bugün

her gün olsa programı.
abartı yok, numara yok. şahane bir eğlence. izliyorum. biber yiyorlar.
.ok severek izliyorum da yapımcılara bir tavsiyemiz şu mide isyan anlarını makaslayın. programın eğlence kısmına gölge düşürüyor.
mehmet ali erbil yarışmalarını hatırlatan program, birkaç kez rtükten cezada aldı cinsi sapıklıktan ötürü(dansöze elletmeler felan), onlardan eksiği kalmadı.
aynı anda şov tvde taklidi türemiştir. yaparım bilirsin adıyla. şu an iki kanaldada aynı anda oynamaktalar.
show tv. de çakmasını yapıyorlar bu acun ılıcalının'nın programını asuman krause'nin sunmasına benziyor. kesinlikle sunucusunun sayesinde sevilen ve izlenen bir program. bir araba için insan bu kadar rezil duruma düşer mi diye düşünüyor insan.
milletin bir tane yiemediği biberlerin 21 ini ağzına tıkan bir yarışmacı var. yutmaya calışıyor. *
mercedes c serisi vererek kendini aşan program. bilseydim ben de katılırdım lan.
insanı evlilikten soğutur. O kadınların samimiyetsizliği nedir öyle yahu? Erkekler kadınlara ne kadar kaba davranıyor.* ilker Ayrık sanki ilk bölümler daha samimiydi.
karısını millete masturbasyon malzemesi yapan gavatları günyüzüne çıkarmış programdır.
topuklu ayakkabı oyununu tasvip etmediğim oyun.
hem tehlikeli hep anormal.
abazanların yeni mastürbasyon malzemesi tedarikçisi. haklılar ama.
o kadın neydi öyle lan! Şaka güzeldi ama.
oha kari yirtti kendini kazanamasaydin keske o arabayi. bu araba hepimizin ne la yalanci pislik.
katılmak için şahıs ararken ''arabayı nasıl bölüşeceğiz?'' sorusuyla karşılaştığım program
son final oyunlarıyla özellikle kaybedenler üzerinde büyük travma yaratan yarışma

ilk bölümlerde; biz güçsüz müyüz de çekemedik
sonraki bölümlerde: biz akılsız mıyız da bir kişi daha sığdıramadık
son bölümler de: biz beceriksiz miyiz de penaltıyı atamadık.

kaybeden çiftler üzerinde hakikaten büyük travma yaratır. hele hele dün geceki kaybeden hatunun üzüntüsünü görünce buna kanaat getirdim: "kaybettiğime değil bir tane bile penaltı atamadığıma yanıyorum" deyişi bunu gösteriyor, öbür hemcinsi rakibesi boyuna atarken o atamadı, sonuçta kendini kötü hissetti. bir de kazanan rakibesinin sevinci abartması, kendini yerlerden yerlere atması da tuz biber oldu kızcağızın üzerinde (eşi olan adam o kadar sevinmedi düşün), kardeşim sevin ama edepli sevin öbür tarafta kaybeden var onu da düşün, eve gidince kendini yerlere mi atacaksın, bağırıp çağıracak mısın ne yaparsan yap, ama nerdeee o ince düşünce, zaten o sevinci o kadar abarttı ki, o arabanın başına gelecek var söyleyeyim, hep öyle olur çünkü...

ya final kısmını kaldırsınlar, normal oyunlarda (ki normal oyunları da psikolojik travma yaratır gerçi ama son kısım kadar değil) en çok puanı toplayan götürsün arabayı veya yarışmayı komple yayından kaldırsınlar, böyle olmaz.
bugünkü bölümünde ülkem kadınları hakkında ilginç tespitler yaptığım yarışma programı.
3 Türk 1 Rus yarışmacı var, ön planda erkeklere saniye soruyorlar, arkada ki ülkem kadınları devamlı konuşuyor bıdı bıdı bıdı 2 dakika susmak yok, Rus yarışmacı nadiren veya hiç konuşmuyor. Buna istinaden şunu söylemeliyim ki erkeklerin işi zor özellikle bu ülkede çok zor!
salt bir televizyon programı olduğunu düşünmek zor tıpkı diğerleri gibi.

sonunda ödül olarak sunulan araba, programda meta mahiyetine dönüşen tek şey değil. normal olarak bir gruba asla yaptırılamayacak sözde sorumluluklar, yine o insanlar tarafından benliklerini terk edercesine sergilenmektedir. aile olgusunun gelenekselleştirilen değerlerinin, mal uğruna ayaklar altına alınması ve kişilerin türlü aşamalarla yapılarından farklı şekillere bürünmesi, nihayetinde hayati önem taşıyan arabaya yönelik gösterilen zoraki çabadan başka, televizyon ekranının içinde maymunlaşan insanların görüntüsünden başka bir şey değildir.

toplum üyelerini köleleştirme adına antrene eden, mal için infial yaratan aktörlere bürünmelerine vesile olan yoğun kapitalist dinamitler ile katılımcıları maddi haz peşinde koşturmaya yatkın yapıya büründüren bu tür programların gözden geçirilmesi gerekir. ancak oluşturulmak istenenin tam olarak bundan ibaret olması, kelamların laf ü güzaf olmasından öte bir anlam taşımayacaktır.
Sunucusunun saclarini o garip seklinden ne zaman kurtaracagini merak ettigim program.
yarışmacıların genelde cast ajanslarından seçildiği söylenen yarışmadır.
yarışmacıları ajanslardan gelen elemanlar olduğu kesindir. gerçek çiftlerde çıkıyordur mutlaka ancak türk insanına her yayınlandığı bölümde '' sen aptalsın'' diyen bir akasya durağı vardı, bir de bu.
izlemeyin kardeşim, izlemeyin. ha oraya çıkan baldırı çıplak kadınlar için izleyecekseniz ne ala.
son zamanlarda çiftlerden birini orta yaş ve üstü gruptan seçen yarışma.
Toplumumuza günlük hayatta erkeklerin bulaşık yıkayamayacağını, kadınlarımızın ise araba kullanamayacağını aşılayan yarışma.
herkes tarafından neden sevildiğini anlamadığım program.
para için adamların topuklu ayakkabıyla koştuğu, adamlar dansözün orasına burasına para sokuştururken eşlerinin alkış tuttuğu bir yarışma.
katılanlara acıyorum, para için insan kendini bu kadar rezil etmemeli.
bir de kazanamayınca ağlayanlar var, evladını aldın sanki elinden, yazık.
tesadüfen final bölümüne denk geldiğim, saniye ve ersan adlı yarışan iki yarışmacıdan ersan'a tavsiyem, saniye'yi bırak. o kızdan sana hayır gelmez.
bugün yarışan, saniye ve ersan'ın strateji geliştirme yeteneklerine hayran olmamak elde değil. bakın şöyle; 3 yarışmacı var, saniye ve ersan finali garantilemiş 2. finalisti bunlar arkadaşlar seçiyor, 2 çift karşılarında, çiftlerden biri genç diğeri yaşlı neyse efenim bunlar genç olanı seçiyor neden bunları seçtiniz sorusuna; stratejik davrandık genç olanı seçtik diyor, ulan denyo madem strateji geliştiriyosun yaşlı olanı seç senin gösterebileceğin performansın yarısını gösterecek potansiyeldeki yaşlıyı seçmiyorsunda senle aynı performansı gösterecek hatta arabayı kıskıvrak kapıp götürecek adamı seçiyosun? sonra arabayı kaybedince saniye ablamızın biz seçtik bunlarııı diye ağlamasıda hepten tamamladı olayı...