bugün

ali demir in ösym başkanlığından istifa etmemesi

normal, aklı başında seçmenlerin olduğu, aklı başında yöneticilerle yönetilen bir ülkede çoktan istifa etmiş olan adamın istifa etmemesidir.Keza bu AKP'nin bir çok bakanı için geçerli. Milli eğitim bakanının öğretmenlerine hakaret ettiği ama istifa etmediği bir ülkede, ÖSYM başkanının kopya mopya demeden istifa etmemesi ve işin daha da kötü yanı yargının, hukukun, kuralların da bu başkan hakkında hiçbir şey yapmaması kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne derece önemli olduğunun bir kanıtıdır. Eğer kuvvetler ayrılığı ilkesi siyasiler tarafından bozulmuşsa ve kuvvetler birliğiyle beraber diktaya dönüşmüşse seçmen gereken haddi seçimlerde bildirmelidir. Lakin dikta olan bir ülkede seçimlerin ne kadar demokratik olduğu, seçimlere hile karışmasa bile (ki ÖSYM'nin sınavlarına hile karışıyorsa seçimlere hayli hayli karışır) gerek medyanın dikta altında ezilmesi veya arpalanmasıyla, muhaliflerin içeri alınmasıyla, sivil toplum örgütlerinin dağıtılmasıyla çok rahatlıkla seçimlerin demokrasiden uzak yapıldığı ve seçmenin de uyutulduğu söylenebilir.