bugün

genelde okul hayatından ve sınavlardan bunalan öğrencilerin sarf ettiği sözdür.
25'ten sonra keşke 15 yaşında olsam diyecek olan velet (bkz: türkiyede işsizlik oranı)
bu zamanda yarış atına dönen gelişme dönemindeki çocukların haklı isyanıdır,haftanın beş günü okul,hafta sonu dersane, üstüne matematik için takviye özel dersler derken üniversiteye hazırlık artık 15 yaşında başlamaktadır.
bu laf bana cedric'in sözünü hatırlattı,
"sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çok güzel".
yavuz çetin'in yaşamak istemem parçasını sıkLıkLa dinLeyen yeni nesiL bir rocker oLma ihtimaLi yüksek oLan kişidir zanLımca..
hayatın zor kısmını anlamaya başlamış olan genç.
80 öncesi neslin kendini bir bok sanması tarzı başlıkların sahibi velettir.
20 yaşına geldiğinde ölmek isteyecek olan velettir.
genellikle hava atmak, ortamda ilgi çekmek için bu tür depresif sözler sarf eden çocuktur.
15 yasındadır, gayet normaldir.
radiohead dinleyen velettir.
makina gibi yaşamaktan dolayı kaynaklanan ve biraz da haklı olarak söylenen söz.
ergenlik bunalımından kaynaklanabilecek durumdur. eğer çevresinde aradığını bulamıyorsa, huzurlu ve mutlu bir ortamda yaşamıyorsa asileşmesi ve bu şekilde düşünmesi ona normal gelebilir. bu veletlerin bazı versiyonları da hayatın anlamını çözdüklerini iddia ederler.
+ abla bıktım artık yaşamaktan..
- evladım daha yaşın kaç senin?
+ on beş.
- vah yavrum, intihar da edersin sen şimdi.
+ o ne demek?
- ne mi demek, ne dediğini bilmiyo musun sen?
+ kaderimin oyunu'nda söylüyo ya haluk levent, o şarkıyı mırıldanıyorum ben.
- iyi ben de gerçek anladım.
+ yok abla daha neler.
16 yasinda emekli olup bag bahce ile ugrasmasi muhtemel velettir
büyük çoğunlukla anne babanın suçlu olduğunu düşündüğüm olay. bir, onlara hiç çocuk olma hakkını vermeden, o kurs benim, bu sınav senin çocuklara ne istediklerini bile sormadan, sadece bizim istediğimiz olsun istiyoruz.doktor olacak, olmadı avukat, mühendis. o ister mi? e canım biz onun iyiliğini düşünüyoruz'.ve böylece çocuğa bu ağır yükle dünyayı dar ediyoruz.

iki, çocuklarımızın 'aman gözü dışarda kalmasın.' 'ne isterse alalım, bizim olmadı bari onun olsun' gibi her istediğini hatta bazen istemediğini eline vererek onu tamamen doyumsuz yapıyoruz. ve hep daha fazlasına alıştığı için küçük bir eksiklik onu mutsuz ediyor.

üç, çok çocuklu ailelerde * ailenin geçimini sağlamak hep onlara düşüyor.sanki kalabalık bir ailenin çocuğu olmak onun suçu gibi daha küçük yaşında ekmek derdine düşüyor. parasızlık şöyle dursun, sevgiden de mahrum kalan bu çocuk elbette yaşamaktan bıkıyor.
(bkz: pesimist gençlik)
+ on beş yaşında yaşamaktan bıktım.
- üzülme oolum seneye on altıda yaşayacan.
+ aa evet lan! hayat sevince güzel...
Yaşlanarak Değil, Yaşayarak Tecrübe Kazanılır; Zaman insanları Değil, Armutları Olgunlaştırır.
hayat ile yaptıgı tavla mucadelesinde mars olmus velettir. *
25 yaşında hayatta olması zor olan velettir.
öss ve zorunlu askerlik hizmeti bulunan memlekette şaşırılmaması gereken olay.
oks*yi görmüş velettir. o daha össyi görmedi.
bunalimi yasamak ve hayata kusmeyi bile insan hakederse yasar. yoksa suratimda sivilce var diye hayattan bezdim diyorsa eger önce onu alip bir guzel sövmeli sonra dövmeli, baKTiK AKiLLANMiYOR O ZAMAN O ARKADASi EDiRNEKAPiDA MEZARLiGiNDA BES PARASiZ BiRAKiP KACMALiDiR. O ZAMAN ANLAR Ki OSURUKTAN SEBEBLERLE BU HAYATA KUSULEMiYECEGi. iYi SAG BACAGiM AGRiYOR O ZAMAN BEN DE HAYATA KUSEYiM.
(bkz: hayata kusmeye gittim gelicem)
bunu duyan diğer veletler "oda birşey mi ben altı yaşından beri hayattan bıkıyorum lan" diyeceklerdir muhtemeler.