bugün

artık sabırların iyice taşmasına neden olmaktadır. yahu ne var kardeşim, o koltuğa japon tutkalı mı döküldü lan sen istifa et, bırak o koltuğu ben sana ceylan derisinden koltuk alayım.
(bkz: 9999 in 1)

türlü türlü oyunlar içeren başkanlıktan yüzsüzlük edip istifa etmemesidir. kim bilir daha neler çıkacak?
alenen yüzsüzlüktür.bi kurum daha ne kadar rezil olabilir ki istifa etmesi için?
bülent arınç bile istifa et demişken etmemişse bu saatten sonra anca rüyamızda görürüz o istifayı.
fazla sinirlendirmez. adamın surat çok saf. ne yapsa gülesim geliyor. tam eline vur ekmeğini al tipi var, tokat atsa diğer yanağı dönerim.
öss falan, unuttuk o işleri bu yüzden de sinirlenmemiş olabilirim.
ama dikkatli bakın, adam şirin. hak vereceksiniz. basın açıklaması yaparken makas alasınız geliyor.
görsel
normal, aklı başında seçmenlerin olduğu, aklı başında yöneticilerle yönetilen bir ülkede çoktan istifa etmiş olan adamın istifa etmemesidir.Keza bu AKP'nin bir çok bakanı için geçerli. Milli eğitim bakanının öğretmenlerine hakaret ettiği ama istifa etmediği bir ülkede, ÖSYM başkanının kopya mopya demeden istifa etmemesi ve işin daha da kötü yanı yargının, hukukun, kuralların da bu başkan hakkında hiçbir şey yapmaması kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne derece önemli olduğunun bir kanıtıdır. Eğer kuvvetler ayrılığı ilkesi siyasiler tarafından bozulmuşsa ve kuvvetler birliğiyle beraber diktaya dönüşmüşse seçmen gereken haddi seçimlerde bildirmelidir. Lakin dikta olan bir ülkede seçimlerin ne kadar demokratik olduğu, seçimlere hile karışmasa bile (ki ÖSYM'nin sınavlarına hile karışıyorsa seçimlere hayli hayli karışır) gerek medyanın dikta altında ezilmesi veya arpalanmasıyla, muhaliflerin içeri alınmasıyla, sivil toplum örgütlerinin dağıtılmasıyla çok rahatlıkla seçimlerin demokrasiden uzak yapıldığı ve seçmenin de uyutulduğu söylenebilir.
artık yüzsüzlüğün en tepesinde bir hükümet bir devlet olunduğunun kanıtıdır.