bugün

Ürpertici bir hareketlilik anlayışı ve davranış kalıbı eserlerine yansımaktadır.
"Sözler gerçek güzelliklerini güzelliği boş verince kazanır; kişi hiç bir zaman kendini unuttuğu sıradaki kadar göstermez varlığını. Kendini düşünen kendini engeller. Hiçbir zaman, güzel olduğunu unuttuğu zamanki kadar hayran kalmam güzelliğe."

Bu muhteşem tespitlerin sahibi yazar.
isabelle adli kitabı ile aşka inanmamı sağlayan yazar.
andré gide, yeni nimetler:

gülünç düşme korkusu en kötü korkaklıkları­mıza yol açar. ne kadar körpe heves alabildiğine yiğit buluyordu kendim, ama kanılarına şu “ham hayal” damgası bastırılınca, aklı başında insanlar­ca hayalci görülmek korkusuna kapılınca birdenbi­re sönüverdiler.

ı̇nsanlığın bütün ilerlemelerini ger­çekleştirilmiş ham hayallere borçlu değildik sanki.

sanki yarının gerçeği dünün ve bugünün ham haya­linden doğmıyacak - gelecek geçmişin tekrarı olma­yı kabullenirse, yaşama sevincinden iz bile kalmaz içimde.

evet, mümkün bir ilerleme fikri olmadı mı, hayatın hiç bir değeri kalmaz benim için. dar kapı’mda alissa’ya söylettirdiğim sözleri şimdi kendi­me mal ediyorum:

“ne kadar mutlu olursa olsun, ilerlemeden yok­sun bir durum istemiyorum... ilerleyici olmayan bir sevince hiç bir değer vermiyorum.”
‘’Yaşam, çok zalim bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra ders verir.’’
açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.

yükümüz ne kadar ağır ve zahmetli olursa, ruhumuzu o oranda eğitir ve yüceltir.

/andre gide

ideolojik olarak kendisine yakın olmasanız bile, sizi bir yerde yakalıyor eserlerinde Andre Gide...

okuyun ve tanıyın!
ahmet hamdi tanpınar beş şehir'de gide'nin istanbul'u anlatırken pier lotti'nin beğendiğini beğenmeme çabasıyla yerin dibine geçirdiğini bursa'da ise çok yumuşadığını, sebebinin de yeşil olduğunu yazar. ayrıca tanpınar a göre yeşil'i en güzel anlatan yazardır. bence kendisine haksızlık eder ki, ileriye adım atarken geriye atılan bir bakış...
"Hakikat Tanrı'nındır, düşünce insanın. insana değer verense hakikat arayışıdır."
falan kitabı okudum, okuduktan sonra kapattım, sonra kitaplığımın rafına koydum.ama bu kitapta unutamayacağım bir söz vardı.bu söz içimde o kadar derinlere indi ki, artık onu içimden ayırt edemiyorum.artık ben, onu bilmeden önceki adam değilim.bu sözü, okuduğum kitabı unutsam, onu okumuş olduğumu bile unutsam, ya da ancak şöyle bir hatırlasam ne çıkar?ben artık onu okumadan önceki adam olamam.
Bugün doğum günü olan, gelmiş geçmiş en iyi FRANSIZ yazarlardan birisidir kendisi.

Dar kapı eseri mutlaka okunmalıdır.
fazla özgürlüğün sanatı öldüreceği konusunda beni tavlayan yazardır.
''Büyük sanatçı, güçlüğün coşturduğu, engeli kendisine sıçrama tahtası yapan adamdır. Derler ki Michalengelo'yu Musa'nın ellerine toplu bir hareket vermeye zorlayan, mermersizlik olmuştur. Sahnede, hep birden kullanılacak ses perdelerinin sayılı oluşudur ki, Eschyle'i, Kafkas dağlarında zincire vurulan Prometheus'un susuşunu icat etmek zorunda bırakmıştır. Eski Yunanlılarda saza bir tel ekleyen adam şiddetle cezalandırılırdı. Sanat baskıdan doğar, döğüşle yaşar, hürlükten ölür.''
ısabelle kitabının yazarı, fransız yazar.
kalpazanlar adlı muhteşem eserin fransız yazarıdır.

'' boyun eğmeyenler dünyanın tuzu biberidir, onlar tanrının karşısındaki sorumlulardır.'' sözü ona aittir.
dünya nimetleri ve yeni nimetler isimli eserin sahibi sanatçı ama insan... Şöyle der aynı kitabın bir yerinde;

“Ne kadar süreceksiniz, bekleyişler? Siz bitince yaşanacak kadar bir şey kalacak mı bize? -Bekleyişler! Neyin bekleyişleri diye haykırırdım. Bize bizden doğmayacak ne gelebilirdi ki?”
"Vatan bir kaç dosttan ibarettir" demiş tapılası insan. ömrünü sosyalizme adamış sosyalist eserler vermiş ama Komünist Rusya'ya gidip büyük bir hayal kırıkligiyla geri dönmüş ve aldatan put isimli eserinde hayal kırıklıklarını anlatmıştır (Aydın geçinen sol-toplumcu zevata şiddetle önerilir) ve sonra o her şeyin özeti olan hak sözünü sözünü söylemiştir; "vatan bir kaç dosttan ibarettir"
andre gide ''ayrı yol'' isimli kitabında, insanların eserlerini hangi ruh halindeyken verebileceğini çok güzel açıklamıştır;

''insanların en güzel eslerleri acılı eserler olmuştur hep. mutluluğu nasıl bir hikayesi olabilir ki? mutluluğu hazırlayan, sonra da yıkan şeylerden başka hiç bir şey anlatılmaz.''
nobel ödüllü fransız yazar, ölümünün bir gün sonrasında yakın arkadaşına kendisinden bir telgraf gelmiştir. telgrafta şu yazmaktadır;

-cehennem yok, rahat ol ve claudel'e haber ver.

imza: andre gide
Kendisi ile ilgili bir yazı:

http://www.eskimeyenkitap...skin-adi-isabelle_26.html
"Tanrım, çok iyi biliyorsun ki seni sevmek için ona ihtiyacım var."
--spoiler--
kendilerini tek başına kalmış bulmaktan korkan insanlar, kendilerini hiç bulamazlar.
--spoiler--
iyi bir yazar.

"doğum oranı çok yüksek olan bir ulustan, insan hayatına önem vermesi, aynı biçimde her kişiye saygı göstermesi beklenemez"
andre gide

"en az 3 çocuk yapın. 3 çoçuk milli beka meselesidir. bu işin bilimsel bir alt yapısı da var. nüfus azaltılarak zengin olunmaz."
tayyip erdoğan
"Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez."
--spoiler--
Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.
--spoiler--

--spoiler--
Arkadaş,insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı.Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini.
--spoiler--

--spoiler--
ihtişam baktığın şeyde değil bakışında olmalı.
--spoiler--

--spoiler--
Yükümüz ne kadar ağır ve zahmetli olursa, ruhumuzu o oranda eğitir ve yüceltir.
--spoiler--

chopin üzerine yaptığı çalışma ile chopin'in ruhunun daha derinden anlaşılmasını sağlayan özel ruhtur.

http://www.soykudergi.com...zerine-notlar-andre-gide/
adam görmeden tanıyormuş beni. "Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir" demiş. e pes yani...
"Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaretin yoksa asla okyanus geçemezsin!" sözüyle seçim aşamasında olan tüm insanlara ilham veren fransız yazar.