bugün

anadolu üniversitesiiktisadi ve ticari ilimler akademisiişletme bölümü mezunudur.meslektaşım
hiç gereği yokken, "ah bir polis olsam" adlı tv dizisinde oynamasını işine ve kişiliğine yakıştıramadığım, buna rağmen hala sevdiğim, eleştirmen-yazar.
ÇEViK BiRiN KARDEŞi OLMA iHTiMALi OLAN KiŞi.
hürriyet gazetesindeki köşesinden sonra, bahçeşehir üniversitesi iletişim fakültesi dekanlığı görevinden de alınmış kişi. götürülecek kadın gibi bir deyim kullanarak kadın kelimesini kirletmiştir.

http://www.nethaber.com/NewsDetails.aspx?id=5388
çok tutsa bile ikincisi çekilmemesi gereken bi adamdır.
(iiaa2, 17.07.2005 18:51)

ekşimdi edit: yarılarak ekşi sözlukten alıntı yapılmıştır.
yakın zamanda dekanlık görevinden de alınmış medyatik kişilik.
an itibari ile konuğu eser karakaş'a türban öcüdür fikrini itelemeye çalışan ama onu pek de dikkate alınmadan (ve de eser karakaş'ın da farkında olmadan) ayar yiyen sansasyon. nihayetinde ''biraz ekonomiye gelelim mi hocam?'' diyerek konuyu kapatmayı tercih etmiştir.
kendine bir parça yazık ettiğini düşündüğüm profesör kişi. hiç gereği yoktu aslında çoluk çocuğun maskarası olmanın. son günlerde bir düzelme hissediyorum aslında. eskiden olduğu gibi pazarlama iletişimi yazılarına ağırlık vermesini canı gönülden istiyorum. zira ali saydam'la birlikte 'yazılması gerekenleri' yazdıklarına inanıyorum.
kendi kendini batıran profesör(!)

önce hürriyet'teki köşesinden ayrılmak zorunda kalmış ve bugün gazetesinde yazmaya başlamış; ardından da yanılmıyorsam bahçeşehir ünivesitesi'ndeki bölüm başkanlığı görevinden ayrılmıştır.

kendisi bir iletişimci olmakla birlikte önce dizi oyunculuğuna *, daha sonra kadrolu program kavgacılığına soyunmuştur. bunları hangi akla hizmet yapmıştır orası bilinmez. ancak sonuca baktığımızda, zamanında sektörel ve akademik çevrelerde sözü geçen bir akademisyenken şimdilerde bir polemikçiden ileri gidememektedir.
gazete değiştirince kendisi de değişmeye başlamış gibi olan kişi. bir haftadır yazdığı yazılarda birşeyler seziliyor ama emin değilim. hayırlısı.
maskeli beşler ırak'ta adlı filmde, elemanlara akıl veren müşteşar beyefendidir
(bkz: ali atıf birdirbir oynayalımmı)
(bkz: lan yine mi sen)
kanaltürk te program yapmaya başlamış olan kişi.

(bkz: her devrin adamı)
kendisini * eleştirmesi üzerine konuşan nurgül yeşilçay'ın "atıf hocayı üniversiteden tanırım, güzel kızlara düşkünlüğünü bilmeyen yoktur" diyerek özetini çıkardığı kişilik.
bugünkü yazısıyla başbakan'ın boykot çağrısına herkesten farklı bir açıdan baktığını gösteren kişi. oldukça doğru tespitleri okumak için; http://www.bugun.com.tr/yazar.asp?yaziID=40923

tamamını okumaya üşenenler için;

--spoiler--
Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını incelerseniz "tüm halkı" değil, sadece AK Partilileri boykota çağırdığını görürsünüz. Yani "boykot" çağrısı Başbakan olarak değil AK Parti Genel Başkanı olarak yapılmış çağrıdır.
--spoiler--

--spoiler--
Başbakan'ın boykot çağrısının "basın özgürlüğüne darbe olduğu, sansür olduğu iddiaları" tamamen yanlış, tamamen kuramsal temelden yoksundur... Bir tüketicinin, boykot çağrısı karşısında bir gazeteyi kendi tercihiyle almaması, o gazetenin "özgür gazetecilik" yapmasına engel değildir. Ancak Başbakan Erdoğan "Bu gazetelere reklam vermeyin, bu gazetelerle ticaret yapmayın" derse işte o zaman rekabet yasasına aykırı davranmış olur ki işte orada mahkemelerin devreye girmesi gerekir.
--spoiler--
en cok ettiği küfür pezevenk olan akedemisyen .
yine eksi sözlük'e catmıstır.
http://www.renkhaber.com/...en_Ne_Istiyor__/9320.html
münevver karabulut cinayetine, "kesik baş" cinayeti diye başlık attığı bir yazısı vardır. garipoğlu ve karabulut ailelerini, marketing araştırmacısı gözüyle, insan degil marka olarak betimlemiştir adeta. profesör ünvanına sahip bir insanın, empatiden yoksun bir tavır sergilemesi, insanlık adına utanç vericidir.
(bkz: ali atıf bi sus)

nedeni için;
http://www.bugun.com.tr/k...gazetecilik-makalesi.aspx
paranın kokusunu alan reklamcı profesör.
köşesinde ''türkiye'de çeşitli ihmaller ve çatışmalar nedeniyle binlerce ölüm varken en önemli olayımız 'kesik baş' cinayeti mi yani?'' sözleriyle münevver karabulut cinayetiyle ilgili sürekli haber yapan medyayı eleştirir. cinayeti işleyen cem garipoğlu, hayyam garipoğlu'nun yeğenidir. burgaz rakı hayyam garipoğlu'na aittir ve kahramanımız ali atıf bir de burgaz rakının marka danışmanıdır. olaylar gelişir...
eksi sözlük'te writer denen bir şahsiyet var, ben kendisinin o olduğunu düşünüyorum. Lan aynı gün iki insan bu kadar savunamaz, yok yargısız infaz yapılıyormuşta yok şöyleymişte. Olay çok boktan aslında, hani bu adam çıkarı için resmen peşkeş çekiyor infial yaratan bir olayı, fatih altaylı "danışman yazar" diye eleştiriyor bu adamı, ama bu olayın sansasyonundan nemalanmak, tiraj artırmak içinde sürekli gündemde tutuyor, üzerine gidiyor olayın. böylece habertürk markasının cilasını pürüssüz atıyor. Yani ikisi de samimiyetsiz kısaca. iyice tiksindim lan.
Reklamci olmayan, olamayan, olamayacak olan. Insan degil ki reklamci olsun. Hocaymis!
burgaz rakı, hayyam garipoğlu, münevver karabulut, cem garipoğlu denkleminin çözümünü menfaat şıkkında bulmuş olan kişidir.