bugün

bir mustafa altıoklar filmi. 7 kişilik oyuncu kadrosu ve toplam 3 ayrı banyoda geçen bir biriyle bağlantılı, kimi zamanda eş zamanlı hikayesiyle başarılı bir film.
Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm.
Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi.
saçı kırmızıya boyalı insanın,küveti kanı andıran kırmızıya boyaması işlemidir.
fantastik bi mekan.Herşey yapılabiliyo.Kullanışlı da ayrıca.
film üç ayrı banyoda çekilsede 1 mekanda ve 7 oyuncuyla nasıl film çekilebileceğini gösteren, 2005 yılı komedi/erotik olan mustafa altıoklar filmidir.
basrollerin de selcuk yöntem ve demet evgar'ın oynadıgı bir film.
değeri uzak kalınca* anlaşılan evin en gerekli bölümü.

(bkz: banyoda sıra beklemek)
(bkz: banyonun pis olması)
mustafa altıoklar'dan nefret etmek istenilmiyorsa izlenmemesi gereken film.
(bkz: süreyyâ değil süreyya salakçım)
seray sever'in göğüslerinin damgasını vurduğu film.
italyanca kökenli bir kelimedir. arapçası hamam, öz türkçesi yunaktır.
türü,söylendigi gibi erotik komedi degil olsa olsa erotik kabus olabilicek yeni dönem türk filmi.demet evgarin da muhtesem oyunuculugunu sergiledigi ilk sinema filmi (bkz: beyzanin kadinlari)
ömrü hayatım boyunca izlemiş olduğum en kötü film. içeriği kimin eli kimin vucudunun belli bir lokasyonunda olduğu belli olmayan çiftlerin ve bir abaza röntgenci öğrencinin hazin sonudur. Film kısaca zaman kaybıdır.
fotoğrafçılıkta filmi negatife dönüstürme işlemi..

(bkz: film banyosu)
evlerde yıkanma amacıyla ayrılmış alanlardır. kimisinde küvet varken kimisinde de duşakabin dediğimiz kabinler bulunur.
aile hayatı süren biri için mastürbasyonun en rahat yapıldığı yer.
duş yeri.
türk sinemasındaki nadir kapalı mekan denemelerinden biri. seray severi başarılı bulmayı çok hazmedemesem de hiç fena değildi ancak filmin vurucu karakterleri janset ve burak sergen denebilir. esprili bir finali olsa da diğer oyuncuların abartılı oyunları ve filmin genelinin sıkıcı olması gerçeğini değiştirmemiş.
(bkz: banyo yapmak)
mustafa altıokların yönetmenliği yaptığı, saçmasapan bir senaryosu olan, vasat bir film. takdire şayan bir finale sahip. bitiş sahnesini hala çözebilmiş değilim. filmin sonunda banyoda kilitli kalan hatunlar kavga ederken gaz borusu patlıyor, baygınlık geçirip biri diğerinin eline (topuklu ayakkabısıyla) basıyor ve sonrasında ölüyorlar. her sahnede gözümüze sokulan, sonuna kadar açık koskoca bir pencere varken nasıl oluyor da gazdan boğulabiliyorlar anlamadım. anlayan beri gelsin..
seray sever'in sivri topuklarıyla janset'in elini deldiği bir sahnesi bulunan, acayip film(?). aklımda neler kalmış; kadın memedir ve çamaşır makinelerinin önemi. bir de tabii, birbirlerinin gözünün önünde klozete oturup gayet rahat işeyebilen çiftler. ilginçti.
gereksiz filmler serisinden. film de değil aslında, tiyatronun evrilmişi ama gereksizliği sabit olan bir şey.
ozellikle yaz aylarinda, gidilen herhangi bir yerde bulunamazsa, hatta birkac saat gec bile bulunsa insanin komaya girmesini an meselesi haline getiren mahrem mekandir. kisi, bedeniyle basbasa kalir; kendisine dokunmayi bir an bile yadirgamaz; bu masumiyet ve dogalligin da etkisiyle porno filmlerin ya da filmlerin erotik bolumlerinin populer mekanlarindan biridir..
küçükken haftada bir duş aldığımız yerdir. büyüdükten sonra yavaş yavaş haftada 2,3,4 olur ve gençlik çağında haftada 7 güne çıkar.