bugün

Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendisini evde marka poşet arayan özel üniversiteli bir kıza dönüşmüş olarak buldu.
kamuran şipal çevirisi de fena değildir. kafka büyük usta, çok açık aykırılıkla kahramanın maceraları ne kadar olağanüstü olursa olsun öykünün doğallığı da bir o kadar belirgin. gregor samsa'nın böceğe dönüşmesi değil de işine gidememesi şaşırtıcı, ya da doğru ifade ile can sıkıcıdır hem samsa hem okuyucu için. bir insanın yaşamının acayipliğiyle bu insanın bu yaşamı benimseyişteki sadelik gerçekten şaşırtıcı. kafka'nın büyüklüğü de burda olsa gerek
çek asıllı yahudi yazar kafka'nın en sevdiğim eseri.

dönüşümde gregor samsa'nın hamamböceğine dönüştüğü anda bile kendi halini düşünmeden önce
işe gidemeyeceğini düşünüp üzülmesi içler acısıdır.
kafka'nın babasıyla olan ilişkisi tüm kitaplarında az çok hissediliyordur belki ama dönüşümde
kafka ve babası arasındaki o soğuk ilişkiyi daha doğrusu iletişimsizliği fark etmemek elde değil.

edebiyat üzerine sohbet edebildiğim nadir arkadaşlarımdan birinin
"hayatta her insanın kendini gregor samsa gibi hissettiği zamanları olmuştur" sözü
kafka'nın aslında ne derece evrensel duygularla bizlere seslendiğini gösteriyor.

ahmet cemal'in şu yorumunu da es geçmemek lazım:

--spoiler--

Birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan,
çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları
yeryüzünden silinene değin, Kafka'nın Dönüşüm'ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.

--spoiler--
mektuplarından anladığım kadarıyla kafkacığım bunu yazarken iğrenmiştir.
haklıdır, kapitalizme ayak uydurma çabası baştan aşağı iğrençtir.
anormal bir olayın normalmiş gibi kabul edilebileceğini gösteren kitap.

kafka fiziki bir değişiklikten yola çıkarak, belki de duygu dünyamızda bunun binlerce katı ters değişiklikleri ne kadarda doğal karşıladığımızı yüzümüze vurur.

insanlar bir çocuğu öldürebiliyor. bu bizi şaşırtmazken. böceğe dönen bir insan deli ediyor bizi.
kafka'nın dava'dan sonra en bilinen eseridir.
Kafka'nın sembolizmin dibine vurduğu eseri.
franz kafka'nın muhteşem kitabıdır. konusunu rüyamda görüp, internetten araştırıp, bulup okuduğum kitaptır.
her okuduğum da içimde daha da fazla korku, ürperti yaratan muazzam bir başyapıttır. kafka neden kafka bu kitap her şeyi özetler.
başlığı gördüğüm gibi hının ımmını dedirten kitaptır.o nasıl bir dildir ki kitaba başladığımda yataktaydım bitirdiğim de hamamda allah bir daha o günleri yaşatmasın 50 sayfalık bir hamam böceği oldum hımmını siim.
Psikolojik olarak kendisini böceğe dönüştüğünü hayal eden yazar. epey güzel anlatılmıştı lakin sürekli bir sonuca varma isteğimden kaynaklı olsa gerek hep beklediğim final hiç gelmedi.
yabancılaşma kavramını irdeleyen, bu özelligiyle de çok sevilen romandır.
sistemin kolesi olma durumunu mukemmel anlatan kitaptir.
kafka'nın bu romanda böceğe dönüşen samsa ile kendisini simgelediği söylenir. kafka'nın hayatı boyunca ailesiyle özellikle de babasıyla sorunlu bir yaşamının olduğu bilinir. ailesinin kendisine hiç değer vermediğini düşünür. ailesinin gözünde bir böcek kadar değersiz olduğunu düşünür. böcek simgesi burdan gelir. romanın hemen başında böceğe dönüşmesi kendini bildi bileli ailesiyle hep sorunlu bir hayatının olmasıdır. romanın başlıca alegorik yapısı bu kısımlardır.
Gregor samsa, kafka'nin ic dunyasini yansitir aslinda.

Burokrasi ve is carkinin, yuzyilimiz insanini bocege ya da robota donusturdugunu, hepimizin birer gregor samsa oldugumuzu kavrayamazsak, biz dunyaya degil, dunya bize bakiyor olmaz mi?
(bkz: gregorsamsa)
Franz kafkanın ünlü öyküsüdür. an itibari ile bitirmiş olduğum bu öyküden pek anlam cikarabildigim söylenemez. ya ben odunum, yada Franz abimiz çok abartmis.
gregor samsanın bir sabah böcek olarak uyanmasıyla başlayan kafka kitabı.
psikolojik roman sevmeyenlerin ve her şeye yüzeysel bakanların nefret edeceğin bir kitaptır.

"adam sabah bir kalkıyor, böcek olmuş. bu kadar. son.".
Olaysiz bir öykü. Şaka gibi birkaç saatte biter.
dün otobüste bitirdiğim, insanların sayfalarca yazdığı şeyleri de çıkarmak için epey uğraştığını düşündüğüm öykü. tamam, biz de anladık insanların özgürlüklerine kavuşmak istedikleri müddetçe aslında toplumdan ne kadar ayrıldığını, hatta bir şekilde toplum tarafından ne kadar görünmez varsayılıp, eski hallerine yani özgürlükten vazgeçip köleliklerine dönmeyi beklendiklerini. ama bu kadar. daha ne çıkarıyorlar şaşarsınız. 70 küsür sayfanın 30 küsür sayfa aforizması var amk.
Bugün aldığım ve okumayı planladığım franz Kafka eserinlerinden biri.
okuduğum en iyi kitaplardan biridir. resmen böcek olup gezinirsin kitabın içinde.
gecenin bu vakti kayıtsız kalamayacağım bu başlığa. milena'ya, mektuplarıyla tanıdığınız, aşk adamı zannedilen kafka'nın, dünya düzenine, insanlığın acziyeti ve koşullanmışlığını en iyi anlatan eserlerden biridir. bunun yanında ceza sömürüsü ve dava'da, okunmalı kafka'yı, böyle tanıdık, aklımızda böyle kalmasını istiyoruz.
Gregor Samsa tek düze hayatında ufak tefek zevkleri olan biridir. Gregor Samsa kendisi için yaşayan biri değildir. Bakmakla sorumluluğu olduğu bir ailesi ve onu devamlı uzak yerlere gitmek zorunda bırakan yorucu bir işi var. Üstelik, yaşına bakmaksızın, Samsa’nın üzerinde söz sahibi olduğunu düşünen otoriter ve sert bir babası var. işte tüm bu ailesi yaşantısının ve toplum yaşantısının köleliği içinde bastırılmış olan Samsa, aslında yavaş yavaş böcekleşmiştir. Belki de bu yüzden bu durum karşısında bu kadar kayıtsızdır ve durumun ciddiyetine aldırmadan bu tekdüzeliğe kapıldığından dolayı, hamamböceği olarak bile pazarlamacılık yapabileceğine inanmaktadır. Bu hisler içerisinde Samsa, önce ruhen sonra bedenen hamam böceğine dönüşmüştür. Başkaları için büyük bir kısıtlamayla yaşadığı hayatı, sevmediği işi, otoriter babası, konservatuara göndermek istediği kız kardeşi, aile bireyleri ile olan ilişkisinin zamanla samimiyetsizleşmesi aslında Gregor’ un dönüşümünü adım adım sergilemektedir.
Gregor başkaldırının sembolüdür. Tekdüze hayatında bir gün hamamböceğine dönüştüğü için işe gidemeyen ve bu yüzden kendini savunma ihitiyacı hisseden karakterdir. Böcekleşerek işe gitmemesi, aileyeyi geçindirememesi, eskiden yaptıklarını yapmaması birer başkaldırı örneğidir.
Franz Kafka’nın bu romanı aslında yaşadığı topluma şekil veren Sanayi Devrimi’ ne olan bir tepkidir. Yığınlarca insanın insanlıklarını kaybedişinden, insanların birer üretim aracı olarak görüldüğü ve üretim araçlarından daha fazla değer göremedikleri düzenin onları ne hale getirdiklerinin göstergesidir.
Kitapta ki en ilginç karakter aynı zamanda Gregor’ dan korkmayan hizmetçidir. Gregor’ un bir böcek olmasından en az rahatsız olan kişidir.
Franz Kafka kendi korkularını temele alarak aynı zamanda toplumu, burjuvazinin yozlaşmış ilişkilerini ve bürokrasiyi eleştirir.
Sanayi Devrimi bir yana dursun aynı zamanda aile kurumuna karşı da bir tepki vardır kitapta. Aile kurumun bireyi baskı altına aldığında ve birey bunu reddettiğinde ailesi tarafından dışlanır ve ailenin sevilen bireyi iken bir anda onarın gözünde işe yaramaz bir böceğe dönüşür. Bunu destekleyen bir bilgi ise Franz Kafka’nın babası oğlunun gönderdiği bir mektupta onun edebiyata olan ilgisin kastederek “ sen bir böceksin, parazitsin ailenin sırtında” diye yazması bir bakıma Franz Kafka’ nın yaşadığı psikolojiyi de yansıtır.
Aileye maddi açıdan destek sağlamadığında onlar için işe yaramaz bir insan göründüğünün göstergesidir. Çünkü sen katkı sağlamayan ve sadece tüketen varlıksındır.
Bir insan bir böceğe ne olursa olsun ne kadar sevgi duyabilir? Ne olursa olsun içinde iğreti duygusunu içinden atamaz ve sadece tüketen bir insan olduğunda ne olursa olsun bir oğul, abinin dışında içinde sadece kötü duygular oluşturan bir insan haline geliyorsun.