bugün

aşkın yanılsamasından yorulmak ve gerçeklerle yüzleşmek anlamını taşır. anlaşılamadığınız zamanların bileşkesidir.
siz güvensizlik nedir bilir misiniz? şimdi bileceksiniz iyi dinleyin.
birisi size hep gerçekleri söylediğinizi söylüyorsa ve buna rağmen bundan rahatsız olduğunu, bunun yanlış bir şey olduğunu ve bundan ürktüğünü söylüyorsa emin olun güvendiğiniz dağlara kar yağmıştır. geçmiş olsun.
şimdi ben artık gönül yorgunuyum. hiç bir şey ve hiç bir yaşanmışlık bana geçmişin mazereti, yeni bir aşkın çaresizliği veya umudu olamaz. gerçekçilik dediğimiz şey bir ekmektir yenir ve karın doyurulur. her ne olursa olsun aşk henüz filizken yeşil amansız önyargılı bir devin ayakları altında eziliyorsa kusura bakmayın burada iyi niyetten söz edilemez. o yüzden iyi niyetlerimi aşk ağacına astım ve kökünü dinamitledim. dallar ve kökler ayrı ayrı uçurumdan aşağı süzülürken ben sadece izlemekteyim. yüzümde bir tebessüm...
+ ahh gerçek aşk nerdesin!
şuan içinde olduğum durumdur. galiba sevmek değilde sadece sevilmek istiyorum.
Yorulmak değilde sıkılmak.
dolayısıyla hissizleşmektir efendim. (bkz: duygusuz olmak)
aşksızlıktan yorulmaktır o.
aşktan yorulunmaz, sizi asıl yoran karşınızdakidir. herkes aşkın hep ya en kötü tarafını ya da en iyi tarafını yaşıyor. yok mu bunun rolantisi? elbet var. cok mutluyken de insan yoruluyor emin olun. cok mutsuzken de yoruluyor. keske insanlar ilk bastan direk evlenecekleri kisiyle tanışsa ve böylece hakkında yanildigimiz kisiler de ortadan kaybolsa, hayatımıza hiç girmemiş olsa.

(bkz: keşke)
Yanlış kişilerden yorulmaktır o. Yirmidede bıkarsın kırktada karşında doğru kişi olmayınca.
Aşktan yorulunur mu hiç? En yorgun anda insana destek olan duygudur aşk. Yoran şey karşılıksız aşktır. masalımsı bir aşktan sonra karşılığın kesilmesi ise, yormaz öldürür adamı.
aşk yorar tabiki yormasaydı kolay basit olsaydı bu kadar zevk verir miydi? önemli olan karşındakine olan aşkının yorgunluğuna bile boynunun kıldan ince olması değil midir? işte aşk o zaman aşk...