bugün

dedeyle torun arasında geçen konuşmalar

yazık dede- bizim afrikadaki toprakları satsam diyorum ama nasıl paylaştırıcam aranızda...

üzgün torun - dedecim sen boşver satma onları bak bizim hepimizin işi gücü var, ihtiyacımız yok o topraklara.

yazık dede- peki, cem uzanla toplantım var gidiym ben..

üzgün torun- bosver dedem, sen uyu en iyisi canım dedem.
dmjoes yazin sicaklarinda eve kapanmistir ve yapacak bir sey olmadigi icin internettedir, o yaz dedesi ameliyat olmus ve onlara yerlesmistir, dedesi sikilmasin diye onun yaninda oturur dmjoes, internette zaman su gibi akmakta, dede en bayici trt4 muzikleriyle ev halkina iskence etmeyi surdurmektedir. torununu dusunerek bir saatten fazla bilgisayar basinda oturmasina mutemadiyen her gun karsi cikar.. ama bir gun:

- yeter artik dmjoes birak o bilgisayari yoksa kanser olacaksin! *
+ ne kanseri dedecim? *
- ne kanseri olacak akciger kanseri?
+ hi? nasi yani dedecim?
- kizim doktorlar soyledi, cok fazla bilgisayar basinda oturunca akcigerler buzusup kanser oluyomus..
+ hiii?!?? * *
- annene bakma bos yere o da duydu dun doktoru, televizyonda izledik. hem bacaklarinda kan dolasimi olmuyo bak kangren olacaksin bi de ustune!
+ ?!?!!! en iyisi ben kapatip odama goturim dedecim bunu, hemen geliyorum. *

tarzinda diyaloglardir. dedem cok yasasindir, her turlu diyaloga varimdir.
dede ve torunlar, tv de x kısısını ızlemektedır ve olaylar gelısır...

torun1: olm ya bu adam cıdden psikopat. yaptıklarına baksana...
dede: ne ne?
torun2: (bon bon bakıp) psikopaaat?!
dede: stopaj hmm... *
torun1-2: zuhahaahahhah
dede yazıhanesine yeni bir bilgisayar almıştır ve her gün bir torunu gidip dedeye bilgisayar öğretmek için tonlarca kilo ağırlığındaki develeri hendekten atlatmaktadır. Günlerden birgün sıra bana gelir ve olaylar gelişir:

dede: oğlum bu maviş takılıp duruyor.
iuscivile: maviş ne dede ya?
dede: mavi değil aslında beyaz ama ismi mavişmiş.
iuscivile: ??
dede: gel içeri de gösteriyim, bir de bana bilgisayar öğretecen daha maviş ne bilmiyosun.

neyse yazıhaneye geçilir dede oturur pc başına. alır eline mouse'yi ve bana doğru gözüme sokacak gibi uzatır.

dede: al işte maviş bu.
iuscivile: dede o maviş değil mouse*
dede: ben ne diyorum ya maviş
iuscivile: tamam dede ismi maviş olsun.

mavi ekran
hede : dede

dede :

hede: dedee

dede:

hede: dedeeeeeeee!!
dede: ya oğlum, bu internet ne demek ya? bana anlatsana bir şunu.
torun: şimdi dede, internet ağ demek yani. ya işte bağlantı gibi bir şey. bağlantı ya. şey ya, hayır o ağ. boşver dede gereksiz bir şey.**
bir gün arkadaşlarla bir cafede oturulmaktadır ve toruna mesaj gelir.mesaj dededendir ve şunları söylemektedir.

msj-torun torun deynek alda korun.
torun hemen dedeyi arar.
torun-dede bu mesaj ne?
dede-ne varmış hesap mı soruyosun bana?
torun-yok dede ama ne yani bu şimdi?
dede-kes bak hala.
torun-hebele hübele^+!^é!!'é^'!^+!'+

eve gittikten sonra öğrenilir mesaj kuzen tarafından çekilip dede zorla konuşturulmuştur.
dede otobüs şöförü olduğu için şöle bi 8-10 defa hacca gitmiş biridir.

dd: sanırım 5. gidişimdeydi çarşıda bi herif var bişe satıo kapış gidio sonra örendim şeyden satıomuş ne diyonuz böyle bi hap var ya hani mavi
ben: viagra?
dd:he işte ondan galiba ama yazı fln yok üstünde adam tekli satıyo, aldım bi tane getirdim inegöle sattım bizim hasana (dedemle akran, aşağı yukarı 70 yaşında yani) gitmiş bu demiş karı bak ne aldım, karı o nedir fln derkene demiş çok konuşma yat aşşaa
ben: vay aq!
dd: ilaç acaiyip bişeymiş yalnız, olmuş hasanınki böle araba dingili gibi!
ben: ehe tıp ilerledi dede.
dd: geldi ertesi gün hemen yenisini istedi dedim hehe yok öle yağma bi taneydi o.
redicaledward lise sondayken yaşanan bi diyalog:

dede: kızım sen doktor olsana
r.e: dedecim ben eşit ağırlıktan girdim tıp seçemiyorum
dede: niye
r.e: dedecim sistem öyle, benim seçebileceğim bölümler sınırlı şimdi.
dede: olsun sen yine de yaz.
r.e: dedecim yazamıyorum, kazanamam ki ben fen görmüyorum bi kere.
dede: olsun sen yine de yaz ne olur ne olmaz
r.e: !!!!!!!!!!!!!
24 saat yaşamış kelebekle tırtıl arasındaki diyalogtur:
+ bak evlat dünya üçgün. bugün var yarın yokuz.
dede sahilde ortalama 40km hızla sol şeritte tam gaz(!) ilerlemektedir.
n: dede ya sağ şeride geçsene!
d: yok iyi böyle. kaldırıma çıkacakmışım gibi geliyo o zaman.
n: ya dede sol şerit hızlı gidenler için, sağ şeritte gitmen lazım senin.
d: senin ehliyetin var mı ki? *
n: dede ya bak adam sana korna çalıyo!
d: ne acelen var! paşaya kelle mi yetiştiriyon! * *
n: a dede napiosun? kırmızı da geçtin! *
d: ee kimse yoktu zaten.
n: dedeee sağ şeride geçsene!!!
d: iyi peki tamam! *
(bkz: eskiden buralari hep yesillik idi)
(bkz: mustafa sandal li muhabbet kart reklami)
-dede ben üniversiteyi kazandım biliyor musun? işletme okuycam. sen şimdi sormadan cevap veriyim ben. iş kadını olucam büyüyünce. anneannemi de yanımıza aldık. merak etme çok ii bakıyoruz ona. bak sana kestane şekeri getirdim seversin sen.... dede?...

- ... *
** *

4-5 yaşlarındaki torun dedesiyle sohbet ediyorur:

ç: Dedeee kadınlar da pırt yapar mı?

d: .??..

ç: Söylesene dede kadınlar da pırt yapar mı?

d: yapmazlar oğlum ***

ç: Demek annanem erkekmiş
dedeleri kendisi çok küçükken vefat etmiş insanların yaşamadıkları, özlemle aradıkları diyaloglardır. *
anneanne, dede, torun balkonda kahvaltı yapmıştır.

anneanne: sp, ekmek düşürmüşsün yere, alıver onu ordan yavrum.
sp: peki anaaaaane.
dede: dursun hanım. kızım, alma onu bakayım.
sp: alayım dede. nimet sonuçta. (alır)
dede: (kızar) saçaklı, alma dedikse alma. koy onu yerine. koy koy kooy..
sp: niye ki? hem.. ay iyi tamam, öffff. (geri koyar)
anneanne: ayyy sende t..., kedi köpek niyetine karınca besliyoruz. ev doldu taştı. rafların içinden bile karınca çıkıyor ayol.
sp: hönk?! dede, sen onun için mi geri koydurdun?
dede: yavrum, allahın yarattığını ayırt etmeyecen. onlar da nafakasını buradan çıkarsınlar işte.
sp: nafaka mı? zuhahaaaa. nafaka dedi yaaaa..
dede: ne var? sen çok mu güzel konuşuyorsun? makbule halana ne derdin eskiden, mahmuule (taklit eder)
sp: küçüktük o zaman. sen gelmişsin 80ine ayrıca. kendine bak.

(bu iddialaşmalar bi süre devam eder. sonra durulur. sonra yine başlar. tadına doyum olmayan, baba ile yapılamayacak kadar senli benli, rahat ve eğlenceli diyaloglardır.)
-piskokmuş!
-dede beni tuzlamışlarmı?
-hayır sen piskokmuşsun..
- o bileğindekiler ne oğlum?
+ bileklik dede?
- niye takıyosun?
+ yani ne bileyim bir amacı yok.
- (yandakilere dönerek) gençliklerini öldürüyorlar böyle ya. olacak iş mi?
+ !!!
-okulun bitti değil mi?
+ bitti dedecim.
- yüksek lisans yapacaksın değil mi?
+ yapacağım dedecim.
- yüksek lisans sınavına başvurdun değil mi?
+ başvurdum dedecim.
- okulda kalacaksın değil mi?
+ evet dedecim.
- aferin. *
hesitate ile dedesi aynı dili konuşmamaktadırlar ve hesitate dedesi konuşurken sadece bazı kelimeleri anlar. arada anneanne varken tercümanlık yaptığı için sorun yoktur, ama o içeri gidince dede torun başbaşa kalır. *- ?!%&%%( severim &^/&+( gelmiyorsun ?/^%(= * *-dedeciğim ben seni seviyorum, gelmek zor. *

odaya giren anneanne dedeyle torunun neden sarılıp ağlaştıklarına anlam veremez.
- yavrucum bak bizim zamanımızda buralar denizdi.
- ha siktir dede vallaha mı ?
- evet yavrum.. nerden öğrenirsin bu laflarıda bilmem.
- oğlun öğretti dede vallahi..
dede alzheimer hastasıdır...
a.v. dede ve babanneyi ziyarete gitmiştir.
av: merhaba dedecim. *
dd: hoşgeldin kızım.
lakin bakışlardan bellidir, tanımamıştır. av. mantosunu çıkartırken * babanneye yaklaşılıp sorulur;
dd: kim bu?
ba: torunun torunun. oğlunun kızı.
dd: haaa! hoşgeldin kızım.
av: teşlekkürler dede.
tekrar hal hatır sorulur...
av. ile babanne sohbet ederken dede tuvalete gitmiştir. döner, salona gelir;
dd: hoşgeldin kızım.
eli uzatır, "öp" gibisinden. çaresiz baştan hoşbulduk seramonisi... babanneye yaklaşır,
dd: kim bu?
ba: torunun herif, akşam vakti. oğlun vardı ya, onun kızı.
dd: hoşgeldin kızım.
av: saol dede.
bu arada namaz vakti gelmiştir. dede kalkar, namazını kılar. ...veee, salona geri gelir...
dd: hoşgeldin kızım.
bu kez ne el uzatır, ne bişey. geçer, oturur, tv seyretmeye başlar. babanne av.ye göz kırpar,dedeye döner,
ba: tanıdın mı?
dd: tanıyamadım pek ama...
ba: av. torunun.
dd: abim velinin torunu mu?
ba: değil, oğlunun kızı. av.
dd: oğlum?
ba: hedecan var ya!
dede gözleri kısar, av.yi süzer, bir an bi parlar bakışlar, sonra geri söner,
dd: hoşgeldin kızım.
av: hoşbulduk dede...
av. babanneye döner,
av: ilacı mı değişti gene?
ba: evet.
av: pazartesi doktora gidiyoruz, düzeltsinler şu ilacı, bu yaramamış.*
av ile babanne mutfakta yemek yapmaktadırlar. dede sıkıntılı sıkıntılı gelir,
dd: behiyeyi gördünüz mü?
av:?!... *
babannenin belli ki munzurluğu üstündedir,
ba: yok bey, behiye gezmeye gitmiş, döner birazdan.
dd: haaa. o da çok geziyor. bi evde durmuyor.
av: yaa, kızmıyorsun demekki yeterince, bak, sokak sokak geziyor.
dd: hakkaten. gelince bi kızayım.
av: cidden dede, hanım kısmısı öyle çok gezer mi?!
dd: haklısın. sen velinin torunusun di mi?
av: hayır dede. ben senin torununum.
dd: sen kimsin?
av: oğlunun kızı, av.yim ben.
dd: hoşgeldin kızım.
av: * hoşbulduk dede.
ba: ali bey ben kimim?
dd: ne bileyim ben!
ba: ben behiyeyim, behiye, senin hanım.
dd: * ben gidip biraz yatayım bari...
ba: sen yat uyu en iyisi, yemekte kaldırırız seni...
dedenin hastalığının henüz çok ilerlemediği, en azından torunlarını hatırladığı dönemlerde, av.nin annesi ile babası şehirde bulunmaktadır. sabahtan babanne ile dedeyi ziyarete gitmişlerdir. onlar çıktıktan yarım saat sonra da av. dedelere gider....
dd: hoşgeldin kızım. nasılsın?
av: iyiyim dedecim, sen nasılsın?
dd: ayaktayız işte. annenle baban nerde, nasıllar?
av: ?!... iyiler dede. ellerinden öpüyorlar.
dd: neredeler, neden gelmiyorlar, aramıyorlar, bizi artık sevmiyorlar mı?
av: olur mu dede, sabahtan gelmişler ya. gelmediler mi?
dd: gelmişler mi? gelmediler. gelseler, hatırlardım!!!
av: sen daha iyisini bilirsin dede...