bugün

Yatalak dedeyi şikayet ettiğim birim. inşallah alır götürürler, selam ve sedye ile.
Hiç şikayet yapmadığım kurum. Gerekli olduğunu bile düşünmüyorum. Ergenlerin kavga edip abilerine şikayet etmeleri gibi. Devletin kurumu çocuk parkına dönmüş.
Boşuna uğraşmayın bir işe yaramıyor şikayetler.
Güzel bir uygulama olmakla beraber örneğin üniversite öğrencilerinin "hoca kafasına göre not veriyor" gibi pipindirik argümanlarla şikayette bulunabildiği mecradır. Cimere yazdığı süre kadar sınava çalışmamıştır fırlama.
sözlüklerde küfür edenleri takibe aldığı söylenen platformdur. girilerde dikkat etmek lazım silivri bu zamanda dahada soğuktur. evet..
Aktrollerin anası kadar mesai yapmamıştır bence.
20 Kasım 2006 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak faaliyete geçen, yurttaşların talep, ihbar ve şikâyetlerini doğrudan cumhurbaşkanlığına iletebilmesi amacıyla kurulan bir web servisidir.
seta ve yiğit bulut daha sıkı çalışması lazım.

bakın bunu iletin belki halkın sözünü dinlerler.

danışmanlar akıllı hamleler yapamıyorlar ve bu 100 yıllık cumhuriyete zarar getirmektedirler.

selamlar.
çok kişiyi listeye almış emniyete o listeyi teslim bile etmislerdir.
Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen sokaktaki kalabalığın çıkardığı sesten dolayı evde oturamaz hale gelip, 5 defa polisi aramamıza rağmen gelip ceza işlem uygulayıp caydırıcılığını göstermemesi üzerine en sonunda karakolu şikâyet ettiğim birim. iyi ki var.
Çünkü en son ilçe belediyesine bu sayede yol yaptırım, klimayı açmayan otobüs şoförüne 100 bilet ceza kestirmiştim.
Var var yaptırım gücü var.
En alakasız şeye bile adı geçip, geliyor beş kardeş muhabbeti yapıldığına göre yakınlarda erken seçim var. izleyin ve görün.
Cimer ilk popüler olduğunda gerçekten insanların sorunu çözülüyordu.
Sonra ne oldu? Burger kingden hamburger yiyen et bayat diye yazdı, kargo 3 günde ulaşamayınca kargo şirketi şikayet edildi, internet sitesi para iadesini yapmadı o şikayet edildi. Cimer de maşallah hiç "o bizi alakadar etmez" demedi. Hepsini yolladı..
Artık şikayetlere tek cümlelik cevaplar veriliyor. Ve sonuç alınmıyor maalesef.
recep tayyip erdoğana kadir mısıroğluna süleyman soyluya hakaret gördüğüm an hemen dilekçemi verdiğim direkt silivriye gönderen emniyetin suç bildirme yeri.
2020’de Cumhurbaşkanlığı iletişim Merkezi’ne başvurularda, bir önceki yıla kıyasla yüzde 90 artış yaşandı. Merkeze bir yılda tam 6 milyona yakın başvuru gerçekleşti.
Başbakanlık iletişim Merkezinin (BiMER)
sonraki aşaması olan Cumhurbaşkanlığı
iletişim Merkezidir (CiMER).

Derin devletin yapılandığı düşünülen yerdir. ihbarlar önce bu yapının içerisinden süzülür.
Eğer yapıya ters düşen şikayet veya ihbar varsa;
1. Sayfaya ulaşım profesyonel bir el tarafından uzun süre engellenir.
2. 150 numaralı telefona erişim sistemli olarak engellenir, sürekli hat düşürülür.
3. Bireysel başvuru da çözümsüzleşir. Beştepe’deki görevli nefretini kusar; dilekçenizi alır; 4-6 ay sonra sisteme atar. Dilekçe numarası ve akıbeti hakkında bilgi vermez. Şikayet aylar sonra reddedilir.
4. kontrol etmek ve yönlendirmek amacıyla nefret ve ayrımcılık eğiliminde olan devlet görevlisine (?) şikayetin aktarımı da oldukça yüksek olasılık içerir.
şikayetlerimiz oluyor fakat bu konu da polis birşeyler yapıyor mu merak konusu ettiğim soru.
atatürk e küfür eden o kadar ekran görüntüsü yolladım hiç işlem yapmadılar. rte ye normal yorum yazanları 1 saate buluyorlar.
yapılan her şikayette mutlaka sözlük moderasyonunun da taraf olarak belirtilmesi ayrıca gereken merci. yok öyle cinsel uzvunun keyfine istediğin entryi formata uygun, istediğini değil diye ayırıp işlem seçmek. neticede burada yazılan her sey bu arkadaşların kontrolünde. eğer sırf formaya uygun diye hakaret içeren, kvkk ihlaline neden olan, kişilerin huzur ve sükununu bozan entrylere müdahale etmiyorlarsa en basit tabirle "suça iştirak" etmektedirler.

yapın şikayetinizi buna göre.
bkz.it iti ısırmaz.
adamların kurduğuna kuracaklarına pişman oldukları birim. geçen bizim mal arkadaşın birisi 2004 model arabası enjeksiyon arızası verdi diye "ne biçim araba yapmışlar" minvalinde 15-20 satır şikayet doldurdu beynini siktiğim. düşün yani, sen bu şikayet mesajlarını okuyan görevlisin ve gelen mesajların %90'ı gereksiz.
son 2 başvurumu çözmemiş kurum.
1. pandemi yardımı için yazdım. ret edildi.
2. telefonum 2 hafta önce imeileri kayıt dışı olduğundan kullanıma kapandı. yardımcı olmadı.

2008 yada 2009 da bimer iken Nokia 6020 telefonum kapanmıştı. başvurum üzerine kullanıma açmışlardı.
kuruluş amacını sevdim... eskiden de böyle bir mekanizma olsaydı derim de internet minternet çağın getirdiği bir şey.
ancak kimse unutmasın ki... devlete bağlı bir mekanizma. ileride sağcısı da geçecek bu memleketten solcusu da... hatta hangimiz emin olabiliyoruz ki bilmem bir 20 sene sonra bir darbe olacağından olmayacağından... burası türkiye.

şunu demoklesin kılıcına çevirmeyin gözünü seveyim...
(ha bugünkü olayla falan da alakası yok... aylardır gözlemlediğim bir şey)
her an herkes herkesi şikayet edebiliyor... yarın bir gün birisi trollük olsun diye beni de şikayet edebilir ki neticede bir tek uludağ sözlüğün babasının malı değil bu cimer... kilisede görür şikayet eder... birisiyle konuşurken eder... başka bir platformda eder.... eder de eder...

ben çözümü... kendim gibi olmakta buldum... zaten yapım değil kimseye hakaret etmek sövmek... söversem de arkasında da dururum... şu zaman şuna şunu demişsin dediklerinde de "he ben demişimdir veya dememişimdir bilirim" kendimi tanıyorum çünkü.

görüşüm belli...hayata bakışım belli... olaylara baktığım bir yer var ama bir cephem yok. ulan zamanında komunistken bile cephem yoktu benim! ülkücüyü düşman görmezdim... o adam da kendi gözünden haklıydı... bizi tehdit görüyordu.

şahsi olarak en büyük şansım... anne tarafım eskinin tiplisi baba tarafım ülkücüydü... arada babam ecevitçi falan... çocuktum 79 1 mayısında adı trt'de behice boran'dan sonra 2. geçmiş adamdı lan benim dayım... çocuk aklı sevinmiştim seslenmiştim ay başı diye eve o gün balık almış, seksen öncesinde polis yolda vuruluru mu vurulmaz mı bilemediğim babama ve anneme...

- eki eki.... koşuuun dayım televizyona çıktı!... diye.

cephem yok hiç... anlaşamadığım insan mı? ulan sülalem dahil anlaşabildiğim insan çok benim hayatta zaten. ama empati kurabiliyorum.

uludağ "yazar"... hani "herkes beni okusun" falan vardır içimizde bir yerlerde... şunun bir ayarını tutturun lan?! yazmasını beceremeyen yazar mı olur? sövmeden aşağılamadan cephe almadan yazamıyor musunuz?
mesela ulan ben istemiyor muyum şurada sağlam kürtçü, türkçü, feminist, komunist vs vs olsun okuyup "hee lan adam haklı" diyeyim veya "bele olsun canımı yesin" diyebileceğim.

demoklesin kılıcı gibi iyi niyetli bir mekanizma herkesin korku duyacağı bir mekanizmaya dönmesin.
şikayet mi edeceksin! amenna et ama ettiğine de değsin... ilerde yarın bir gün vicdan azabı çekmeyesin... o vicdan azabını çekmeyecek basit bir şeyle de bir insanı zora sokarsan da o bumerang dönüp seni bulmasın, bildiğin karşındaki adam sana dava açıp mahkemeye vermesin.

pira içiyodum... o da piç oldu... beni at lan icmer içeri, sen de kurtul bende... ama kafam iyiyken at.
Takibi resen yapılan bir suçla ilgili ihbarda bulunursanız, şikayetinizi geri çekseniz de işlemler devam eder. O nedenle buraya şikayet yaparken iki kez düşünün.
yapandan ortama sürenden allah razı olsun denen
halkın şikayetlerini yazdığı yer. iki günde üç
şikayet yaptım görsellerini aldım gereğini yaptım.
kötüye kullanılmayacak olsa iyi bir sistem... ama ulan askerde komutanını cimere şikayet varmış. oha dedim bürşş.

cimer şikayeti şurada herkesin başına gelebilecek bir şey. o yüzden her yazdığım ciddi veya siyasi girdide ayarımı ona göre yapıyorum çok şükür içim rahat. haybeden şikayet etmek de suç da...olur da şikayet eden olursa da hukukçu bir aileden geldiğim için yüzde bir milyon mahkemeye veririm zaten...

özet: tırsıyom ama korkmuyom.