bugün

entry'ler (177)

chplilerin seçim sonrası klişe sözleri

türk milletinin %60'ı aptaldır (aziz nesin)
makarna, kömüre oylarını satıyor koyunlar (madem o kadar kolay siz neden o oyları almayı bile beceremiyorsunuz)
biz aslında başarılıyız, oylarımız arttı (matematiğinizi seveyim sizin)
bu ülkeden gitmek istiyorum, burda yaşanmaz artık (tutan var sanki)
oy için IQ testi yapılsın (zamanında aysun kayacı demişti dağdaki çobanla benim oyum bik bik bik diye, geldiniz hatunun lafına)
yüzde elliden az bir kesimi temsil ediyorsunuz.
vs vs vs

ben bu yazıyı 16 yaşındaki halime yazdım

Bok vardı da böyle idealist takıldın. 10 yıl geçti üstünden hala çalışıyorsun. Sana yazacak pek bir şeyim yok o nedenle, zaten zamanım da yok çalışmam lazım.
Son bir şey: Allah belanı versin! (neyse neyse vermesin:))

didi teyzeyi yokuştan aşağı yuvarlamak

cezayı da birlikte yuvarlayacaksanız bir tekme de benden gelsin dediğim kampanyadır.

iftardan sonra içilen ilk sigara

içmeyin şu boku. ona buna çatıyorsunuz sonra da oruç tuttuk diyorsunuz.

rüyamda seni gördüm yalanı

biraz önce eski sevgilimin söylediği yalandır. yıllar geçmiş üstünden hala mı amk dedim (içimden tabi ki) .

al ömrümü

insanı dağıtan şarkı. böyle sevemedikten sonra sever gibi yapmanın bir anlamı yok zaten.

al ömrümü,
koy ömrünün üstüne.

ruhunu şeytana satmak

(bkz: supernatural) adlı dizide bol bol gördüğümüz şeytanla anlaşma durumu.

mihriban

babamın ben küçükken ara sıra söylediği, o zamandan sözleri beynime çakılıp kalan ama yaş aldıkça her bir kelimesi daha çok vuran türkü. Abdurrahim karakoç'un aşkı insanüstü hislerle kaleme döktüğü, şimdi yaşananlara aşk demeye utandıran şiiri.

gıda mühendisliği

malesef kalitenin gittikçe düştüğü bölümdür. odtü gibi bir üniversite bile bu yıl 55binlerle aldı öğrenci. bir gıda mühendisi olarak ve yüksek lisans yaptığım okulda girdiğim derslerde gördüğüm kadarıyla ögrenciler bölüme boş giriyor ve bomboş çıkıyor. bırakın termodinamik, akışkanlar mekaniği gibi mühendislik derslerini öğrenciler basıncın ne olduğunu açıklayamıyor, gıda derslerine de hakim değiller. amip gibi çoğalarak bölüm sayısının artmasına bakmayın artık sektör fazla fazla doydu mühendise. devlet kadroları ziraat mühendislerine ve veteriner hekimlere peşkeş çekilip bizim odalarımız susarken daha da kötüye gidecektir.bir de küçük bir not: üniversite hocalarının da umrunda değil artık özel sektör ve bakanlık. salla başı al maaşını durumundalar çünkü.

hiçbir şey olamayanların genelde mühendis olması

Mühendis bile olamayanların bok atmasıdır. bütün eğitim sistemini düzelttiniz de geriye mühendislik eğitimi kaldı.

sözlük yazarlarının aldığı iltifatlar

ölünce beni yanağındaki gamzene gömsünler.
herhalde en yaratıcısı buydu.
mezar yeri sanki. tövbe yarabbim.

ünzile

kadınlara, kundaktan itibaren reva görülen hayatın en acı taraflarını anlatan şarkı. her bir cümlesi birbirinden anlamlıdır.
ama bir yeri var ki beni çok başka etkiliyor:

korkar durur gitmez
köyün en son çitine
inanır o sınırda
dünyanın bittiğine

dönebileceği bir baba ocağı olmayan bir kadın... herhalde en acısı budur.

kitap okurken bazı yerlerin altını çizmek

kiminin sevdiği, kiminin eleştirdiğidir.
ben çizerim, ama öyle karalarcasına değil. hissettiğim bir duyguyu, bulduğum bir güzelliği sonra yine hissedebilmek için çizerim. Kitabın kapağını bir zaman sonra kaldırdığımda aynı şeyleri hissedebilmek güzeldir.
Ama sırf bu yüzden bir başkası ile paylaşmam kitaplarımı. çünkü eğer o cümleleri okursa içimi, ruhumu okuyacakmış gibi gelir.

bu yıl noel kutlamıyoruz kampanyası

noel kutluyor muyduk sanki?

can alıcı şiir dizeleri

sana zorsa yanmaya razıyım,
kolaysa affı esirgeme.
(zarifoğlu)

5 aralık dünya mühendisler günü

bi günümüz bari var çok şükür. kutlu olsun.

çok kitap okuyan kadınların genelde yalnız olması

beklentilerini arttıran kitap kahramanlarını gerçek hayatta bulamamalarından kaynaklanan durumdur zannımca.
zaman değişti çünkü. dostluklar yalnız birlikte eğlenme üzerine kurulmaya başladı. oturup hissettiklerini konuşabileceğin insan sayısı bir elin parmakları etmez. aşk desen kuru bir hevesten ibaret. elde edilince bütün büyüsü kaybolup giden bir duygu haline geldi. yalnız olmak, bu asaletten yoksun heveslerden daha onurlu bir hale geldi bu yüzden.

herkez

bir de (bkz: domatez) diyeni var ki bu modellerin. oksijen israfı vallahi.

kadına şiddet

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/207996.aspx

Bir gün de böyle bir haber duymasın kulaklarımız.
Kadın 28 yaşında ve 6 çocuk sahibi! Babası tarafından 14 yaşında evlendirilmiş, evlilik hayatı boyunca dayak yemiş, yetmemiş adam başka bir kadınla yaşamak istemiş, kadın kabul etmeyince işte sonuç. Bir kere şu evden uzaklaştırma cezasını falan geçeceksiniz arkadaşım. 3 ay uzaklaştırma kararı veriliyor diye sanıyor musunuz ki kadın huzura kavuşuyor. Aksine bu cezaya sebep olduğu için katlanarak devam ediyor işkence. Kadın yalnız, kadın güçsüz. Çünkü kırık kolu kanadı. Başı sıkıştığında dönebileceği bir baba evi yok çünkü gelinliğinle çıktın kefeninle girersin gibi yoz bir düşünce yapısı var toplumun. Fotoğraflara iyi bakın, gördüğünüz 28 yaşında gencecik bir kadın mı? 6 çocuk yuvada, kadın hastanede, baba denen yaratık cezaevinde . Yatar 3-5 ay çıkar. Sonrası malum.

barbie bebeğin saçını kesmek

yalnız olmadığımı görüp sevindiren başlık. mal gibi uzar nasıl olsa diye düşünüp, şöyle biraz kısa kullansın, değişiklik olsun diyerek saçını kesmiştim 5 yaşındayken. evdeki şampuanlarla yıkardım üstelik saçlarını. hala evin bir yerlerinde durur, her gördüğümde gülümsetir beni.