bugün

atalet; ilk olarak eylemsizlik, harekete geçmeme durumudur. halbuki nasıl yapılacağını bilir o kişi ama kıçını kaldırıpta yapmaz, böyle boktan bir şeydir bu meret.

geniş anlamda atalet; hayatı yarım elle tutanların içinde bulunduğu durumdur. atalete sahip olan insanlar bas baya tembeldir. keza çok rahattırlar, hayatı pek siklemezler, son raddeye gelene kadar bir işi erteleme düşüncesine sahiptir, sorumluluk sahibi bir insanın atalete sahip olma gibi bir durumu asla olmaz. atalete sahip insanlar; bugünün işini daima yarına bırakan insanlardır, bir nevi garfield yaşam tarzını benimsemişlerdir.

bir başka değişle, ataletli insanlar; hayatı uyuşukluk ve uykusuzluk arasında yaşarlar. yapacak gücü vardır ama kalkıpta yapmaz, hep erteler ama asla yapmaz.

yapmaz da yapmaz amına koyim, böyle sikimsonik bir lanet bu.
bir şeyi ne şekilde ve nasıl yapılması gerektiğini bilmek ama bunu eylememe dökememe durumudur. bu konuda Münin Sekman adlı kişisel gelişim uzmanı bir yazarımızın '' Kişisel Ataleti Yenmek '' adı kitabu mevcuttur okumanızı tavsiye ediyorum.
birşeyin yapılması gerektiği ortadadır, istek de vardır. ama bir türlü eyleme geçilemez. işte buna atalet denir.
ataleti yenmek istersiniz ama ataletiniz olduğu için yapamazsınız. -ataleti yenmek için ataleti yenmek- * öyle yapışır kalır üzerinize.
arapça bir şey, hiç kullanmadığım için mutlu olduğum kelimelerden biri.
insanda bulunan ön yargılar, fobiler ve geçmişte yaşanmış başarısız tecrübelerden dolayı oluşabilecek durumdur. nasılsa daha önce yaptım olmadı şimdi yine yapmanın anlamı yok diye düşünür halbuki zamanla birlikte kendisi de değişmiştir belki başaracaktır bu sefer ama bu atalet yani yılgınlık hali onu bu işten kaçındırır.
Maddelerin hareket ve durumunu koruma eğilimi.
insanlar içinse psikolojiktir. ne istediğimizi ne yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde hiçbirşey yapmamayı seçeriz. öncelikle bu duruma insanın neden sürüklendiğini bulması gerekmektedir.
(bkz: öğrenilmiş çaresizlik) çağın önemli sorunlarından birisidir.
teknik anlamda eylemsizlik, durağanlık, hareketsizlik demektir. Gündelik dilde tembellik, ağırkanlılık, yılgınlık, yavaşlık, hantallık gibi kelimelerle ifade edilir. Ataletliler, hayatı ağır çekim filmlerdeki gibi yaşay an insanlardır! Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, yumurta kapıya gelmeden harekete geçmemek gibi deyimler ataletliler için sık kullanılır. bazıları hayalperest bir felçli gibidir. Ataletli insanlar bir araya gelerek ataletli kurumları, ataletli kurumlar da ataletli toplumları oluşturur. Mesela bir devlet dairesine gittiğinizde gördükleriniz, genellikle ataletli bir kurumun resmi gösterisidir. Atalet sadece iş hayatını değil aşk hayatını da etkiler. kimilerine göre zamandır aşkı atalete düşüren, kimilerine göre evlilik, kimilerine göreyse tarafların özensizliği. Bence ilgisizlik ve özensizlik. Karşı tarafı nasılsa tavladık diye düşünüp rehavete kapılmak.

Atalet örnekleri:
1. Yabancı dil öğrenememek.
2. Spor yapamamak.
3. Sigarayı bırakamamak.
4. Fazla kilolardan kurtulamamak.
5. Düzenli kitap okuyamamak.
6. Aileye yeterince zaman ayıramamak.
7. Para biriktirememek.
8. Tv’yi/bilgisayarı kapatamamak.
9. Yaptığı planlara uyamamak.
10. Ders çalışamamak.

Ne tür atalet türüne sahip olursak olalım, atalet haline yaşamanın büyük bir maliyeti vardır. Çünkü cehalet, gafleti, gaflet ataleti, atalet sefaleti, sefalet felaketi, felaket ise esareti getirir. Atatürk de bu konuda yorum yapmıştır.

“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar. Ataleti yenmek ve amacına ulaşmak ilk adımı atmakla mümkündür. Ataleti yenmek ilk adımı attırır, zeka, eğitim ve kararlılık ise devamını getirir.
ataleti yenmek için mümin sekman'ın "kişisel ataleti yenmek" adlı kitabını okuyabilirsiniz. ben okudum ve çok faydalı buldum. özellikle, öss gibi önemli sınavlara girecek ya da önemli bir mücadele verecek olanlara tavsiye ederim. tabi başka kişisel gelişim kitapları da var, onlar da faydalı olabilir.

özetle, çalışmanın sigara içmek gibi bir alışkanlık olduğunu söylüyor. en zor olansa çalışmaya başlamak ya da çalışmaya oturmak. her gün "just do it" diyerek çalışmaya başlamamızı öğütlüyor. ama, tabi kitabın tamamını okumak da fayda var.
--spoiler--

tdk:

atalet
isim (ata:let) eskimiş
1. isim Tembellik
"Sabah ataletiyle gezinerek kirli karyolasından sıyrıldı." - H. R. Gürpınar
2. işsizlik, işsiz kalma
3. işlemezlik
4. fizik Süredurum
--spoiler--

(bkz: kaybedilmiş gençlik)
bireyi bir virüs gibi içten içe saran duygu.

atalete kapılmak bireyin hayat kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur.
uzun süre boş ve amaçsız yaşamaktan sonra görülen sendrom.işemeye bile üşendirir insanı.lan şimdi şu yataga bi tesisat sistemi kursam direk burdan işesem diye düşünceler geçse de beyinden, işemeye üşenen insanın bu düşüncesinin sadece düşüncede kalması gibi bi döngüdür atalet.
beni hedeflerimden alıkoyan, amaçsız ve boş günler geçirmeme sebep olan şey.

hareket etmek önemli, harekete geçebilmek... sonrasının geleceğini hissetmene rağmen seni olduğun yere bağlayan şeyler varsa eğer unutma kaybolan zaman senin zamanın.
şu sıralar içinde bulunduğum durum. oysa yapmam gereken çok iş var. bir türlü harekete geçemiyorum. sürekli müzik dinliyorum. bu durumdan nefret ediyorum ama pençesine düştüm. tavsiyelere açığım.
Tembellik, eylemsizlik, üşenme halidir. Malesef son zamanlarda beni içine hızla çeken, kurtulmak istediğim, yapmam gerekenleri ihmal ettiren durumdur.
başarının yolları bilindiği halde bu yola girmeme hali, durağanlık, tembellik.
gönüllü avarelik.
bireysel bir karar veya duygu durumu gibi algılansa da aslında toplumsal bir sorundur. toplumun geneli atalet halinde ise bireylerin aynı ruh haline bürünmemesi imkansızdır. toplumların bu hale gelmesinde ise yanlış inançlar ve kültürler vardır. yara derindir, tedavisi zordur.
Fizikte , devinmekte olan ya da durağan durumdaki bir cismin içinde bulunduğu durumun sürüp gitmesi, devimden devimsizliğe ya da devimsizlikten devime kendi başına geçememesi özelliği.
eylemsizlik, durağanlık, öylece kalakalmak. bir nevi tembelliktir, kişiyi bulunduğu yerde saymaya maruz kılan yegane faktör, hayatın sillesi. bu illete düşmüş ama kurtulma çabası içerisinde olan biri ilk ne istediğini, sonra istediği tetikleyicisine nasıl ulaşacağını bilmelidir. gerisi azim, gayret ve ihtirastan ibaret.