bugün

yürümek, konuşmaya çalışmak, diş çıkartmak...
ilk okul yıllarımdır. kodumun yılında kızamık geçirmiştim.
Okul denen illet bulaşmadan önceki son yıl. Sonrası malum. Mezun olup okulla ilgili tüm bağlarımı bitirmeme rağmen hala etkisi devam ediyor.
O tarihlerde portakal ağacında vitamin olan yazarların bilemeyecekleridir. (bkz: merhaba)
okula başladım.
ilkokul evime bir kaç metre çok yakındı.
2. sınıfa geçtiğimde okul değişti idi.
Gümrük birliğine girdiğimiz ülkede büyük bir olay olmuştu. O yaşımda ben bile bayram gibi sevinmiştim. Çocukluk işte etkileniyor insan.
Ya bırakın kolumu o renge de kanıcam diyip fırtlamışım.
Sanki bok var ya.
1 yaşındaydım hey gidi gunler be dün gibi hatırlarım...
Kötü bir trafik kazası. .
11 yaşında minnak bir bebeydim. Koşturuyordum.
Friends efsanesinin başlangıcıdır..
Hayatımın en büyük, en tutkulu ve en kötü biten aşkını yaşamıştım. Ama değerdi, yine olsa yine yaşarım...
Kötü bir trafik kazası. .
görsel

ikibine beş kalmış hala böyle şeylerle uğraşıyoruz gibi sözler türemişti. Tv de kamu spotu gibi reklamlar dönüyordu 2000 e 5 var diye.
Milenyum faciası konuşulmaya başlanmıştı. Tüm bilgisayarlar kafayı yiyecek ve füzeler kendiliğinden oraya buraya ateşlenecek falan diye.
(bkz: 24 aralık 1995 seçimleri)
üniversite diplomamı aldığım sene. (myo)
yazın çalışmaya alanya'ya gitmiştim. bir sezonda 30+ işyeri değiştirerek kendi rekorumu kırmıştım.
o sene de ufak çaplı bir kriz yaşanmıştı turizmde.
braveheart filminin gösterime girmesidir. ülke içerisi ile alakalı binlerce şey var tabi ama o zamanlar tabi daha 14 yaşlarında falan olunca en heyecan verici olarak bu kaldı aklımda..
kardeşimin doğduğu, benim de ilkokula başladığım yıl.

halıya uzanıp derslerimi yapmaya çalışırken kardeşimin sürekli ağlaması üzerine "anne bu çocuğu sobaya atalım mı?" diye bir soru sormuştum. 6 yaşımdaydım ve dün gibi aklımda.

şimdi o kardeş büyüdü, üniversite öğrencisi oldu. ben mi? ben kendimi içine atacak bir soba arıyorum.
1.sınıfı atlayarak direkt 2. sınıftan okula başlamaktır.
eee okuma yazmayı erken öğrenmenin faideleri.
anadolu lisesini kazanmıştım lan. ilkokuldan sonra gidiliyordu o zaman. ben bi şey anlamamıştım anne babam çok sevinmişti. ne kadar zaman geçmiş ya.
(bkz: kan uykusu)
Zigot bile değil.
ilk bilgisayarım ve bilgisayarcı abinin unuttuğu rafet el roman ın gençliğin gözyaşı albümü. paso cd rom a takıp dinlerdim.
Zaten rafet in tek sevdiğim albümüdür.
Bilgisayarın hoparlörü ve mikrofonu bile vardı 1995 için büyük mutluluktu. Mikrofonla karşı apartmandaki küçük bebeğe seslenirdim.
Alamanyadan gelen dayı oğlunun anlata anlata bitiremediği rave partiler.1995 yazı çok iyiydi
süper baba dizisi ve siyaset deyince hep tansu çillerin akla geldiği zamanlar.