gerçek sayının bunların 10 misli olduğunu düşünüyorum.
Tacından siktiğiminin. Enzimine proteinine sıçtığımın yavşak virüsüdür.

Tipini siktiğiminin tipinde hayır yok ibnenin.
Sanılanın aksine virüs, deniz ürünlerinin satıldığı bir pazardan çıkmıştır. 2 tezgahtar ve bir müşteri zatürre semptomları gösterince hastaneye gidiyorlar. Ancak bir salgın olmadığı, münferit olaylar olduğunu söylüyor doktorlar. Devamında vaka ve yayılma artınca olayın bir salgın olduğu ortaya çıkıyor. Yani doğrudan yarasa çorbasından geçmiş bir durum değil. Muhtemelen o deniz ürünleri pazarında vahşi birtakım hayvanlar da satılıyordu. Tezgahtarlar bu hayvanların olduğu yerde fazlaca vakit geçirince virüsü kapıp enfekte oldular. Zaten devamı malumunuz çin hükumetinin olay sıcakken önlemleri sıkılaştırmaması ile durum buralara kadar geldi.

Günlük olarak sayıları takip ediyorum ve paylaşılan yabancı-yerli kaynaklardan bilgi edinmeye çalışıyorum. ilk olarak belirtilerden bahsedeyim: ilk 41 vaka incelendiğinde 40'ında yüksek ateş, 31'inde öksürük, 22'sinde nefes darlığı ve yalnızca 1 vakada ishal görülmüştür. Başta soğuk algınlığı gibi ilerleyen hastalık daha sonra grip haline dönüşmekte ancak oldukça ağır geçen bir grip olmaktadır. BBC'nin hastalığı atlatmış bireyle yaptığı röportaj ile detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Sonraki evre ise akciğerlerde sıvı birikmesiyle meydana gelen zatürre süreci. En zorlu kısım burası oluyor, gerekli oksijen miktarı sağlanamaz ise birey ciğerlerine dolan sıvı ile hayatını kaybedebiliyor. TAbi ki bu denklemde bireylerin yaşları, bağışıklık seviyeleri ve kronik hastalığı bulunup bulunmaması çok büyük önem arz ediyor.

Buraya kadar bahsettiklerim aşağı yukarı her gün televizyon bültenlerinde veya sosyal medyada okuduğumuz şeyler. Gelelim bu virüsün ülkemizdeki durumuna. ilk vakayı 10-11 mart tarihinde tespit ettik ve geçen 10 günün sonunda toplam vaka sayısı 359 oldu. Maalesef 4 vatandaşımızı da kaybettik, kaybettiğimiz vatandaşlarımızın yaş ortalaması 78 yani risk grubunda yer alan bireylerdi. Ülkemizde salgın öyle veya böyle hızla artmakta ve bu durumdan oldukça endişeliyiz. Sürekli muadil ülkelerle kıyas içerisindeyiz özellikle italya ile. Bu konuya binaen birkaç şey söylemek istiyorum. Artan vaka sayımızda bana göre iki ihtimal var birisi nispeten olumlu diğeri ise kötü senaryo. ilkinden başlayacak olursak, bakan ilk vaka ile birlikte yakın çevresinin karantina altına alındığını açıklamıştı ve devamında gelen vakalar bu bireyle ilişkili olanlar ve yurt dışı girişli olan bireylerdi. Daha sonraki günlerde vakaların hangi çevreden olduğuna dair bilgiler verildi ve yine karantina altında olan bireyler olduğunu öğrendik. Şayet bugün açıklanan vaka sayının çok büyük kısmı karantina altına alınan bireylerden ise bu konumda kendimizi diğer ülkelere göre daha şanslı sayıyorum. Çünkü enfeksiyon olabilecek potansiyel risk grubumuz belli. Umreden gelen vatandaşların sayısının çokluğu da vaka sayımızın birden artmasında etkili olabilir. ikinci ihtimale yani kötü senaryoya gelecek olursak. Yurt dışından gelen bireyler ve umreden gelen bireyler sorumsuzca davranıp kendilerini karantinaya almadılar ve birçok insanla etkileşim halinde bulundular. Bu durumda salgının çapı iyice artmış ve potansiyel risk grubunun tespitini yapmak zorlaşmıştır. Halkımızın halen gerekli olmadığı sürece evinizden çıkmayın uyarılarını dikkate almadığını düşünürsek 2. senaryo ile başımız büyük dertte olacaktır.

Başta sağlık bakanı ve sağlık çalışanlarını tebrik etmek gerekiyor oldukça özverili çalışıyorlar. Ben bahsettiğim ilk ihtimale inanıyorum ve öyle olmasını umut ediyorum. Alınacak daha verimli tedbirler ile vaka sayısını stabil tutup hastalara gerekli müdahalenin daha olanaklı şekilde yapılacağına inanıyorum. Aşı konusunda da testler başladı ancak uzun vadede bu aşıların ne gibi yan tesiri olacağı konusunda fikir elde etmek için beklememiz gerekiyor. Bunun da 12-18 ay kadar bir süreç alacağı konuşuluyor. iran ve çin geliştirdiği ilaçla hasta bireylerde verim aldığı da haber yapıldı umarım doğrudur ve yaygınlaşır.

Vatandaş olarak üstümüze düşen tedbir almak ve evimizden çok değil 10 gün kadar çıkmamak. işi olanlar için çok üzgünüm nasıl bir çözüm yolu bulunur bilemiyorum. Sokağa çıktıkları her an potansiyel risk grubuna dahil olmakla beraber ailelerine de o virüsü bulaştırma ihtimalleri doğuyor. inşallah bu süreci olabilecek en az hasarla ve kayıpla atlatırız.
bugün kaç gündür farklı bir büyükşehirde olan babam eve döndü.
şu illet yüzünden adamın ne elini sıktım, ne öptüm, ne öpmesine izin verdim.

uzaktan kayı selamı verdim.
adama vebalı muamelesi yaptım.

adamın belli etmese de zoruna gitti.
hay senin gibi virüsün aq.
bugünlerde en geniş kesimler arasında adeta virüs gibi yayılan yanlış bir kanı var. hastalığın salt biyolojik veya psikiyatrik bir anomaliye, sağlık ve esenlik halinden sapmaya indirgenebilecek bir durum olduğu sanılıyor. daha açık deyişle, sanılıyor ki hastalığın belirli bir biyolojik sebebi (epidemiyolojisi) vardır; eğer bu sebep ortadan kaldırılırsa hayat normale döner. böyle bir durumda herhangi tıbbi bir sorunun salt tıbbi bir çerçeve içinde kalınarak, tıbbi otoritelerin ve sağlık kurumlarının prosedürleri harfi harfine uygulanarak çözülmesi mümkündür. savunulan görüş bu...

halbuki böyle bir mantık, eğer toplumun bütününü, velev ki dünya kamuoyunun tamamını ilgilendiren bulaşıcı bir hastalık söz konusu ise, kökten eksik ve yanlıştır. hatta genel bir iyileşme (rehabilitasyon) için girişilebilecek her türlü çabayı baltaladığı gibi, öngörülmedik yeni hastalıklara, tıbbi olmayan sorunlara da yol açabilir. bunu şöyle bir örnekle açıklayayım:

1. ortalıkta kamu sağlığını tehdit eden tehlikeli bir virüs dolaşıyor. hükümet ve sağlık kurumları tarafından acilen tıbbi önlemler alınması gerekiyor. yurttaşların böyle bir beklenti içine girmesi gayet mantıklı, haklı ve doğal karşılanmalıdır. çünkü sağlık öncelikle anayasal bir haktır = vatandaş devlete vergi öder, karşılığında sağlık, eğitim, yol, su, elektrik vb. hizmetler bekler. ideal olan budur.

2. çok saçma bir iddia gibi görünebilir ama 1. maddede belirttiğim hususu buruşturup çöpe atabiliriz. çünkü anayasada ve yasalarda yazılı normlar gerçek hayatta yok hükmündedir. gerçek durum şöyledir: yurttaş devlete uzun listeler halinde envai çeşit yüksek vergi öder; devlet ise benimsediği neoliberal politik ilkeler gereğince yurttaşa sunduğu hizmeti bile ekstra vergilendirir. hizmetin kalitesi yurttaşın parasal ödeme gücüne ve statüsüne göre tayin olunur. hizmet alımında eşitlik asla söz konusu değildir. murhpy'nin 1. maddesi bir dakika içinde fiyaskoyla sonuçlandı. yurttaş çaresizce 2. maddeye göre yaşamaya çalışır.

3. dünyada pek az ülke ulusal çapta yaşanan bir salgın hastalık karşısında yeterli sağlık hizmeti verebilecek örgütsel kapasiteye sahiptir. türkiye bu açıdan hangi noktadadır? nüfusun büyük bölümünün eninde sonunda enfekte olacağı bir salgın hastalık karşısında hastaneler yeterli tıbbi donanıma, yoğun bakım ünitesine ve yatağa sahip midir? tıbbi personelin nitelik ve niceliği açısından bir sorun olmasa bile, en basiti yeterli yatak kapasitesi var mıdır? tıbbi cihaz, aşı ve ilaç sektöründe tamamen ithal bağımlısı bir ülke yeterli tedavi imkanı sunabilir mi? sorular uzatılabilir.

4. eğer söz konusu olan kamu sağlığı ise bu sorunun bireysel yoldan çözümlenmesi mümkün değildir. bu nedenle, kârlılık ilkesi üzerine kurulu bütün özel sağlık işletmeleri acilen kamulaştırılmalıdır. açıkçası bu, tıbbi bir mesele değil, politik ve toplumsal bir meseledir.

5. kamu sağlığına yönelik tehdit salt tıbbi bir sorun değildir. aynı zamanda politik ve toplumsal bir sorundur. bu nedenle çözüm de salt tıbbi bir çerçevede bulunamaz.

6. salgınla başetmek için hükümet odaklı sert tedbirler, karantina, sıkıyönetim, askeri kışla yöntemleri vb. çözüm değildir. neden değildir, açıklayayım. bu türden sert tedbirler en başta ekonomik hayatı felce uğratır ya da atıl hale getirir. bilindiği gibi türkiye son 30 yılda ekonomik yönden tümüyle dışa bağımlı hale getirilmiştir. köyler boşalmış, tarım baltalanmış, yerli gıda üretimi minimum seviyeye düşürülmüştür. raflar ithal ürünlerle doludur. ancak son aylarda küresel ekonomi ve akışkanlık durma noktasına gelmiştir. ithalatta ciddi bir sıkıntı yaşanmaktadır. yaşanan dünya ekonomik krizi karşısında temel ihtiyaç maddelerinin ithal edilemeyeceğini veya çok yüksek maliyetle ithal edildiğini düşünelim. bu durum yoksunluk, ilaçsızlık, aşısızlık, kıtlık ve açlık anlamına gelecektir. tam da bu nedenle çalışma hayatını baltalayacak genel karantina gibi uygulamalardan kaçınmak gerekmektedir. tarımsal ve sınai üretimin canlandırılması için acilen önemler alınmalıdır. tarlalar, atölye ve fabrikalar tam kapasite çalışır hale getirilmelidir. istihdam artışı mutlaka sağlanmalıdır. ücret kesintisi yapılmamalı, tam tersine teşvik tedbirleriyle iyileşme sağlanmalıdıdır.

7. bireysel veya ailevi tecrit uygulamaları elbette gereklidir. ancak bilir bilmez, genel karantina gibi sert tedbirleri savunan, meseleyi sadece tıbbi bir meseleymiş gibi gösteren çokbilmiş kişileri böylesine hassas bir konuda sorumlu bir şekilde yeniden düşünmeye davet ediyorum...
Gerçek adı Çin virüsü dür. Amerikan başkanına bu konuda hak veriyorum.
OLAYIN CiDDiYETiNi ANLAMAYANLARA
ÖZELLiKLE YAŞLILARA

Bu illet gelirse ölür giderim diye düşünmeyin. Siz yakalandığınızda önce etrafınızda yaşayanlarla beraber karantinaya alınacaksınız. Hastalık yavaş yavaş bilinciniz açık iken boğa boğa öldürecek sizi ve aileniz de karantinada olduğu için acınızı bile yaşayamayacak. Belki onlar iyileşene kadar söylenmeyecek bile. Hatta bazı yeni araştırmalara göre onlarda da kalıcı sorunlar bırakacak bu hastalık. Eğer bu sorumsuzluğunuz devam ederse toplu mezarlara atılacaksınız. belki de yurt dışına benzer şekilde yakılmanız gerekecek. Kimse salgından ötürü cenaze evine gelmeyecek, namazınız kılınmaycak ve yukarıda bahsettiğim sebepten ötürü belki bir mezarınız dahi olmayacak. Bu sorumsuzlukla devam ederseniz şimdi kapanmasına kızdığınız camiler aylarca açılamayacak. Herşey bittiğinde komşularınızdan ya da mahallenizden arkadaşlarınız sizin yüzünüzden ya da siz onların yüzünden burada olmayacaksınız. Yukarıda bahsettiğim durum belki yılı geçkin sürecek. Geride kalanlar yine sizin yüzünüzden bazı şeyleri gelecekte devam ettirmek istemeyecek ya da buna mecalleri olmayacak. Gençler sizde bu sorumsuzlukla devam ederseniz aylarca o çok özlediğiniz şeyleri yapamayacaksınız. Hâlâ dışarıda, kamusal alanlarda, insanların bir şekilde toplandığı yerlerde ve hatta evinizde sigara içerek bu kötülüğü hem kendinize hem çevrenize hem bu ülkenin geleceğine yapacaksınız.
illa ki ailenizden birine bulaşması mı gerekiyor aklınızın başınıza gelmesi için? Üstelik sizden istenilen şeyler bu kadar kolayken.
Zorunlu kalmadıkça dışarı çıkma
Çıkarsan basit önlemlerini al
Bol bol elini yıka
Hapşuracağın zaman ağzını kapat
Mesafeyi koru

Bu bir ülke ve hatta insanlık meselesidir. LÜTFEN
2005 yılında basılan bir kitapta bahsedilmiş

görsel
hep amerikanın oyunları bunlar.
https://mobile.twitter.co...tatus/1240974417821339649
Müteahhitler için bayram.
bilinçsiz aç tavuk yaşlılardan, ulkeye hic bir faydası olmayan asalaklardan kurtulmak için guzel bir yol olabilir aslında, ulan amk malları o kadar uyardılar mecbur kalmadıkça çıkma çıkma diye, sik var parka gidip mangal yapıyorsun aptal moruk, o virusu kaptigin zaman gorurum gotunu.
Küresel slogan: "Covid-19'un bedelini zenginlere ödetin"

görsel
görsel
Bugünki alınan önlemlerin büyüklüğü dolayısıyla vaka artışının çok fazla olduğunu düşünüyorum.

Umarım 1000'i geçmez yinede.
https://youtu.be/BtN-goy9VOY

güzel açıklamalı bir video, izlemenizi öneririm.
Size çok önemli bilgi vereyim.

Haberlerde hala biz dışarı çıktık dolaştık bir şey olmadı diyen kendisine bu virüsün bulaşıp onu alt edemeyeceğini düşünen milyonlar varken bu virüs Türkiyeden çıkmaz ve en ağır sonuçları bizde olur.
görsel
görsel
kesinlikle çin yapımı olamaz çünkü çinlilerin yaptığı hiç bir şey bu kadar kaliteli olamaz.
Kimsenin etkilerini bilmek istemeyeceği virüs. Gerçeği Kimse bilmek istemez.rusya da binlerce ölü olduğunu bilmezsiniz mesela.
görsel
görsel
Bir gün bize bulaşmaktan vazgeçeceğini, umduğumdur.
koca koca insanlar, evden çıkmamaları için koca koca insanlar tarafından uyarılıyor ve asker uğurlama, piknik yapma, spor yapıyorum diye göt gezdirme gibi aktiviteler gerçekleştirmek için evden ayrılıyor.

evden mücbir sebepler dışında çıkıp toplum sağlığını hiçe sayanlara katı müdahele gerçekleştirilmeli hatta gerekirse vurulmalı. en azından bu durumda bir kişi ölmüş olacak, yüzlerce kişi değil.
Hollanda erasmus tip merkezindeki bilim adamları virusu bloke eden bir ilaç bulduklarını açıkladılar...

Hadi hayırlısı bakalım.
15 saat gibi kısa bir sürede mutasyona uğrayıp geliştirilen ilacı etkisiz kılan bi virüsten bahsediyoruz
Ya dedikleri gibi sıcaklar artınca bitecek yada bu virüs tıpkı grip mers sars gibi mutasyonunu tamamlayıp insan vücuduna öldürmeden enfekte olup yaşayacak
Her sene olduğunuz grip aşıları gibi bununda zamanla aşısı çıkacak ama o anki virüsten değil geçmiş zamanlardaki hasarları öngörülen virüs için olacak.