boyalı kuş

konya'da en güzel rock parçalarına sahip rock kafe olmasına rağmen yakında türkiye sıralamasınada girmesi muhtemel rock kafe. * (çalışıyoruz)

ismini görünce orda geçirdiğim günlerin aklıma geldiği eskiden güzel olan kafe. gerçi en son geçen sene gitmiştim. şimdilerde de fena sayılmazmış. eski sahibi* çok cana yakındı. bahçesi falan yoktu bir zamanlar. vay be.

(bkz: the painted bird)

(bkz: jerzy kosinski)

bir de;

hem okudum çok,
hem de yazdım,
yapayalnızdım.

değişik renklere boyanıp salınıverildiğinde kendi türü tarafından parçalanıp öldürülmeye çalışılan kuştur.

bir iki kere tesadüfen gittiğim mekan. şöyle belirtelim boyalı kuş aslında apartmanın arka bahçesinden bozma güzel bir mekandır. *

okan bayulgen in boğaz köprüsünden atlayıp ölmeyen serdar taskın ı konuk ettiği sade vatandaş programında okan ın anlatmaya çalıştığı hayat felsefesi.

hayatı uçlarda yaşamamak gerektiği üzerine bir söylem. herkesten farklı olmanın genelde iyi bir şey olmadığını anlatırken kullandığı tabir. boyanıp gökyüzüne salınan kuşun diğer kuşlar tarafından parçalanıp öldürüldüğü tezini savunur.

okuduktan sonra insanlar bu kadar kötü olamaz diye bunalıma girdiğim ve herkese tavsiye edebileceğim bir kosinski kitabı.

içinde bolca vahşet ögeleri bulunan ama çok da güzel olan kitap. özellikle kitabın isminin bağlandığı yer mükemmeldir, insanın içine işler.

1) jerzy kosinski'nin başyapıtı sayılabilecek romanıdır. kendi yaşadıklarından da esinlenerek 2. dünya savaşı sırasında polonya'da bir çocuğun farklılıklarından ve nazi zulmünden ötürü yaşadığı dramı anlatır.
2) muhtemelen söz konusu romandan esinlenilmiş bir bulutsuzluk özlemi şarkısı.
3) yine muhtemelen söz konusu romandan esinlenilerek, aykırı ama renkli kişilikler için kullanılabilen benzetme deyimi.

çok güzel bir bulutsuzluk özlemi parçasıdır... batı müziği esas alınarak oluşturulmuş bu parçayı, herkesin dinlemesini öneririm.

stüdyo kaydı olan video linki bulamadım, kusura bakmayın. isteyen olursa mesaj atabilir, parça sizde bilin...**

2. dünya savaşı'nı tüm gerçekliği ile yaşayan yahudi yazar kosinski'nin çocukluk yıllarını anlattığı en güzel romanıdır.

farklı olanın çoğunluk tarafından kabul edilmediğini anlatır. ama hayatı herkes gibi yaşamak yerine en uçta yaşamayı yeğler. insanı (normal olan) ters-düz eder. anlatımı vahşi olmasına rağmen tavsiye ederim.

jerzy kosinski'nin 1965 yılında yazdığı roman. kitabın sonundaki anlatımıyla kosinski bu kitap yüzünden ölümle tehdit edilmekle kalmamış, yüz yüze de gelmiştir. kitap nazi iktidarı sırasında bir çocuğun hayatta kalma mücadelesini anlatır. önde çocuk arkada azrail, köyden köye sığınıp saklanarak sürer mücadele. kanımca en eğlenceli bölümü; başına gelenlerden dolayı tanrının kendisiyle bir problemi olduğunu düşünen çocuğun, çocukça bir saflıkla çıkış yolu olarak tanrının gözüne girmeyi denemesidir. boyalı kuş hem eğlenceli hem de yürek burkan bir kitaptır.

Boyalı Kuş'un manası şudur; bir kuş sürüden alınır, bir süre sürüden ayrı tutulur ve farklı renklere boyanarak tekrar sürünün içine salınır. Bu kuş aslında o sürünün parçasıdır ancak diğerlerinden farklı göründüğü için, kendi sürü arkadaşları tarafından öldürülür. Bu bir zaman sonra bir oyuna bile dönüşür çocuklar arasında. Her savaşın, her katliamın yavaş yavaş bir izlenceye, bir garip oyuna dönüşmesi gibi.

okunması tavsiye edilen kitap!

Icimi daraltarak devam eden kitap. Bu kadar dehset ve kan tarantino filmlerinde yok ulen.
Kuşlu bolumde yazilan 'bilgiler' hayal urunu mudur, merak ettim okurken. Yazara duydugum bir guvensizlik var, niye bilmiyorum ve atamiyorum.

saf cehalet ve vahşet bu kadar net anlatılamazdı.

okuduğum en iyi savaş kitaplarından biri.

--spoiler--
ailesinin, çocuğu "savaştan kurtarmak" amacıyla bir adama bırakması ve o adamın da ona başka bir aile bulmasıyla başlayan bir kitaptı. aslında aile, çocuğu kurtarmaya çalışırken onu savaşın içine itmişti. belki de çocuğun yaşadıklarının %1'ini bile yaşamamıştı ailesi. hayatta bir çocuğun görmemesi gereken şeyleri gören, yaşamaması gereken şeyleri yaşayan biriydi bu çocuk. kitabın sonuna kızdım aslında. tanıştığı iki askerin ona sovyetleri anlatışı, nazilerin "biz dünyayı kurtarıyoruz" demesi gibiydi. yine de okuduğuma pişman etmedi.
--spoiler--

https://www.youtube.com/watch?v=d1_Dh_jfwcQ

bulutsuzluk özlemi.