısmı için üç yıllık yandal süresini de eklerseniz bu süre bazıları için on dört yıla kadar çıkıyor.



Beşincisi, bu da doktorlar çok zor şartlarda çalışıyormuşsa dudak büzen arkadaşlara gitsin bari. Bu arkadaşlardan - buraya dikkat - herhangi biri hayatında hiç 33 (yazıyla otuz üç) saat aralıksız çalışmış mıdır acaba? Bir denesinler, sonra da bunu ayda on kez yapmaya çalışsınlar. Kolay değil mi?

ya da ondan geçtim, çıksınlar Yüksekova'nın bir köyünde 1,5 sene çalışsınlar, bakalım hoşlarına gidecek mi?



altıncısı, doktorlar güler yüzlü değilmiş. Bugün yoğun çalışan bir marketteki kasiyer bile size it gibi davranırken (diğer devlet dairelerinden bahsetmiyorum bile) iki gündür uyumamış ve akşama kadar 60-100 hastaya bakmak zorunda olan adamdan güler yüz bekliyorsunuz ha. Çok beklersiniz.



Yedincisi, en eğlencelisi bu, sağlık sistemindeki aksaklıklardan doktorları sorumlu tutan arkadaşlar, alkışlar size. Sağlık sisteminin oluşturulmasında değil doktorların, onların örgütü türk tabipler Birliği'nin bile fikri sorulmaz.

Türkiye'de sağlık sistemi oy hesaplarına dayalıdır. AKP iktidarı da bunun en somut örneğidir, oy uğruna yaptıkları ile bu ülkeyi her sene 50 milyar dolar zarara uğratıyorlar, farkında mısınız? Tam gün yasası denilen komedinin tek amacının doktor işgücünü ucuzlatıp sağlıkta özelleştirme sürecini hızlandırmak olduğunu, bugün önünü arkasını düşünmeden bunları alkışlayan sizlerin birkaç yıl sonra yediğiniz kazığın acısını nasıl çekeceğinizi anlatırdım ama boş verin.



Evet, Türk halkı doktoru sevmez, ama tuhaftır, cebinden çekilip alınan paralarla yedi kuşak akrabasını zengin edenleri sırtında taşır.
--spoiler--
6 sene tıp okumak ve sonrasında tüm hayatının okuyarak geçeceği meslek. ama harika olduğu bir gerçektir. not: doktor olmak isteyen biri söylüyor bunları.
ne yaparsa yapsın yaptığı beğenilmeyen meslektir. Defalarca yazdık çizdik, hala "orospu çocuğu doktor" diye başlıklar falan var.

Bir kere nasıl çalıştığımıza şahit olan herkes, "yaa, sizin işiniz zor" diyor bilmiş bilmiş. Ulan zor da, sağda solda bok atanlar da senin gibi insanlar işte. Doktorun yanında iken, çalışan yorulan biri olarak görüyor doktoru ama, yanından gidince, para için götünü veren zengin piçi olarak görüyor.

Şu ülke tarihinde emeğinin karşılığını vaktinde alan tek bir doktor yoktur. Son sınıfa gelir, hastanenin işlerinin yarısını yapar, bedavaya çalışır. Asistan olur, işlerin diğer yarısını yapar, döner sermaye dahil 2500 TL ye çalışır. Bu dönemde de 36-40 saat süre aralıksız çalıştığı 10-15 tane nöbet tutar.

Hoca olur yıllar sonra, para kazanmaya başlar herkes de seve seve verir parayı. Arkasından da söver "orospu çocuğu ne paracı" diye. Ulan yıllarca karın tokluğuna gençliğini harcamış adama hangi hakla böyle diyorsunuz bilmiyorum ki!
Senin kadife koltuklarda göt büyütüp, ikiz yataklarda seviştiğin gecelerde, doktor hastalara bakıyor amına koduğumun evladı!

Ne biçim karaktersizleştirilmiş bir milletiz.
Temizlik personeli hastaneden saat 16.30 da ayrılıyor. Peki ya doktor? Hiç merak ettiniz mi, iki saat muayene sırası bekleyince götünü yere vura vura söylenen huysuz insanlar biliyor mu acaba doktor saat kaçta çıkıyor? resmi çalışma süresi 17.30 olmasına rağmen, doktorların pek çoğu sözel kurallara göre çalışır ve saat 19.30-20.00 arasında çıkarlar. E tabi eve gidecek dinlenecek, sabah gelip 36 saat çalışıp döngüyü devam ettirecek.

Doktorları anlayacak kapasitede olmayan insanlara bir şey anlatmak için götümüzü yırtıp duruyoruz.
Ulan bir keresinde bir ameliyatta 3 hemşire değişti yorgunlukta, toplam 10 saat çalışan yine bizdik.
Her yerde paylaşıldı ama, uzun yol şoförü 3 saatte bir dinlendirilirken, ve sadece 50 tane hayattan sorumlu iken; bir doktor 36 saat aralıksız çalışıp 100 hastadan sorumlu oluyor.

Varın siz düşünün. Tabi zahmet edip düşünürseniz.
kavak yellerinde gördüğümüz kadarıyla çok kolay olunan meslektir.
(bkz: utanmayı unutmak)
Aynı zaman da iğrenmeyi de unutmaktır tabii.
ilk kadavra gördüklerinde ayılıp bayılanların,otopsiden çıkar çıkmaz yemek yedikleri gözlenmektedir.
devlet memuruna görevi başında hakaret etmenin suç sayıldığı ülkemde, ameliyata giderken 'hepinizi yakarım' diye bas bas bağıran hastayı dahi ameliyat edebilmek sanatına 'doktorluk' denir
çok zor bir meslektir. özellikle okuması, ihtisas yapması fevkalade zahmetlidir. para için asla yapılmaz. özel yaşantısı yok denecek kadar azdır. gece yarısı dahil her zaman hastahaneye çağrılma ihtimali vardır. dakik olmak zorundadır. geç kalma veya hata yapma şansı hiç yoktur. fakat en büyük ödülü çok hasta bir insanın iyileştiğini görmek, onun ağlayan yüzünü güldürmektir.
yıllarca okuyup tıp fakültesini kazandıktan sonra, 6 yıl daha okuyup üstüne yetmiyor gibi tusa çalışıp tusu kazandıktan sonra yıllarca daha okuyan insanlar. Ardından cahil insanların kötü muamelesine maruz kalan insanlar. Şiddete en çok maruz kalan meslek.
Doktorlar dizisinden sonra soğuduğum meslektir kendisi.
doktorluk demek lise bitiminde puanla ilgili deli hava sahibi olmak demektir.
doktorluk demek her zaman örnek gösterilen komşu çocuğunun ta kendisi olmak demektir.
doktorluk demek herkes üniversite yıllarında gezip tozarken, oturup eşşek gibi latince terimler ezberlemek demektir.
doktorluk demek zor ve kısıtlı şartlarda dahi mucizeler yaratabilme isteği demektir.
doktorluk demek iyi para kazanmak demektir.şimdi doğruya doğru kardeşim.ben mezun olduktan yıllar sonra bile o kadar para kazanabileceğimi düşünmüyorum.
doktorluk demek en asil mesleklerden birine sahip olmaktır.
Doktora, bir lisans veya yüksek lisans programını bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen bir derece veya basamaktır. Doktora öğretimi, lisansın ardından yapıldığı takdirde en az 6 yıl, yüksek lisansın ardından yapıldığı taktirde ise en az 4 yıl süresini kapsar. Bu ünvanın uluslararası resmi tanımlama terimi ise "Ph. D. " dir.
doktorluk demek ukte demek. aşk demek. beyaz önlüğü başka meslek gruplarına yakıştıraramamak.