bugün

"...Bu hayatta sağlam, daimi bağlılıkların neden var olmadığına dair üzüntü duymaya başladı..."

(Üç Yıl, Anton Çehov, s.96)
vanya dayı adlı tiyatro oyunu güzeldir. Çiftlikte yaşanan bir grup insanların yaşantısını anlatıyor. Herkesin kendinden bir şey bulacağı bir baş yapıt. Biraz acı biraz tatlı. Müzikal versiyonu olanı güzel.
der ki,
iki mükemmel insan asla beraber olamaz.
mükemmel kadın ilk seferde asla kabul etmez, mükemmel erkek ikinci şansı vermez.

hadddi bakiiim.
En tehlikeli insan tipi; az anlayıp , çok inanandır...

Evet efendim. Evlenmek için vakit hiçbir zaman geç değildir. Ben kırk sekiz yaşında evlendim. Geç kaldığımı söylüyorlardı, ama sonra anlaşıldı gerçek: Ne geç kalmıştım, ne de acele etmiştim. Hiç evlenmemem gerekirmiş..

gibi veciz sözleri olan düşünür, yazar...

ikinci sözü evlilik adlı oyununda geçer... devamı daha da efsanedir...
insan inandığıdır sözü ile derin düşünsel ufuklara yelken açmamıza olanak vermiş, eğer inandığım şey isem inancımı değiştirdiğim takdirde ben de değişir miyim türünden sorgusal yaklaşımlarla benlik üzerinde uçsuz bucaksız şüphelere sebebiyet veren bilge kişi.
birileri sizin arkanızdan konuşuyorsa muhtemelen onların önündesinizdir.
''Hayatı idrak etmeye çabalayan özgür ve derin düşünce, saçma dünyevi kaygıları tamamıyla hor görme; işte bu iki şey, insanın daha yükseğini göremeyeceği iki lütuftur.''
Altıncı koğuş'tan..

Yine "insan inandığıdır.." sözü düşündürür.
“ mükemmel zaferlerimi değil büyük yenilgilerden nasıl sağ çıktığımı size anlatabilirim “ gibi değerli bir sözle hayata dair en doğru nitelemelerden birini yapmış rus edebiyatçı.
bunun tarzına uyuz oluyorum. s.k gibi bırakıyor okuyanı hikaye sonunda.