bugün

kafka'nın kaleme aldığı bir başyapıt.
günümüzden neredeyse 100 yıl önce var edilmiş bir öykünün bu kadar derin ve gelecek yüzyılların en büyük sorunlarından birine değinmesi övgüye değer. kafka'nın bu basit gözüken öykü ile ne ifade etmek istediği o kadar derinde fakat o kadar açık ki.. görünenin ötesinde gelecekte bireyin neler yaşayacağına dair büyük bir önsezi.
Aslında etkisini okurken değil de düşündürürken gösteren kitap. Özel kılan da budur.
bu kitabı okumadan ''kitap okuyorum'' denmez.
herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Simdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazilmasinin nedeni de bu. özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam , insanca yaşamdır. ama bunu anlamıyorlar. anlamak istemiyorlar. insan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var..hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan cok daha kolay.

(bkz: franz Kafka)

bir günde bitirdiğim roman. Gerçekten çok etkileyici.
toplumsal kaybolmuşluğun simgesi romandır. (bkz: gregor samsa).
vasat yazar kafka romanı. yok efendim sabah uyandığında böcek oluyormuş. yok daha neler. dönüşüm, tasvirler berbat. yakında filmi çıkacak.
bir sabah gözümüzü belki bizde böcek olarak açarız ve insanları şu anda belki bir böcek gözünden daha iyi anlarız.
entellektüelliği yeni fark edenlerin bir süre sonra öğrenip uzunca bir süre hakkında konuştuğu kitaptır. çoğu da kafka gibi düşünse anında kafayı yiyebilecek sığlıktadır ama işte entellektüelliğin bile gösterişini seviyoz toplumca ki "berkincan bugün lafta okudu" diye özhaber yapıyoz oldukça.

kitap da artık cıvkı çıkarıldığından özündeki imge hariç bir bok ifade etmiyor ki artık o imge bile çocuksu geliyor. biz çocukken sokak counterı oynardık, vurulunca düşüp ölmül gibi yapardık. hah işte artık o düzey.
zaten bozuk olan piskolojimi dahada bozmuş kitap.
ulen bir insan bu kadar mı karamsar olur.
nerden okudum amk.
Franz Kafka'nın harika kitabının ismidir.
sabah kalkıp kocaman böcek olan adam ayg karnım acıyor bari birazda yana yatıp uyuyayım deyip uyumaya çalıştığı kitap. ilk okurken çok etkilemişti olaylar. şimdi bakıyorum da neden bu kadar meşhur oldu bu kitap.
Ikinici okuyuşumda, gregor samsa'nın böceğe dönüşmesinin gerçek hayatta alkol bağımlılığı olarak nitelendirilebileceğini düşünmüştüm. ailenin gregor'dan beklentileri ve gregor un üzerindeki baskı onu gerçek hayatta bir sarhoşa, bir alkol bağımlısına dönüştürmüş olabilir. fakat kafka olağan üstü özgünlüğüyle samsa'nın böceğe dönüşüşünü öyle bir anlatmıştır ki, insanın başka bir anlam yükleyesi gelmez. kafka'nın alkolizme gönderme yaptığını düşünmemin sebepleri ise aile fertlerinin gregor samsa'nın kokusundan bu denli rahatsızlık duymaları, gregorun artık yediği yiyeceklerden hiç bir tat alamaması ve yanlızca bir tek içeceği beğenmesi ve onun dışında bir şey tüketmemesi olmuştur.

-Dönüşüm yaşayanın gregor samsa mı yoksa çevresindeki insanlar mı olduğunu sorgulatan alegorik kafka romanı.
franz kafka'nın muhteşem öyküsü.

spoiler*

önceleri toplumun rahatlıkla kabul edip, hatta bir nebze sevdiği gregor samsa'nın bir sabah kendisini aniden cüsseli bir böcek halinde bulmasıyla başlayan öykü, ardı sıra gelen başkalaşım ve yabancılaşma ile devam eder. önceleri acıma duygusunun ağırlığıyla yüzleşmek zorunda kalan gregor, zamanla yalnızlık dehlizlerinde kaybolur ve her ne zaman kendisini bulmak ve içinden geldiği gibi davranmak istese en yakın hissettiği kişilerden de dahil olmak üzere bazen psikolojik, çoğu zaman da fiziksel şiddete maruz kalır. sırf 'kendi' olduğu için ailesinden (diğer bir bakış açısıyla toplumdan) dışlanan gregor, yalnızlık içinde mahvolup gider. geride bıraktığı tablo ise hüzünlü bir tablo olmanın çok ötesindedir.
gregor'un ölümü huzur ve mutluluğun sembolüdür. diğer bir deyişle, toplum kendi gibi olmayanı asla bağışlamaz ve barındırmaz.
Topluma, aileye, düzene karşı başkalaşımın hikayesi, ötekileştirilen birinin başından geçenler.

http://www.thewhitetree.org/kitap/donusum/
Franz Kafka'nın belkide en bilinen eseridir. kitap şöyle başlar :

''Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.''

--spoiler--

gregor samsa uyanıp, kendini dev bir böcek olarak gördükten sonra korkar. lakin bu korku fiziksel görünüşüyle ilgili değil işe geç kalmasıyla alakalıdır. trenin kaçtığını, işe yetişmeyeceğini düşünür.

buradan çıkarılacak şey ise; nasıl köleleştiğimiz. nasıl farkında olmadan ''birilerine para kazandırabiliriz?'' düşüncesinin beynimize kazınmış olmasıdır.
--spoiler--

başkalarında da böyle midir bilmem, ben kitabı bitirdiğimde dahi gregor'un neden bir hamam böceğine dönüştüğünü düşünmedim. bana kalırsa kitabın başka bir ilginç noktası da bu.
kafka'nın "dönüşüm" olarak bilinen kitabı.

-son zamanlarda başkalarını bu denli az düşünmesine hemen hiç şaşmıyordu; eskiden düşünceli oluşuyla gururlanırdı.
Karamsar bir halde yazılmış kafka romanı. Bir nevi sabah işe veya okula gitmek istemezsiniz ya, onun abartılıp romanlaştırılmış hali. Mevcut düzene vs Bolca göndermeler var.